CHP’li Sındır, “Tarımın Önemsenmediği Kalkınma Planı Düşünülemez”

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 18.07.2019 - 10:54, Güncelleme: 28.03.2022 - 15:39 1835+ kez okundu.
 

CHP’li Sındır, “Tarımın Önemsenmediği Kalkınma Planı Düşünülemez”

CHP İzmir Milletvekili ve Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır TBMM’de yaptığı konuşmada 11. Kalkınma Planı’nda tarım sektörünün yine kaderine terk edildiğini, çiftçinin refahının düşünülmediğini, hayvancılığın ithalata kurban edildiğini, 11. Kalkınma Planı’nın başarıya ulaşamayacağını söyleyerek AKP iktidarına sert sözlerle yüklendi.
“TÜRKİYE TARIM SEKTÖRÜNDE HER GEÇEN GÜN ERİYOR” Tarımın çiftçinin, üreticinin kırda, köyde varlığını, yaşamını sürdürebildiği yegane üretim sektörü ve gelir kaynağı olduğunu söyleyerek sözlerine başlayan Sındır, “11. Kalkınma Planı’nda tarım başlığı altında yer alan “amaç” alt başlığına bakıldığında, bunu kaleme alanların sektörde girdi maliyetlerini düşürme derdinin olmadığı, üretimde kalite artışı veya kalite iyileştirilmesine yönelik bir dert, bir mesele, bir sorun alanının olmadığı görülüyor. 11. Kalkınma Planı’nda çiftçinin refahı yok. Türkiye tarım sektöründe her geçen gün eriyor. Yanlış politikalar sonucu tarım sektörü son 17 yılda güncel siyasetin bir aracı ve oyuncağı haline geldi ve politikasızlığın sonucunda tarım sektörü hiç olmadığı kadar daraldı. Tarım sektörü ne yazık ki üretim maliyetleri altında ezilen ve maliyetleri bir türlü kontrol altına alınamayan ve ürün fiyatları da üretici lehinde bir türlü denetlenemeyen bir sektör hâline getirildi” dedi. “ÇİFTÇİ EKİP BİÇERSE ZARAR EDİYOR!” AKP iktidarının tarım sektörüne her zaman şaşı baktığını söyleyen Sındır, “17 yılda tarımda nereden nereye gelmişiz ve nereye gidiyoruz? Üreticimiz 2002’de DAP gübresinin 1 kilogramı için 1,7 kilogram buğday satarken, 2018’de 1 kilogram DAP almak için 2,7 kilogram buğday satmak durumunda. Yine üreticimiz 2002’de 1 litre çiğ süt sattığında 1,7 kilogram süt yemi alabiliyorken bugün ancak 1,2 kilogram yem alabiliyor. Hayvanın sütü kendine yetmiyor. Bir üretimde girdiler ve ürün fiyatları kıyaslandığında üretimin devam edebilmesi için mutlaka, gelirin maliyetleri karşılayabilir olması gerekir. 2002’de 239 milyon dönüm tarım arazisi ekilirken bu alan 197 milyona düştü. 17 yıllık Adalet ve Kalkınma Partisinin iktidar döneminde 42 milyon dönüm verimli tarım arazisi ekilip, biçilmiyor. Çifti ekip biçerse zarar ediyor. Bugün iktidarın ne kadar umurunda bilemiyorum ama üretici köyünü, toprağını, baba ocağını terk ediyor. 17 yılda Türkiye’de değişen işte bu oldu” dedi. “TARIM İTHALATINDA 95,3 MİLYAR DOLAR PARA ÖDEDİK” Türkiye’nin AKP iktidarı zamanında tarımda net ithalatçı bir ülke konumuna geldiğinin altını çizen Sındır, “Tarım ithalatında 2003-2018 döneminde 95,3 milyar dolar para ödemişiz. 2018 yılında ABD’den sonra en çok sığır ithal eden ülke olduk. Dünya’da Amerika Birleşik Devletlerinden sonra en çok sığır ithal eden ülke Türkiye’dir. AKP iktidarı Türkiye’yi tarımda net ithalatçı bir ülke durumuna getirdi. 