TÜBİTAK Aşı ve İlaç Geliştirme Kampüsü açıldı
BİLİM /TEKNOLOJİ
(İHA) - İhlas Haber Ajansı |
20.04.2023 - 00:51, Güncelleme:
19.04.2023 - 22:58 1722+ kez okundu.
TÜBİTAK Aşı ve İlaç Geliştirme Kampüsü açıldı
TÜBİTAK Aşı ve İlaç Geliştirme Kampüsü açıldı
TÜBİTAK Aşı ve İlaç Geliştirme Kampüsünün açılışını gerçekleştiren Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, "Bu merkezde tüm Türkiye’ye, hatta bölgeye hizmet edebilecek önemli yatırımlar var. Bu önemli yatırımla farklı aşı ve genetik ürünleri, biyoteknolojik aşı ve ilaç adaylarını hücreden başlayarak üretebileceğiz. Kanser tedavisinde önemli bir yere sahip olan hücre tedavi sistemlerini, DNA zincirlerini kesmeye ve yeniden birleştirmeye olanak sağlayan embriyo çalışmalarını bu kampüste hayata geçirebileceğiz. Moleküler biyoloji, kimya ve malzeme biliminin çekiştiği inovasyon projelerini tek çatı altında burada yürütebileceğiz" dedi.Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, TÜBİTAK-Medikal Biyoteknoloji Mükemmeliyet Merkezi ile Ulusal Biyolojik ve Kimyasal Merkezi’nin açılışı için Kocaeli’ye geldi. Programda yaptığı konuşmada gündemlerinin yoğun olduğuna dikkat çeken Varank, "O kadar yoğun ki muhalefet daha Togg’u eleştirmeyi bitirememişken biz dünyanın ilk SİHA gemisi TCG Anadolu’yu kahraman donanmamızın envanterine kattık. Onlar TCG Anadolu’yu eleştirmeye çalışırken, biz yerli ve milli uydumuz İMECE’yi uzaya fırlattık. İMECE’yi dillerine dolamaya hazırlanırken, biz Türkiye’nin ilk yerli ve milli elektrikli ana hat lokomotifini dün raylara indirdik. Tabii muhalefet eleştirirken diyorum, çünkü bir kez bile bu önemli gelişmeler, bu gurur projeleriyle ilgili olarak mutlu olduklarını görmedik. Bir kez bile yüzlerinde bir tebessüme denk gelmedik. Biz bütün bu çalışmaları yaparken bizi hep eleştirdiler. İşte sadece bu saydığım başlıklar bile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde 2 haftaya sığdırılmış başarı öyküleri. Türkiye Yüzyılı’nın daha ilk fotoğrafları. Tabii iki haftada bu kadar çok atılım olunca birileri şaşırıyor. Diyorlar ki, ’Siz bunların hepsini seçimler için mi biriktirdiniz, bunları beklettiniz? Seçim çalışması için mi bunları yapıyorsunuz?’ Değerli arkadaşlar, bizim bugün devreye aldığımız projelerin temelleri, başlangıçları bundan 5 sene önce, 4 sene önce, 6-7 sene önce. Bize şunu söylüyorsanız 2023 seçimlerini dikkate alıp, 7 sene önce proje başlatıyorsunuz diyor olsa birileri, demek ki bu bizim ne kadar vizyoner olduğumuzu da aynı zamanda gösteriyor. Tabii bunlar işin latifesi" diye konuştu."Önümüzdeki günlerde çip konusunda önemli bir yatırımın imza törenini gerçekleştireceğiz"Yeni atılımlara devam edeceklerini söyleyen Bakan Varank, "Biz Türkiye Yüzyılı’nın nişanelerini Türkiye’ye kazandırmaya devam edeceğiz. Biliyorsunuz eskiden kara tahtalara milli yazmakla, yerli yazmakla yerli ve milli olunduğunu zanneden insanlar vardı. Bu işler öyle tahtalara yazmakla olmuyor, hareketle oluyor, koşuşturmacayla oluyor, gayretle oluyor. Biz eser siyaseti peşinde gece gündüz demeden çalışmaya devam ediyoruz. Biz eserlerimizle geleceği yazıyoruz. Çip teknolojisinden bahsediyorlar. Bakınız, TÜBİTAK hem çip teknolojileri alanında Ar-Ge yapma hem de üretim yapma kabiliyetine sahip bir kurumumuz. Bugün biz savunma sanayiinin ihtiyacı fotodedektör çiplerini kendi kabiliyetlerimizle zaten üretiyoruz. Nerede üretiyoruz? İşte bu kampüsün içerisinde üretiyoruz. Bu bahsettiğimiz çiptlerin kilogram başına ihracat değeri ne kadar biliyor musunuz? Tam 388 bin dolar. İşte katma değer burada oluşuyor. Tabii teknolojiler sadece maddi katkılarıyla ölçülmez. Öyle kritik teknolojilerden bahsediyoruz ki bazen parasını verseniz dahi dünya size bunları tedarik etmiyor. İşte çipse çip, katma değerse katma değer. Türkiye’de bugün birçok girişimcimiz verdiğimiz destekler sayesinde çip tasarım