MHP ile ittifak tamam, diğerleri ile ne zaman?

YURT HABERLERİ (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 17.01.2019 - 15:30, Güncelleme: 28.03.2022 - 15:38 2419+ kez okundu.
 

MHP ile ittifak tamam, diğerleri ile ne zaman?

Daha önceki yazılarımda ısrarla 2019 yerel seçimlerinin Siyasi bir milat olabileceğini hatta daha da ileri giderek siyaset kıyamet olarak bile tanımlanabileceğini ifade ettim. Bana göre bu seçimler hem iktidar hem muhalefet için var olma ya da olmama seçimleridir. Yani bu kadar önemlidir. Son günlerde CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığının meşruiyetini sorgulaması tesadüf ve gelişigüzel bir strateji değildir. Ben aylar öncesinde yazdım. Benim gibi birçok kişi yazdı. Dedik ki; 2019 yerel seçimlerinden sonra en az beş yıl seçim yok. Bu seçimlerde çıkacak sonuca göre belki de muhalefet tamamen susabilir. Yani mesela CHP, bu seçimlerde alacağı mağlubiyetle esas kendi içinde bir yönetim meşruiyeti yaşayabilir veya olduğu gibi bir değişime gidebilir. Bu seçimler, CHP’nin ve onu destekleyebilecek AK Parti ve Tayyip Erdoğan karşıtı tüm kişi ve grupların varlık-yokluk mücadelesi olacak. Onlar bunun farkında. Düşünün ki mesela bir kedi köşeye sıkıştı bir yere kaçamıyor. En korktuğu şeye karşı bile saldırı pozisyonu alır ve tıssss sesiyle meydan okur. Ama tam tersine maazallah tersi farklı bir sonuç olursa ne olur? Bu durumu birkaç gazeteci dışında kimse yazmıyor. Hâlbuki her şeyi hesaplamak ve ona göre şimdiden stratejiler geliştirmek gerekiyor. Çok küçük bir ihtimal bile olsa en kötü durumları düşünmek yaşamaktan çok daha az sıkıntılı olacaktır. Önümüzdeki yerel seçimlerin en kötü senaryosu, Cumhur ittifakının oy kaybetmesi sonucu Cumhurbaşkanının meşruiyetini sorgulanması ve erken seçim istenmesidir. Bu bütün kötü senaryoların başlangıcı olur.     2019 YEREL SEÇİMLERİNDE SINIR %50 OLABİLİR Mİ?   MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli geçenlerde yaptığı konuşmada önemli bir konuya değindi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin meşruiyetinin sorgulanmaması için 24 Haziran'da Cumhur İttifakı'nın aldığı oyun yakalanması gerektiğini vurgulayan Bahçeli, seçimlerde ittifakın başarılı olması için MYK üyelerine çalışma talimatı verdi. Yani Sayın Bahçeli’ye göre Cumhur ittifakı bu seçimlerde 24 Haziran’da aldığı toplam %53,7’lik oyun altına düşmemeli. Sayın Bahçeli burada biraz tabiri caizse acımasız olmuş. İktidar partisi iktidarda iken biraz yıpranabilir. Belki 2-3 puan ekonomik sebeplerden, birkaç puan adaydan ya da farklı bir konjonktürel sebepten düşme yaşanırsa bu durum açıklanabilir. Ben %50’lik sonucun altına inilmediği sürece sorun olmayacağını düşünenlerdenim. Diğer yandan İstanbul ve Ankara’da çıkacak sonucun da büyük önemi var. Seçim sonrası 1 Nisan günü sonuçlar buna göre analiz edilir.   Hedef Belediyeler değil Türkiye’nin bekasıdır   MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin “ Hedef Belediyeler değil Türkiye’nin Bekasıdır” demesini çok önemsiyorum. Burada esas önemli olan şey tavanda alınan ittifak kararına tabanın aynen uyması ve destek vermesidir. Kimi iddialara göre bazı yerlerde AK Parti adayına MHP’li seçmenin, kimi yerde tam tersine MHP adayına AK Parti seçmeninin destek verip vermeyeceğinden endişe duyuluyor. Örneğin İzmir ve Manisa sonuçlarını çok merak ediyorum. Bu konuda her iki parti Genel Merkezlerinin böylesi kritik yerlerde tabanlarına “Beka” olayını çok iyi anlatmaları gerekiyor.   