Çocuklarımızı Fuhuşa Pedefoliye KAOSA Sapıklığa Sürüklüyor!"

GÜNDEM/GÜNCEL 18.07.2023 - 20:05, Güncelleme: 18.07.2023 - 20:34 2476+ kez okundu.
 

Çocuklarımızı Fuhuşa Pedefoliye KAOSA Sapıklığa Sürüklüyor!"

LANZAROTE Sözleşmesi 6084 Çocuklarımızı Fuhuşa Pedefoliye KAOSA Sapıklığa Sürüklüyor!
Türkiye Aile Meclisi ve Dünya Çocuk Hakları Derneği : "LANZAROTE Sözleşmesi 6084 yasası Çocuklarımızı Fuhuşa Pedefoliye KAOSA Sapıklığa Sürüklüyor!" 18 Temmuz 2011'de imzalsnan Lanzarote Sözleşmesi'nin imzalanmasının 16.yıldönümünde Türkiye Aile Meclisi ve Dünya Çocuk Hakları Derneği tarafından önemli bir açıklama geldi.  Türkiye Aile Meclisi ve Dünya Çocuk Hakları Derneği Başkanı Adem Çevik ve Genel Başkan Yardımcısı  Av. Ebubekir Esad Baş tarafında yapılan açıklamada küçük yaştaki çocukların fuhuşa, pedefoliye sürüklendiği ve küresel Terör Örgütlerinden KAOS/GLBTQP SOYKIRIM Lobisine alenen teslim edildiği vurgulandı. ANAYASA 41. madde gereği ailenin ve çocuğun korunmasını milli güvenlik meselesidir. Ailemizi yıkan fıtrata aykırı Lanzarote cedaw istanbul sözleşmesi Uluslar arası sözleşmeler ve yasalar fıtrata inancımıza hukuka uygun olmadığı müddetçe ve GENDER Toplumsal Cinsiyet iFSAt operasyonları durdurulmadıkça çocuklarımızı cinsi sapık fuhuş lobisinden, uyuşturucu lobisinden ve kandan beslenen terör lobisinden kurtarmamız çok zor olur 6284 nolu yasayla Halen yürürlükte olan İstanbul Sözleşmesi'nde Lanzarote Sözleşmesi'ne atıfta bulunulduğu da belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: "‘Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü ve İstismara Karşı Korunması’ başlığını taşıyan ve Uluslararası bir sözleşme niteliğinde olan Lanzarote Sözleşmesi, 25 Ekim 2007 yılında İspanya’nın müstemlekesi olan ‘Lanzarote Adası’nda Avrupa Konseyi öncülüğünde AB Konseyi Üye Devletleri (Almanya, İtalya, Belçika, İngiltere, Fransa…) ile diğer bazı Devletler (Türkiye, ABD, Japonya, Tunus, Rusya…) arasında imzalanmıştır. Türkiye’de sözleşme 6084 sayılı kanun ile onaylanmış ve 25/10/2010 tarihinde kanunlaşmıştır. Dolayısıyla dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylanan Lanzarote Sözleşmesi 10 Eylül 2011 tarihinde 28050 Sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.  Sözleşmenin ‘sözde’ amaçları her ne kadar; Çocukların cinsel sömürü ve istismara uğramasını engellemek ve bu konuda Ulusal-Uluslararası iş birliği gerçekleştirmek, çocuk pornografisi ve fuhşunu yasaklamak ve bunun için gereken her türlü tedbiri almak, çocukların psiko-sosyal gelişimi açısından yıkıcı olabilecek etkilerini ortadan kaldırmak, bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanılması yoluyla gerçekleştirilebilecek çocuk pornografisi ile mücadele etmek, çocukların iyilik ve menfaatlerini en üstün değer olarak kabul etmek, önleyici-koruyucu ceza hukuku alanı oluşturmak, şeklinde ifade edilse de asıl hedefinin çocuklar için cinsel rıza yaşını düşürerek her türlü cinsel aktiviteye ortam hazırlanması ve çocukların küresel moda endüstrisine kurban edilmesi, müsait hale getirilmesi ile ilgili olduğu, sözleşmenin istisnai maddeleri