Ruhsal Bağışıklığı Güçlü Tutmak İçin 9 Öneri

SAĞLIK 06.07.2023 - 09:50, Güncelleme: 06.07.2023 - 09:50 5013+ kez okundu.
 

Ruhsal Bağışıklığı Güçlü Tutmak İçin 9 Öneri

Ruh sağlığımızın da bağışıklık sistemimiz üzerinde etkisi olduğunu hatırlatan Uzm. Klinik Psikog, Uzm. Dyt. Merve Öz, ruhsal olarak kötü hissettiğimizde hastalıklara daha kolay yakalanabileceğimizi söyledi.
Habergündemim - Bu noktada ruhsal bağışıklığımızı güçlendirmenin genel sağlığımıza da yarar sağlayacağını belirten Öz, konuyla ilgili önemli bilgiler ve öneriler verdi: KENDİNİZE RUH HALİNİZLE İLGİLİ SORULAR SORUN “Şu an ne hissediyorum? Neden böyle hissediyorum? Sorularını gün içinde birkaç kez kendinize sorun” diyen Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi’nden Uzm. Klinik Psikolog Merve Öz, “Bilmiyorum” cevabını, cevap olarak kabul etmeyin. Düşünün ve birkaç cevap bulmaya çalışın. Stres ve mutsuzluk duygularınızı takip ederek olumsuz duygularınıza sebep olan düşüncelerinizi tespit etmeye çalışın. Tespit ettikten sonra çözümleri aramaya başlayın. Kendinize en az 5 tane çözüm önerisi sunun ve bir yerden uygulamaya başlayın. Kurtarıcı aramaktan vazgeçin. Çevrenizde tutunacak dal arıyor olsanız da ağacın kendiniz olduğunu unutmayın.” KENDİNİZLE İYİ GEÇİNİN Çoğumuz iltifat etme ve takdir etme konusunda başkalarına ne kadar cömert davransak da, kendimize o kadar cömert davranmadığımızı söyleyen Öz, “Kendinize kötü davranmayı bir kenara bırakın ve kendinize güzel sözcükler söyleyin. Hata yaptığınızda kendinize kızmak yerine kendinizle dalga geçin, olaylara gülün. Zayıf yönlerinizi ve güçlü yönlerinizi tespit edin. Zayıf yönlerinizi bilmeniz, zayıf yönlerinizin üzerine gitmeniz konusunda size avantaj sağlarken güçlü yönlerinizi bilmeniz de sorunların çözümünde kolaylık sağlayacaktır.” diye konuştu.  HEDEFLERİNİZİ BELİRLEYİN Bir amaç doğrultusunda hareket etmenin insanların yaşamdan zevk almasını kolaylaştıracağının altını çizen Öz, sözlerine şöyle devam etti: “Hedef belirlemenin performans ve iş tatmini üzerindeki etkilerini incelemek için yapılan bir çalışmada, hedef belirlemenin performans ve memnuniyeti artırmada etkili olduğu saptanmıştır. Bunun için hedefleriniz olsun, gelecek planları yapın. Unutmayın hayaller gerçeklerin provasıdır.” Çözümünde zorlanılan konuları da rafa kaldırmak yerine sorunların üzerine gidilmesi gerektiğini söyleyen Öz, “Bazı durumlar, bazı olaylar can yakıcıdır. Fakat sorunları rafa kaldırmanın size faydası olmayacak hatta zararı olacaktır. Sorunları çözmek istiyorsanız ne kadar canınız yanarsa yansın sorunların üzerine gitmelisiniz. Göreceksiniz ki, aynı sorun bir süre sonra sizi daha az üzecek, sizi daha az yoracaktır” diye konuştu.  KENDİNİZE VAKİT AYIRIN  “Mutlu olabilmek için sizi nelerin mutlu ettiğini bilmelisiniz” diyen Öz, sözlerine şöyle devam etti: “Hobileriniz neler? Sizi ne mutlu eder? Bu soruların cevaplarını biliyor musunuz? Kendinizi ne kadar tanıyorsunuz? Bu soruların cevaplarını bulabilmek ve kendinizle baş başa kalabilmek için sosyal medyadan, televizyondan, insanlardan uzakta; kendinize günlük en az 20 dakika zaman ayırın.” HAYIR DEMEYİ ÖĞRENİN “Başkalarını kırmaktan korktuğunuz için kendinizi kırmak pahasına sürekli “evet” diyorsanız sizin için en kolay yerden hayır demeye başlayın” diyen Öz, birçoğumuzun yapmakta zorlanabildiği hayır diyememe problemi ile ilgili şunları anlattı: “-Evet- olumlu ve güven verici bir cevaptır ve çoğu insan evet cevabını vermekten veya almaktan mutludur. Ancak gereğinden fazla “evet”, fazla iş yüküne neden olabilir. “Evet” yanıtı ancak anlaşma koşulları, kişinin kişisel ve mesleki sınırlarına uyduğunda verilmelidir. Zamanınızın ne kadar değerli olduğunun farkına varın. Kendinize “hayır” diyebilme pratiği yapın. Mümkün olduğu kadar sık "hayır" demek, bu konuda daha iyi olmanın ve kelimeyi söylerken daha rahat olmanın harika bir yoludur.  