kabiliyetlerine sahip hale geldi. Buradan bir güzel müjdeyi sizlerle paylaşmak istiyoruz. İnşallah önümüzdeki günlerde çip konusunda önemli bir yatırımın imza törenini de hep birlikte gerçekleştireceğiz. Bu imza sadece Türkiye’nin geleceğine değil, bölgenin geleceğine de atılmış bir imza olacak" şeklinde konuştu."Yerli solunum cihazımızı seri üretim aşamasına getirdik"Biyoteknolojik aşı ve ilaçların pandemi döneminde çok konuşulduğunu ifade eden Bakan Varank, "Bu aşı ve ilaçları üretebilen ülkeler pandemi sürecine de aslında yön veren ülkeler oldular. Biz de bu dönemde tüm kabiliyetlerimizde nasıl bu alanlarda yerli ve milli teknolojiler geliştirebiliriz buna odaklandık. 14 gün gibi kısa bir sürede vatandaşlarımıza nefes olan yerli solunum cihazımızı seri üretim aşamasına getirdik. Aynı zamanda hızlı bir şekilde aksiyon alarak aşı ve ilaç çalışmalarına da bildiğiniz gibi başladık. Bilim insanlarımızın önünü açabilmek için ne gerekiyorsa onu yerine getirdik. Öğrencilerimizi araştırma projelerine dahil etmek için kar destek programını oluşturduk. O dönemde o kadar güzel neticeler aldık ki artık STAR programını tüm alanlara, tüm üniversitelere yaygınlaştırdık. Bu projeler sayesinde bugün aşı ve ilaç geliştirilmesi noktasında önemli bir insan kaynağı kapasitesine sahibiz" ifadelerini kullandı."Türkiye’de artık ilaç, aşı geliştirilmiyor, üretilmiyor’ dediler"Pandemi döneminde iftiralara maruz kaldıklarını ifade eden Bakan Varank, "İnatla, ’Türkiye aslında aşı üretebiliyordu ama siz bunu engellediniz’ dediler. ’Hıfzıssıhhayı siz kapattınız, onun için Türkiye’de artık ilaç, aşı geliştirilmiyor, üretilmiyor’ dediler. Yeri gelmişken ben şu gerçeği de bir kez daha ifade etmek istiyorum. Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü’nde evet 1998’e kadar farklı aşılar üretilebiliyordu. Ama 1998 senesinden sonra o üretimler durduruldu, aşıyla ilgili işler bir kenara bırakıldı. Biz ne zaman iktidar olduk? 2002 senesinde. Yani 1998 yılında son aşısını üretmiş bir kurumun sorumluluğunu bize yüklemeye çalışanların aksine biz sağlık sektörünün, savunma sanayii gibi stratejik öneme sahip olduğunun farkındayız ve bu manada da bu alanlara dönük yatırımlarımızı, çalışmalarımızı en başından itibaren yaptık ve pandemiyle birlikte aslında bunların bir kısmının neticesini aldık. Bu çalışmaları da hızlandırmış olduk. Sağlık alanında yapılan her bir girişimi, her bir yatırımı desteklemek için emin olun biz Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak elimizden gelen gayreti gösteriyoruz" dedi."Akademik ve teknik danışmanlık hizmetlerini yüzde 70’ini Bakanlık olarak biz üstleneceğiz"Aşı ve ilaç sektörünü öncelikli yatırımlar olarak teşvik ettiklerini dile getiren Bakan Varank, "TÜBİTAK burs ve destek programlarıyla 2002’den günümüze aşı ve ilaç alanında 5 binden fazla projeye yaklaşık 11 milyar lira kaynak aktardık. İlaç alanında faaliyet gösteren Ar-Ge merkezi sayısını 41’e çıkardık. Teknopark ve Ar-Ge merkezlerindeki aşı ve ilaç sektörüne yönelik çalışmalar yürüten firmalara bugüne kadar 5,5 milyar liranın üzerinde destek sağladık. Biz sağlık alanına yaptığımız desteklerin kapsayıcılığını her geçen gün de arttırmaya çalışıyoruz. Bu noktada bugün bir müjdemizi de sizlerle yine paylaşmak istiyorum. Önümüzdeki günlerde kümelenme destek programı kapsamında yeni bir kümelenme destek çağrısına çıkıyoruz. İlaç, biyoteknoloji ve medikal alanında çalışan şirketler ve start-uplar bu çağrıya başvurup bu desteğimizden faydalanabilecekler. Burada ortak laboratuvar, test analitik sertifikasyon hizmetleriyle akademik ve teknik danışmanlık hizmetlerini yüzde 70’ini Bakanlık olarak biz üstleneceğiz" şeklinde konuştu."Embriyo çalışmalarını bu kampüste hayata geçirebileceğiz"Bakan Varank, sözlerini şöyle sürdürdü:"Bu kampüs 3 bin 500 metrekare kapalı alana sahip medikal biyoteknoloji