incelendiğinde net bir şekilde ortaya çıkacaktır. Burada ifade edilmesi gereken bir diğer önemli husus da hiç şüphesiz Lüksemburg Raporu’dur. Tam adı ‘Çocukların Cinsel Sömürü ve Cinsel İstismardan Korunması Terimler & Kavramlar Kılavuzu’ olan söz konusu rapor; BM Çocuk Hakları Sözleşmesi (1990), çocukların cinsel sömürü ve istismara karşı korunması amacıyla oluşturulmuş 2011/93 sayılı AB Direktifi (2011), Lanzarote Sözleşmesi (2007) ve çocuk haklarına dair oluşturulmuş daha nice sözleşme ve bildirilerin içeriğini oluşturan cinsel istismar, cinsel sömürü ve suiistimal, çocuk pornografisi, cinsel şiddet, genç yaşta/zorla evlilik, cinsel eğilim hakkı, hazırlama (Çocuğun cinsel amalar için teşviki), cinsel içerikli mesajlaşma gibi kavramların açıklanması, bu konular üzerine çalışan tüm kişi ve kuruluşlara çalışmaları sırasında karşılaşabilecekleri farklı terim ve kavramları anlamaları ve kullanmalarına yardımcı olunması, cinsel sömürü ve istismar ile ilgili bu zamana kadar ortaya çıkmış kelime ve kavramlar ile ilgili evrensel anlamda kabul görebilecek bir terimler ve kavramlar kılavuzu oluşturulması amacıyla 28 Ocak 2016 yılında Avrupa Konseyi Sekretaryası, BM Çocuk Hakları Komitesi, BM Çocuklara Yardım Fonu (UNİCEF), Europol, INTERPOL, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) gibi kuruluşların da yer aldığı toplam da 18 kuruluşun temsilcilerinden oluşan ‘Kuruluşlar Arası Çalışma Grubu’ tarafından Lüksemburg’da kabul edilmiştir. Lanzarote Sözleşmesi’nin en önemli maddeleri ile ilgili Lüksemburg Raporu’na da atıfta bulunarak yaptığımız hukuki ve teknik tahlili içeren ‘Lanzarote Sözleşmesi ‘Hukuki Tahlil’’ raporumuzdan özetle;   Lanzarote Sözleşmesi’nin asıl hedefinin ne olduğuna dair yaptığımız çalışma neticesinde ortaya çıkardığımız sonuçlar aşağıda özet şekilde ifade edilmiştir. Lanzarote Sözleşmesi’nin asıl amaçları - Genel Çerçeve ve Özet Bilgilendirmeler: Uluslararası hukukun dünya çocuklarını cinsel sömürü ve istismara daha küçük yaşlarda iken nasıl açık ve müsait hale getirdiği, Çocukların küresel moda endüstrisinin sömürü aracı olması için bazı uluslararası metinlerin nasıl el birliği ile kaleme alınabildiği, En önemlisi de çocukların her türlü cinsel istismara, sömürü ve suiistimale karşı korunmasına yönelik kavramları, maddeleri ve amaçları sıralayan bu sözleşmenin, derinlerde gizlenen ve istisnai tutulan hükümleri ile nasıl paçavra haline dönüştüğü, Gençliğimiz ve gelecek nesillerimiz açısından hayati önemi haiz bir konuda Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak imzalanan böyle bir sözleşmenin nasıl dakikalar içerisinde TBMM tarafından kabul edilebildiği, Tehlikenin; cinsel rıza yaşına ulaşmış iki çocuk arasında ve karşılıklı rızaya dayalı olarak cinsel aktivite, cinsel ilişki, pornografik performans üretimi, tedariki, temini, bulundurulması, saklanması, bilgi ve iletişim teknolojileri yöntemi ile pornografik sitelere serbest erişim konularında yaptırım öngörülmediği, saklı tutulabilecek bir hakkın tanındığı, serbestiyet sağlandığı ve nasıl Uluslararası bir metin ile güvence altına alındığı, Cinsel