Herkesin işinde, ebeveynlikte, sosyal sorumluluklarda ve aile dinamiklerinde çeşitli rolleri var. Bu roller, sınırları belirleme yeteneklerimizi zorlayabilir. “Hayır” demeyi öğrenmek, sınır oluşturmak için bir araçtır.   “Bu kulağa harika geliyor ama korkarım meşgulüm” “Çok isterdim ama korkarım zamanım yok”, "Bu benim programıma uymuyor", "Bu sefer yardımcı olamayacağım.- gibi cümlelerle kibarca hayır diyebileceğinizi unutmayın.”  SOSYAL MEDYADA GEÇİRDİĞİNİZ SÜREYİ SINIRLAYIN “Sosyal medya aracılığıyla sürekli başkalarının hayatlarına maruz kalmak ve başkalarının en iyi anlarına tanık olmak, başkaları ile kendimiz arasında kıyaslama yapmamıza neden olduğu için bizi ruhsal anlamda kötü etkileyebilir” diyen Merve Öz, genç yetişkinlerin fazla instagram kullanımının psikolojik sorunlara neden olup olmadığını araştıran bir çalışmada genç yetişkinlerin aşırı instagram kullanımının anksiyete ve depresyona neden olabileceği görülmüştür. Ayrıca 17-25 yaş aralığında 100 bireyin anket yöntemi ile katıldığı bir çalışmada sosyal medya ve anksiyete bağlantısı araştırılmıştır. Çalışmanın sonucu olarak sosyal medya kullanımı ile anksiyete arasında bir bağlantı bulunmuş olup sosyal medya bağımlılığının ruh sağlığı üzerindeki önemli etkisi saptanmıştır. Bu nedenle sosyal medyada herkesin, en iyi anlarını paylaştığı unutulmamalı ve sosyal medyada geçirilen süre olabildiğince minimuma indirilmelidir.” diye konuştu.  DOĞADA VAKİT GEÇİRMEYE ÇALIŞIN  Ruhsal bağışıklığı güçlü tutmak için doğada vakit geçirmenin yarar sağlayacağını belirten Merve Öz, “Temiz hava, daha sakin düşünmeye katkı sağlayarak rahatlatıcı etki yaratabilir. Çiçeklerle, bahçe işleri ile ilgilenmekte ruhsal sağlığı destekler. Belgrat’ta 30 psikiyatri hastasıyla yapılan çalışmada bahçe işleri ile uğraşmanın; katılımcılarda var olan stres, depresyon, anksiyete semptomlarını azaltıp ruhsal sağlığı iyileştirdiği görülmüştür” diye konuştu. MÜMKÜNSE EVCİL HAYVAN SAHİPLENİN Washington Üniversitesinde yapılan bir çalışmada evcil hayvanlarla birlikte yaşayan insanların yüksek benlik saygısına, olumlu ruh haline, yüksek yaşam doyumuna ve düşük seviyede yalnızlık hissine sahip olduklarının saptandığını anlatan Merve Öz, sözlerine şöyle devam etti: “Evcil bir hayvan ile geçirilen vakit ruhsal sağlığa katkı sağlayabilir. Evcil hayvanları okşamak, evcil hayvanın yanına oturmak ya da onunla oynamak; ruh sağlığını destekleyip rahatlamaya yardımcı olurken oksitosin hormonu salgılamayı da sağlıyor. Oksitosin hormonu, stres ve anksiyeteyi azaltmaya yardımcı oluyor.” SPOR YAPIN, İYİ UYUYUN İngiltere de 1252 kişi ile yapılan bir çalışmanın doğada yapılan egzersizin hem özgüveni hem de ruh halini geliştirdiğinin ortaya konduğunu anlatan Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi’nden Uzm. Klinik Psikolog Merve Öz, “Fiziksel aktivite, fiziksel sağlığı iyileştirmenin yanı sıra psikolojik açıdan da önem arz etmektedir. Yapılan birçok çalışma, fiziksel aktivitenin; ruhsal hastalıkların semptomlarında iyileştirici, düzenleyici etkisinin olduğunu göstermiştir” diye konuştu.” Düzensiz ve yetersiz uykunun da ruhsal bağışıklığın düşmesine neden olduğunu hatırlatan Öz, şu bilgileri verdi: “20 yaşında ve 80 yaşındaki katılımcıların karşılaştırılarak, yetersiz uykunun ruh hali üzerindeki etkisi araştırılmıştır. Her iki grupta da yetersiz uyku, ruh hali ve performansta bozulmalara yol açmış olup yetersiz uykunun; gençleri, yaşlılardan daha çok etkilediği saptanmıştır. Kaliteli uyku bağışıklık sistemi gibi ruhsal bağışıklık için de olmazsa olmazların başında geliyor.” Merve Öz, sorunlarla baş etmekte zorlanıldığında ya da durumun daha kötüye gittiği gibi bir hisse kapıldığınızda mutlaka bir uzmana başvurulması gerektiğinin altını çizdi. Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Ruh sağlığımızın da bağışıklık sistemimiz üzerinde etkisi olduğunu hatırlatan Uzm. Klinik Psikog, Uzm. Dyt. Merve Öz, ruhsal olarak kötü hissettiğimizde hastalıklara daha kolay yakalanabileceğimizi söyledi.