mükemmeliyet merkeziyle ulusal biyolojik ve kimyasal test merkezlerinden oluşuyor. Yine aynı zamanda laboratuvarları, hayvan araştırmaları merkezleri de aslında bu kampüsün tamamlayıcıları konumunda. Buradaki yüksek teknolojiye sahip laboratuvarlarımızda ülkemizin önde gelen bilim insanları ve araştırmacıları bir araya gelerek yeni çözümler geliştirecek. Tüm Türkiye’ye, hatta bölgeye hizmet edebilecek önemli yatırımlar var. Bu önemli yatırımla farklı aşı ve genetik ürünleri, biyoteknolojik aşı ve ilaç adaylarını hücreden başlayarak üretebileceğiz. Kanser tedavisinde önemli bir yere sahip olan hücre tedavi sistemlerini, DNA zincirlerini kesmeye ve yeniden birleştirmeye olanak sağlayan embriyo çalışmalarını bu kampüste hayata geçirebileceğiz. Moleküler biyoloji, kimya ve malzeme biliminin çekiştiği inovasyon projelerini tek çatı altında burada yürütebileceğiz. Bunlar yapacağımız çalışmaların, bu kampüsün kabiliyetlerinin sadece küçük bir örneği. Pandemi döneminde biz pilot ölçekli üretim yapabilmek için adeta fabrikaların kapılarında yattık. ’En azından bir kısmını üretim tesislerinizin bize ayırın, gelin şu pilot üretimleri yapalım. En azından klinik çalışmalara başlayalım’ diye ne diller döktük. Artık ona ihtiyacımız olmayacak. İşte bu merkezde, bu kampüste hücreden başlayarak pilot üretime kadar bütün kabiliyetler devletimizin kontrolünde olmuş olacak. Bütün hocalarımız, bilim insanlarımız bunlardan faydalanabilecekler. Tabii bugün bu önemli. Ulusal Biyolojik ve Kimyasal Test Merkezi’nin, Türkiye’nin milli güvenlik ihtiyaçlarının önemli bir kısmını karşılayacağımız önemli bir altyapının da açılışını gerçekleştiriyoruz. Kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer tehditlere karşı savunma ürünlerinin uluslararası standartlarda test ve sertifikasyonlarını bu merkezde gerçekleştirebileceğiz. Ar-Ge faaliyetlerinin de yürütüleceği bu merkezimiz, Milli Savunma Bakanlığı ve Tarım ve Orman Bakanlığı’nın desteği ve işbirliğiyle hizmet verecek. Tabii bizim en büyük sermayemiz insan kaynağımız. Bu noktada aşı ve ilaç sektöründe çalışacak yeni araştırmacılarımızı da aslında biz bu kampüste yetiştirmiş olacağız.""Türkiye’nin uluslararası arenada sağlık inovasyonu ve biyoteknoloji liderliğini destekleyecek"Kampüsün önemli bir yatırım olduğuna dikkat çeken Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, "Kampüsümüzün tüm aşı ve ilaç geliştirme, KBRN araştırmaları gibi kritik konularda dünyada öncü bir merkez olacağından emin olun hiçbir şüphemiz yok. TÜBİTAK Aşı ve İlaç Geliştirme Kampüsü Türkiye’nin uluslararası arenada sağlık inovasyonu ve biyoteknoloji liderliğini destekleyecek. Ayrıca sağlık alanındaki sıra dışı araştırmalara, yenilik ve ilerlemelere de öncülük edecek. Burada gerçekleştirilecek çalışmaların ülkemizde insanlığa ve dünyanın geleceğine büyük bir katkı sunmasını temenni ediyorum" şeklinde konuştu."Ulusal, biyolojik ve kimyasal test merkezimiz olarak hizmet verecek"TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal ise, "Ülkemiz için iki tane kritik olan merkezin açılışı için buradayız. Ülkemizin bölgesel ve küresel büyümesi, rekabeti ve aynı zamanda artan tehdit noktasında alışagelmiş olduğumuz geleneksel silah ve mühimmatların yanında aynı zamanda biyolojik kimyasal, radyolojik ve nükleer kapsamdaki tehditlere hazır olunması gereklidir. Hem yurt dışından temin etmiş olduğumuz ama daha da önemlisi ülkemizde geliştirilecek olan cihazlar ve bu kapsamda yine biyoteknolojik aşılar kapsamında geliştirilen ürünlerin testi için de yaptığımız alt yapımızdır bu merkez. Burası ulusal, biyolojik ve kimyasal test merkezimiz olarak hizmet verecek" dedi.Konuşmaların ardından kurdele kesimi yapılarak, Bakan Varank, Kocaeli Valisi Seddar Yavuz, TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal, bilim adamları ve katılımcılar merkezi gezdi.