rıza yaşına ulaşmış iki çocuğun pornografik performansına, çocuk pornosu üretimine, yetişkin birinin, rızaya dayalı olarak ve sömürü amacı dışında herhangi bir saik ile ilişkiye nasıl dahil olabileceği... (Somut örnek verilecek olursa; Bir ülkede sadece cinsel tatmin için rızai olarak bir araya gelmiş 13/14 yaşında iki çocuğun gösterdiği pornografik performansa (porno çekimi, üretimi, cinsel organ gösterimi ve dolayısıyla cinsel ilişki sayılabilecek her fiil) yetişkin bir şahıs bilerek ve isteyerek ‘katılabilir’ (dahil olma, izleme, etki, temas, yardım…) Sözleşmenin, bilgi ve iletişim teknolojileri yolu ile çocuk pornografisine erişim noktasında taraf devletlere nasıl karışmadığı, Taraf devletlerin bu konuda haklarını nasıl saklı tutabilecekleri, bilhassa bu hususa dikkat çekilerek devletlere nasıl imtiyaz tanındığı, Sözleşmenin, ayrımcılığı işleyen ilgili maddesinde (madde 2) çocuklar hakkında cinsel eğilim hakkının meşruiyetinin nasıl sağlandığı, Sözleşmenin ana temasının cinsel rıza yaşına ulaşmamış çocuklara yönelik cinsel istismar ve sömürüye karşı çıkılması noktasında toplanması ama cinsel rıza yaşına/yasal yaşa ulaşmış çocuklara yönelik ‘‘gelişim halindeki yeteneklerinin tanınması ve o yaştaki bir çocuğunda cinsel ilişkiye hakkı olduğu’’ gibi gerekçeler öne sürülerek aslında bir çocuğun cinsel ilişkiyi yaşama hakkının, cinsel istismara uğrama riskinden ve durumundan daha üstün ve gerekli olduğu anlayışı merkeze alınarak uluslararası bir metinle çocukların küresel moda endüstrisine nasıl el birliği ile kurban edildiği, çocukların podyum ve defilelerde her türlü cinsel istismara nasıl müsait hale getirildiği, Aileyi ifsad etme projesi olan İstanbul Sözleşmesi’nin giriş kısmında Lanzarote Sözleşmesi’ne nasıl gönderme yapıldığı ve taraflar Komitesi’nde görevli birim isimlerinden bir tanesinin de Toplumsal Cinsiyet Eşitliği birimi olması dolayısıyla ‘AİLE’ nin küresel savaşın odağı haline gelmesindeki detaylı ve tehlikeli bağlantıların nasıl ayyuka çıktığı, İzleme, denetim, kontrol, yönlendirme ve yaptırım kudretine sahip Taraflar Komitesinin, 2011’ den bu yana 25 kez toplanması, toplamda 5 büyük faaliyet raporu düzenlemesi, çocukların ve Taraf Devlet temsilcilerinin katılımını da zorunlu tutarak nasıl 10’larca seminer, panel, konferans ve zorunlu anket çalışması düzenlediği, Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçu’nu düzenleyen Türk Ceza Kanunu’nun 104. Maddesi:On beş yaşını doldurmuş ve on sekiz yaşından küçük olan iki çocuk arasında karşılıklı ve rızaya dayalı cinsel ilişkiyi yaptırım altına almayan bu madde, on beş yaşını doldurmuş ama on sekiz yaşından küçük bir çocuk ile karşılıklı rıza dahilinde on sekiz yaşından büyük bir yetişkin birey arasında yaşanan cinsel ilişki suçunu ‘şikayet şartına da bağlayarak’ yaptırım altına almıştır. (Yani 6 ay içerisinde şikayette bulunulmadığında suç oluşmayacaktır. Bu aynı zamanda, on beş yaşını doldurmuş iki kişi evlenemez ama cinsel ilişki yaşayabilir demektir.) Dolayısıyla Türkiye’de cinsel rıza yaşının TCK’nın ilgili maddesi gereğince ‘15’ olarak kabul