İznik Sinemaları ve Anılar
İznik Sinemaları ve Anılar
Sinema bize farklı bir dünyanın kapısını açardı. Perdede seyrettiğimiz sadece görüntü değildi. Çoğu zaman filmin içine girer, efe olurduk, korsan olurduk, kovboy olurduk. Malkoçoğlu, Karaoğlan, Tarkan’la akınlara çıkardık. Herkül veya Masis’le Antik Çağ yaratıklarıyla dövüşürdük.
Ankara, İstanbul, İzmir ve Uludağ gibi ismini duyduğumuz ama gidemediğimiz yerleri filmler ayağımıza getirirdi. Sadece buralar mı? Paris, Roma, Londra, Newyork… Balta girmemiş ormanlar, uçsuz bucaksız çöller, okyanuslar filmlerle bize grlirdi. Kitaplarda okuduğumuz arslan bize kükrer, balina içine çektiği suyu fışkırtırdı.
Kemal Burkay’ın o güzel şiirinde olduğu gibi
Bazen şehre bir film gelir
Bir güzel orman olur yazılarda
iklim değişir Akdeniz olur gülümse…
Günlerce konuşulan tek konu o hafta seyrettiğimiz film olurdu.
Bizimle dış dünya arasında köprü olan sinemacılar da doğal olarak yörenin önde gelen insanları arasına girerlerdi. Çoğu sinema aynı zamanda tiyatro ve konser salonuydu. Siyasi parti kongreleri, dernekler kongrelerini buralarda yaparlardı.
Bunların ışığında İznik sinemalarını gezelim.
İZNİK SİNEMALARI
İznik’te sinemacılığın öyküsünü Mehmet Pala’dan dinleyelim. 1962 ya da 1963 yılıydı. İznik yöresinde köyleri geziyor, film oynatıyor, bir yandan da meraklıları bulup, sinemacı yapıyordum.
İznik’te Sur Kapısı’ndan girdikten 200 metre sağda boş bir alan vardı. Üç tarafı briket duvarla çevrili bir yer köy minibüslerinin kaktığı bir garajdı. Boş alan sinema için uygun bir yerdi. Burası Kumcular diye bilinen bir adamındı. Burada bir sinema açmak istiyorlardı. Kışlık bir sinema açtılar. Girişte küçük bir alan ve bir büfe bulunuyordu. Merdivenlerden balkona çıkılıyordu. 200 kişilik bir balkonu bulunuyordu. Salon 400 kişilikti.3-4 locası bulunuyordu.
Sinemanın perdesi sinemaskop filmlere uygun yapılmıştı. O dönemde sinemaskop filmler çok tutuluyordu. Perdesi 14X7.5 metreydi. Sinemalarda üç çeşit perde vardır. Sinemaskop, Sinemaskop perdesiyle aynı boyda ama daha dar panoramik ve 4.5X4.5 metrelik normal perde. Bu sinemaya film veriyordum. Sinema uzun yıllar faaliyet gösterdi. Bir ara Ferruh Nayman burayı işletti.
Bir de yazlık sinema açılsa iyi olur diye düşünüyordum. Meydana yakın büyük bahçeli bir ev bulunuyordu. Bahçenin sahibi bir kadındı. Kendisiyle görüştüm, ikna ettim. Lale Sineması adıyla açtık. Burasını bir yaz çalıştırıp, yer sahibine teslim ettim. 600 kişilik bir sinemaydı. Makinesi Iskra’ydı. 14X7.5 metrelik sinemaskop perdesi vardı. Ağırlıklı olarak yerli film oynatıyordu. 4-5 yıl çalıştı, sonra kapandı.
İznik deyince bu ilçeden yetişen sinemacı Halil Ergun’dan bahsetmemek olmaz. İznikli sinemacı 1985 yılında yönetmenliğini Atilla candemir’in yaptığı bu filmde “Küçük bir ilçenin ileri gelen ailelerinden birinin oğlu olan Kemal (Halil Ergün), ayakkabıcılık yapmaktadır. Kemal’in ideali, İstanbul gibi “taşı – toprağı altın” bir kente yerleşip orada yaşamaktır. İlçeye atanan öğretmen Gönül (Perihan Savaş), kaymakam tarafından Kemal’in ve onun ilçe dışına gitmesine karşı olan babasının evine yerleştirilir. Birbirlerine âşık olup, İstanbul’a giderek evlenen Gönül ve Kemal, geçim derdi ve farklı sosyal geçmişlerinin, kimlik bunalımlarının etkileriyle sarsılan bir çiftin öyküsü anlatılıyordu.”.
Bu film dışında en olgun çağında kaybettiğimiz yönetmen Bilge Olgaç, 1994 yılında İznik’te başrollerini Halil Ergun ve Sibel Turnagöl’ün paylaştığı bu filmde “Hapisten çıkan bir genç, yaşadığı kasabaya döner. Yıllar önce bıraktığı kasabada her şey değişmiştir. Bu değişim karşısında çevresiyle uyum sağlayamayan adam ve sevdiği kadınla birlikte intihar eden” bir adamın öyküsü anlatılıyordu.
Ekrem Hayri PEKER
Kimya mühendisi, araştırmacı, yazar, STK yöneticisi. Bursa Mustafa Kemal Paşa’da (1954) doğdu. Anadolu Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümü mezunu. TUBİTAK veri tabanına kayıtlı “Teknoloji tabanlı Başlangıç Firmalarına Özel İş Geliştirme” mentörü, C Grubu iş Güvenliği uzmanı olarak Nano kimyasalların tekstil materyallerine uygulamalar konusunda üniversitelerde konferanslar verdi. Yayınlanmış kitaplarından bazıları: "Kuşçubaşı Hacı Sami Bey", "Özbek Mektupları", "Yeşim Taşı - Ön Türkler ve Türk Tarihinden Kesitler", "Kafkasya'dan Anadolu'ya - Zekeriya Efendi". Belgeseltarih.com kurucu ortağı ve yazarıdır.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.