CHP Buca İlçe Başkanı Hacer Taş Gültepe gündeme dair konuştu
CHP Buca İlçe Başkanı Hacer Taş Gültepe gündeme dair konuştu
CHP Buca İlçe Başkanı Hacer Taş Gültepe, 7 Şubat Pazartesi günü yapılan 30 ilçede eş zamanlı basın açıklamasının ardından sorularımızı yanıtladı.
30 ilçede eş zamanlı basın açıklaması yapma fikri nasıl çıktı? Bu açıklamayla ne amaçlandı?
Sorusuna yanıt olarak Gültepe:
"Çay kaşığıyla verip kepçeyle aldılar"
"Bu aslında fikirden ziyade yapılması gereken bir şeydi. Neden gerekliydi? Son birkaç yıldır bir covid-19 salgınıyla zaten tükenmişliğe yakın bir süreç yaşadık ve bunun arkasından esnafımız, vatandaşımız yoksulluğun dibinin dibini gördü. 20 Aralık sonrası özellikle dolardaki yükselişle ciddi bir sıkıntı yaşanmaya başladı. Asgari ücret zam yaptık dediler ‘çay kaşığıyla verip kepçeyle’ aldılar. Bir gün bile insanlarımızı cebinde verilen o zammın parası kalmadı. Neredeyse %48’i asgari ücretle çalışan bir toplumuz, bir ülkeyiz. Yoksulluk iyice gözle görülür somut bir hale geldi. Özellikle bu faturalar bunun somut bir hali. Bir ay önceyle bir ay sonrası arasında yaklaşık %100 hatta %100’ün üstünde faturalar gelmeye başladı. Asgari ücrete zam yaptım diyorsun ama bunun yarıdan fazlası zaten faturalara gidiyor. Ki bu elektrikte böyle akaryakıtta böyle bunun yanına ek diğer faturalara (telefon, internet, su vs.) tüm bunlara %100’ün üzerinde zam gelince bizde bunu dillendirmek buna karşı harekete geçmek adına il başkanlığımızın önderliğinde ve genel merkezimizin yönlendirmesiyle il başkanlığımızın hazırladığı metni 30 ilçede aynı anda halka sunduk. Çünkü artık yaşıyoruz diyemiyoruz, yaşamaya çalışıyoruz ayakta durmaya çalışıyoruz. Çöpten ekmek toplayan insanlarımız var, askıda ekmek kuyruklarını, halk ekmek kuyruklarına bugün bakın insanların evine giren ekmek sayısı ikiden bire düştü. Aslında herkes bunu kendi evinde somut olarak hissediyor zaten. Bütün bunlar yaşanırken elbette ki bizde Cumhuriyet Halk Partisi olarak yönetilemeyen bir ülkede defalarca söylemiştik bunu da dile getirmeye devam edeceğiz." dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin bu fatura düzenine karşı duruşu ne olacak? Alınacak belirlenen bir önlem var mı? sorusuna ise:
"Bunun için tek bir gerçek var ‘bu iktidarı uğurlamak’ çünkü bu sistemin bozukluğunun tek nedeni yönetemeyen bir iktidarla karşı karşıya olmamız, erken ya da zamanında seçim fark etmiyor bu iktidarı uğurlamak gerekiyor. Bununla ilgili biz tabi ki ‘adaletsizliğin, hukuksuzluğun olduğu yerde isyan haktır.’ Biz siyasi partiyiz biz dile getiririz milletvekillerimiz TBMM’de bunları dile getiriyorlar gerekli önergeleri sunuyorlar ama bunların hiçbiri karşılık görmüyor. Belediye başkanlarımız bunlarla ilgili ciddi çalışmalar yapıyorlar ama iktidar tarafından engelleniyor. Vatandaşta güvendiği siyasi partilerle bu yolda yürüyecek ve başarılacak bunun olur yolu budur. Yani umut var, hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın ‘umutsuzluk demiri eritirmiş’ yaşamaya devam ettiğimiz sürece de bu umudu yeşertmek için biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak sadece yeşertmek değil gerçekleştirmek adına da ne gerekiyorsa yapacağız." açıklamalarında bulundu.
Son olarak, Cumhuriyet Halk Partisi Atatürk tarafından kurulan ve onun ilkeleri üzerinden hareket eden bir parti ancak yapılan bu etkinlikte, basın açıklamasının içinde veya basılan pankartlarda ya da basılan diğer broşürlerde Atatürk’ün adı veya fotoğrafının bulunmaması hakkında ne düşünüyorsunuz? Sorusuna cevap olarak:
"Atatürk bizim kırmızı çizgimiz"
Atatürk biliyorsunuz ki Cumhuriyet Halk Partisi Atatürk’ün iki büyük eserinden biri, Atatürk bizim kırmızı çizgimiz ve biz orada Atatürkçü gençlerin olduğu, Atatürkçü insanların olduğu bir ortamda ve onun emanet ettiği ülkedeki vatandaşa sahip çıkmak adına bir basın açıklaması yaptık. Ve der ki; “Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kafidir.” Biz o fikirleri orada yaşatıyoruz zaten. Biz konuşmada basın açıklamasına bağlı kalıyoruz o yüzden bu olabilir yani dediğim gibi Atatürk bizim kırmızı çizgimiz. Ben bir ‘Cumhuriyet Kadını’ olarak megafonu elime alarak orada bağıra çağıra o metni okuyabildiysem bunu Atatürk’e borçluyum, o gençler bugün orada o pankartı tuttuklarında slogan atabildiyse bunu Atatürk’e borçlu biz bütün bunların dışında böyle bir düzende 20 yıldır yönetilmemize rağmen ayakta durabiliyorsak bu da Atatürk’ün eseridir. Biz Atatürk’ü asla unutturmayacak ve bize bıraktığı mirası koruyacağız.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.