11. Kalkınma Planı'nda kırmızı et üretim miktarında artış öngörülmüş ancak hayvan sayısı ve büyükbaş hayvan varlığının artırılması bir hedef olarak konmamış. Kırmızı et üretim miktarı konusunda hedef ortaya konmuş olduğuna göre bu artışın da hayvan ithalatına dayalı olacağı anlaşılıyor. Bu planda ‘Tarım sayımı yapılacaktır’ deniliyor. En son yapılan Genel Tarım Sayımı 2001 yılında olmuştur. Diğer bir deyişle, 4 Kalkınma Planı dönemini içeren AKP iktidarları döneminde bir kere bile tarım sayımı yapılmadığını biliyor musunuz? Demek ki daha henüz tarım sayımının dahi yapılmadığı bir durumda ortaya konmuş bir planla karşı karşıyayız. Daha baştan buradaki hedeflerin ve tüm verilerin sağlıksız olduğunu düşünebiliriz. Sadece bununla kalsa iyi! Peki, buğday üretimimiz ne olacak? Peki, pamuk üretimimiz ne olacak? Fındık üretimimiz ne olacak? Ürünler bazında hedeflerimiz nedir? Alan, miktar ve değer üzerinden hangi hedeflere varmak istiyoruz? Yani, bütün tarım sektörünü, 8-10 tane hedef koyarak geleceğe nasıl taşıyacağız? Bitkisel üretim, hayvansal üretim, su ürünleri yetiştiriciliği, gıda güvenliği, gıda güvenilirliği, gıda güvencesi, kırsal kalkınma ne olacak?” dedi. “ÇİFTÇİYE VERDİĞİNİZ SÖZLERİ YERİNE GETİRİNİZ” 11. Kalkınma Planı’nda çok eksiklerin olduğunu söyleyerek AKP iktidarını uyaran ve iktidara sorular yönelten Sındır sözlerini şöyle sonlandırdı: “bu kalkınma planında Güneydoğu Anadolu Projesi’nin adı geçmiyor, Konya Ovası Projesi’nin adı geçmiyor, DOKAP Doğu Anadolu Kalkınma Projesi’nin adı geçmiyor. Bölgelerimizin ekonomik, sosyal, kültürel ve mekânsal gelişimlerini gözeten böylesi büyük entegre kalkınma projelerinden neden hiç bahsedilmiyor? Bu projeler kadük mü oldu? Bu projeler iptal mi edildi? 2017 yılı sonuna kadar GAP’ta Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının raporundan edindiğim veriler ışığında sulamaya açılması öngörülen 1,8 milyon hektarlık alanın projenin başından bugüne kadar toplam olarak sadece 546 bin 345 hektar alan sulamaya açılmış. Bunun da sadece 313 bin 237 hektarlık kısmı 17 yıllık AKP iktidarları döneminde gerçekleştirilmiş. GAP projesinde halihazırda 1,8 milyon hektar alanın yaklaşık yüzde 70’i hala sulama bekliyor. Diğer yandan 14.6 milyon hektara düşmüş olan Mera alanlarımızın korunması ve ıslahı hakkında genel geçer ifadelerle bir yere varılamaz, büyükşehir belediyelerinde amaç dışına çıkmasına engel olunamaz ve ülkemiz hayvancılığının yok oluşunun önün açmış olursunuz. Genetiği değiştirilmiş organizmalar hakkında bu planın hiçbir önermesi, hiçbir görüşü yok. Gıda konusu, tarım ve diğer iki alt başlık içerisinde, değişik yerlerde serpiştirilmiş, ancak gıda başlıklı bir bölüm planda yer almıyor. "Mazot fiyatları geliştirilecektir, mazot desteği iyileştirilecektir" diyorsunuz. Hani "mazot fiyatlarının yarısı karşılanacaktır" diyordunuz? Ne oldu, her ne kadar hala mazot fiyatlarının yarısını ödemediyseniz de bu sözünüzden de mi vazgeçtiniz? Çiftçimize verdiğiniz sözleri yerine getiriniz. Ar-Ge yatırımınız olmazsa kalkınmayı sağlayamazsınız. Tarımda da sanayide de ve diğer bütün sektörler itibarıyla sağlıklı veri için Ar-Ge’ye ihtiyaç vardır, yoksa plan çalışması da yapamazsınız, ülkenin sektörel gelişimini de gerçekçi plan ve programlarla sağlayamazsınız. Sonuç olarak, tarım sektörünü hafife alan, geçiştiren, önemsemeyen ve yok sayan 11. Kalkınma Planı’nın başarıya ulaşması da mümkün değildir” dedi.
CHP İzmir Milletvekili ve Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır TBMM’de yaptığı konuşmada 11. Kalkınma Planı’nda tarım sektörünün yine kaderine terk edildiğini, çiftçinin refahının düşünülmediğini, hayvancılığın ithalata kurban edildiğini, 11. Kalkınma Planı’nın başarıya ulaşamayacağını söyleyerek AKP iktidarına sert sözlerle yüklendi.

