Lale Devri

KÜLTÜR-SANAT/EDEBİYAT (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 22.01.2019 - 19:33, Güncelleme: 28.03.2022 - 15:38 2756+ kez okundu.
 

Lale Devri

Lale Devri, Osmanlı’nın Batı’ya açılmaya başladığı dönemdir. Birçok reformun yapıldığı; ancak devlet ricalinin zevk ve sefa içinde yaşadığı bir devirdir.
Lale Devri, Osmanlı’nın Batı’ya açılmaya başladığı dönemdir. Birçok reformun yapıldığı; ancak devlet ricalinin zevk ve sefa içinde yaşadığı bir devirdir. Lale Devri, Osmanlı’da 18. yüzyıl ıslahat hareketlerinin başlangıcıdır. Osmanlı’da ilk ıslahat (yenileşme, düzeltme) hareketlerinin başladığı dönem olarak görülür. Aynı zamanda “Batılılaşmanın da başlangıcı” olarak kabul edilir. Devlet adamlarının zevk ve sefa içinde yaşaması, reformlara gölge düşürmüştür. Lale Devri Nedir, Nedenleri Nelerdir? Lale Devri, Osmanlı’da 1718-1730 yılları arasında yaşanan 12 yıllık kısa bir dönemdir. III. Ahmet’in saltanat sürdüğü, Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’nın sadareti (sadrazamlığı) zamanında geçen bu dönem, 600 yıllık imparatorluğun “en çok tartışılan ve saptırılan dönemi” olarak dikkat çeker. Bu devir, 1711 Prut Zaferi ve 1718’deki Pasarofça Antlaşması’nın sonucudur. Bu süreçlerin ardından başlayan sulh (barış) ve ıslahat (yenilik) döneminin bir eseridir. Osmanlı’nın “çağdaşlaşma asrı” olarak anılır. 1718 yılında Avusturya ve müttefiki Venedik’le imzalanan Pasarofça Antlaşması’nın ardından başlayan uzun bir barış döneminde Osmanlı’da yaygınlaşan reform süreci, genel olarak “Lale Devri” olarak tanımlanmıştır. Lale Devri, barış ve yenilenme ihtiyacı duyan Osmanlı’nın reform talebi nedeniyle doğmuştur. Bu dönem, Osmanlı’nın “Batı’yı referans almaya başladığı”; Batı taklitçiliğinin, zevk ve sefanın yoğun olarak yaşandığı bir devir olarak görülür. Kurumsal ıslahatların tatbik edilmeye başlandığı dönemdir. Bu çalışmalar, padişah ve damadı Sadrazam Damat İbrahim Paşa’nın inisiyatifi ile yürütülür. Bu çalışmalarda düzeni bozulmuş ve dönemin şartlarının gerisinde kalmış idari, ekonomik ve askeri sistemin düzeltilmesi ve yenilenmesi amaçlanmıştır. Lale Devri hakkındaki bazı kaynaklarda bu dönem, “Türk Rönesanssı” ve “uyanış” olarak tarif edilmiştir. Ancak birçok kaynak da bu dönemin “uyanış” olarak görülemeyeceğini belirtir. Bunun sebebi olarak da, “uyanış” teriminin geniş kitleleri kapsaması gerektiği; ancak Lale Devri’ndeki “uyanışın” genellikle devlet ricali ve çevresi ile sınırlı kaldığı gösterilir. Lale ve Lale Devri Lale Devri adını, günümüzde İstanbul’la özdeşleşen “lale” çiçeğinden alır. Bunun çok makul sebepleri vardır. Bu dönemde lale, adeta prestij ve tutku sembolü haline gelmiştir. Sadrazam Damad İbrahim Paşa, Padişah III. Ahmed’e her zaman neşeli ve sükûnetli bir ortam hazırlamaya gayret göstermiştir. Bu doğrultuda eğlence ve şenliklerin sembolü de lale olmuştur. Bu dönemde lale başta olmak üzere saray, köşk ve bahçeler birçok çiçekle süslenmiştir. Lale bahçelerinde yaz aylarında eğlenceler düzenlenmiş; kış aylarında ise helva sohbetleri yapılmıştır. Bu dönemde bir rivayete göre 239, bir rivayete göre de 839 çeşit lale yetiştirilmiş; her bir lale türüne farklı isimler verilmiştir. Lale soğanlarının fiyatları da çok pahalıdır. Lale soğanları yüzlerce altın etmektedir. Hatta lale soğanlarının fiyatı çok artınca hükümet bir ferman çıkararak, lale fiyatlarına narh koymuştur. Bu dönemde Osmanlı devlet ricalı, lale bahçelerinde zevk ve sefaya dalmıştır. Devlet sorunları lale bahçelerinde tartışılır olmuştur. Tütün ve kahve serbest bırakılmış; halk da yöneticileri gibi kahvehanelerde ve meyhanelerde eğlenceye yönelmiştir. Bu dönemde lale yetiştirmek, halkın her tabakasına yayılmış; Türklerin ortak uğraşısı haline gelmiş ve İstanbul bahçe kültürüne girmiştir. Bahçeler dışında pencerelerdeki saksıların da en gözde çiçeği lale olmuştur. Yeni lale türlerinin üretimi için yarışmalar düzenlenmiştir. Özellikle yaz gecelerinin eğlencelerinde lale en önemli figür olmuştur. Sarayların bahçelerinde lalelerin altında kandiller ve yürüyen kaplumbağaların üzerinde mumlar yakılarak Çırağan şenlikleri yapılmıştır. Lale mevsimi sona erince kış aylarında Sultan Ahmed ile veziri her tarafı kapalı mekanları ısıtarak lale ve karanfil yetiştirmeye çalışmıştır.
Lale Devri, Osmanlı’nın Batı’ya açılmaya başladığı dönemdir. Birçok reformun yapıldığı; ancak devlet ricalinin zevk ve sefa içinde yaşadığı bir devirdir.