TÜBİTAK Aşı ve İlaç Geliştirme Kampüsü açıldı
TÜBİTAK Aşı ve İlaç Geliştirme Kampüsünün açılışını gerçekleştiren Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, "Bu merkezde tüm Türkiye’ye, hatta bölgeye hizmet edebilecek önemli yatırımlar var. Bu önemli yatırımla farklı aşı ve genetik ürünleri, biyoteknolojik aşı ve ilaç adaylarını hücreden başlayarak üretebileceğiz. Kanser tedavisinde önemli bir yere sahip olan hücre tedavi sistemlerini, DNA zincirlerini kesmeye ve yeniden birleştirmeye olanak sağlayan embriyo çalışmalarını bu kampüste hayata geçirebileceğiz. Moleküler biyoloji, kimya ve malzeme biliminin çekiştiği inovasyon projelerini tek çatı altında burada yürütebileceğiz" dedi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, TÜBİTAK-Medikal Biyoteknoloji Mükemmeliyet Merkezi ile Ulusal Biyolojik ve Kimyasal Merkezi’nin açılışı için Kocaeli’ye geldi. Programda yaptığı konuşmada gündemlerinin yoğun olduğuna dikkat çeken Varank, "O kadar yoğun ki muhalefet daha Togg’u eleştirmeyi bitirememişken biz dünyanın ilk SİHA gemisi TCG Anadolu’yu kahraman donanmamızın envanterine kattık. Onlar TCG Anadolu’yu eleştirmeye çalışırken, biz yerli ve milli uydumuz İMECE’yi uzaya fırlattık. İMECE’yi dillerine dolamaya hazırlanırken, biz Türkiye’nin ilk yerli ve milli elektrikli ana hat lokomotifini dün raylara indirdik. Tabii muhalefet eleştirirken diyorum, çünkü bir kez bile bu önemli gelişmeler, bu gurur projeleriyle ilgili olarak mutlu olduklarını görmedik. Bir kez bile yüzlerinde bir tebessüme denk gelmedik. Biz bütün bu çalışmaları yaparken bizi hep eleştirdiler. İşte sadece bu saydığım başlıklar bile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde 2 haftaya sığdırılmış başarı öyküleri. Türkiye Yüzyılı’nın daha ilk fotoğrafları. Tabii iki haftada bu kadar çok atılım olunca birileri şaşırıyor. Diyorlar ki, ’Siz bunların hepsini seçimler için mi biriktirdiniz, bunları beklettiniz? Seçim çalışması için mi bunları yapıyorsunuz?’ Değerli arkadaşlar, bizim bugün devreye aldığımız projelerin temelleri, başlangıçları bundan 5 sene önce, 4 sene önce, 6-7 sene önce. Bize şunu söylüyorsanız 2023 seçimlerini dikkate alıp, 7 sene önce proje başlatıyorsunuz diyor olsa birileri, demek ki bu bizim ne kadar vizyoner olduğumuzu da aynı zamanda gösteriyor. Tabii bunlar işin latifesi" diye konuştu.
"Önümüzdeki günlerde çip konusunda önemli bir yatırımın imza törenini gerçekleştireceğiz"
Yeni atılımlara devam edeceklerini söyleyen Bakan Varank, "Biz Türkiye Yüzyılı’nın nişanelerini Türkiye’ye kazandırmaya devam edeceğiz. Biliyorsunuz eskiden kara tahtalara milli yazmakla, yerli yazmakla yerli ve milli olunduğunu zanneden insanlar vardı. Bu işler öyle tahtalara yazmakla olmuyor, hareketle oluyor, koşuşturmacayla oluyor, gayretle oluyor. Biz eser siyaseti peşinde gece gündüz demeden çalışmaya devam ediyoruz. Biz eserlerimizle geleceği yazıyoruz. Çip teknolojisinden bahsediyorlar. Bakınız, TÜBİTAK hem çip teknolojileri alanında Ar-Ge yapma hem de üretim yapma kabiliyetine sahip bir kurumumuz. Bugün biz savunma sanayiinin ihtiyacı fotodedektör çiplerini kendi kabiliyetlerimizle zaten üretiyoruz. Nerede üretiyoruz? İşte bu kampüsün içerisinde üretiyoruz. Bu bahsettiğimiz çiptlerin kilogram başına ihracat değeri ne kadar biliyor musunuz? Tam 388 bin dolar. İşte katma değer burada oluşuyor. Tabii teknolojiler sadece maddi katkılarıyla ölçülmez. Öyle kritik teknolojilerden bahsediyoruz ki bazen parasını verseniz dahi dünya size bunları tedarik etmiyor. İşte çipse çip, katma değerse katma değer. Türkiye’de bugün birçok girişimcimiz verdiğimiz destekler sayesinde çip tasarım kabiliyetlerine sahip hale geldi. Buradan bir güzel müjdeyi sizlerle paylaşmak istiyoruz. İnşallah önümüzdeki günlerde çip konusunda önemli bir yatırımın imza törenini de hep birlikte gerçekleştireceğiz. Bu imza sadece Türkiye’nin geleceğine değil, bölgenin geleceğine de atılmış bir imza olacak" şeklinde konuştu.
"Yerli solunum cihazımızı seri üretim aşamasına getirdik"
Biyoteknolojik aşı ve ilaçların pandemi döneminde çok konuşulduğunu ifade eden Bakan Varank, "Bu aşı ve ilaçları üretebilen ülkeler pandemi sürecine de aslında yön veren ülkeler oldular. Biz de bu dönemde tüm kabiliyetlerimizde nasıl bu alanlarda yerli ve milli teknolojiler geliştirebiliriz buna odaklandık. 14 gün gibi kısa bir sürede vatandaşlarımıza nefes olan yerli solunum cihazımızı seri üretim aşamasına getirdik. Aynı zamanda hızlı bir şekilde aksiyon alarak aşı ve ilaç çalışmalarına da bildiğiniz gibi başladık. Bilim insanlarımızın önünü açabilmek için ne gerekiyorsa onu yerine getirdik. Öğrencilerimizi araştırma projelerine dahil etmek için kar destek programını oluşturduk. O dönemde o kadar güzel neticeler aldık ki artık STAR programını tüm alanlara, tüm üniversitelere yaygınlaştırdık. Bu projeler sayesinde bugün aşı ve ilaç geliştirilmesi noktasında önemli bir insan kaynağı kapasitesine sahibiz" ifadelerini kullandı.
