Efsaneyi duyan yerli turist oraya koştu

Muğla’nın Marmaris ilçesinde bulunan dünyaca ünlü Kızkumu, yerli turistlerin akınına uğradı. Efsaneye konu olan Kızkumun’u günde yerli ve yabancı 10 bin kişi ziyaret etti. Marmaris’in Orhaniye Mahallesi’nde yeşili ve mavisiyle görenleri...

Muğla’nın Marmaris ilçesinde bulunan dünyaca ünlü Kızkumu, yerli turistlerin akınına uğradı. Efsaneye konu olan Kızkumun’u günde yerli ve yabancı 10 bin kişi ziyaret etti. Marmaris’in Orhaniye Mahallesi’nde yeşili ve mavisiyle görenleri hayran bırakan 600 metre uzunluğu ve ortalama 3 metre genişliğindeki kızıl kumların oluşturduğu Kızkumu ziyaretçi rekoru kırıyor. Uzaktan bakılınca deniz üzerinde yürüyor izlenimi veren Kızkumu’nu Ramazan Bayramı tatilinde yerli ve yabancı yaklaşık 10 bin kişi ziyaret etti. Tatil için İstanbul’dan geldiğini belirten Melek Çakır, “Burayı çok güzel bulduk. İlk gelişim ama tekrar gelmeyi düşünüyoruz” dedi. Kızkumu’na ilk kez geldiğini belirten Mustafa Yalçın ise, “Adana’dan geldik. Bayram tatili için geldik. Çok güzel bir yer, çok beğendim“ diye konuştu. İstanbul’dan gelen Ali Köylü, “İstanbul’dan geliyorum. Datça ve Marmaris’in koylarını geziyoruz. Burayı da ziyaret ettik. Çok beğendim” dedi. Kızkumu efsanesi Efsaneye göre Bybassos Kralı’nın kızı bir balıkçı birbirlerine aşık olur. Kız geceleri sahile çıkıp kandille balıkçıya işaret verir ve balıkçı da karşı kıyıdan sandalıyla gelerek buluşurlar. Kral bunu öğrenince bir gece kızını takip ettirir. Balıkçının denizden geldiğini, kızının kumsalda onu beklediğini ve yerini elindeki ışıkla balıkçıya haber verdiğini öğrenen kral, askerlerine kızını kumsalda yakalayıp elindeki ışığı alarak balıkçıya işaret vermelerini ve balıkçıyı yakalamalarını emreder. Balıkçı karşı kıyıdan ışığı gördüğü anda kürek çekmeye başlar. Kız askerlerin elinden kurtulup denizin ortasındaki delikanlıya doğru koşmaya başladığı anda kızın adım attığı su anında kumsala dönüşür. Arkadan koşan askerlerin üzerlerindeki ağırlık onları suya batırdığı anda bir asker ok ve yayına sarılır. Amacı delikanlıyı vurmaktır ama ok kıza saplanır. Efsaneye göre de kumların rengi kızın kanıyla kırmızıya dönüşür. Delikanlı okla öldürülen prensesi alıp kayığıyla ortadan kaybolur. Bir daha ikisini de gören olmaz.