İMEF, Afet Anında Habercilik ve Risk Yönetimi Paneli düzenledi
İMEF, Afet Anında Habercilik ve Risk Yönetimi Paneli düzenledi
İnternet Medya ve Bilişim Federasyonu (İMEF) tarafından İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü’nün destekleriyle “Afet Anında Habercilik ve Risk Yönetimi” paneli düzenlendi.
Afet Anında Habercilik ve Risk Yönetimi Paneli, afetlerle ilgili doğru bilgi aktarımı, arama kurtarma ve ilk yardım, afetzedelerle iletişim ve kamu-STK koordinasyonu gibi önemli konuları ele alacak. Panel, afet anında doğru bilgiye erişim ve etkili iletişim yöntemlerinin geliştirilmesine katkıda bulunmayı hedefliyor.
4 OTURUM HALİNDE GERÇEKLEŞTİRİLDİ
4 oturum halinde gerçekleşen panelde afet anında habercilik, arama-kurtarma ve ilk yardım, dezenformasyona karşı doğru bilgi aktarımı gibi konular alanında uzman sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin ve akademisyenleri katılımı ile masaya yatırıldı.
İnternet Medya ve Bilişim Federasyonu’nun (İMEF), İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü’nün (STİGM) desteği ile yürüttüğü “ Afet Anında Habercilik ve Risk Yönetimi” projesi kapsamında Ankara Kent Konseyi’nde panel düzenlendi. Panele, İçişleri Bakanlığı STİGM Dış İlişkiler ve Bilgi İşlem Daire Başkanı Fahrettin Kaya, Türkiye Kent Konseyleri Birliği ve Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, İMEF ve Türk İnternet Medya Birliği (TİMBİR) Genel Başkanı Dr. Süleyman Basa, Birlik Haber Ajansı (BHA) Genel Müdürü Muhammet Kaçar’ın yanı sıra çok sayıda akademisyen ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi katıldı.
Panelin sunumunu gerçekleştiren ve 25 yıldır Karadeniz Bölgesi’ndeki doğal afetlere tanıklık eden BHA Genel Müdürü Muhammet Kaçar “Bir gazeteci olarak afet bölgesindeki insanların sesi olma bilinciyle sunulan içerikleri; bilim ışığında çözüm üreten, muhataba seslenen magazine dönüştürülmeyen haberlerin her daim çok önemli ve değerli olduğuna inandım” ifadelerini kullandı.
AFETLERDE MEDYANIN ROLÜ VE ÖNEMİ…
İMEF ve Türk İnternet Medya Birliği (TİMBİR) Genel Başkanı Dr. Süleyman Basa, panelin açılışında yaptığı konuşmasında afetlerde medyanın rolüne değindi. Dr. Basa, “Çünkü doğru bilgiye, doğru zamanda ve anlık ulaşmamız lazımdı 6 Şubat depremlerinde. Orada medya mensuplarına çok büyük görevler düşüyordu. Medyanın halkın doğru bilgilendirilmesi, bölgeye doğru ihtiyaç malzemelerinin gönderilmesi, yardım faaliyetlerinin desteklenmesi, dezenformasyonla mücadele gibi konularda medyaya çok büyük roller düşüyordu. Doğa olaylarını afete dönüştürenler insanlardır. Depremler olacak. Bir gün dünyanın herhangi bir yerinde deprem olmazsa bilin ki o gün dünyanın sonu gelmiş demektir. Dünya kendini yaşatma ve bizleri yaşatmak için deprem yapmak zorunda. Ama bu doğa olaylarını afete çeviren bizleriz” diye konuştu.
DEPREM UMURSAMAZLIĞI…
Türkiye’nin “deprem umursamazlığı” yaşadığını kaydeden Dr. Basa, şöyle konuştu:
“Sigaranın üzerinde öldürür yazıyor ama insanların yarıya yakını içiyor. Bu da böyle bir şey. Türkiye’de yaşıyorsanız, 30 yaşındaysanız ve depremden ölmediyseniz, doğru yerde doğru zamanda ve doğru mekandasınız demektir. Çünkü istatistiksel olarak Türkiye’de yıkıcı bir deprem olma ihtimali yüzde 95. Bu önümüzdeki 30 yıl için de geçerli. Önümüzdeki 30 yıl doğru yerde değilseniz depremden etkileneceksiniz. Bunu bir şekilde umursamamız lazım” ifadelerini kullandı.
‘DİRENÇLİ GAZETECİLER’ VURGUSU…
Türkiye Kent Konseyleri Birliği ve Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz ise panelde yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:
“Çocuklarımıza mülkiyet edinme arzusundan daha değerlidir toplumla ilgili faydalı olmalarını sağlama merakımız. Kamu otoritesinden daha değerlidir sivil itiraz. Kamunun elini biz güçlendireceğiz. Sivil toplumun bunu yapması gerekiyor. 3 milyondan fazla kişi imar barışından faydalandı. 3 milyondan fazla kişinin faydalandığı imar barışından kamu otoritesi 25 milyar liralık gelir elde etti. Buna rağmen Kahramanmaraş merkezli depremde 15 milyon kişiyi sokağa mahkum eden, 50 binden fazla yurttaşımızı toprakla buluşturan, 65 saniye içinde yok olduğumuz o günden bugüne 65 bin kez 65 saniye geçti. O depreminde can kaybından, travmalardan öte maliyeti 103 milyar dolar. Yani 25 milyar lira kazandığımız imar barışından sonra sivil taraftaki bu itirazı örgütleseydik kamu da rahatlayacaktı. Kolaydır suçlamak. Suçlamayacağız. Suçlu biziz. Bu tür itirazları biz diretiyoruz. Biz direttiğimiz için onlar da bize kayıtsız kalamıyoruz. Öncelikle dirençli bireyler oluşturacağız, dirençli gazeteciler oluşturacağız. Suç haline getireceğiz. Kente karşı işlenmiş olan suçlar, topluma ve geleceğe karşı işlenmiş suçlar kadar tehlikeli olacak. Kendimize karşı itirazdan daha acımasız tepki vereceğiz.”