“TÜRKİYE TARIM SEKTÖRÜNDE HER GEÇEN GÜN ERİYOR”

Tarımın çiftçinin, üreticinin kırda, köyde varlığını, yaşamını sürdürebildiği yegane üretim sektörü ve gelir kaynağı olduğunu söyleyerek sözlerine başlayan Sındır, “11. Kalkınma Planı’nda tarım başlığı altında yer alan “amaç” alt başlığına bakıldığında, bunu kaleme alanların sektörde girdi maliyetlerini düşürme derdinin olmadığı, üretimde kalite artışı veya kalite iyileştirilmesine yönelik bir dert, bir mesele, bir sorun alanının olmadığı görülüyor. 11. Kalkınma Planı’nda çiftçinin refahı yok. Türkiye tarım sektöründe her geçen gün eriyor. Yanlış politikalar sonucu tarım sektörü son 17 yılda güncel siyasetin bir aracı ve oyuncağı haline geldi ve politikasızlığın sonucunda tarım sektörü hiç olmadığı kadar daraldı. Tarım sektörü ne yazık ki üretim maliyetleri altında ezilen ve maliyetleri bir türlü kontrol altına alınamayan ve ürün fiyatları da üretici lehinde bir türlü denetlenemeyen bir sektör hâline getirildi” dedi.

“ÇİFTÇİ EKİP BİÇERSE ZARAR EDİYOR!”

AKP iktidarının tarım sektörüne her zaman şaşı baktığını söyleyen Sındır, “17 yılda tarımda nereden nereye gelmişiz ve nereye gidiyoruz? Üreticimiz 2002’de DAP gübresinin 1 kilogramı için 1,7 kilogram buğday satarken, 2018’de 1 kilogram DAP almak için 2,7 kilogram buğday satmak durumunda. Yine üreticimiz 2002’de 1 litre çiğ süt sattığında 1,7 kilogram süt yemi alabiliyorken bugün ancak 1,2 kilogram yem alabiliyor. Hayvanın sütü kendine yetmiyor. Bir üretimde girdiler ve ürün fiyatları kıyaslandığında üretimin devam edebilmesi için mutlaka, gelirin maliyetleri karşılayabilir olması gerekir. 2002’de 239 milyon dönüm tarım arazisi ekilirken bu alan 197 milyona düştü. 17 yıllık Adalet ve Kalkınma Partisinin iktidar döneminde 42 milyon dönüm verimli tarım arazisi ekilip, biçilmiyor. Çifti ekip biçerse zarar ediyor. Bugün iktidarın ne kadar umurunda bilemiyorum ama üretici köyünü, toprağını, baba ocağını terk ediyor. 17 yılda Türkiye’de değişen işte bu oldu” dedi.

“TARIM İTHALATINDA 95,3 MİLYAR DOLAR PARA ÖDEDİK”