edilebileceği, şeklinde açıklanabilir ve sözleşmenin asıl amacı bu çerçevede ifade edilebilir. küçük yaştaki gençlerin fuhuşa, pedefoliye sürüklendiği ve küresel Terör Örgütlerinden KAOS/GLBTQP SOYKIRIM Lobisine alenen teslim edildiği vurgulandı. ANAYASA 41. madde gereği ailenin ve çocuğun korunmasını milli güvenlik meselesidir. Ailemizi yıkan fıtrata aykırı Lanzarote cedaw istanbul sözleşmesi Uluslar arası sözleşmeler ve yasalar fıtrata inancımıza hukuka uygun olmadığı müddetçe çocuklarımızı cinsi sapık fuhuş lobisinden, uyuşturucu lobisinden ve kandan beslenen terör lobisinden kurtarmamız çok zor olur. Teşvik edilmesi gereken genç akran evliliklerinin yasaklanması gençlerimizin fuhuşa cinsi sapıklığa teşvik edilmesi anlamına geliyor. Mustafa Kemalin 33 yaşındaki babası Ali Rıza Efendi 13 yaşındaki Zübeyde Hanım ile evlendi. Erken Evlilik, Çocuk Gelin diyerek fuhuştan beslenenler 13/14/15 yaşındaki kızlarımızın PKK Terör örgütünün ve Cinsi Sapık Terör örgütlerinin çocuk istismarına sessiz kalınmamalı. Geçtiğimiz yıllarda toplattığımız “Kız Çocuk Hakları ve Erkek Çocuk Hakları Bildirgesi” kitapları tekrar yayınlayan Koç holdingin Bankası YapıKredi Bank yayınlarından çıkan sponsorluğunu Uluslar arası af örgütünün yaptığı “çocuk istismarına ceza verilmemesi fuhuşu pedefoliyi cinsiyetsiz ailesiz ahlaksız toplumu teşviktir!..
LANZAROTE Sözleşmesi 6084 Çocuklarımızı Fuhuşa Pedefoliye KAOSA Sapıklığa Sürüklüyor!
Türkiye Aile Meclisi ve Dünya Çocuk Hakları Derneği : " LANZAROTE Sözleşmesi 6084 yasası Çocuklarımızı Fuhuşa Pedefoliye KAOSA Sapıklığa Sürüklüyor!"
18 Temmuz 2011'de imzalsnan Lanzarote Sözleşmesi'nin imzalanmasının 16.yıldönümünde Türkiye Aile Meclisi ve Dünya Çocuk Hakları Derneği tarafından önemli bir açıklama geldi. 
Türkiye Aile Meclisi ve Dünya Çocuk Hakları Derneği Başkanı Adem Çevik ve Genel Başkan Yardımcısı  Av. Ebubekir Esad Baş tarafında yapılan açıklamada küçük yaştaki çocukların fuhuşa, pedefoliye sürüklendiği ve küresel Terör Örgütlerinden KAOS/GLBTQP SOYKIRIM Lobisine alenen teslim edildiği vurgulandı. ANAYASA 41. madde gereği ailenin ve çocuğun korunmasını milli güvenlik meselesidir. Ailemizi yıkan fıtrata aykırı Lanzarote cedaw istanbul sözleşmesi Uluslar arası sözleşmeler ve yasalar fıtrata inancımıza hukuka uygun olmadığı müddetçe ve GENDER Toplumsal Cinsiyet iFSAt operasyonları durdurulmadıkça çocuklarımızı cinsi sapık fuhuş lobisinden, uyuşturucu lobisinden ve kandan beslenen terör lobisinden kurtarmamız çok zor olur
6284 nolu yasayla Halen yürürlükte olan İstanbul Sözleşmesi'nde Lanzarote Sözleşmesi'ne atıfta bulunulduğu da belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"‘Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü ve İstismara Karşı Korunması’ başlığını taşıyan ve Uluslararası bir sözleşme niteliğinde olan Lanzarote Sözleşmesi, 25 Ekim 2007 yılında İspanya’nın müstemlekesi olan ‘Lanzarote Adası’nda Avrupa Konseyi öncülüğünde AB Konseyi Üye Devletleri (Almanya, İtalya, Belçika, İngiltere, Fransa…) ile diğer bazı Devletler (Türkiye, ABD, Japonya, Tunus, Rusya…) arasında imzalanmıştır.