TEDBİR RAHATLIĞI…
Milletin dayanışmada hücreleri örgütlü bir millet olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Bakmayız birbirimizin sosyolojisine. Anında kardeş oluruz. Ama dayanışmadan önce irade koymada sorunumuz var. Tedbir alırken biraz rahatız. Öbür tarafta sorun yok. Cenazede kardeş oluruz, dayanışmada kardeş oluruz. Olanı değil olmayanı veririz. Bu millet böyle bir millet. Milli Mücadele’de Nene Hatun kimse bugünün kadınları da budur. Olmayanı veririz biz millet olarak. Ama depremden ve felaketten sonra bu vermeden öte depremden önce tedbir, doğru habercilik, farkındalık konusunda irade için bu çalışmayı çok önemli buluyoruz. Depremin ilk günü güçlü bir ekskavatör ile büyük bir makineyle betonun üzerine vurulmaz. İçerde öldürürsün öyle vurursan. Bunu okumadık hiçbir yerde. Bu farkındalığımız gelişmedi. Anaokulundaki kitapta da ortaokuldaki kitaplarda da yazmıyor bu. Bu farkındalık sadece itfaiye gruplarının bilmesi gereken bir konu değildir. Ben de bilmek zorundayım” diye konuştu.
BAŞKENT VE SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLENMESİ…
İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü Dış İlişkiler ve Bilgi İşlem Daire Başkanı Fahrettin Kaya ise Ankara’da sivil toplum örgütlenmesinin gelişmiş olduğuna dikkati çekerek, “Bunun başkent olmasının etkisi var, üniversite şehri olmasının özelliği var. Ankara, İstanbul’dan sivil toplum olarak çok önde. Belki sayı olarak İstanbul çoktur ama nitelik olarak bakıldığında Ankara bu konuda daha nitelikli yetenekli. Deprem anında biz de bölgedeydik. Ama biz kamu çalışanı olarak oradaydık. Biz de arabada yattık. Zehirlenmeyelim diye arabanın camını hafif açık bıraktık. Az yemek yedik ki tuvalet ihtiyacımız çok gelmesin dedik. Çünkü o andaki şartları hepiniz biliyorsunuz. Basının başta bizim üzüldüğümüz sonra da faydasını gördüğümüz, ilk gördüğümüzde eleştirdiğimiz yağma haberleri. Bu haberler kamu tarafı olarak ilk başta zafiyet olarak algılandığı için ilk başta olumsuz değerlendirdik. Ama sonra hızlı aksiyon alınması ve müdahale edilmesi gerektiğini ve nerelerde olduğunu basın yoluyla öğreniyorsunuz. Çünkü o anda sahada jandarmanız, polisiniz veya devletin diğer birimleri aktif değil. Herkesin odaklandığı arama-kurtarma faaliyeti” diye konuştu.
4 OTURUMLU PANELİN KONULARI ŞUNLAR OLDU:
Panelin ilk oturumu, “ Afet Anında Habercilik” başlığı altında yapıldı. Moderatörlüğünü Doç. Dr. Erol İlhan’ın üstlendiği oturumda, Doç. Dr. Bahar Kayıhan, “Kahramanmaraş Merkezli Depremde Basın: Ne Yapıldı? Ne Yapılmalıydı?” konusunu ele aldı. Dr. Öğr. Üyesi Şeyda Koçak Kurt, “ Afet Haberciliğinde Dezenformasyon ve Mezenformasyon” üzerinde dururken, Dr. Arda Umut Saygın, “Gazetecilik Etik Kodlarında İnsaniyet İlkesi ve Afet Haberciliği” konusunu ele aldı.
Panelin ikinci oturumu, “Dezenformasyona Karşı Doğru Bilgi Aktarımı” başlığı altında gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü Prof. Dr. Zakir Avşar’ın üstlendiği oturumda, Dr. Eda Turancı, “ Risk İletişimi Perspektifinden İletişim Süreçleri ve Medya” konusunu ele aldı. Dr. Emrah Ayaşlıoğlu, “ Afet İletişim Senaryosu ve Eylem Planı” üzerinde dururken, Dr. Serhan Koyuncu da panelde yerini aldı.
Panelin üçüncü oturumu, “Arama Kurtarma ve İlk Yardım” başlığı altında gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü Prof. Dr. Savaş Zafer Şahin’in yaptığı oturumda, Okan Tosun ANDA Arama Kurtarma Derneği Başkanı, Kaan Devecioğlu ANDA Derneği Yönetim Kurulu Üyesi, Dr. Baran Bozoğlu İklim Derneği Politika ve Araştırma Derneği Başkanı, Cemal Ünal Milli Eğitim Bakanlığı İlk Yardım Hizmetleri Koordinatörü sunumlarını yaptı.
Son oturum olan “Afetzedeler İle Uygun İletişim Dili Kullanımı ve Kamu İle STK’larla Koordinasyon” başlığı altında yapıldı. Moderatörlüğünü Fahrettin Kaya’nın üstleneceği oturumda, İçişleri Bakanlığı STİGM Dış İlişkiler Daire Başkanı Başak Aslan (Psikolog Düşün Akademi), Dursun Erkılıç (Gazeteci, Köşe Yazarı) ve Halil Ecer ( Afet Sonrası Gençlik Yardım Koordinasyonu Başkent Gençlik Meclisi Başkanı) konuşmalarını gerçekleştirdi.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.