İzmir çok ciddi bir problemle karşı karşıya!

ÇEVRE/DOĞA/HAVA (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 25.12.2023 - 10:50, Güncelleme: 25.12.2023 - 10:50 1016+ kez okundu.
 

İzmir çok ciddi bir problemle karşı karşıya!

İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Eylem Ulutaş, İzmir’de yüzde 60 ila 70 oranında yapının dönüşüme ihtiyacı olduğuna dikkat çekerek, "İzmir’de çok ciddi problemle karşı karşıyayız" dedi.
İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Eylem Ulutaş, İzmir’de yüzde 60 ila 70 oranında yapının dönüşüme ihtiyacı olduğuna dikkat çekerek, "İzmir’de çok ciddi problemle karşı karşıyayız. Mühendislik hizmeti almamış olan yapılar risk oluşturuyor. Mühendislik hizmetini hiç almamış olması, aslında yapının kendi güvenliği açısından bir tehdit oluşturuyor. Bu yapıların güvenliğinden bahsetmek mümkün değil" dedi. 6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan Kahramanmaraş merkezli büyük depremler ve 30 Ekim 2020’deki İzmir depremiyle İzmir Büyükşehir Belediyesi, kenti afetlere karşı dirençli hale getirmek için yapı envanteri çalışmaları başlatmıştı. Bayraklı’nın ardından Bornova’da saha çalışmaları sürerken, İzmir’deki riskli yapıların dönüşümüyle ilgili uzmanlardan ciddi uyarı geldi. “Her aşama mühendis eliyle yapılmalı” İzmir’de yüzde 60 ila 70 oranında yapıların dönüşüme ihtiyacı olduğuna dikkat çeken İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Eylem Ulutaş, “İzmir’deki yapıların bir kısmı yapılaşmaya uygun olmayan alanlar üzerinde bulunuyor. Bir kısmı kaçak yapılar olarak imar affıyla belgelendirilmiş, mühendislik hizmeti almamış yapılardır. Bir kısmı eski yönetmeliklere uygun olarak yapılmış ruhsatlı yapılar. Bir de güncel yönetmeliklere uygun bir şekilde inşa edilen yapılar var. Mühendislik hizmeti almamış olan yapılar risk oluşturuyor; çünkü bu alanlarda zemin açısından daha uygun bir alanda bulunmakla beraber, mühendislik hizmetini hiç almamış olması, aslında yapının kendi güvenliği açısından bir tehdit oluşturuyor. Bu yapıların güvenliğinden bahsetmek mümkün değil. Özellikle imar aflarıyla tescillenmiş yapılar, hiçbir yapı güvenliğin testine tabi tutulmadan belgelendirilmiş yapılardır. Bir yapının üretiminden bahsettiğimizde aslında belirli bir aşamaları var; birisi projelendirme, diğeri uygulama, üçüncüsü de denetim diyebiliriz. Bu aşamaların her birinin yetkin mühendisler eliyle yapılmış, uygulanmış ve denetlenmiş olması gerekiyor” diye konuştu. Ulutaş, “İzmir’deki dönüşüme uğraması gereken binaların oranı aslında birebir yapılan bir