Depremlerin yıkamadığı bina: Erzincan Tren Garı

ÇEVRE/DOĞA/HAVA (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 13.03.2023 - 09:34, Güncelleme: 13.03.2023 - 11:24 2192+ kez okundu.
 

Depremlerin yıkamadığı bina: Erzincan Tren Garı

Dünyanın en büyük depremleri arasında gösterilen 1939 depreminin ardından şehirde ayakta kalan tek yapı özelliğine sahip 85 yıllık Erzincan Tren Garı, temelindeki sadece 2 santimetrelik kaymayla adeta yeni depremlere meydan okuyor.
85 yıllık Erzincan Tren Garı, 1939, 1983 ve 1992 depremlerinde şehirde sağlam kalan tek bina. Dünyanın en büyük depremleri arasında gösterilen 1939 depreminin yanı sıra 1983 ve 1992 depremlerine rağmen şehirde ayakta kalmayı başaran tek bina özelliğine sahip Erzincan Tren Garı, 1,5 santimetrelik hasarla yeni depremlere meydan okuyor. Alman mühendisler tarafından projelendirilen ve 1938’de Türk işçilerin kısa bir sürede inşa ettiği Erzincan Tren Garı, meydana gelen yıkıcı depremlere şahitlik ederek kentte ayakta kalabilen tek bina olmasıyla adeta mühendislik dersi veriyor. Erzincan depremleri konusunda araştırma yapan Jeoloji Yüksek Mühendisi Selahattin Ayan, “Erzincan’daki Gar binası 1939 depreminden önce yapılmıştır. 1939 depreminde güney girişinde sadece bir buçuk santim taş üzerinde taş kaymış ve bu da 1,5 metre sonra sona ermiş. Bütün hasar 1,5 santim taş üzerinden taş kaymış 1,5 metre sonra durmuş. 39 depremini yaşayan bir binadır. Sonraki depremleri de yaşamış bina halen sapasağlam ayakta duruyor. Bunun Türkçesi binalar öldürüyor. Deprem öldürmüyor. Biz zaten dünyada ikinci derece depremlerin olduğu bir kuşaktayız. Japonya’da, Şili’de, Amerika’nın batısında olan depremlerin artçıları bile 7,4 civarındadır. Biz binaları sağlam yaptığımız sürece depreme dayanaklı yapıldığı sürece ve tekniğine uygun yapıldığı sürece bizim bölgede binaların yıkılma derece yok denecek kadar azdır. Bizim binalar çürük olduğu için 92 yılında ki depremde yıkılmasının tek sebebi 83 yılında meydana gelen depremler binaların güçlendirilmesi yönünde yeterince tedbir almadığımız için 92 yılında birçok bina yerle bir oldu. Şu an Erzincan ovası diyelim bir fay hattı üzerinde ve bizzat ovadan kaynaklanan ekstra bir risk taşıdığı için depremin iki tane dalgası var P dalgası ve S dalgası, P dalgası dikey hareket S dalgası ise yatay hareket yaptırır. Ancak Erzincan gibi zemini alüvyon olan ince taneli zeminlerin olduğu bölgelerde S dalgaları ikiye yarılıyor. Lav ve raylı adını verdiğimiz iki çeşit dalgaya dönüşüyor. Bunlarda zemine vurma ve dalga yaptırma hareketi yaptırıyor. Bundan dolayı yıkıcı deprem olarak adlandırılıyor. Yani ovada yerleşim birimi doğru değildir. Doğru değil ama depreme dayanaklı binalar inşa ettiğimiz sürece bunlar depreme dayanacaktır” diye konuştu.
Dünyanın en büyük depremleri arasında gösterilen 1939 depreminin ardından şehirde ayakta kalan tek yapı özelliğine sahip 85 yıllık Erzincan Tren Garı, temelindeki sadece 2 santimetrelik kaymayla adeta yeni depremlere meydan okuyor.

85 yıllık Erzincan Tren Garı, 1939, 1983 ve 1992 depremlerinde şehirde sağlam kalan tek bina.
Dünyanın en büyük depremleri arasında gösterilen 1939 depreminin yanı sıra 1983 ve 1992 depremlerine rağmen şehirde ayakta kalmayı başaran tek bina özelliğine sahip Erzincan Tren Garı, 1,5 santimetrelik hasarla yeni depremlere meydan okuyor.
Alman mühendisler tarafından projelendirilen ve 1938’de Türk işçilerin kısa bir sürede inşa ettiği Erzincan Tren Garı, meydana gelen yıkıcı depremlere şahitlik ederek kentte ayakta kalabilen tek bina olmasıyla adeta mühendislik dersi veriyor.
Erzincan depremleri konusunda araştırma yapan Jeoloji Yüksek Mühendisi Selahattin Ayan, “Erzincan’daki Gar binası 1939 depreminden önce yapılmıştır. 1939 depreminde güney girişinde sadece bir buçuk santim taş üzerinde taş kaymış ve bu da 1,5 metre sonra sona ermiş. Bütün hasar 1,5 santim taş üzerinden taş kaymış 1,5 metre sonra durmuş. 39 depremini yaşayan bir binadır. Sonraki depremleri de yaşamış bina halen sapasağlam ayakta duruyor. Bunun Türkçesi binalar öldürüyor. Deprem öldürmüyor. Biz zaten dünyada ikinci derece depremlerin olduğu bir kuşaktayız. Japonya’da, Şili’de, Amerika’nın batısında olan depremlerin artçıları bile 7,4 civarındadır. Biz binaları sağlam yaptığımız sürece depreme dayanaklı yapıldığı sürece ve tekniğine uygun yapıldığı sürece bizim bölgede binaların yıkılma derece yok denecek kadar azdır.

Bizim binalar çürük olduğu için 92 yılında ki depremde yıkılmasının tek sebebi 83 yılında meydana gelen depremler binaların güçlendirilmesi yönünde yeterince tedbir almadığımız için 92 yılında birçok bina yerle bir oldu. Şu an Erzincan ovası diyelim bir fay hattı üzerinde ve bizzat ovadan kaynaklanan ekstra bir risk taşıdığı için depremin iki tane dalgası var P dalgası ve S dalgası, P dalgası dikey hareket S dalgası ise yatay hareket yaptırır. Ancak Erzincan gibi zemini alüvyon olan ince taneli zeminlerin olduğu bölgelerde S dalgaları ikiye yarılıyor. Lav ve raylı adını verdiğimiz iki çeşit dalgaya dönüşüyor. Bunlarda zemine vurma ve dalga yaptırma hareketi yaptırıyor. Bundan dolayı yıkıcı deprem olarak adlandırılıyor. Yani ovada yerleşim birimi doğru değildir. Doğru değil ama depreme dayanaklı binalar inşa ettiğimiz sürece bunlar depreme dayanacaktır” diye konuştu.

Erzincan HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.