(Özel) Engel tanımayan baba
(Özel) Engel tanımayan baba
Çocuklarini Okula Götürüp Getiren, Onlara Sevdikleri Yemekleri Pişirip Derslerine Yardım Eden, Onlarla Oyunlar Oynayan Baba Çetin Başak, Çocuklariyla Mutlu Olduğunu Söyledi.
İzmir’de yaşayan Çetin Başak, eski eşi göstermediği için çeşitli sağlık problemleri bulunan üç çocuğunu uzun süre icra ile görmek zorunda kaldı. Verdiği hukuk mücadelesi sonucu üç çocuğunun da velayetini alan baba, “Bir baba evladı için doktora yalvarıyorsa; ‘benim gözümü, böbreğimi alın evladıma verin’ diyorsa o baba hiçbir şeyden korkmaz, engel de tanımaz” dedi.
İzmir’de yaşayan 43 yaşındaki Çetin Başak’ın eşi ve çocukları, 2014 yılında tatil amacıyla memleketleri Elazığ’a gitti ancak bir daha da dönmedi. Bu süre zarfında çocuklarını görebilmek için çeşitli girişimlerde bulunan ancak çoğunlukla başarılı olamayan Başak, 2017 yılında eşinden boşandı, eski eşi çocukları mahkeme kararına rağmen göstermediği zamanlarda da icra yoluna başvurdu. Çocuklarını görebilmek için açtığı davalarla ilgilenirken işini ihmal ettiği gerekçesiyle işten çıkarılan baba, yılmadı ve sağlık problemleri bulunan üç çocuğunun da velayetini almayı başardı. Çocuklarını okula götürüp getiren, onlara sevdikleri yemekleri pişirip derslerine yardım eden, onlarla oyunlar oynayan baba Çetin Başak, “16 yaşındaki oğlum Ali Mert’te ülseratif kolit, hafif düzeyde zeka geriliği, görme kaybı ve Behçet hastalığı bulunuyor. 13 yaşındaki kızım Yağmur’un velayetini aldıktan sonra işitme kaybının ilerlediğini fark ettim ve ameliyat ettirdik. Şu anda halk arasında ‘tavuk karası’ olarak bilinen gece körlüğü hastalığına sahip. 7 yaşındaki oğlum Hakan’ın da görme sorunu var, hastanedeki tetkikleri devam ediyor. Bir baba evladı için doktora yalvarıyorsa; ‘benim gözümü, böbreğimi alın evladıma verin’ diyorsa o baba hiçbir şeyden korkmaz, engel de tanımaz” diye konuştu.
“Hem anneleri hem babalarıyım”
Eski eşi ve çocuklarının tatile gitmesi için biletleri kendisinin aldığını belirten Başak, “Eski eşim 2014 yılında tatil amacıyla çocukları alıp memlekete gitti, bir daha da dönmedi. Çocukları da bu sürede göstermedi ama ben yılmadım. O süreçte boşanma davamız oldu. Davalarla uğraşırken işime gidemediğim için işveren işime son verdi. Bir daha da bir işe yerleşemedim. 2017’de üç çocuğumun da velayetini aldım. Bir baba evladı için uğraşıyorsa, evlatları için mücadele ediyorsa üç çocuğa bakmanın hiçbir zorluğu yok. Çocukları okula götürüyorum, eve gelip yemeklerini yapıyorum. Çocukların canı bazen sarma, dolma istiyor; yapıyorum. Bazen arkadaşlarıma örnek olsun diye sosyal medyada da paylaşıyorum. Her şey anne değil. Çocukların anneye olduğu kadar babaya da ihtiyacı var. Ben onların hem anneleriyim, hem babalarıyım, hem abalalarıyım, hem de ağabeyleriyim" dedi.
Yardım alıyorlar
Üç çocuğuna tek başına baktığını söyleyen Başak, “Çocukların annelerinin de sorunları var. Çocukları aldığımda sağlık sorunları çok fazlaydı. Hatta bir kere Elazığ’a gittiğimde kızım Yağmur’un annesinin yanında değil İstanbul’da olduğunu öğrendim. Çocuklarımı aldıktan sonra güvenip kimseye bırakamazdım. Çalışmadığım için devletin bazı kurumlarına başvurdum. Olumlu ya da olumsuz dönüşler aldım. Çocukların velayetini almadan önce Babasız Bırakılan Çocuklar, Çocuksuz Babalar Derneği ile iletişim kuruyordum. Dernek üyeleri bizden desteklerini esirgemiyor. Ben şu an çalışamam. Çocuklarım için sabahtan akşama kadar okulda nöbet tuttuğum oluyor” diye konuştu.
“Beni yıldırmadı”
Günlük hayatta fazla zorluk yaşamadığını, tek sorunlarının sağlık problemleri olduğunu belirten Başak, şöyle devam etti: “İnşallah onları da en kısa zamanda çözeceğiz. Çevrem ‘çocuklara nasıl bakacaksın’ diyordu. Ailem bile bu düşüncedeydi ama bunlar beni yıldırmadı. ’Çocuklarımı ne olursa olsun alacağım’ dedim. Bunu de en iyi şekilde başardığıma eminim. Bir baba evladı için doktora yalvarıyorsa; ‘ben gözümü, böbreğimi alın evladıma verin’ diyorsa o baba hiçbir şeyden korkmaz, engel de tanımaz.”
“Elimiz, ayağımız, gözümüz”
Başak’ın oğlu Ali Mert, “Okulda arkadaşım olmadığında babam gelip arkadaşlık ediyor. Öğlen arası bana yemek getiriyor” derken, 13 yaşındaki kızı Yağmur da “Babamız bizim için elimiz, ayağımız, gözümüz. Babam sabah bizi okula götürüyor, öğlen yemeğimizi getiriyor. Sonra okuldan alınca eve gelip yemeğimizi yiyoruz. Babamla ödev yapıp oyun oynuyoruz” dedi. Başak’ın 7 yaşındaki oğlu Hakan ise “Babam bize yemek getiriyor, okuldan alıyor. Evde bize yemek pişiriyor. Her istediğimiz yemeği yapıyor. Gezmek istediğimizde bizi gezmeye götürüyor. Babamı çok seviyorum” ifadelerini kullandı.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.