Habergündemim -

Bu noktada ruhsal bağışıklığımızı güçlendirmenin genel sağlığımıza da yarar sağlayacağını belirten Öz, konuyla ilgili önemli bilgiler ve öneriler verdi:

KENDİNİZE RUH HALİNİZLE İLGİLİ SORULAR SORUN

“Şu an ne hissediyorum? Neden böyle hissediyorum? Sorularını gün içinde birkaç kez kendinize sorun” diyen Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi’nden Uzm. Klinik Psikolog Merve Öz, “Bilmiyorum” cevabını, cevap olarak kabul etmeyin. Düşünün ve birkaç cevap bulmaya çalışın. Stres ve mutsuzluk duygularınızı takip ederek olumsuz duygularınıza sebep olan düşüncelerinizi tespit etmeye çalışın. Tespit ettikten sonra çözümleri aramaya başlayın. Kendinize en az 5 tane çözüm önerisi sunun ve bir yerden uygulamaya başlayın. Kurtarıcı aramaktan vazgeçin. Çevrenizde tutunacak dal arıyor olsanız da ağacın kendiniz olduğunu unutmayın.”

KENDİNİZLE İYİ GEÇİNİN

Çoğumuz iltifat etme ve takdir etme konusunda başkalarına ne kadar cömert davransak da, kendimize o kadar cömert davranmadığımızı söyleyen Öz, “Kendinize kötü davranmayı bir kenara bırakın ve kendinize güzel sözcükler söyleyin. Hata yaptığınızda kendinize kızmak yerine kendinizle dalga geçin, olaylara gülün. Zayıf yönlerinizi ve güçlü yönlerinizi tespit edin. Zayıf yönlerinizi bilmeniz, zayıf yönlerinizin üzerine gitmeniz konusunda size avantaj sağlarken güçlü yönlerinizi bilmeniz de sorunların çözümünde kolaylık sağlayacaktır.” diye konuştu. 