Türkiye’de sözleşme 6084 sayılı kanun ile onaylanmış ve 25/10/2010 tarihinde kanunlaşmıştır. Dolayısıyla dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylanan Lanzarote Sözleşmesi 10 Eylül 2011 tarihinde 28050 Sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 
Sözleşmenin ‘sözde’ amaçları her ne kadar; Çocukların cinsel sömürü ve istismara uğramasını engellemek ve bu konuda Ulusal-Uluslararası iş birliği gerçekleştirmek, çocuk pornografisi ve fuhşunu yasaklamak ve bunun için gereken her türlü tedbiri almak, çocukların psiko-sosyal gelişimi açısından yıkıcı olabilecek etkilerini ortadan kaldırmak, bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanılması yoluyla gerçekleştirilebilecek çocuk pornografisi ile mücadele etmek, çocukların iyilik ve menfaatlerini en üstün değer olarak kabul etmek, önleyici-koruyucu ceza hukuku alanı oluşturmak, şeklinde ifade edilse de asıl hedefinin çocuklar için cinsel rıza yaşını düşürerek her türlü cinsel aktiviteye ortam hazırlanması ve çocukların küresel moda endüstrisine kurban edilmesi, müsait hale getirilmesi ile ilgili olduğu, sözleşmenin istisnai maddeleri incelendiğinde net bir şekilde ortaya çıkacaktır.
Burada ifade edilmesi gereken bir diğer önemli husus da hiç şüphesiz Lüksemburg Raporu’dur. Tam adı ‘Çocukların Cinsel Sömürü ve Cinsel İstismardan Korunması Terimler & Kavramlar Kılavuzu’ olan söz konusu rapor; BM Çocuk Hakları Sözleşmesi (1990), çocukların cinsel sömürü ve istismara karşı korunması amacıyla oluşturulmuş 2011/93 sayılı AB Direktifi (2011), Lanzarote Sözleşmesi (2007) ve çocuk haklarına dair oluşturulmuş daha nice sözleşme ve bildirilerin içeriğini oluşturan cinsel istismar, cinsel sömürü ve suiistimal, çocuk pornografisi, cinsel şiddet, genç yaşta/zorla evlilik, cinsel eğilim hakkı, hazırlama (Çocuğun cinsel amalar için teşviki), cinsel içerikli mesajlaşma gibi kavramların açıklanması, bu konular üzerine çalışan tüm kişi ve kuruluşlara çalışmaları sırasında karşılaşabilecekleri farklı terim ve kavramları anlamaları ve kullanmalarına yardımcı olunması, cinsel sömürü ve istismar ile ilgili bu zamana kadar ortaya çıkmış kelime ve kavramlar ile ilgili evrensel anlamda kabul görebilecek bir terimler ve kavramlar kılavuzu oluşturulması amacıyla 28 Ocak 2016 yılında Avrupa Konseyi Sekretaryası, BM Çocuk Hakları Komitesi, BM Çocuklara Yardım Fonu (UNİCEF), Europol, INTERPOL, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) gibi kuruluşların da yer aldığı toplam da 18 kuruluşun temsilcilerinden oluşan ‘Kuruluşlar Arası Çalışma Grubu’ tarafından Lüksemburg’da kabul edilmiştir.