Türkiye’nin AKP iktidarı zamanında tarımda net ithalatçı bir ülke konumuna geldiğinin altını çizen Sındır, “Tarım ithalatında 2003-2018 döneminde 95,3 milyar dolar para ödemişiz. 2018 yılında ABD’den sonra en çok sığır ithal eden ülke olduk. Dünya’da Amerika Birleşik Devletlerinden sonra en çok sığır ithal eden ülke Türkiye’dir. AKP iktidarı Türkiye’yi tarımda net ithalatçı bir ülke durumuna getirdi. 11. Kalkınma Planı'nda kırmızı et üretim miktarında artış öngörülmüş ancak hayvan sayısı ve büyükbaş hayvan varlığının artırılması bir hedef olarak konmamış. Kırmızı et üretim miktarı konusunda hedef ortaya konmuş olduğuna göre bu artışın da hayvan ithalatına dayalı olacağı anlaşılıyor. Bu planda ‘Tarım sayımı yapılacaktır’ deniliyor. En son yapılan Genel Tarım Sayımı 2001 yılında olmuştur. Diğer bir deyişle, 4 Kalkınma Planı dönemini içeren AKP iktidarları döneminde bir kere bile tarım sayımı yapılmadığını biliyor musunuz? Demek ki daha henüz tarım sayımının dahi yapılmadığı bir durumda ortaya konmuş bir planla karşı karşıyayız. Daha baştan buradaki hedeflerin ve tüm verilerin sağlıksız olduğunu düşünebiliriz. Sadece bununla kalsa iyi! Peki, buğday üretimimiz ne olacak? Peki, pamuk üretimimiz ne olacak? Fındık üretimimiz ne olacak? Ürünler bazında hedeflerimiz nedir? Alan, miktar ve değer üzerinden hangi hedeflere varmak istiyoruz? Yani, bütün tarım sektörünü, 8-10 tane hedef koyarak geleceğe nasıl taşıyacağız? Bitkisel üretim, hayvansal üretim, su ürünleri yetiştiriciliği, gıda güvenliği, gıda güvenilirliği, gıda güvencesi, kırsal kalkınma ne olacak?” dedi.

“ÇİFTÇİYE VERDİĞİNİZ SÖZLERİ YERİNE GETİRİNİZ”

11. Kalkınma Planı’nda çok eksiklerin olduğunu söyleyerek AKP iktidarını uyaran ve iktidara sorular yönelten Sındır sözlerini şöyle sonlandırdı: “bu kalkınma planında Güneydoğu Anadolu Projesi’nin adı geçmiyor, Konya Ovası Projesi’nin adı geçmiyor, DOKAP Doğu Anadolu Kalkınma Projesi’nin adı geçmiyor. Bölgelerimizin ekonomik, sosyal, kültürel ve mekânsal gelişimlerini gözeten böylesi büyük entegre kalkınma projelerinden neden hiç bahsedilmiyor? Bu projeler kadük mü oldu? Bu projeler iptal mi edildi? 2017 yılı sonuna kadar GAP’ta Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının raporundan edindiğim veriler ışığında sulamaya açılması öngörülen 1,8 milyon hektarlık alanın projenin başından bugüne kadar toplam olarak sadece 546 bin 345 hektar alan sulamaya açılmış. Bunun da sadece 313 bin 237 hektarlık kısmı 17 yıllık AKP iktidarları döneminde gerçekleştirilmiş. GAP projesinde halihazırda 1,8 milyon hektar alanın yaklaşık yüzde 70’i hala sulama bekliyor. Diğer yandan 14.6 milyon hektara düşmüş olan Mera alanlarımızın korunması ve ıslahı hakkında genel geçer ifadelerle bir yere varılamaz, büyükşehir belediyelerinde amaç dışına çıkmasına engel olunamaz ve ülkemiz hayvancılığının yok oluşunun önün açmış olursunuz. Genetiği değiştirilmiş organizmalar hakkında bu planın hiçbir önermesi, hiçbir görüşü yok. Gıda konusu, tarım ve diğer iki alt başlık içerisinde, değişik yerlerde serpiştirilmiş, ancak gıda başlıklı bir bölüm planda yer almıyor. "Mazot fiyatları geliştirilecektir, mazot desteği iyileştirilecektir" diyorsunuz. Hani "mazot fiyatlarının yarısı karşılanacaktır" diyordunuz? Ne oldu, her ne kadar hala mazot fiyatlarının yarısını ödemediyseniz de bu sözünüzden de mi vazgeçtiniz? Çiftçimize verdiğiniz sözleri yerine getiriniz. Ar-Ge yatırımınız olmazsa kalkınmayı sağlayamazsınız. Tarımda da sanayide de ve diğer bütün sektörler itibarıyla sağlıklı veri için Ar-Ge’ye ihtiyaç vardır, yoksa plan çalışması da yapamazsınız, ülkenin sektörel gelişimini de gerçekçi plan ve programlarla sağlayamazsınız. Sonuç olarak, tarım sektörünü hafife alan, geçiştiren, önemsemeyen ve yok sayan 11. Kalkınma Planı’nın başarıya ulaşması da mümkün değildir” dedi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.