İstanbul ne kadar güvenliyse, Londra o kadar güvenlidir
İstanbul ne kadar güvenliyse, Londra o kadar güvenlidir
TBMM Başkanı Binali Yıldırım, dünyada terör konusunda çifte standart olduğunu vurgulayarak, "İstanbul ne kadar güvenliyse, Londra o kadar güvenlidir. Kahire ne kadar güvenliyse Vaşington da o kadar güvenlidir." dedi.
Yıldırım, İsviçre'nin Cenevre kentinde Asya Parlamenter Asamblesi (APA) Koordinasyon Toplantısında Dönem Başkanı sıfatıyla yaptığı açılış konuşmasında, Asya kıtasının yükseldiğini ifade etti. Dünyadaki sorunlardan tüm ülkelerin etkilendiğine işaret eden Yıldırım, terör, aşırı eğilimler, bölgesel krizler, yasadışı göç, kalkınma farklılıkları, yoksulluk, insani krizlerin dünya gündeminin değişmez krizleri haline geldiğini ifade etti.
Yıldırım, parlamenter diplomasinin gücünü gözardı edilemeyeceğine dikkati çekerek, "Aynı zamanda dünya üzerinde dünya üzerinde yaşanan belirsizlikler diğer coğrafyaları olduğu gibi Asya'yı da çok etkiliyor. Evet, sorunlarımız ortak. Bizleri bir araya getiren sebep de bu. Artık sorunlarımıza samimiyetle çözüm aramak mecburiyetindeyiz. Bugün ertelediğimiz yahut görmezden geldiğimiz sorunlar, yarın mutlaka kapımızı tekrar kapımızı çalacak, bu sefer daha daha ağırlaşmış, daha da derinleşmiş şekilde bu sorunlarla yüz yüze geleceğiz." diye konuştu.
“İnsanı yaşat ki, dünya yaşasın”
"Türkiye olarak barış içinde, huzurlu ve mutlu bir dünya görmek için kendi çapımızda gayret ediyoruz." diyen Yıldırım, Türkiye'nin dış politikasının da bu gayretlerin bir tezahürü olarak “girişimci ve insani” yaklaşıma sahip olduğunun altını çizdi.
Yıldırım, “İnsanı yaşat ki, dünya yaşasın” anlayışıyla Türkiye'nin dış politikasının hedefinde insan olduğunu her zaman ifade ettiklerini aktararak , şöyle konuştu:
"Güvenliği çok önemsiyoruz. Günümüzde maalesef hiçbir ülke kimse tam olarak kendini güvende hissedemez, göremez. İstanbul ne kadar güvenliyse, Londra'da o kadar güvenlidir. Kahire ne kadar güvenliyse Vaşington da o kadar güvenlidir. Dolayısıyla küresel terör sınır ve ülke tanımıyor. Gelecek endişesi insanlarda gittikçe çok yaygınlaşıyor. Mevcut gidişat devam ettiği takdirde yarının dünyasında yaşama şartlarının zorlaşacağına dair bir umutsuzluk var."
Dünyanın her köşesinin güvenilir hale getirilebileceğinin altını çizen Yıldırım, terörün kurturulması gereken en büyük küresel sorun olduğuna işaret etti.
"Teröristler insanlığın düşmanıdır"
Yıldırım, terör konusunda dünyada çifte standart olduğunu ve terörle mücadelede asla taviz verilmemesi gerektiğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Neye mal olursa olsun terör belasını insanlığın gündeminden düşürmemiz gerekiyor. Terörün ve teröristin etkisiz hale getirilmesi bütün ülkelerin öncelikli hale getirilmesi bütün ülkelerin öncelikli sorunu hale gelmek zorundadır. Çoğunlukla 'İslamist' terörist diye terör tanımlarının yapıldığına şahit oluyoruz. Ama şunu herkes bilmeli ki terörün dini, etnik kökeni, inancı, mensubiyeti fark etmeksizin, bütün teröristler insanlığın düşmanıdır."
Türkiye'nin terörden dolayı 40 yıldır büyük bedeller ödediğini dile getiren Yıldırım, Suriye’de Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarıyla hem DAEŞ, hem de PKK/PYD/YPG terör örgütlerine ciddi anlamda darbe vurulduğunu, orada yaşayan insanların hayatının teminat altına alındığını ve ayrıca Türkiye'nin Suriye ile 900 kilometreyi aşan sınırın önemli bir kısmının emniyet altına alındığını anlattı.
Yıldırım, konuşmasının sonunda APA 11. Genel Kurul Toplantısı’nı 29 Kasım – 2 Aralık'ta İstanbul’da gerçekleştireceğini belirterek, üye ülkeleri bu toplantıya davet etti.
Suriyeli vekile sert cevap
Öte yandan toplantıda konuşarak Türkiye'ye yönelik saldırı niteliğinde ifadeler kullanan Suriye rejim yanlısı milletvekili Jirair Reisan'a tepki geldi. İstanbul Milletvekili Ravza Kavakcı Kan, söz hakkı alarak Reisan'ın Türkiye'ye karşı yönelttiği suçlamaların tamamen gerçek dışı olduğunu vurguladı.
Kan, "2011'de Suriye'de katliam başladı, insanlar ölmeye başladı. Çocuklar, kadınlar, gençler, yaşlılar ve erkekler hayatlarını kurtama mücadelesine başladılar. Onlar Türkiye'nin sınırında hemen yanıbaşındaydı, sırtımızı dönemezdik. Bu insanlara kapılarımızı açtık, kalplerimizi açtık." değerlendirmesinde bulundu. Türkiye'nin Suriye'de barış istediğinin altını çizen Kan, bu ülkenin geleceğine yine Suriye halkının karar vereceğini belirti.
Kan, Suriye'de 500 binden fazla sivilin hayatını kaybettiğini, Türkiye'nin 3 buçuk milyon Suriyeliye ev sahipliği yaptığını anımsatarak, "(Bazı) Suriyelileri yerinde ziyaret ettim. Kadınların hikayelerini dinledim. Burada tekrar etmeyeceğim, çünkü bir insan olarak (bu hayat hikayelerini) anlatmaktan hicap duyuyorum." dedi.
Türkiye'nin Suriyeliler de dahil yardım insan tüm insanlara kapısının sonuna kadar açık olduğunu dile getiren Kan, "Sivil savaştan eşit şartlarda bahsedilebilir. Suriye'de sivil savaş yok ama katliam var. İnsan olarak hep birlikte bu (katliamın) sona erdirilmesini söylemek zorundayız." ifadesini kullandı.
Toplantının ardından TBMM Başkanı Yıldırım ve beraberindeki parlamenterler heyeti İsviçre'deki Türk vatandaşlarıyla buluşmak üzere Lozan'a hareket etti.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.