Lanzarote Sözleşmesi’nin en önemli maddeleri ile ilgili Lüksemburg Raporu’na da atıfta bulunarak yaptığımız hukuki ve teknik tahlili içeren ‘ Lanzarote Sözleşmesi ‘Hukuki Tahlil’’ raporumuzdan özetle;
 
Lanzarote Sözleşmesi’nin asıl hedefinin ne olduğuna dair yaptığımız çalışma neticesinde ortaya çıkardığımız sonuçlar aşağıda özet şekilde ifade edilmiştir.
Lanzarote Sözleşmesi’nin asıl amaçları - Genel Çerçeve ve Özet Bilgilendirmeler:
Uluslararası hukukun dünya çocuklarını cinsel sömürü ve istismara daha küçük yaşlarda iken nasıl açık ve müsait hale getirdiği,
Çocukların küresel moda endüstrisinin sömürü aracı olması için bazı uluslararası metinlerin nasıl el birliği ile kaleme alınabildiği,
En önemlisi de çocukların her türlü cinsel istismara, sömürü ve suiistimale karşı korunmasına yönelik kavramları, maddeleri ve amaçları sıralayan bu sözleşmenin, derinlerde gizlenen ve istisnai tutulan hükümleri ile nasıl paçavra haline dönüştüğü, Gençliğimiz ve gelecek nesillerimiz açısından hayati önemi haiz bir konuda Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak imzalanan böyle bir sözleşmenin nasıl dakikalar içerisinde TBMM tarafından kabul edilebildiği,
Tehlikenin; cinsel rıza yaşına ulaşmış iki çocuk arasında ve karşılıklı rızaya dayalı olarak cinsel aktivite, cinsel ilişki, pornografik performans üretimi, tedariki, temini, bulundurulması, saklanması, bilgi ve iletişim teknolojileri yöntemi ile pornografik sitelere serbest erişim konularında yaptırım öngörülmediği, saklı tutulabilecek bir hakkın tanındığı, serbestiyet sağlandığı ve nasıl Uluslararası bir metin ile güvence altına alındığı,
Cinsel rıza yaşına ulaşmış iki çocuğun pornografik performansına, çocuk pornosu üretimine, yetişkin birinin, rızaya dayalı olarak ve sömürü amacı dışında herhangi bir saik ile ilişkiye nasıl dahil olabileceği...
(Somut örnek verilecek olursa; Bir ülkede sadece cinsel tatmin için rızai olarak bir araya gelmiş 13/14 yaşında iki çocuğun gösterdiği pornografik performansa (porno çekimi, üretimi, cinsel organ gösterimi ve dolayısıyla cinsel ilişki sayılabilecek her fiil) yetişkin bir şahıs bilerek ve isteyerek ‘katılabilir’ (dahil olma, izleme, etki, temas, yardım…)
Sözleşmenin, bilgi ve iletişim teknolojileri yolu ile çocuk pornografisine erişim noktasında taraf devletlere nasıl karışmadığı,
Taraf devletlerin bu konuda haklarını nasıl saklı tutabilecekleri, bilhassa bu hususa dikkat çekilerek devletlere nasıl imtiyaz tanındığı,
Sözleşmenin, ayrımcılığı işleyen ilgili maddesinde (madde 2) çocuklar hakkında cinsel eğilim hakkının meşruiyetinin nasıl sağlandığı,
Sözleşmenin ana temasının cinsel rıza yaşına ulaşmamış çocuklara yönelik cinsel istismar ve sömürüye karşı çıkılması noktasında toplanması ama cinsel rıza yaşına/yasal yaşa ulaşmış çocuklara yönelik ‘‘gelişim halindeki yeteneklerinin tanınması ve o yaştaki bir çocuğunda cinsel ilişkiye hakkı olduğu’’ gibi gerekçeler öne sürülerek aslında bir çocuğun cinsel ilişkiyi yaşama hakkının, cinsel istismara uğrama riskinden ve durumundan daha üstün ve gerekli olduğu anlayışı merkeze alınarak uluslararası bir metinle çocukların küresel moda endüstrisine nasıl el birliği ile kurban edildiği, çocukların podyum ve defilelerde her türlü cinsel istismara nasıl müsait hale getirildiği,
