İklim Kliniği Bilim Kurulu Üyeleri uyardı: 2024, tarihteki en sıcak yıl olabilir!
İklim Kliniği Bilim Kurulu Üyeleri uyardı: 2024, tarihteki en sıcak yıl olabilir!
İklim krizi her alanda dünyayı etkilemeye devam ediyor. Küresel sağlık kuruluşları, insan kaynaklı iklim krizinin halk sağlığı için büyük bir tehdit olduğunu ilan etti.
İklim Kliniği Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Levent Kurnaz, 2023 yılında kırılan sıcaklık rekorunun, 2024 yılında üst seviyede tekrarlanabileceğini belirtti. Prof. Dr. Emine Didem Evci Kiraz ise, UVR ışınlarının başta göz olmak üzere vücudun birçok bölgesini etkileyebilecek kanser çeşitlerini artırabileceğini söyledi.
Dünyanın ortalama sıcaklığı, 3 Temmuz’da 17 dereceye ulaşarak sıcaklık rekorunu kırdı. Sıcaklığın sebeplerinden iklim krizinin sağlık üzerindeki etkileri de yıkıcı olmaya devam ederken, önümüzdeki yıllarda olumsuzlukların sıklık ve şiddeti artarak devam edecek.
Aşırı hava olayları, hava kirliliği, su kaynaklı hastalıklar, vektör kaynaklı hastalıklar, gıda güvensizliği ve beslenme bozuklukları, ruh sağlığı sorunlarını tetiklerken; sağlık hizmetleri ve sağlık sistemleri için de bir tehdit oluşturuyor.
Prof. Dr. Levent Kurnaz: 2023’te En Sıcak Haziran’ı Yaşadık
Yuvam Dünya Derneği tarafından Koç Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesi iş birliğiyle açılan İklim Kliniği'nin Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Levent Kurnaz, “Küresel ısınma nedeniyle atmosferimiz gittikçe ısınıyor. Yeryüzü tamamen düz ve sadece karalarla kaplı olsaydı, bu ısınma her sene azar azar kendisini gösterirdi. Ancak yeryüzünün karalarla ve denizlerle kaplı olması ve bitki örtüsüne sahip olması sıcaklıkta doğal bir değişkenlik yaratır. Bu farklılığı yaratan da çoğunlukla okyanuslardaki akıntılarda oluşan değişikliklerdir. Pasifik Okyanusu’nun suları normalden sıcak olduğunda buna el Nino adı verilir ve el Nino küresel sıcaklıkların da normalde yüksek olmasına neden olur. Benzer şekilde la Nina da sıcaklıkların normalden düşük olması sonucunu getirir. Son üç senedir Pasifik Okyanusu’nda kuvvetli bir la Nina etkisi vardı. Yani sıcaklıklar küresel ısınmanın neden olduğu kadar yüksek hissedilmedi. La Nina etkisi 2023 ilkbahar aylarında sona erdi. Bu küresel ısınmanın etkilerini olduğu gibi görmemize neden oldu. Bu nedenle yeryüzü oldukça sıcak bir haziran ayı geçirdi” dedi.
“2024 Yılı Tarihteki En Sıcak Sene Olabilir”
Kurnaz sözlerine şöyle devam etti; “Temmuz ayının hemen başında üst üste iki gün küresel sıcaklık rekorlarını kırdık. 3 Temmuz’da küresel ortalama sıcak 17,01℃, 4 Temmuz’da ise daha da artarak 17,18℃ oldu. Daha önce yaşanan en yüksek sıcaklık ise 24 Temmuz 2022 ve 13 Ağustos 2016’da ölçülen 16,92℃ idi. Ancak unutmayalım, el Nino, yani sıcaklıkların ortalama artışın da üzerine çıkacağı dönemi henüz görmeye başlamadık, yalnız o etkiyi yavaş yavaş görmeye başladığımızda bu rekor sıcaklıklar artarak devam edecek. Daha şimdiden 2024 yılının tarihteki en sıcak sene olabileceğini söylemek mümkün” diyerek sıcaklık artışına dikkat çekti.