HEDEFLERİNİZİ BELİRLEYİN

Bir amaç doğrultusunda hareket etmenin insanların yaşamdan zevk almasını kolaylaştıracağının altını çizen Öz, sözlerine şöyle devam etti: “Hedef belirlemenin performans ve iş tatmini üzerindeki etkilerini incelemek için yapılan bir çalışmada, hedef belirlemenin performans ve memnuniyeti artırmada etkili olduğu saptanmıştır. Bunun için hedefleriniz olsun, gelecek planları yapın. Unutmayın hayaller gerçeklerin provasıdır.”

Çözümünde zorlanılan konuları da rafa kaldırmak yerine sorunların üzerine gidilmesi gerektiğini söyleyen Öz, “Bazı durumlar, bazı olaylar can yakıcıdır. Fakat sorunları rafa kaldırmanın size faydası olmayacak hatta zararı olacaktır. Sorunları çözmek istiyorsanız ne kadar canınız yanarsa yansın sorunların üzerine gitmelisiniz. Göreceksiniz ki, aynı sorun bir süre sonra sizi daha az üzecek, sizi daha az yoracaktır” diye konuştu. 

KENDİNİZE VAKİT AYIRIN

 “Mutlu olabilmek için sizi nelerin mutlu ettiğini bilmelisiniz” diyen Öz, sözlerine şöyle devam etti: “Hobileriniz neler? Sizi ne mutlu eder? Bu soruların cevaplarını biliyor musunuz? Kendinizi ne kadar tanıyorsunuz? Bu soruların cevaplarını bulabilmek ve kendinizle baş başa kalabilmek için sosyal medyadan, televizyondan, insanlardan uzakta; kendinize günlük en az 20 dakika zaman ayırın.”

HAYIR DEMEYİ ÖĞRENİN

“Başkalarını kırmaktan korktuğunuz için kendinizi kırmak pahasına sürekli “evet” diyorsanız sizin için en kolay yerden hayır demeye başlayın” diyen Öz, birçoğumuzun yapmakta zorlanabildiği hayır diyememe problemi ile ilgili şunları anlattı: “-Evet- olumlu ve güven verici bir cevaptır ve çoğu insan evet cevabını vermekten veya almaktan mutludur. Ancak gereğinden fazla “evet”, fazla iş yüküne neden olabilir. “Evet” yanıtı ancak anlaşma koşulları, kişinin kişisel ve mesleki sınırlarına uyduğunda verilmelidir. Zamanınızın ne kadar değerli olduğunun farkına varın. Kendinize “hayır” diyebilme pratiği yapın. Mümkün olduğu kadar sık "hayır" demek, bu konuda daha iyi olmanın ve kelimeyi söylerken daha rahat olmanın harika bir yoludur.  Herkesin işinde, ebeveynlikte, sosyal sorumluluklarda ve aile dinamiklerinde çeşitli rolleri var. Bu roller, sınırları belirleme yeteneklerimizi zorlayabilir. “Hayır” demeyi öğrenmek, sınır oluşturmak için bir araçtır. 

 “Bu kulağa harika geliyor ama korkarım meşgulüm” “Çok isterdim ama korkarım zamanım yok”, "Bu benim programıma uymuyor", "Bu sefer yardımcı olamayacağım.- gibi cümlelerle kibarca hayır diyebileceğinizi unutmayın.” 