Aileyi ifsad etme projesi olan İstanbul Sözleşmesi’nin giriş kısmında Lanzarote Sözleşmesi’ne nasıl gönderme yapıldığı ve taraflar Komitesi’nde görevli birim isimlerinden bir tanesinin de Toplumsal Cinsiyet Eşitliği birimi olması dolayısıyla ‘AİLE’ nin küresel savaşın odağı haline gelmesindeki detaylı ve tehlikeli bağlantıların nasıl ayyuka çıktığı,
İzleme, denetim, kontrol, yönlendirme ve yaptırım kudretine sahip Taraflar Komitesinin, 2011’ den bu yana 25 kez toplanması, toplamda 5 büyük faaliyet raporu düzenlemesi, çocukların ve Taraf Devlet temsilcilerinin katılımını da zorunlu tutarak nasıl 10’larca seminer, panel, konferans ve zorunlu anket çalışması düzenlediği,
Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçu’nu düzenleyen Türk Ceza Kanunu’nun 104. Maddesi:On beş yaşını doldurmuş ve on sekiz yaşından küçük olan iki çocuk arasında karşılıklı ve rızaya dayalı cinsel ilişkiyi yaptırım altına almayan bu madde, on beş yaşını doldurmuş ama on sekiz yaşından küçük bir çocuk ile karşılıklı rıza dahilinde on sekiz yaşından büyük bir yetişkin birey arasında yaşanan cinsel ilişki suçunu ‘şikayet şartına da bağlayarak’ yaptırım altına almıştır. (Yani 6 ay içerisinde şikayette bulunulmadığında suç oluşmayacaktır. Bu aynı zamanda, on beş yaşını doldurmuş iki kişi evlenemez ama cinsel ilişki yaşayabilir demektir.)
Dolayısıyla Türkiye’de cinsel rıza yaşının TCK’nın ilgili maddesi gereğince ‘15’ olarak kabul edilebileceği, şeklinde açıklanabilir ve sözleşmenin asıl amacı bu çerçevede ifade edilebilir. küçük yaştaki gençlerin fuhuşa, pedefoliye sürüklendiği ve küresel Terör Örgütlerinden KAOS/GLBTQP SOYKIRIM Lobisine alenen teslim edildiği vurgulandı. ANAYASA 41. madde gereği ailenin ve çocuğun korunmasını milli güvenlik meselesidir. Ailemizi yıkan fıtrata aykırı Lanzarote cedaw istanbul sözleşmesi Uluslar arası sözleşmeler ve yasalar fıtrata inancımıza hukuka uygun olmadığı müddetçe çocuklarımızı cinsi sapık fuhuş lobisinden, uyuşturucu lobisinden ve kandan beslenen terör lobisinden kurtarmamız çok zor olur. Teşvik edilmesi gereken genç akran evliliklerinin yasaklanması gençlerimizin fuhuşa cinsi sapıklığa teşvik edilmesi anlamına geliyor. Mustafa Kemalin 33 yaşındaki babası Ali Rıza Efendi 13 yaşındaki Zübeyde Hanım ile evlendi. Erken Evlilik, Çocuk Gelin diyerek fuhuştan beslenenler 13/14/15 yaşındaki kızlarımızın PKK Terör örgütünün ve Cinsi Sapık Terör örgütlerinin çocuk istismarına sessiz kalınmamalı. Geçtiğimiz yıllarda toplattığımız “Kız Çocuk Hakları ve Erkek Çocuk Hakları Bildirgesi” kitapları tekrar yayınlayan Koç holdingin Bankası YapıKredi Bank yayınlarından çıkan sponsorluğunu Uluslar arası af örgütünün yaptığı “çocuk istismarına ceza verilmemesi fuhuşu pedefoliyi cinsiyetsiz ailesiz ahlaksız toplumu teşviktir!..
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.