Doç. Dr. Tanrıöğen, okul kavramının geleceğini değerlendirdi
Doç. Dr. Tanrıöğen, okul kavramının geleceğini değerlendirdi
DENİZLİ PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ (PAÜ) EĞİTİM FAKÜLTESİ EĞİTİM YÖNETİMİ PROGRAMI ÖĞRETİM ÜYESİ DOÇ. DR. ZEYNEP MERAL TANRIÖĞEN, TIPKI TEKNOLOJİK GELİŞİMLERDE OLDUĞU GİBİOKULLARIN DA ARTIK BELLİ BİR ZAMAN SONRA “PAS ÇAĞI”NA GİREBİLECEĞİNİ SÖYLEDİ.
Denizli Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Eğitim Fakültesi Eğitim Yönetimi Programı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zeynep Meral Tanrıöğen, tıpkı teknolojik gelişimlerde olduğu gibi okulların da artık belli bir zaman sonra “Pas Çağı”na girebileceğini söyledi.
İlk olarak teknolojideki hızlı gelişmeleri Moore Yasası ile açıklayan Doç. Dr. Zeynep Meral Tanrıöğen, bu yasaya göre teknolojinin 18 ayda iki katı gelişme gösterdiğini, fakat teknolojinin üstel büyümesindeki hızın yavaşlayacağı yani Moore yasasının da sonunun geleceği ve artık bu teknolojik büyümenin hız keseceğini dile getirdi. Önceden bir oda büyüklüğünde olan bilgisayarların boyutlarının transistor ve çip teknolojisindeki gelişmeler sayesinde artık oldukça küçüldüğünü hatırlatan Doç. Dr. Tanrıöğen, bu nokta transistorların ve çiplerin de ancak atom büyüklüğüne kadar küçülebileceğini, üstel büyümenin devam edeceği fakat ikiye katlanmanın yıllar alacağının belirtildiğini söyledi. Doç. Dr. Zeynep Meral Tanrıöğen, “Bugün en küçük transistorun çapı otuz atomdur. Yani Moore yasasının ne zaman çökeceğini aşağı yukarı tahmin edebiliriz. Çipler de artık tişörtlerin üzerine motif basar gibi yapılmaktadırlar. Atom düzeyine inince bu süreç sınırlarına ulaşacaktır. Bundan sonrası da pas kuşağı olarak adlandırılmaktadır. Pas kuşakları Eski sanayi bölgelerinin bulunduğu yerlere verilen isimdir. Transistor ve çip teknolojisindeki gelişmeler ile kullanıcılara sunulan akıllı telefonlar kişisel bilgisayar ve aplikasyonlar gibi çeşitli teknolojilerin merkezi haline gelen Silikon Vadisi’nin yeni bir teknoloji geliştiremezse eski sanayi bölgesi olarak kalma tehlikesi bilim dünyasında dile getirilmektedir. Şu an Silikon Çağı’ndayız ve yeni bir teknoloji bulunursa Silikon sonrası döneme geçeceğiz. Silikon sonrası dönemin atığının da kağıt değil çip olacağı akla gelmektedir. Bilgisayarlar üstel olarak büyümeye devam edecek ama ikiye katlanması yıllar alacaktır” dedi.
“Okulun, iş gücü yetiştirebildiği inancı devam ettiği sürece okul kavramı yaşayacaktır”
Korona virüs salgını sonrasında bireylerin okula ilişkin inançları konusunda da açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Tanrıöğen, “Okul, hastane ve fabrika gibi bir örgüttür ve örgütler yaşamımızı kolaylaştırmak için vardır. Hayatımıza yaptıkları katkılar kadar yaptıkları hatalar yüzünden de eleştirilmektedirler. Hastaneler yanlış müdahaleler, fabrikalar hatalı üretimler ve okullar iyi yurttaş yetiştiremedikleri için eleştirilirler. Doğada nesnel gerçekliği bulunmayan para gibi okullar da kurgudur. Okullar da para da doğada yetişmezler. Okul insan kurgusudur. ‘İnsan kurgusu olan bir kavram neden bu kadar yaygın olarak karşımıza çıkar?’ Çünkü kurgular insanlar onlara inandıkları için yaşamlarını sürdürürler. Okulun kültür aktarımına, piyasanın ihtiyaç duyduğu işgücünü yetiştirdiğine inanç devam ettiği sürece okul kavramı yaşayacaktır. Okulların varlığına ilişkin inanç biterse okullar da eski sanayi bölgelerinin “Pas Kuşağı” olarak adlandırıldıkları gibi bir pas kuşağına gireceklerdir. Sonrasında başka bir şekle bürünerek daha büyük bir potansiyelle karşımıza çıkacaktır” ifadelerini kullandı.