"Türkiye’de artık ilaç, aşı geliştirilmiyor, üretilmiyor’ dediler"
Pandemi döneminde iftiralara maruz kaldıklarını ifade eden Bakan Varank, "İnatla, ’Türkiye aslında aşı üretebiliyordu ama siz bunu engellediniz’ dediler. ’Hıfzıssıhhayı siz kapattınız, onun için Türkiye’de artık ilaç, aşı geliştirilmiyor, üretilmiyor’ dediler. Yeri gelmişken ben şu gerçeği de bir kez daha ifade etmek istiyorum. Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü’nde evet 1998’e kadar farklı aşılar üretilebiliyordu. Ama 1998 senesinden sonra o üretimler durduruldu, aşıyla ilgili işler bir kenara bırakıldı. Biz ne zaman iktidar olduk? 2002 senesinde. Yani 1998 yılında son aşısını üretmiş bir kurumun sorumluluğunu bize yüklemeye çalışanların aksine biz sağlık sektörünün, savunma sanayii gibi stratejik öneme sahip olduğunun farkındayız ve bu manada da bu alanlara dönük yatırımlarımızı, çalışmalarımızı en başından itibaren yaptık ve pandemiyle birlikte aslında bunların bir kısmının neticesini aldık. Bu çalışmaları da hızlandırmış olduk. Sağlık alanında yapılan her bir girişimi, her bir yatırımı desteklemek için emin olun biz Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak elimizden gelen gayreti gösteriyoruz" dedi.
"Akademik ve teknik danışmanlık hizmetlerini yüzde 70’ini Bakanlık olarak biz üstleneceğiz"
Aşı ve ilaç sektörünü öncelikli yatırımlar olarak teşvik ettiklerini dile getiren Bakan Varank, "TÜBİTAK burs ve destek programlarıyla 2002’den günümüze aşı ve ilaç alanında 5 binden fazla projeye yaklaşık 11 milyar lira kaynak aktardık. İlaç alanında faaliyet gösteren Ar-Ge merkezi sayısını 41’e çıkardık. Teknopark ve Ar-Ge merkezlerindeki aşı ve ilaç sektörüne yönelik çalışmalar yürüten firmalara bugüne kadar 5,5 milyar liranın üzerinde destek sağladık. Biz sağlık alanına yaptığımız desteklerin kapsayıcılığını her geçen gün de arttırmaya çalışıyoruz. Bu noktada bugün bir müjdemizi de sizlerle yine paylaşmak istiyorum. Önümüzdeki günlerde kümelenme destek programı kapsamında yeni bir kümelenme destek çağrısına çıkıyoruz. İlaç, biyoteknoloji ve medikal alanında çalışan şirketler ve start-uplar bu çağrıya başvurup bu desteğimizden faydalanabilecekler. Burada ortak laboratuvar, test analitik sertifikasyon hizmetleriyle akademik ve teknik danışmanlık hizmetlerini yüzde 70’ini Bakanlık olarak biz üstleneceğiz" şeklinde konuştu.
"Embriyo çalışmalarını bu kampüste hayata geçirebileceğiz"
Bakan Varank, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu kampüs 3 bin 500 metrekare kapalı alana sahip medikal biyoteknoloji mükemmeliyet merkeziyle ulusal biyolojik ve kimyasal test merkezlerinden oluşuyor. Yine aynı zamanda laboratuvarları, hayvan araştırmaları merkezleri de aslında bu kampüsün tamamlayıcıları konumunda. Buradaki yüksek teknolojiye sahip laboratuvarlarımızda ülkemizin önde gelen bilim insanları ve araştırmacıları bir araya gelerek yeni çözümler geliştirecek. Tüm Türkiye’ye, hatta bölgeye hizmet edebilecek önemli yatırımlar var. Bu önemli yatırımla farklı aşı ve genetik ürünleri, biyoteknolojik aşı ve ilaç adaylarını hücreden başlayarak üretebileceğiz. Kanser tedavisinde önemli bir yere sahip olan hücre tedavi sistemlerini, DNA zincirlerini kesmeye ve yeniden birleştirmeye olanak sağlayan embriyo çalışmalarını bu kampüste hayata geçirebileceğiz. Moleküler biyoloji, kimya ve malzeme biliminin çekiştiği inovasyon projelerini tek çatı altında burada yürütebileceğiz. Bunlar yapacağımız çalışmaların, bu kampüsün kabiliyetlerinin sadece küçük bir örneği. Pandemi döneminde biz pilot ölçekli üretim yapabilmek için adeta fabrikaların kapılarında yattık. ’En azından bir kısmını üretim tesislerinizin bize ayırın, gelin şu pilot üretimleri yapalım. En azından klinik çalışmalara başlayalım’ diye ne diller döktük. Artık ona ihtiyacımız olmayacak. İşte bu merkezde, bu kampüste hücreden başlayarak pilot üretime kadar bütün kabiliyetler devletimizin kontrolünde olmuş olacak. Bütün hocalarımız, bilim insanlarımız bunlardan faydalanabilecekler. Tabii bugün bu önemli. Ulusal Biyolojik ve Kimyasal Test Merkezi’nin, Türkiye’nin milli güvenlik ihtiyaçlarının önemli bir kısmını karşılayacağımız önemli bir altyapının da açılışını gerçekleştiriyoruz. Kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer tehditlere karşı savunma ürünlerinin uluslararası standartlarda test ve sertifikasyonlarını bu merkezde gerçekleştirebileceğiz. Ar-Ge faaliyetlerinin de yürütüleceği bu merkezimiz, Milli Savunma Bakanlığı ve Tarım ve Orman Bakanlığı’nın desteği ve işbirliğiyle hizmet verecek. Tabii bizim en büyük sermayemiz insan kaynağımız. Bu noktada aşı ve ilaç sektöründe çalışacak yeni araştırmacılarımızı da aslında biz bu kampüste yetiştirmiş olacağız."