MHP dışında İttifak yapılması gereken diğer gruplar   AK Parti’nin MHP ile ittifakı gerekli ve doğru bir stratejidir. O yüzden MHP ile ittifaka en başından beri sıcak baktık. MHP ile ittifak tamam da diğerleriyle ne zaman? Bu seçimlerde sadece MHP ile ittifak yetmez. Bizim diğerleri dediğimiz ilave ittifaklara da ihtiyacımız var. Örneğin en önemli ittifak Küskünlerle yapılmalıdır. Geçen seçimlerde MHP’ye giden 7 puan ve bana göre 4-5 puan da şimdi olmak üzere son zamanda oluşan toplamda 10-12 puanlık bir küskün grup var. Bunlara ilave olarak aday adayı olup aday gösterilmeyen Belediye Başkan ve meclis üyesi aday adayları da vardır. Bunların da gönlü alınmalı ve mümkünse bunlara resmi veya fahri farklı görevler verilmelidir. Bunların bir kısmı belki AK Partiye oy vermez ise de CHP’ye de vermez. Bunlardan belki bir bölümü ya MHP’ye gidebilir ya da oy kullanmayabilir. Bu seçimlerde bana göre her partiden benzer sebeplerle küskünler oy vermeye gitmeyecekler. Bu yüzden seçimlere katılım düşebilir.   İttifak yapmamız gereken diğer bir gruplar ise CHP’ye oy vermeye meyilli olan Balkan göçmenleri, Aleviler ve Diğer farklı siyasi taraftarlardır. Balkan göçmenlerinden AK Partiye oy verenler var tabi. Ancak CHP’ye daha fazla meyilliler. Özellikle demografik olarak ağırlıklı yaşadıkları yerlerde Belediye Başkan adaylarının kimliği çok önemli. Bu gibi demografik olarak belli bir bölge insanının ağırlıklı olduğu yerlerde sadece Balkanlar değil Sivas, Mardin, Erzurum, Karadeniz… vs. kimler varsa Belediye Başkan adayının ona göre belirlenmesi, eğer ona göre belirlenmediyse, Belediye Başkan yardımcıları, meclis üyeleri ve farklı görevlendirmelerle denge sağlanmalı ve bütün bu gruplarla bu şekilde anlaşarak veya görev vererek ittifak sağlanmalı, aidiyet oluşturulmalıdır. İttifak yapılması gereken bir diğer grup, devletten farklı beklentileri olan topluluklardır. Örneğin polis kardeşlerimiz uzun bir süredir haklı olarak bir gelir artışı beklentisi içindeler.   Balkanların ve Kürtlerin oyları nereye gidecek? Acaba 24 Haziran’dan bugüne Cumhur ittifakını artı veya eksi neler etkilemiştir? Değişen şeylerle birlikte ilave oylar, kaybedilen oylar, artılar ve eksiler masaya konulmalıdır. Artı veya eksiler içinde en büyük etken adaylar olacaktır. Adayların getireceği katma değerler veya kayıplar sonucu etkiler. Daha küçük çaplı da olsa meclis üyelerinin doğru belirlenmelerinin etkisi de önemli. Diğer yandan özellikle İstanbul’daki 1 milyona yakın Kürt seçmeninin kararı merak edilirken ben farklı bir yere Balkan göçmenlerine dikkat çekmek istiyorum. Televizyon programlarında ısrarla Kürt seçmenlerin kararı konuşuluyor. Kimse Balkanlardan bahsetmiyor. Adeta onlar yok sayılıyor. Bu asla bir milliyetçilik olayı değildir. Lütfen kimse bizi milliyetçilik yapmakla suçlamasın. Aksine önemli bir siyasi gerçekten ve daha da önemlisi demografik durumdan bahsediyoruz. Zira Sadece İstanbul’daki sayıları 6 milyonu geçen Balkan göçmenlerinin kararı bana göre daha da önemli. Örneğin İstanbul’da Eyüp sultan, Gaziosmanpaşa, Bayrampaşa, Pendik, Zeytinburnu, Kâğıthane, Çatalca, Sultangazi gibi ilçelerdeki sonuçları gerçekten merak ediyorum. Ya da İzmir’de Buca, Gaziemir, Çeşme, Dikili, Bergama, Bornova, Aliağa, Kınık gibi ilçeler merak ettiğim yerler. Bu arada Bursa’daki son durumu da takip edeceğim. Buraların hala vakit varken demografik yapılarına göre meclis üyelerinin belirlenmesi gerektiğini söylemek istiyorum.