SOSYAL MEDYADA GEÇİRDİĞİNİZ SÜREYİ SINIRLAYIN

“Sosyal medya aracılığıyla sürekli başkalarının hayatlarına maruz kalmak ve başkalarının en iyi anlarına tanık olmak, başkaları ile kendimiz arasında kıyaslama yapmamıza neden olduğu için bizi ruhsal anlamda kötü etkileyebilir” diyen Merve Öz, genç yetişkinlerin fazla instagram kullanımının psikolojik sorunlara neden olup olmadığını araştıran bir çalışmada genç yetişkinlerin aşırı instagram kullanımının anksiyete ve depresyona neden olabileceği görülmüştür. Ayrıca 17-25 yaş aralığında 100 bireyin anket yöntemi ile katıldığı bir çalışmada sosyal medya ve anksiyete bağlantısı araştırılmıştır. Çalışmanın sonucu olarak sosyal medya kullanımı ile anksiyete arasında bir bağlantı bulunmuş olup sosyal medya bağımlılığının ruh sağlığı üzerindeki önemli etkisi saptanmıştır. Bu nedenle sosyal medyada herkesin, en iyi anlarını paylaştığı unutulmamalı ve sosyal medyada geçirilen süre olabildiğince minimuma indirilmelidir.” diye konuştu. 

DOĞADA VAKİT GEÇİRMEYE ÇALIŞIN 

Ruhsal bağışıklığı güçlü tutmak için doğada vakit geçirmenin yarar sağlayacağını belirten Merve Öz, “Temiz hava, daha sakin düşünmeye katkı sağlayarak rahatlatıcı etki yaratabilir. Çiçeklerle, bahçe işleri ile ilgilenmekte ruhsal sağlığı destekler. Belgrat’ta 30 psikiyatri hastasıyla yapılan çalışmada bahçe işleri ile uğraşmanın; katılımcılarda var olan stres, depresyon, anksiyete semptomlarını azaltıp ruhsal sağlığı iyileştirdiği görülmüştür” diye konuştu.

MÜMKÜNSE EVCİL HAYVAN SAHİPLENİN

Washington Üniversitesinde yapılan bir çalışmada evcil hayvanlarla birlikte yaşayan insanların yüksek benlik saygısına, olumlu ruh haline, yüksek yaşam doyumuna ve düşük seviyede yalnızlık hissine sahip olduklarının saptandığını anlatan Merve Öz, sözlerine şöyle devam etti: “Evcil bir hayvan ile geçirilen vakit ruhsal sağlığa katkı sağlayabilir. Evcil hayvanları okşamak, evcil hayvanın yanına oturmak ya da onunla oynamak; ruh sağlığını destekleyip rahatlamaya yardımcı olurken oksitosin hormonu salgılamayı da sağlıyor. Oksitosin hormonu, stres ve anksiyeteyi azaltmaya yardımcı oluyor.”

SPOR YAPIN, İYİ UYUYUN

İngiltere de 1252 kişi ile yapılan bir çalışmanın doğada yapılan egzersizin hem özgüveni hem de ruh halini geliştirdiğinin ortaya konduğunu anlatan Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi’nden Uzm. Klinik Psikolog Merve Öz, “Fiziksel aktivite, fiziksel sağlığı iyileştirmenin yanı sıra psikolojik açıdan da önem arz etmektedir. Yapılan birçok çalışma, fiziksel aktivitenin; ruhsal hastalıkların semptomlarında iyileştirici, düzenleyici etkisinin olduğunu göstermiştir” diye konuştu.” Düzensiz ve yetersiz uykunun da ruhsal bağışıklığın düşmesine neden olduğunu hatırlatan Öz, şu bilgileri verdi: “20 yaşında ve 80 yaşındaki katılımcıların karşılaştırılarak, yetersiz uykunun ruh hali üzerindeki etkisi araştırılmıştır. Her iki grupta da yetersiz uyku, ruh hali ve performansta bozulmalara yol açmış olup yetersiz uykunun; gençleri, yaşlılardan daha çok etkilediği saptanmıştır. Kaliteli uyku bağışıklık sistemi gibi ruhsal bağışıklık için de olmazsa olmazların başında geliyor.”

Merve Öz, sorunlarla baş etmekte zorlanıldığında ya da durumun daha kötüye gittiği gibi bir hisse kapıldığınızda mutlaka bir uzmana başvurulması gerektiğinin altını çizdi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.