"Türkiye’nin uluslararası arenada sağlık inovasyonu ve biyoteknoloji liderliğini destekleyecek"
Kampüsün önemli bir yatırım olduğuna dikkat çeken Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, "Kampüsümüzün tüm aşı ve ilaç geliştirme, KBRN araştırmaları gibi kritik konularda dünyada öncü bir merkez olacağından emin olun hiçbir şüphemiz yok. TÜBİTAK Aşı ve İlaç Geliştirme Kampüsü Türkiye’nin uluslararası arenada sağlık inovasyonu ve biyoteknoloji liderliğini destekleyecek. Ayrıca sağlık alanındaki sıra dışı araştırmalara, yenilik ve ilerlemelere de öncülük edecek. Burada gerçekleştirilecek çalışmaların ülkemizde insanlığa ve dünyanın geleceğine büyük bir katkı sunmasını temenni ediyorum" şeklinde konuştu.
"Ulusal, biyolojik ve kimyasal test merkezimiz olarak hizmet verecek"
TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal ise, "Ülkemiz için iki tane kritik olan merkezin açılışı için buradayız. Ülkemizin bölgesel ve küresel büyümesi, rekabeti ve aynı zamanda artan tehdit noktasında alışagelmiş olduğumuz geleneksel silah ve mühimmatların yanında aynı zamanda biyolojik kimyasal, radyolojik ve nükleer kapsamdaki tehditlere hazır olunması gereklidir. Hem yurt dışından temin etmiş olduğumuz ama daha da önemlisi ülkemizde geliştirilecek olan cihazlar ve bu kapsamda yine biyoteknolojik aşılar kapsamında geliştirilen ürünlerin testi için de yaptığımız alt yapımızdır bu merkez. Burası ulusal, biyolojik ve kimyasal test merkezimiz olarak hizmet verecek" dedi.
Konuşmaların ardından kurdele kesimi yapılarak, Bakan Varank, Kocaeli Valisi Seddar Yavuz, TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal, bilim adamları ve katılımcılar merkezi gezdi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, TÜBİTAK-Medikal Biyoteknoloji Mükemmeliyet Merkezi ile Ulusal Biyolojik ve Kimyasal Merkezi’nin açılışı için Kocaeli’ye geldi. Programda yaptığı konuşmada gündemlerinin yoğun olduğuna dikkat çeken Varank, "O kadar yoğun ki muhalefet daha Togg’u eleştirmeyi bitirememişken biz dünyanın ilk SİHA gemisi TCG Anadolu’yu kahraman donanmamızın envanterine kattık. Onlar TCG Anadolu’yu eleştirmeye çalışırken, biz yerli ve milli uydumuz İMECE’yi uzaya fırlattık. İMECE’yi dillerine dolamaya hazırlanırken, biz Türkiye’nin ilk yerli ve milli elektrikli ana hat lokomotifini dün raylara indirdik. Tabii muhalefet eleştirirken diyorum, çünkü bir kez bile bu önemli gelişmeler, bu gurur projeleriyle ilgili olarak mutlu olduklarını görmedik. Bir kez bile yüzlerinde bir tebessüme denk gelmedik. Biz bütün bu çalışmaları yaparken bizi hep eleştirdiler. İşte sadece bu saydığım başlıklar bile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde 2 haftaya sığdırılmış başarı öyküleri. Türkiye Yüzyılı’nın daha ilk fotoğrafları. Tabii iki haftada bu kadar çok atılım olunca birileri şaşırıyor. Diyorlar ki, ’Siz bunların hepsini seçimler için mi biriktirdiniz, bunları beklettiniz? Seçim çalışması için mi bunları yapıyorsunuz?’ Değerli arkadaşlar, bizim bugün devreye aldığımız projelerin temelleri, başlangıçları bundan 5 sene önce, 4 sene önce, 6-7 sene önce. Bize şunu söylüyorsanız 2023 seçimlerini dikkate alıp, 7 sene önce proje başlatıyorsunuz diyor olsa birileri, demek ki bu bizim ne kadar vizyoner olduğumuzu da aynı zamanda gösteriyor. Tabii bunlar işin latifesi" diye konuştu.