Temmuz, Ultraviyole Radyasyon (UVR) Güvenliği Ayı Olarak Belirlendi
İklim Kliniği Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Emine Didem Evci Kiraz ise, temmuz ayının Ultraviyole Radyasyon Güvenlik Ayı olduğunu belirterek, “Çoğumuzun tatil ayı olarak belirlediği Temmuz ayı, ABD’de Ultraviyole radyasyon (UVR) Güvenliği Farkındalık Ayı olarak kutlanır. UVR Güvenliği Farkındalık Ayı’nda toplumun güneşle daha sağlıklı ve güvenli temas etmesini sağlayacak etkinlikler yapılır. UVR güneşten kaynaklanan radyasyondur. Vücudun D vitamini üretimine yardımcı olur. Bunun yanı sıra; dalga boylarına göre cildin yaşlanmasından kansere kadar değişen yan etkileri vardır. UVR, gözde kornea, lens ve retina hasarına yol açar. Özellikle bebek ve çocukluk çağında korunmasız güneş etkilenimi yaşam boyunca yukarıda sayılanların görülme riskini arttırır. Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı (UKAA), 2009 yılında UVR’nin 100-400 nm dalga boyları arasında insanlar için kanser yapıcı olduğunu bildirmişti. Malign melanom UVR nedeniyle dünyada artış gösteren deri kanserlerinden birisi” dedi.
“Güneş Koruyucu Kremler İçin Aile Hekiminize Danışın”
Kiraz, ultraviyole radyasyonun etkilerinden bireysel olarak korunma konusundaki önerileri ise şöyle sıraladı; “Güneş Koruma Faktörü (SPF)’ne göre kişisel koruyucular güneş gözlüğü, güneş koruyucu deriye sürülebilen ürünler, kıyafetler, şapkalar gibi) kullanarak ultraviyole radyasyonun etkilerinden korunabilirsiniz. Bu önlemleri alırken kişisel koruyucularınızı temin ettiğiniz kurum ve kuruluşlardan SPF bilgisi talep etmek büyük önem taşıyor. Güneş koruyucu deriye sürülebilen ürünleri ise aile hekiminize danışmadan almamanız gerekiyor. Otobüs durakları, ofisler, oyun alanları, hastaneler, okullar, yaşlı evleri, konutlar, yürüme ve bisiklet yolları, piknik alanları, sahiller gibi alanlarda gölgelikler oluşturmak çok önemli. Bu bilgilere ulaşabilmek için yerel yönetimlerinizden halk sağlığı erken uyarı sistemlerinin kurulmasını ve sizlere bu ilgilerin ulaştırılmasını talep etmek gerekiyor. Dünya Meteoroloji Örgütü ve Türkiye Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nden UVI bilgilerine ulaşabilirsiniz. Dijital platformlarda UVI takip sistemleri bulunuyor.” dedi.
Yuvam Dünya Derneği Kimdir?
Yuvam Dünya Derneği, iklim krizi ile mücadele etmek için önce söz konusu krizin ne olduğunun anlaşılmasını gerektiğine inanan; bunun için her yaştan insana uygun eğitimler veren, sanatın ve sporun gücüyle toplumun iklim krizi hakkında farkındalık geliştirmesini sağlamayı amaç edinen iş insanları, iletişimciler sanatçılar, bilim insanları ve doğa severlerden oluşan bir dernektir.
İklim Kliniği Nedir?
İklim Kliniği, Yuvam Dünya Derneği liderliğinde Türkiye’nin önde gelen üniversiteleri arasında yer alan Hacettepe Üniversitesi ve Koç Üniversitesi iş birliği ile yürütülen bir iklim krizi ve sağlık projesidir. İklim Kliniği iklim krizinin etkilerinden insanları korumak için farkındalığı ve bilgi düzeyini artırmayı, kanıta dayalı karar verme sürecine destek sağlamayı ve sağlık müdahalelerini hayata geçirmeyi amaçlar. Ulusal sağlık politikasını iklim krizi ile uyumlu halde yeniden şekillenmesine destek vererek, sağlık sistemlerinin karbon ayak izini azaltmaya ve direncini artırmaya katkıda bulunmayı hedefler. Eğitim, araştırma, topluluk oluşturma, farkındalık çalışmaları, savunuculuk gibi çeşitli kollardan oluşan projenin ilk etkinliği olan İklim Kliniği Sağlık Bilimleri Konferansı, 20 Mayıs günü 1300 öğrencinin ve ilgilinin katılımıyla 7 farklı oturumda ağırlanan 35 konuşmacı ile gerçekleşti.
Neden İklim Krizi ve Sağlık?
İklim krizinin etkilerinin insanlar ve tüm canlıların sağlığı üzerinde birçok olumsuz etkisi vardır. Bu etkilerin görüldüğü alanlar arasında aşırı hava olayları, hava kirliliği, su kaynaklı hastalıklar, vektör kaynaklı hastalıklar, gıda güvensizliği ve beslenme bozuklukları, ruh sağlığı sorunları yer alır. Diğer yandan, iklim krizinin etkileri sağlık hizmetleri ve sağlık sistemleri için de bir tehdit oluşturabilir.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.