Fuat Uğur 'FETÖ neyse Sözcü de o'

Türkiye Gazetesi köşe yazarı Fuat Uğur bugünkü yazısında "FETÖ neyse Sözcü de odur" dedi.

Usta kalem Uğur, bugünkü yazısında Sözcü Gazetesi'ni masaya yatırdı. İşte Fuat Uğur'un bugünkü yazısı... "Evet… Türkiye gazetesindeki yazılarımızda ve TGRT Haber'deki Medya Kritik programımızda Cem Küçük'le birlikte canınızı çok yaktık. Sözcü'nün 17/25 Aralık'tan bu yana FETÖ yayın organı gibi hizmet ettiğini söyledik. Savcı'ya verdiğimiz ifadede Burak Akbay'ın doğrudan FETÖ'cü olmadığını, ancak örgüte hizmet eden yayınlar yaptığını anlattık. Burak Akbay'a, “Suçsuz olduğuna inanıyorsan gel teslim ol” çağrıları yaptık. Sözcü yazarı Uğur Dündar'ın darbeci avukatını ortaya çıkardık. Bunların hepsini yaptık, bugün de sonuna kadar arkasındayız. Belli ki Sözcü'deki 5'li çetenin canını çok yaktık.             Kerameti kendinden menkul bu tipler, haklarındaki iddialarımıza doğrudan cevap vermek yerine başka bir yola tevessül etti. Geçen sene tıpkı Ahmet Hakan'ın yaptığı yanlışa düşüp, doğrudan patronumuz Ahmet Mücahid Ören'i hedef alan yayınlar başlattı ki, bizler işsiz kalalım. Hesap, bu yolla benden ve Cem Küçük'ten kurtulmaktı. Sürekli basın özgürlüğünden dem vuran sözde meslektaşlarımız, bizden kurtulmanın yolu olarak bula bula bunu bulabilmişti. A be ahmaklar! Bizim işsiz kalmamızı istiyorsanız önce ortaya sağlam bir şeyler koymanız gerekmez mi? Dünkü Medya Kritik'te de gösterdik. Bugün Sözcü'nün ‘üstün gazetecilik başarısı' gibi ortaya koyduğu ne varsa, geçmişte aynısını FETÖ'nün yayın organları Zaman, Bugün, Taraf ve Radikal yayınlamış. Radikal Aydın Doğan'ındı diyeceksiniz değil mi? Bunların da hepsinin cevabı verildi. 28 Şubat döneminde Fetullah ucubesinin sözlerini manşete çeken, İhlas Finans aleyhine Zaman'la bire bir aynı manşetleri atan Aydın Doğan'ın gazeteleri değil miydi? Ahmet Hakan'la kavgamızda uzun uzun anlatıldı hepsi. İhlas Finans'ı FETÖ'nün batırdığını, bunu da Bank Asya'yı güçlendirmek için yaptığını o dönem örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in en yakınındaki iki isim Latif Erdoğan ve Nurettin Veren, vicdani sorumluluklarının gereği defalarca anlattı. Türkiye'yi dehşete düşüren büyük tezgâhta FETÖ yayın organları ile 28 Şubat medyası ortaktı. 28 Şubatçılar, Refah-Yol hükûmetine destek veren İhlas Grubu gibi medya kuruluşlarının ve Anadolu sermayesinin üzerinden silindir gibi geçerken, FETÖ'cülerin Genelkurmay Karargahı'nda, hem de Genelkurmay Başkanı'nın odasında ağırlandığı görüntüleriyle yayınlandı. Mudiler elbette mağdur oldu, çünkü öyle olması istenmişti. Anadolu sermayesi gözden düşürülecekti ki piyasa bunlara kalsın. Ayrıca, dün yayında da anlattık… İhlas Finans şubeleri önünde provokasyon yapanların çok büyük kısmı Zaman'ın kaşeli muhabirleri ve uhdelerindeki örgüt üyeleriydi. “Milleti kışkırtma, gel paranı verelim” denildiğinde üzerlerinden banka hesabı bile çıkmadı. Bugün bile sosyal medyada bu konuyu kışkırtanların hesaplarına bakın, çoğu ismi, resmi olmayan trol FETÖ hesapları. Geçmişte FETÖ ve iş birlikçisi Aydın Doğan'ın yayın organlarında yayınlanan haberlerin, bugün bire bir Sözcü gazetesinde yayınlanması neyi gösteriyor bize?             Evet... Savcı'ya verdiğimiz ifadede FETÖ firarisi Burak Akbay'ın doğrudan FETÖ'cü olmadığına inandığımızı söyledik, yine söylüyorum. Ama FETÖ'ye kayıtsız şartsız destek verdiklerini, onların hizmetkârı olduklarını görmemek için kör olmak lazım. Biz yanılıyorsak Burak Akbay ve babası Ertuğrul Akbay Sözcü'den çamur atmayı bıraksın, gelsin Türk yargısını ikna etsin. Bakın ucuz manşetlerle lekeleyebileceğinizi sandığınız Mücahid Bey burada. Gel sen de derdini anlat, suçun günahın yoksa."