"Önümüzdeki günlerde çip konusunda önemli bir yatırımın imza törenini gerçekleştireceğiz"
Yeni atılımlara devam edeceklerini söyleyen Bakan Varank, "Biz Türkiye Yüzyılı’nın nişanelerini Türkiye’ye kazandırmaya devam edeceğiz. Biliyorsunuz eskiden kara tahtalara milli yazmakla, yerli yazmakla yerli ve milli olunduğunu zanneden insanlar vardı. Bu işler öyle tahtalara yazmakla olmuyor, hareketle oluyor, koşuşturmacayla oluyor, gayretle oluyor. Biz eser siyaseti peşinde gece gündüz demeden çalışmaya devam ediyoruz. Biz eserlerimizle geleceği yazıyoruz. Çip teknolojisinden bahsediyorlar. Bakınız, TÜBİTAK hem çip teknolojileri alanında Ar-Ge yapma hem de üretim yapma kabiliyetine sahip bir kurumumuz. Bugün biz savunma sanayiinin ihtiyacı fotodedektör çiplerini kendi kabiliyetlerimizle zaten üretiyoruz. Nerede üretiyoruz? İşte bu kampüsün içerisinde üretiyoruz. Bu bahsettiğimiz çiptlerin kilogram başına ihracat değeri ne kadar biliyor musunuz? Tam 388 bin dolar. İşte katma değer burada oluşuyor. Tabii teknolojiler sadece maddi katkılarıyla ölçülmez. Öyle kritik teknolojilerden bahsediyoruz ki bazen parasını verseniz dahi dünya size bunları tedarik etmiyor. İşte çipse çip, katma değerse katma değer. Türkiye’de bugün birçok girişimcimiz verdiğimiz destekler sayesinde çip tasarım kabiliyetlerine sahip hale geldi. Buradan bir güzel müjdeyi sizlerle paylaşmak istiyoruz. İnşallah önümüzdeki günlerde çip konusunda önemli bir yatırımın imza törenini de hep birlikte gerçekleştireceğiz. Bu imza sadece Türkiye’nin geleceğine değil, bölgenin geleceğine de atılmış bir imza olacak" şeklinde konuştu.
"Yerli solunum cihazımızı seri üretim aşamasına getirdik"
Biyoteknolojik aşı ve ilaçların pandemi döneminde çok konuşulduğunu ifade eden Bakan Varank, "Bu aşı ve ilaçları üretebilen ülkeler pandemi sürecine de aslında yön veren ülkeler oldular. Biz de bu dönemde tüm kabiliyetlerimizde nasıl bu alanlarda yerli ve milli teknolojiler geliştirebiliriz buna odaklandık. 14 gün gibi kısa bir sürede vatandaşlarımıza nefes olan yerli solunum cihazımızı seri üretim aşamasına getirdik. Aynı zamanda hızlı bir şekilde aksiyon alarak aşı ve ilaç çalışmalarına da bildiğiniz gibi başladık. Bilim insanlarımızın önünü açabilmek için ne gerekiyorsa onu yerine getirdik. Öğrencilerimizi araştırma projelerine dahil etmek için kar destek programını oluşturduk. O dönemde o kadar güzel neticeler aldık ki artık STAR programını tüm alanlara, tüm üniversitelere yaygınlaştırdık. Bu projeler sayesinde bugün aşı ve ilaç geliştirilmesi noktasında önemli bir insan kaynağı kapasitesine sahibiz" ifadelerini kullandı.
"Türkiye’de artık ilaç, aşı geliştirilmiyor, üretilmiyor’ dediler"
Pandemi döneminde iftiralara maruz kaldıklarını ifade eden Bakan Varank, "İnatla, ’Türkiye aslında aşı üretebiliyordu ama siz bunu engellediniz’ dediler. ’Hıfzıssıhhayı siz kapattınız, onun için Türkiye’de artık ilaç, aşı geliştirilmiyor, üretilmiyor’ dediler. Yeri gelmişken ben şu gerçeği de bir kez daha ifade etmek istiyorum. Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü’nde evet 1998’e kadar farklı aşılar üretilebiliyordu. Ama 1998 senesinden sonra o üretimler durduruldu, aşıyla ilgili işler bir kenara bırakıldı. Biz ne zaman iktidar olduk? 2002 senesinde. Yani 1998 yılında son aşısını üretmiş bir kurumun sorumluluğunu bize yüklemeye çalışanların aksine biz sağlık sektörünün, savunma sanayii gibi stratejik öneme sahip olduğunun farkındayız ve bu manada da bu alanlara dönük yatırımlarımızı, çalışmalarımızı en başından itibaren yaptık ve pandemiyle birlikte aslında bunların bir kısmının neticesini aldık. Bu çalışmaları da hızlandırmış olduk. Sağlık alanında yapılan her bir girişimi, her bir yatırımı desteklemek için emin olun biz Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak elimizden gelen gayreti gösteriyoruz" dedi.
"Akademik ve teknik danışmanlık hizmetlerini yüzde 70’ini Bakanlık olarak biz üstleneceğiz"
Aşı ve ilaç sektörünü öncelikli yatırımlar olarak teşvik ettiklerini dile getiren Bakan Varank, "TÜBİTAK burs ve destek programlarıyla 2002’den günümüze aşı ve ilaç alanında 5 binden fazla projeye yaklaşık 11 milyar lira kaynak aktardık. İlaç alanında faaliyet gösteren Ar-Ge merkezi sayısını 41’e çıkardık. Teknopark ve Ar-Ge merkezlerindeki aşı ve ilaç sektörüne yönelik çalışmalar yürüten firmalara bugüne kadar 5,5 milyar liranın üzerinde destek sağladık. Biz sağlık alanına yaptığımız desteklerin kapsayıcılığını her geçen gün de arttırmaya çalışıyoruz. Bu noktada bugün bir müjdemizi de sizlerle yine paylaşmak istiyorum. Önümüzdeki günlerde kümelenme destek programı kapsamında yeni bir kümelenme destek çağrısına çıkıyoruz. İlaç, biyoteknoloji ve medikal alanında çalışan şirketler ve start-uplar bu çağrıya başvurup bu desteğimizden faydalanabilecekler. Burada ortak laboratuvar, test analitik sertifikasyon hizmetleriyle akademik ve teknik danışmanlık hizmetlerini yüzde 70’ini Bakanlık olarak biz üstleneceğiz" şeklinde konuştu.