Daha önceki yazılarımda ısrarla 2019 yerel seçimlerinin Siyasi bir milat olabileceğini hatta daha da ileri giderek siyaset kıyamet olarak bile tanımlanabileceğini ifade ettim. Bana göre bu seçimler hem iktidar hem muhalefet için var olma ya da olmama seçimleridir. Yani bu kadar önemlidir. Son günlerde CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığının meşruiyetini sorgulaması tesadüf ve gelişigüzel bir strateji değildir. Ben aylar öncesinde yazdım. Benim gibi birçok kişi yazdı. Dedik ki; 2019 yerel seçimlerinden sonra en az beş yıl seçim yok. Bu seçimlerde çıkacak sonuca göre belki de muhalefet tamamen susabilir. Yani mesela CHP, bu seçimlerde alacağı mağlubiyetle esas kendi içinde bir yönetim meşruiyeti yaşayabilir veya olduğu gibi bir değişime gidebilir. Bu seçimler, CHP’nin ve onu destekleyebilecek AK Parti ve Tayyip Erdoğan karşıtı tüm kişi ve grupların varlık-yokluk mücadelesi olacak. Onlar bunun farkında. Düşünün ki mesela bir kedi köşeye sıkıştı bir yere kaçamıyor. En korktuğu şeye karşı bile saldırı pozisyonu alır ve tıssss sesiyle meydan okur. Ama tam tersine maazallah tersi farklı bir sonuç olursa ne olur? Bu durumu birkaç gazeteci dışında kimse yazmıyor. Hâlbuki her şeyi hesaplamak ve ona göre şimdiden stratejiler geliştirmek gerekiyor. Çok küçük bir ihtimal bile olsa en kötü durumları düşünmek yaşamaktan çok daha az sıkıntılı olacaktır. Önümüzdeki yerel seçimlerin en kötü senaryosu, Cumhur ittifakının oy kaybetmesi sonucu Cumhurbaşkanının meşruiyetini sorgulanması ve erken seçim istenmesidir. Bu bütün kötü senaryoların başlangıcı olur.

 

 

2019 YEREL SEÇİMLERİNDE SINIR %50 OLABİLİR Mİ?

 

MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli geçenlerde yaptığı konuşmada önemli bir konuya değindi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin meşruiyetinin sorgulanmaması için 24 Haziran'da Cumhur İttifakı'nın aldığı oyun yakalanması gerektiğini vurgulayan Bahçeli, seçimlerde ittifakın başarılı olması için MYK üyelerine çalışma talimatı verdi. Yani Sayın Bahçeli’ye göre Cumhur ittifakı bu seçimlerde 24 Haziran’da aldığı toplam %53,7’lik oyun altına düşmemeli. Sayın Bahçeli burada biraz tabiri caizse acımasız olmuş. İktidar partisi iktidarda iken biraz yıpranabilir. Belki 2-3 puan ekonomik sebeplerden, birkaç puan adaydan ya da farklı bir konjonktürel sebepten düşme yaşanırsa bu durum açıklanabilir. Ben %50’lik sonucun altına inilmediği sürece sorun olmayacağını düşünenlerdenim. Diğer yandan İstanbul ve Ankara’da çıkacak sonucun da büyük önemi var. Seçim sonrası 1 Nisan günü sonuçlar buna göre analiz edilir.

 

Hedef Belediyeler değil Türkiye’nin bekasıdır

 

MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin “ Hedef Belediyeler değil Türkiye’nin Bekasıdır” demesini çok önemsiyorum. Burada esas önemli olan şey tavanda alınan ittifak kararına tabanın aynen uyması ve destek vermesidir. Kimi iddialara göre bazı yerlerde AK Parti adayına MHP’li seçmenin, kimi yerde tam tersine MHP adayına AK Parti seçmeninin destek verip vermeyeceğinden endişe duyuluyor. Örneğin İzmir ve Manisa sonuçlarını çok merak ediyorum. Bu konuda her iki parti Genel Merkezlerinin böylesi kritik yerlerde tabanlarına “Beka” olayını çok iyi anlatmaları gerekiyor.

