Anne mezara, baba zindana, çocuk sokağa

GÜNDEM/GÜNCEL (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 05.11.2018 - 10:31, Güncelleme: 28.03.2022 - 15:38 1535+ kez okundu.
 

Anne mezara, baba zindana, çocuk sokağa

Akit’in, aile içi şiddeti önlemek için çıkarılan kanunların sorun çözmek yerine ‘cinnete davet’ olduğu yönündeki uyarıları sürüyor. Süresiz nafakanın mucidi 6284’ün şiddet vakalarını artırdığı da istatistiklere yansıyor. Resmi verilere göre; son 1,5 yılda 230 bin şiddet vakası yaşandı, 393 kadın hayatını kaybetti, yüzlerce çocuk perişan oldu.
Aile fertlerini cinnete sürükleyen, yuvaları yangın yerine çeviren yasaların acı bilançosu istatistiklere yansımaya devam ediyor. Batı’dan ithal edilen ve cinsiyetçi/feminist zihniyetin ürünü olan kanunların son 1,5 yıllık bilançosunun 230 bin 226 şiddet, 393 ölüm vakası olarak kayıtlara geçtiği belirlendi. Tablo vahim Kadına şiddeti önlemek için çıkarılan ancak yuva yıkma aracına dönüşen6284 sayılı kanun, boşanan kadınlar için erkeklere ödetilen süresiz nafaka ve çocuk haczi gibi birçok yanlış uygulamanın neticesi olarak ailelerdeki şiddet vakaları tırmanış gösteriyor. Söz konusu rakamlar, şiddete uğrayan ve hayatını kaybeden kadınların oranına ilişkin CHP’li Ömer Fethi Gürer’in verdiği 165 sayılı soru önergesinin İçişleri Bakanlığı tarafından cevaplandırılmasıyla gün ışığına çıktı. İçişleri Bakanı Süleyman Soyluimzasıyla açıklanan veriler, vahim tabloyu gözler önüne serdi. 230 bin şiddet, 393 ölüm Bakanlığın, Emniyet Genel Müdürlüğü kayıtlarından derlediği verilere göre 2017 ile 2018 yılları arasında toplamda 230 bin 226 kadının şiddet gördüğü tespit edildi. 2017’de 133 bin 809 kadının şiddete maruz kaldığı, 2018’in ilk 7 ayında 96 bin 417 şiddet vakasının yaşandığı belirlendi. Son 1,5 yıllık zaman diliminde şiddet sonucu hayatını kaybeden kadınların sayısı ise 393 olarak kayıtlara geçti. “Cinnete davet” vasfıyla anneleri toprağa, babaları zindana gönderen Batı’dan ithal kanunların kadınları koruyamadığını, aileleri ise yangın yerine çevirdiğini gösteren istatistikler, aileyi baz alan politikalarda zihniyet değişikliğine gidilmesi gerektiğine işaret ediyor. 10 yılda 1.2 milyon çift boşandı! Şiddet de artıyor boşanmalar da 2012’den bu yana yürürlükte olan 6284 sayılı kanunun kadına şiddeti artırdığı Akit’in “6284 çıktı kadın cinayetleri patladı” başlıklı haberiyle gündeme getirilmişti. Emniyet birimlerince 2011 yılında 121 kadın cinayeti vakası rapor edilirken, 6284 sayılı yasanın çıkarıldığı 2012 yılında bu sayının 210’a, 2013’te 237’ye, 2014’te 294’e, 2015’te 303’e, 2016’da 328’e tırmandığı belirlenmişti. Aile yıkıcı kanunların yanı sıra AB’ye uyum zırvaları, ahlaksız dizi-filmler gibi unsurların yansıması olarak ise Türkiye’de boşanma istatistikleri tırmanışta. 2006 yılında 93 bin 489 olan Türkiye geneli boşanma oranı 2016’da 130 bine dayandı. Ülkemizde son 10 yılda 1 milyon 278 bin 755 boşanma vakası yaşandı. 6284 sayılı düzenleme Mor Çatı’yı uçurmuş! Feminaziler köşeyi döndü Yuva yıkan kanunları destekleyen Mor Çatı gibi feminist STK’lar, 6284 gibi kanunlarla adeta ihya oldu. 6284’ün yürürlüğe girdiği 2012’de bağış geliri 516 bin 330 TL olan Mor Çatı’nın 2015’te iki kat artarak 1 milyon 15 TL’ye yükseldiği belirlendi. 6284’ten önce projelerden sadece 220 bin TL gelir sağlayan Mor Çatı’nın 2015 yılında proje gelirleri 452 bin TL olarak kayıtlara geçti. 6284 yuva yıkıyor 6284: ŞİDDET, CİNNET, YIKILAN YUVALAR... “Kadına şiddet” olaylarının önlenmesi amacıyla, Avrupa Konseyi Sözleşmesi baz alınarak 2012 yılında çıkarılan 6284 sayılı kanun, yanlış uygulamaları ile aile dramlarının kaynağı haline geldi. • 6284 kapsamında; kadının en küçük şikayetinde dahi babalar evlerinden en az 1, en fazla 6 ay uzaklaştırılıyor. Şikayetlerde şiddetin meydana geldiğine dair belge veya rapor aranmıyor. Şikayetçi kadının beyanı esas/delil kabul ediliyor. •  Eşler arasında yaşanan tartışmada kadın şikayetçi olmasa dahi komşularının polise ihbarda bulunması sonucu da erkek; evinden, eşinden, çocuğundan 6 ay uzaklaştırılıyor. • Yarım seneyi bulan uzaklaştırma kararları ile yuvadaki sıcaklık bozuluyor, küçük çaplı problemler dahi ‘uzaklaştırma’ sonrasında sonu boşanmaya varıyor. •  6284 ile “şiddet” kavramının kapsamı da oldukça geniş tutuluyor. “Fiziksel şiddet”in yanı sıra “psikolojik şiddet”, “cinsel şiddet” ve “ekonomik şiddet” gibi tuhaf kavramlar 6284 kapsamında şiddet unsuru olarak gösteriliyor. •  Bir aile bireyinin eşine TV kumandasını vermemesi ‘psikolojik şiddet’, erkeğin hanımının istediği herhangi bir şeye ‘almama’ yönünde fikir beyan etmesi “ekonomik şiddet” sayılarak 1-6 ay evinden uzaklaştırma kararı veriliyor. •  6284 ile evinden atılan erkeklerin psikolojik ve barınma ihtiyacı karşılanmıyor. • Yarım seneyi bulan uzaklaştırma kararları ile yuvadaki sıcaklık bozuluyor, küçük çaplı problemlerin dahi ‘evden uzaklaştırma’ sonrasında sonu boşanmaya varabiliyor. • Eğer erkeğin anne-baba evi ve iş yeri, uzaklaştırma kararı bulunan eşinin yaşadığı eve 50 metre yakında ise annesinin evine ve iş yerine gidemiyor. Gitmesi durumunda hakkında tedbir hapsi uygulanıyor. Erkek adeta cinnete sürükleniyor ve eşine daha sert karşılık verme psikolojisine sokuluyor. •  6284 sayılık kanuna dayanak oluşturan ve İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ne göre, delilsiz-kanıtsız evinden uzaklaştırılan erkekler, uzlaşmak için eşiyle bir araya getirilemiyor. Her ihtilafla ilgili sorun çözmenin ilk unsuru “uzlaşma görüşmesi” olmasına rağmen, aralarında problem olan eşlerin uzlaşması için bir araya getirilmesi suç sayılıyor. Çiftleri uzlaştırmak isteyenler hakkında cezai işlem uygulanıyor, onlara da uzaklaştırma kararı veriliyor.  YENİ AKİT
Akit’in, aile içi şiddeti önlemek için çıkarılan kanunların sorun çözmek yerine ‘cinnete davet’ olduğu yönündeki uyarıları sürüyor. Süresiz nafakanın mucidi 6284’ün şiddet vakalarını artırdığı da istatistiklere yansıyor. Resmi verilere göre; son 1,5 yılda 230 bin şiddet vakası yaşandı, 393 kadın hayatını kaybetti, yüzlerce çocuk perişan oldu.