“Eğitim daha çok bireysel ihtiyaçlar üzerinde şekillenecektir”
Tarihçi Prof. Dr. Yuval Nuah Harari’nin gelecekte insanların okullarda eğitimini aldıkları meslekleri yapmakta zorlanacakları, Fizikçi Prof. Dr. Michio Kaku’nun ise 4. Sanayi devrimi sonrası sadece yapıcı olabilenlerin iş bulacaklarını diğerlerinin ise sadece aracı olacakları öngörülerini paylaşan Prof. Dr. Tanrıöğen, bilgisayarların bizden daha zeki oldukları izlenimi vermelerine karşın yaptıkları en iyi şeyin işlemleri tekrarlamak olduğunu söyledi. Doç Dr. Zeynep Meral Tanrıöğen, “Gelişen teknoloji ve internetin sunduğu olanaklar insanları internetten alım satıma dayalı kendin yap modeline yönlendirmektedir. İnternetten emlakçıya ihtiyacımız olmadan alacağımız evin sahiplerine ulaşabilir, tatilimizi bir acente olmadan planlayabilir, borsadan hisse senedi alıp satabilir, bankacı olmadan yatırımlarımızı kontrol edebiliriz. Aracılar ancak maddi olmayan niteliklerle ayakta kalabilecekler bunlar yetenek, bilgelik, deneyim, bilgi, analiz, gerekçeleri anlamadır. Kendin yap modeli, çevrim-içi alım-satım imkanları öğrencilere ve velilere eğitim hizmetlerine aracısız ulaşma fırsatı tanıyacaktır. Okula gidilen gün sayısı azalacak eğitim daha çok bireysel ihtiyaçlar üzerinde şekillenecektir. Yetenek sahibi, bilge ve örüntüleri çözebilen öğretmenler mesleğine okullar yaşamına devam edebilecek herkes öğretmen olamayacak bütün okullar ayakta kalamayacaktır. Pandemi nedeniyle Dünya’da ve Ülkemizde uzaktan eğitime geçiş birçok konuda beklentileri karşılayamadığı için eleştirilen okul kavramının bir de bu açıdan sorgulanmaya başlanmasına neden olacaktır. Okulda ve evde eğitimin güçlü ve zayıf yönleri bireyler tarafından analiz edilmeye başlanacaktır. Varılan sonuç okula ilişkin inancı ya arttıracak ya da zayıflatacaktır” şeklinde konuştu.
“Okul kavramı, ara aşamada sıkışıp kalabilir”
Kitlesel teknolojinin ilk gelişiminde ürün her ne olursa olsun ilk pahalı olduğunu, daha sonra zamanla maliyetlerin de düşürülmesi ile birlikte ürünün fiyatının da düştüğünü söyleyen Doç. Dr. Zeynep Meral Tanrıöğen, okulların da aynı kitlesel teknolojilerde olduğu gibi sanayi devrimlerinden önce seçkin sınıfın çocukları için bir ayrıcalık olduğunu sanayi devriminden sonra okulların halkın ulaşabileceği bir kavrama dönüştüğünü belirtti. Doç. Dr. Tanrıöğen, “Fakat okul kavramının diğer aşamaları tamamladığını henüz söyleyemeyiz. Okul kavramının ileriki aşamalarda gelişip güzelleşeceğini söyleyebileceğimiz gibi bir ara aşamada sıkışıp kalabilir de. Yani Silikon vadisi transistorlar ancak bir atom boyutuna kadar küçüldüğünde pas çağına girip onun için yeni bir dönemin başlayacağı gibi pas çağından kurtulamayan bazı okullar birer moda aracına dönüşüp müze olarak kullanılacak ya da daha iyi bir potansiyelle karşımıza çıkacaklardır” diye konuştu.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.