 

MHP dışında İttifak yapılması gereken diğer gruplar

 

AK Parti’nin MHP ile ittifakı gerekli ve doğru bir stratejidir. O yüzden MHP ile ittifaka en başından beri sıcak baktık. MHP ile ittifak tamam da diğerleriyle ne zaman? Bu seçimlerde sadece MHP ile ittifak yetmez. Bizim diğerleri dediğimiz ilave ittifaklara da ihtiyacımız var. Örneğin en önemli ittifak Küskünlerle yapılmalıdır. Geçen seçimlerde MHP’ye giden 7 puan ve bana göre 4-5 puan da şimdi olmak üzere son zamanda oluşan toplamda 10-12 puanlık bir küskün grup var. Bunlara ilave olarak aday adayı olup aday gösterilmeyen Belediye Başkan ve meclis üyesi aday adayları da vardır. Bunların da gönlü alınmalı ve mümkünse bunlara resmi veya fahri farklı görevler verilmelidir. Bunların bir kısmı belki AK Partiye oy vermez ise de CHP’ye de vermez. Bunlardan belki bir bölümü ya MHP’ye gidebilir ya da oy kullanmayabilir. Bu seçimlerde bana göre her partiden benzer sebeplerle küskünler oy vermeye gitmeyecekler. Bu yüzden seçimlere katılım düşebilir.  

İttifak yapmamız gereken diğer bir gruplar ise CHP’ye oy vermeye meyilli olan Balkan göçmenleri, Aleviler ve Diğer farklı siyasi taraftarlardır. Balkan göçmenlerinden AK Partiye oy verenler var tabi. Ancak CHP’ye daha fazla meyilliler. Özellikle demografik olarak ağırlıklı yaşadıkları yerlerde Belediye Başkan adaylarının kimliği çok önemli. Bu gibi demografik olarak belli bir bölge insanının ağırlıklı olduğu yerlerde sadece Balkanlar değil Sivas, Mardin, Erzurum, Karadeniz… vs. kimler varsa Belediye Başkan adayının ona göre belirlenmesi, eğer ona göre belirlenmediyse, Belediye Başkan yardımcıları, meclis üyeleri ve farklı görevlendirmelerle denge sağlanmalı ve bütün bu gruplarla bu şekilde anlaşarak veya görev vererek ittifak sağlanmalı, aidiyet oluşturulmalıdır. İttifak yapılması gereken bir diğer grup, devletten farklı beklentileri olan topluluklardır. Örneğin polis kardeşlerimiz uzun bir süredir haklı olarak bir gelir artışı beklentisi içindeler.

 

Balkanların ve Kürtlerin oyları nereye gidecek?

Acaba 24 Haziran’dan bugüne Cumhur ittifakını artı veya eksi neler etkilemiştir? Değişen şeylerle birlikte ilave oylar, kaybedilen oylar, artılar ve eksiler masaya konulmalıdır. Artı veya eksiler içinde en büyük etken adaylar olacaktır. Adayların getireceği katma değerler veya kayıplar sonucu etkiler. Daha küçük çaplı da olsa meclis üyelerinin doğru belirlenmelerinin etkisi de önemli. Diğer yandan özellikle İstanbul’daki 1 milyona yakın Kürt seçmeninin kararı merak edilirken ben farklı bir yere Balkan göçmenlerine dikkat çekmek istiyorum. Televizyon programlarında ısrarla Kürt seçmenlerin kararı konuşuluyor. Kimse Balkanlardan bahsetmiyor. Adeta onlar yok sayılıyor. Bu asla bir milliyetçilik olayı değildir. Lütfen kimse bizi milliyetçilik yapmakla suçlamasın. Aksine önemli bir siyasi gerçekten ve daha da önemlisi demografik durumdan bahsediyoruz. Zira Sadece İstanbul’daki sayıları 6 milyonu geçen Balkan göçmenlerinin kararı bana göre daha da önemli. Örneğin İstanbul’da Eyüp sultan, Gaziosmanpaşa, Bayrampaşa, Pendik, Zeytinburnu, Kâğıthane, Çatalca, Sultangazi gibi ilçelerdeki sonuçları gerçekten merak ediyorum. Ya da İzmir’de Buca, Gaziemir, Çeşme, Dikili, Bergama, Bornova, Aliağa, Kınık gibi ilçeler merak ettiğim yerler. Bu arada Bursa’daki son durumu da takip edeceğim. Buraların hala vakit varken demografik yapılarına göre meclis üyelerinin belirlenmesi gerektiğini söylemek istiyorum.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.