Aile fertlerini cinnete sürükleyen, yuvaları yangın yerine çeviren yasaların acı bilançosu istatistiklere yansımaya devam ediyor. Batı’dan ithal edilen ve cinsiyetçi/feminist zihniyetin ürünü olan kanunların son 1,5 yıllık bilançosunun 230 bin 226 şiddet, 393 ölüm vakası olarak kayıtlara geçtiği belirlendi.

Tablo vahim

Kadına şiddeti önlemek için çıkarılan ancak yuva yıkma aracına dönüşen6284 sayılı kanun, boşanan kadınlar için erkeklere ödetilen süresiz nafaka ve çocuk haczi gibi birçok yanlış uygulamanın neticesi olarak ailelerdeki şiddet vakaları tırmanış gösteriyor. Söz konusu rakamlar, şiddete uğrayan ve hayatını kaybeden kadınların oranına ilişkin CHP’li Ömer Fethi Gürer’in verdiği 165 sayılı soru önergesinin İçişleri Bakanlığı tarafından cevaplandırılmasıyla gün ışığına çıktı. İçişleri Bakanı Süleyman Soyluimzasıyla açıklanan veriler, vahim tabloyu gözler önüne serdi.

230 bin şiddet, 393 ölüm

Bakanlığın, Emniyet Genel Müdürlüğü kayıtlarından derlediği verilere göre 2017 ile 2018 yılları arasında toplamda 230 bin 226 kadının şiddet gördüğü tespit edildi. 2017’de 133 bin 809 kadının şiddete maruz kaldığı, 2018’in ilk 7 ayında 96 bin 417 şiddet vakasının yaşandığı belirlendi. Son 1,5 yıllık zaman diliminde şiddet sonucu hayatını kaybeden kadınların sayısı ise 393 olarak kayıtlara geçti. “Cinnete davet” vasfıyla anneleri toprağa, babaları zindana gönderen Batı’dan ithal kanunların kadınları koruyamadığını, aileleri ise yangın yerine çevirdiğini gösteren istatistikler, aileyi baz alan politikalarda zihniyet değişikliğine gidilmesi gerektiğine işaret ediyor.