Lale Devri, Osmanlı’nın Batı’ya açılmaya başladığı dönemdir. Birçok reformun yapıldığı; ancak devlet ricalinin zevk ve sefa içinde yaşadığı bir devirdir.

Lale Devri, Osmanlı’da 18. yüzyıl ıslahat hareketlerinin başlangıcıdır. Osmanlı’da ilk ıslahat (yenileşme, düzeltme) hareketlerinin başladığı dönem olarak görülür. Aynı zamanda “Batılılaşmanın da başlangıcı” olarak kabul edilir. Devlet adamlarının zevk ve sefa içinde yaşaması, reformlara gölge düşürmüştür.

Lale Devri Nedir, Nedenleri Nelerdir?

Lale Devri, Osmanlı’da 1718-1730 yılları arasında yaşanan 12 yıllık kısa bir dönemdir. III. Ahmet’in saltanat sürdüğü, Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’nın sadareti (sadrazamlığı) zamanında geçen bu dönem, 600 yıllık imparatorluğun “en çok tartışılan ve saptırılan dönemi” olarak dikkat çeker.

Bu devir, 1711 Prut Zaferi ve 1718’deki Pasarofça Antlaşması’nın sonucudur. Bu süreçlerin ardından başlayan sulh (barış) ve ıslahat (yenilik) döneminin bir eseridir. Osmanlı’nın “çağdaşlaşma asrı” olarak anılır. 1718 yılında Avusturya ve müttefiki Venedik’le imzalanan Pasarofça Antlaşması’nın ardından başlayan uzun bir barış döneminde Osmanlı’da yaygınlaşan reform süreci, genel olarak “Lale Devri” olarak tanımlanmıştır.

Lale Devri, barış ve yenilenme ihtiyacı duyan Osmanlı’nın reform talebi nedeniyle doğmuştur. Bu dönem, Osmanlı’nın “Batı’yı referans almaya başladığı”; Batı taklitçiliğinin, zevk ve sefanın yoğun olarak yaşandığı bir devir olarak görülür. Kurumsal ıslahatların tatbik edilmeye başlandığı dönemdir. Bu çalışmalar, padişah ve damadı Sadrazam Damat İbrahim Paşa’nın inisiyatifi ile yürütülür. Bu çalışmalarda düzeni bozulmuş ve dönemin şartlarının gerisinde kalmış idari, ekonomik ve askeri sistemin düzeltilmesi ve yenilenmesi amaçlanmıştır.

Lale Devri hakkındaki bazı kaynaklarda bu dönem, “Türk Rönesanssı” ve “uyanış” olarak tarif edilmiştir. Ancak birçok kaynak da bu dönemin “uyanış” olarak görülemeyeceğini belirtir. Bunun sebebi olarak da, “uyanış” teriminin geniş kitleleri kapsaması gerektiği; ancak Lale Devri’ndeki “uyanışın” genellikle devlet ricali ve çevresi ile sınırlı kaldığı gösterilir.

Lale ve Lale Devri

Lale Devri adını, günümüzde İstanbul’la özdeşleşen “lale” çiçeğinden alır. Bunun çok makul sebepleri vardır. Bu dönemde lale, adeta prestij ve tutku sembolü haline gelmiştir. Sadrazam Damad İbrahim Paşa, Padişah III. Ahmed’e her zaman neşeli ve sükûnetli bir ortam hazırlamaya gayret göstermiştir. Bu doğrultuda eğlence ve şenliklerin sembolü de lale olmuştur. Bu dönemde lale başta olmak üzere saray, köşk ve bahçeler birçok çiçekle süslenmiştir. Lale bahçelerinde yaz aylarında eğlenceler düzenlenmiş; kış aylarında ise helva sohbetleri yapılmıştır.

Bu dönemde bir rivayete göre 239, bir rivayete göre de 839 çeşit lale yetiştirilmiş; her bir lale türüne farklı isimler verilmiştir. Lale soğanlarının fiyatları da çok pahalıdır. Lale soğanları yüzlerce altın etmektedir. Hatta lale soğanlarının fiyatı çok artınca hükümet bir ferman çıkararak, lale fiyatlarına narh koymuştur.

Bu dönemde Osmanlı devlet ricalı, lale bahçelerinde zevk ve sefaya dalmıştır. Devlet sorunları lale bahçelerinde tartışılır olmuştur. Tütün ve kahve serbest bırakılmış; halk da yöneticileri gibi kahvehanelerde ve meyhanelerde eğlenceye yönelmiştir.

Bu dönemde lale yetiştirmek, halkın her tabakasına yayılmış; Türklerin ortak uğraşısı haline gelmiş ve İstanbul bahçe kültürüne girmiştir. Bahçeler dışında pencerelerdeki saksıların da en gözde çiçeği lale olmuştur. Yeni lale türlerinin üretimi için yarışmalar düzenlenmiştir.

Özellikle yaz gecelerinin eğlencelerinde lale en önemli figür olmuştur. Sarayların bahçelerinde lalelerin altında kandiller ve yürüyen kaplumbağaların üzerinde mumlar yakılarak Çırağan şenlikleri yapılmıştır. Lale mevsimi sona erince kış aylarında Sultan Ahmed ile veziri her tarafı kapalı mekanları ısıtarak lale ve karanfil yetiştirmeye çalışmıştır.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.