"Embriyo çalışmalarını bu kampüste hayata geçirebileceğiz"
Bakan Varank, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu kampüs 3 bin 500 metrekare kapalı alana sahip medikal biyoteknoloji mükemmeliyet merkeziyle ulusal biyolojik ve kimyasal test merkezlerinden oluşuyor. Yine aynı zamanda laboratuvarları, hayvan araştırmaları merkezleri de aslında bu kampüsün tamamlayıcıları konumunda. Buradaki yüksek teknolojiye sahip laboratuvarlarımızda ülkemizin önde gelen bilim insanları ve araştırmacıları bir araya gelerek yeni çözümler geliştirecek. Tüm Türkiye’ye, hatta bölgeye hizmet edebilecek önemli yatırımlar var. Bu önemli yatırımla farklı aşı ve genetik ürünleri, biyoteknolojik aşı ve ilaç adaylarını hücreden başlayarak üretebileceğiz. Kanser tedavisinde önemli bir yere sahip olan hücre tedavi sistemlerini, DNA zincirlerini kesmeye ve yeniden birleştirmeye olanak sağlayan embriyo çalışmalarını bu kampüste hayata geçirebileceğiz. Moleküler biyoloji, kimya ve malzeme biliminin çekiştiği inovasyon projelerini tek çatı altında burada yürütebileceğiz. Bunlar yapacağımız çalışmaların, bu kampüsün kabiliyetlerinin sadece küçük bir örneği. Pandemi döneminde biz pilot ölçekli üretim yapabilmek için adeta fabrikaların kapılarında yattık. ’En azından bir kısmını üretim tesislerinizin bize ayırın, gelin şu pilot üretimleri yapalım. En azından klinik çalışmalara başlayalım’ diye ne diller döktük. Artık ona ihtiyacımız olmayacak. İşte bu merkezde, bu kampüste hücreden başlayarak pilot üretime kadar bütün kabiliyetler devletimizin kontrolünde olmuş olacak. Bütün hocalarımız, bilim insanlarımız bunlardan faydalanabilecekler. Tabii bugün bu önemli. Ulusal Biyolojik ve Kimyasal Test Merkezi’nin, Türkiye’nin milli güvenlik ihtiyaçlarının önemli bir kısmını karşılayacağımız önemli bir altyapının da açılışını gerçekleştiriyoruz. Kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer tehditlere karşı savunma ürünlerinin uluslararası standartlarda test ve sertifikasyonlarını bu merkezde gerçekleştirebileceğiz. Ar-Ge faaliyetlerinin de yürütüleceği bu merkezimiz, Milli Savunma Bakanlığı ve Tarım ve Orman Bakanlığı’nın desteği ve işbirliğiyle hizmet verecek. Tabii bizim en büyük sermayemiz insan kaynağımız. Bu noktada aşı ve ilaç sektöründe çalışacak yeni araştırmacılarımızı da aslında biz bu kampüste yetiştirmiş olacağız."
"Türkiye’nin uluslararası arenada sağlık inovasyonu ve biyoteknoloji liderliğini destekleyecek"
Kampüsün önemli bir yatırım olduğuna dikkat çeken Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, "Kampüsümüzün tüm aşı ve ilaç geliştirme, KBRN araştırmaları gibi kritik konularda dünyada öncü bir merkez olacağından emin olun hiçbir şüphemiz yok. TÜBİTAK Aşı ve İlaç Geliştirme Kampüsü Türkiye’nin uluslararası arenada sağlık inovasyonu ve biyoteknoloji liderliğini destekleyecek. Ayrıca sağlık alanındaki sıra dışı araştırmalara, yenilik ve ilerlemelere de öncülük edecek. Burada gerçekleştirilecek çalışmaların ülkemizde insanlığa ve dünyanın geleceğine büyük bir katkı sunmasını temenni ediyorum" şeklinde konuştu.
"Ulusal, biyolojik ve kimyasal test merkezimiz olarak hizmet verecek"
TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal ise, "Ülkemiz için iki tane kritik olan merkezin açılışı için buradayız. Ülkemizin bölgesel ve küresel büyümesi, rekabeti ve aynı zamanda artan tehdit noktasında alışagelmiş olduğumuz geleneksel silah ve mühimmatların yanında aynı zamanda biyolojik kimyasal, radyolojik ve nükleer kapsamdaki tehditlere hazır olunması gereklidir. Hem yurt dışından temin etmiş olduğumuz ama daha da önemlisi ülkemizde geliştirilecek olan cihazlar ve bu kapsamda yine biyoteknolojik aşılar kapsamında geliştirilen ürünlerin testi için de yaptığımız alt yapımızdır bu merkez. Burası ulusal, biyolojik ve kimyasal test merkezimiz olarak hizmet verecek" dedi.
Konuşmaların ardından kurdele kesimi yapılarak, Bakan Varank, Kocaeli Valisi Seddar Yavuz, TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal, bilim adamları ve katılımcılar merkezi gezdi.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA) ve diğer ajanslar tarafından eklenen tüm haberler, sitemizin editörlerinin müdahalesi olmadan ajans kanallarından çekilmektedir. Bu haberlerde yer alan hukuki muhataplar haberi geçen ajanslar olup sitemizin hiç bir editörü sorumlu tutulamaz...
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.