tespit değil. Belirli bir yıl öncesi baz alınarak ve imar barışından belgelendirilen yapılar dikkate alınarak yani mühendislik hizmeti almamış yapılar dikkate alınarak ortaya çıkan oranlardır. Yapı stoklarının güvenilirliği konusunda ciddi problem var. Birincisi; mevcut yapı stoku üzerine soru işaretlerimiz var. İkincisi; şuanda yaptığımız imalatla ilgili de hala sıkıntılar yaşadığımızı düşünüyorum” dedi. “Hasarlar vatandaş gözüyle görülemeyebilir” İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Eylem Ulutaş, vatandaşların ilgili belediyelerden bina projelerine ulaşabileceklerini aktardı. Bina güvenliği konusunda gerekli analizlerin yapılmasına da değinen Ulutaş, “Yaşanan depremlerden sonra çok sayıda İzmirli vatandaş ‘yapımın güvenliğini nasıl sorgulatabilirim?’ diye sorgulamaya başladı. Yapısının güvenliğine dair soru işareti olanlar bir inşaat mühendisliğine danışması gerekiyor. Dolayısıyla o yapının projesine ilgili belediyeden ulaşabilir. Bu projeyi alıp ‘benim yapım güvenli mi?’ diye sorması gerekiyor. Burada birtakım analizlerin gerçekleştirilmesi lazım. Bu analizler sonucunda vatandaşlar yapısına dair bilgi sahibi olabilir. Aslında kimi zaman hasarlar daha fazla oluyor. Kimi zaman da yıkımlar söz konusu oluyor. Tabii ki bu vatandaş gözüyle çok fazla bilinebilecek şeyler değil. Bunlar teknik detaylardır” ifadelerine yer verdi. Riskli yapı tespiti yöntemi Can güvenliği sağlamayan yapıların güçlendirilmesi gerektiğini ifade eden Ulutaş, “Deprem yönetmeninin yanı sıra bir de kentsel dönüşüm yasasında kullandığımız bir riskli yapı tespiti yöntemimiz var. Riskli yapı tespiti yönetmenliğine girdiğimizde yapımız riskli çıkarsa yıkım sürecini başlatmış oluyoruz. Deprem yönetmeliği öyle değil. Biraz daha detaylı bir analizle bize yapımızın can güvenliğini sağlayıp sağlamadığı hakkında bilgi veriyor. Bunun sonrasında da iki seçeneğimiz var. Yapımız can güvenliği sağlıyorsa bir sıkıntımız yok. Fakat can güvenliği sağlamıyorsa bu yapıyı ya güçlendireceğiz ya da yıkıp yeniden yapacağız” dedi. Bina kimlik belgeleri hakkında da bilgiler aktaran Ulutaş sözlerine şunları ekledi: “Bayraklı ve Bornova’da yapı stoğuna dair bir çalışma yaptık. Bina kimlik belgeleri düzenledik. Vatandaşlar bina kimlik belgelerine İzmir Kent Rehberi üzerinden ulaşabilir. Kimlik belgelerinin içerisinde binanın ruhsatı da var.”
İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Eylem Ulutaş, İzmir’de yüzde 60 ila 70 oranında yapının dönüşüme ihtiyacı olduğuna dikkat çekerek, "İzmir’de çok ciddi problemle karşı karşıyayız" dedi.

İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Eylem Ulutaş, İzmir’de yüzde 60 ila 70 oranında yapının dönüşüme ihtiyacı olduğuna dikkat çekerek, "İzmir’de çok ciddi problemle karşı karşıyayız. Mühendislik hizmeti almamış olan yapılar risk oluşturuyor. Mühendislik hizmetini hiç almamış olması, aslında yapının kendi güvenliği açısından bir tehdit oluşturuyor. Bu yapıların güvenliğinden bahsetmek mümkün değil" dedi.

6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan Kahramanmaraş merkezli büyük depremler ve 30 Ekim 2020’deki İzmir depremiyle İzmir Büyükşehir Belediyesi, kenti afetlere karşı dirençli hale getirmek için yapı envanteri çalışmaları başlatmıştı. Bayraklı’nın ardından Bornova’da saha çalışmaları sürerken, İzmir’deki riskli yapıların dönüşümüyle ilgili uzmanlardan ciddi uyarı geldi.

“Her aşama mühendis eliyle yapılmalı”

İzmir’de yüzde 60 ila 70 oranında yapıların dönüşüme ihtiyacı olduğuna dikkat çeken İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Eylem Ulutaş, “İzmir’deki yapıların bir kısmı yapılaşmaya uygun olmayan alanlar üzerinde bulunuyor. Bir kısmı kaçak yapılar olarak imar affıyla belgelendirilmiş, mühendislik hizmeti almamış yapılardır. Bir kısmı eski yönetmeliklere uygun olarak yapılmış ruhsatlı yapılar. Bir de güncel yönetmeliklere uygun bir şekilde inşa edilen yapılar var. Mühendislik hizmeti almamış olan yapılar risk oluşturuyor; çünkü bu alanlarda zemin açısından daha uygun bir alanda bulunmakla beraber, mühendislik hizmetini hiç almamış olması, aslında yapının kendi güvenliği açısından bir tehdit oluşturuyor. Bu yapıların güvenliğinden bahsetmek mümkün değil. Özellikle imar aflarıyla tescillenmiş yapılar, hiçbir yapı güvenliğin testine tabi tutulmadan belgelendirilmiş yapılardır. Bir yapının üretiminden bahsettiğimizde aslında belirli bir aşamaları var; birisi projelendirme, diğeri uygulama, üçüncüsü de denetim diyebiliriz. Bu aşamaların her birinin yetkin mühendisler eliyle yapılmış, uygulanmış ve denetlenmiş olması gerekiyor” diye konuştu.

Ulutaş, “İzmir’deki dönüşüme uğraması gereken binaların oranı aslında birebir yapılan bir tespit değil. Belirli bir yıl öncesi baz alınarak ve imar barışından belgelendirilen yapılar dikkate alınarak yani mühendislik hizmeti almamış yapılar dikkate alınarak ortaya çıkan oranlardır. Yapı stoklarının güvenilirliği konusunda ciddi problem var. Birincisi; mevcut yapı stoku üzerine soru işaretlerimiz var. İkincisi; şuanda yaptığımız imalatla ilgili de hala sıkıntılar yaşadığımızı düşünüyorum” dedi.

“Hasarlar vatandaş gözüyle görülemeyebilir”

İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Eylem Ulutaş, vatandaşların ilgili belediyelerden bina projelerine ulaşabileceklerini aktardı. Bina güvenliği konusunda gerekli analizlerin yapılmasına da değinen Ulutaş, “Yaşanan depremlerden sonra çok sayıda İzmirli vatandaş ‘yapımın güvenliğini nasıl sorgulatabilirim?’ diye sorgulamaya başladı. Yapısının güvenliğine dair soru işareti olanlar bir inşaat mühendisliğine danışması gerekiyor. Dolayısıyla o yapının projesine ilgili belediyeden ulaşabilir. Bu projeyi alıp ‘benim yapım güvenli mi?’ diye sorması gerekiyor. Burada birtakım analizlerin gerçekleştirilmesi lazım. Bu analizler sonucunda vatandaşlar yapısına dair bilgi sahibi olabilir. Aslında kimi zaman hasarlar daha fazla oluyor. Kimi zaman da yıkımlar söz konusu oluyor. Tabii ki bu vatandaş gözüyle çok fazla bilinebilecek şeyler değil. Bunlar teknik detaylardır” ifadelerine yer verdi.

Riskli yapı tespiti yöntemi

Can güvenliği sağlamayan yapıların güçlendirilmesi gerektiğini ifade eden Ulutaş, “Deprem yönetmeninin yanı sıra bir de kentsel dönüşüm yasasında kullandığımız bir riskli yapı tespiti yöntemimiz var. Riskli yapı tespiti yönetmenliğine girdiğimizde yapımız riskli çıkarsa yıkım sürecini başlatmış oluyoruz. Deprem yönetmeliği öyle değil. Biraz daha detaylı bir analizle bize yapımızın can güvenliğini sağlayıp sağlamadığı hakkında bilgi veriyor. Bunun sonrasında da iki seçeneğimiz var. Yapımız can güvenliği sağlıyorsa bir sıkıntımız yok. Fakat can güvenliği sağlamıyorsa bu yapıyı ya güçlendireceğiz ya da yıkıp yeniden yapacağız” dedi.

Bina kimlik belgeleri hakkında da bilgiler aktaran Ulutaş sözlerine şunları ekledi:

“Bayraklı ve Bornova’da yapı stoğuna dair bir çalışma yaptık. Bina kimlik belgeleri düzenledik. Vatandaşlar bina kimlik belgelerine İzmir Kent Rehberi üzerinden ulaşabilir. Kimlik belgelerinin içerisinde binanın ruhsatı da var.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.