URGENÇ; YETKİLİ SENDİKA İŞVERENİN SAHA SORUMLUĞUNU DEĞİL ÇALIŞANLARIN HAKKINI SAVUNMALIDIR.
EĞİTİM
(İHA) - İhlas Haber Ajansı |
23.02.2020 - 17:36, Güncelleme:
28.03.2022 - 15:40 2287+ kez okundu.
URGENÇ; YETKİLİ SENDİKA İŞVERENİN SAHA SORUMLUĞUNU DEĞİL ÇALIŞANLARIN HAKKINI SAVUNMALIDIR.
Türk Eğitim Sen Nevşehir şube başkanı Tayfur Urgenç yağtığı açıklamada Türkiye Kamu-Sen’in hem konfederasyon, hem de 11 hizmet kolunda yetkili sendika olarak toplu sözleşme masasına yetkil sendika olarak oturması gerekmektedir. Dedi.
Türk Eğitim Sen Nevşehir Şube Başkanı Tayfur Urgenç açıklmasının devamında geçtiğimiz yıl gerçekleştirilen toplu sözleşme ile ilgili önemli açıklamalar yaptı. Bu toplu sözleşmeden kamu çalışanlarının koskoca bir sıfır elde ettiğini bildiren Urgenç, “Bırakın kazanım elde etmeyi, kamu çalışanlarının temel meselelerinin, beklentilerinin müzakere dahi edilemediği bir süreci yaşadık” dedi.
Sözde yetkili konfederasyonun masaya oturduğu ilk günden itibaren işveren ile müzakere yapacağına, sağındaki solundaki sendikalarla uğraştığını söyleyen Urgenç, “Toplu pazarlık masasında çalışanları temsil eden sendikalardan rahatsız olması gereken kesim işveren yani hükümet iken, yetkili konfederasyon rahatsızlık duydu” dedi.
Urgenç sözlerini şöyle sürdürdü: “Malum konfederasyonun malum başkanı, ‘Memur-Sen’in çalışanlar için masaya getirdiği teklifler; makul, rasyonel, gerçekçi teklifler ancak diğer sendikaların getirdiği teklifler afaki’ dedi. Oysa Malum-Sen’in malum başkanının ‘afaki’ şeklinde ifade ettiği Türkiye Kamu-Sen’in talebi, geride bıraktığımız yıldan oluşan kayıplarımızın telafisiydi. Bu nedenle Türkiye Kamu-Sen olarak taban aylığa 600 TL zam istedik. Bunun dışında 2020 yılı için yüzde 10+10, 2021 yılı için ise yüzde 8+8 ve her iki yıl için yüzde 3 refah payı talep ettik. Bakınız; Türkiye Kamu-Sen’in bütün makul talepleri hükümet tarafından kabul edilmiş olsaydı dahi, 2020 yılı sonu itibari ile ortalama devlet memuru maaşı 5 bin 750 TL olacaktı.
Türkiye Kamu-Sen’in zam talebine ‘afaki’ diyen Memur-Sen, Temmuz 2019’da yani toplu sözleşme başlamadan bir ay önce yayınladığı araştırmada 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırını 6 bin 610 TL olarak açıkladı. Buradan şu sonuç çıkıyor: Ya Sayın başkan sendikasının yapmış olduğu araştırmadan bir haber ya da ağzından çıkanı kulağı duymuyor.
Bu sendika ne yazık ki çalışanlar adına konuşmuyor. Hepimiz işverenlerin adına konuşan sendikalara sarı sendika denildiğini biliyoruz İşte bu nedenle kamusal alanın sendikal esaret altında olduğunu söylüyoruz. Türkiye Kamu-Sen’in hem konfederasyon, hem de 11 hizmet kolunda yetkili sendika olarak o masaya oturması gerekmektedir. Türkiye Kamu-Sen’in yetkili olmasını kendimiz için istiyorsak namerdiz. Emin olun ki, bunu sadece kamu çalışanının selameti için istiyoruz.”
Urgenç sözlerini şu şekilde bitirdi; “Demokratik bir ülkede Sendika işverenin saha sorumluluğunu yapmaz, çalışanların haklarını korur ve geliştirir. Eğer bir sendika çalışma alanında, sorumluluk alanında ehliyet ve liyakatı ortadan kaldırmak ve bunu bireysel menfaat sağlamak için kullanıyorsa çalışanlar üzerinde sendikal tehdit ve baskı oluşturuyorsa bu korku imparatorluğunu yıkmak ve çalışanlara güven vermek, bizim ülkemiz için çocuklarımız için yerine getirmemiz gereken bir sorumluluktur. Hak yoldan adaletten, milli ve ahlaki değerlerimizden taviz vermeden bunu başaracağız. Tüm kamu çalışanları müsterih olsun.”