10 yılda 1.2 milyon çift boşandı!

Şiddet de artıyor boşanmalar da

2012’den bu yana yürürlükte olan 6284 sayılı kanunun kadına şiddeti artırdığı Akit’in “6284 çıktı kadın cinayetleri patladı” başlıklı haberiyle gündeme getirilmişti. Emniyet birimlerince 2011 yılında 121 kadın cinayeti vakası rapor edilirken, 6284 sayılı yasanın çıkarıldığı 2012 yılında bu sayının 210’a, 2013’te 237’ye, 2014’te 294’e, 2015’te 303’e, 2016’da 328’e tırmandığı belirlenmişti. Aile yıkıcı kanunların yanı sıra AB’ye uyum zırvaları, ahlaksız dizi-filmler gibi unsurların yansıması olarak ise Türkiye’de boşanma istatistikleri tırmanışta. 2006 yılında 93 bin 489 olan Türkiye geneli boşanma oranı 2016’da 130 bine dayandı. Ülkemizde son 10 yılda 1 milyon 278 bin 755 boşanma vakası yaşandı.

6284 sayılı düzenleme Mor Çatı’yı uçurmuş!

Feminaziler köşeyi döndü

Yuva yıkan kanunları destekleyen Mor Çatı gibi feminist STK’lar, 6284 gibi kanunlarla adeta ihya oldu. 6284’ün yürürlüğe girdiği 2012’de bağış geliri 516 bin 330 TL olan Mor Çatı’nın 2015’te iki kat artarak 1 milyon 15 TL’ye yükseldiği belirlendi. 6284’ten önce projelerden sadece 220 bin TL gelir sağlayan Mor Çatı’nın 2015 yılında proje gelirleri 452 bin TL olarak kayıtlara geçti.

6284 yuva yıkıyor

6284: ŞİDDET, CİNNET, YIKILAN YUVALAR...

“Kadına şiddet” olaylarının önlenmesi amacıyla, Avrupa Konseyi Sözleşmesi baz alınarak 2012 yılında çıkarılan 6284 sayılı kanun, yanlış uygulamaları ile aile dramlarının kaynağı haline geldi.

 6284 kapsamında; kadının en küçük şikayetinde dahi babalar evlerinden en az 1, en fazla 6 ay uzaklaştırılıyor. Şikayetlerde şiddetin meydana geldiğine dair belge veya rapor aranmıyor. Şikayetçi kadının beyanı esas/delil kabul ediliyor.

  Eşler arasında yaşanan tartışmada kadın şikayetçi olmasa dahi komşularının polise ihbarda bulunması sonucu da erkek; evinden, eşinden, çocuğundan 6 ay uzaklaştırılıyor.

 Yarım seneyi bulan uzaklaştırma kararları ile yuvadaki sıcaklık bozuluyor, küçük çaplı problemler dahi ‘uzaklaştırma’ sonrasında sonu boşanmaya varıyor.

  6284 ile “şiddet” kavramının kapsamı da oldukça geniş tutuluyor. “Fiziksel şiddet”in yanı sıra “psikolojik şiddet”, “cinsel şiddet” ve “ekonomik şiddet” gibi tuhaf kavramlar 6284 kapsamında şiddet unsuru olarak gösteriliyor.

  Bir aile bireyinin eşine TV kumandasını vermemesi ‘psikolojik şiddet’, erkeğin hanımının istediği herhangi bir şeye ‘almama’ yönünde fikir beyan etmesi “ekonomik şiddet” sayılarak 1-6 ay evinden uzaklaştırma kararı veriliyor.

  6284 ile evinden atılan erkeklerin psikolojik ve barınma ihtiyacı karşılanmıyor.

 Yarım seneyi bulan uzaklaştırma kararları ile yuvadaki sıcaklık bozuluyor, küçük çaplı problemlerin dahi ‘evden uzaklaştırma’ sonrasında sonu boşanmaya varabiliyor.

 Eğer erkeğin anne-baba evi ve iş yeri, uzaklaştırma kararı bulunan eşinin yaşadığı eve 50 metre yakında ise annesinin evine ve iş yerine gidemiyor. Gitmesi durumunda hakkında tedbir hapsi uygulanıyor. Erkek adeta cinnete sürükleniyor ve eşine daha sert karşılık verme psikolojisine sokuluyor.

  6284 sayılık kanuna dayanak oluşturan ve İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ne göre, delilsiz-kanıtsız evinden uzaklaştırılan erkekler, uzlaşmak için eşiyle bir araya getirilemiyor. Her ihtilafla ilgili sorun çözmenin ilk unsuru “uzlaşma görüşmesi” olmasına rağmen, aralarında problem olan eşlerin uzlaşması için bir araya getirilmesi suç sayılıyor. Çiftleri uzlaştırmak isteyenler hakkında cezai işlem uygulanıyor, onlara da uzaklaştırma kararı veriliyor.

 YENİ AKİT

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.