Türk Eğitim Sen Nevşehir şube başkanı Tayfur Urgenç yağtığı açıklamada Türkiye Kamu-Sen’in hem konfederasyon, hem de 11 hizmet kolunda yetkili sendika olarak toplu sözleşme masasına yetkil sendika olarak oturması gerekmektedir. Dedi.
Türk Eğitim Sen Nevşehir Şube Başkanı Tayfur Urgenç açıklmasının devamında geçtiğimiz yıl gerçekleştirilen toplu sözleşme ile ilgili önemli açıklamalar yaptı. Bu toplu sözleşmeden kamu çalışanlarının koskoca bir sıfır elde ettiğini bildiren Urgenç, “Bırakın kazanım elde etmeyi, kamu çalışanlarının temel meselelerinin, beklentilerinin müzakere dahi edilemediği bir süreci yaşadık” dedi.
Sözde yetkili konfederasyonun masaya oturduğu ilk günden itibaren işveren ile müzakere yapacağına, sağındaki solundaki sendikalarla uğraştığını söyleyen Urgenç, “Toplu pazarlık masasında çalışanları temsil eden sendikalardan rahatsız olması gereken kesim işveren yani hükümet iken, yetkili konfederasyon rahatsızlık duydu” dedi.
Urgenç sözlerini şöyle sürdürdü: “Malum konfederasyonun malum başkanı, ‘Memur-Sen’in çalışanlar için masaya getirdiği teklifler; makul, rasyonel, gerçekçi teklifler ancak diğer sendikaların getirdiği teklifler afaki’ dedi. Oysa Malum-Sen’in malum başkanının ‘afaki’ şeklinde ifade ettiği Türkiye Kamu-Sen’in talebi, geride bıraktığımız yıldan oluşan kayıplarımızın telafisiydi. Bu nedenle Türkiye Kamu-Sen olarak taban aylığa 600 TL zam istedik. Bunun dışında 2020 yılı için yüzde 10+10, 2021 yılı için ise yüzde 8+8 ve her iki yıl için yüzde 3 refah payı talep ettik. Bakınız; Türkiye Kamu-Sen’in bütün makul talepleri hükümet tarafından kabul edilmiş olsaydı dahi, 2020 yılı sonu itibari ile ortalama devlet memuru maaşı 5 bin 750 TL olacaktı.
Türkiye Kamu-Sen’in zam talebine ‘afaki’ diyen Memur-Sen, Temmuz 2019’da yani toplu sözleşme başlamadan bir ay önce yayınladığı araştırmada 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırını 6 bin 610 TL olarak açıkladı. Buradan şu sonuç çıkıyor: Ya Sayın başkan sendikasının yapmış olduğu araştırmadan bir haber ya da ağzından çıkanı kulağı duymuyor.
Bu sendika ne yazık ki çalışanlar adına konuşmuyor. Hepimiz işverenlerin adına konuşan sendikalara sarı sendika denildiğini biliyoruz İşte bu nedenle kamusal alanın sendikal esaret altında olduğunu söylüyoruz. Türkiye Kamu-Sen’in hem konfederasyon, hem de 11 hizmet kolunda yetkili sendika olarak o masaya oturması gerekmektedir. Türkiye Kamu-Sen’in yetkili olmasını kendimiz için istiyorsak namerdiz. Emin olun ki, bunu sadece kamu çalışanının selameti için istiyoruz.”
Urgenç sözlerini şu şekilde bitirdi; “Demokratik bir ülkede Sendika işverenin saha sorumluluğunu yapmaz, çalışanların haklarını korur ve geliştirir. Eğer bir sendika çalışma alanında, sorumluluk alanında ehliyet ve liyakatı ortadan kaldırmak ve bunu bireysel menfaat sağlamak için kullanıyorsa çalışanlar üzerinde sendikal tehdit ve baskı oluşturuyorsa bu korku imparatorluğunu yıkmak ve çalışanlara güven vermek, bizim ülkemiz için çocuklarımız için yerine getirmemiz gereken bir sorumluluktur. Hak yoldan adaletten, milli ve ahlaki değerlerimizden taviz vermeden bunu başaracağız. Tüm kamu çalışanları müsterih olsun.”
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA) ve diğer ajanslar tarafından eklenen tüm haberler, sitemizin editörlerinin müdahalesi olmadan ajans kanallarından çekilmektedir. Bu haberlerde yer alan hukuki muhataplar haberi geçen ajanslar olup sitemizin hiç bir editörü sorumlu tutulamaz...
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.