Mutlu evliliğin ipuçları...

YAŞAM (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 19.12.2022 - 13:13, Güncelleme: 19.12.2022 - 13:13 7319+ kez okundu.
 

Mutlu evliliğin ipuçları...

Mutlu evliliğin ipuçları
Uzman Klinik Psikolog Beste Çokaygil, uzun ve mutlu bir evlilik için eşlerin dikkat etmesi gereken davranışları sıralayarak “Sen şöylesin, böylesin’ diye suçlayıcı bir tavır takınmak yerine ne hissediyorsanız onu anlatın” dedi. Eskişehir Acıbadem Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Beste Çokaygil, evliliğin mutlu ve uzun süreli olabilmesi için sağlıklı bir ilişki içinde kadın ve erkeğin zaman ve çaba harcaması gerektiğine değinerek mutlu bir evlilik için ipuçları verdi. Evliliklerin temelinde mutluluk ve uzun süreli bir beraberlik amacı olduğunu belirten Psikolog Çokaygil, “Fakat zaman zaman evlilik içinde ekonomik, sosyal ya da özel durumlar sebebi ile çeşitli problemler yaşanabilir; büyük bir aşkla evlenen çiftler belli bir süre sonra karşılıklı olarak birbirlerinden sıkılabilir veya evlendikleri için pişman olabilir” dedi. “Suçlayıcı sözler söylemek doğru değil” Hissedilen duygu ve düşünceleri dile getirebilmenin, eşlerin bağlarını kuvvetlendirmede rol oynadığını ifade eden Psikolog Çokaygil “Bunları aktarırken evlilik içinde saygının azalması, kullanılan dil ve kelimelerin içeriğinin olumsuz olması davranışlarla ilgili sınırların kaybolduğunu gösterir. Küsmek, tepkisiz kalmak, yüksek sesle konuşmak, bağırmak ve fiziksel şiddet sınırların yeniden çizilmesi gerektiğinin başlıca işaretidir. "Sen şöylesin, böylesin" gibi suçlayıcı bir ifade değil, kendi açınızdan "Bu durum benim şöyle hissetmeme yol açtı" şeklinde bir ifade daha çok kendinizi ifade edebilmenizi sağlar” diye konuştu. “Değiştirmeye çalışmayın” Herkesin olumlu ve olumsuz kişilik özellikleri olduğuna vurgu yapan Psikolog Çokaygil, eşlerin olumsuz değil, olumlu özelliklere ve iyi yanlarına odaklanmak gerektiğini; olumsuz özellikleri değiştirmeye çalışmak yerine, hoşgörü göstermenin, doğabilecek problemleri ve kavgaların da önlenebileceğini dile getirdi. “Eşiniz kendi arkadaşlarıyla da vakit geçirmeli” İki kişilik bir hayatı paylaşırken ayrı bir birey olarak gerçekleştirmek istediklerinizden mahrum kaldığını hisseden eşlerin “kişisel alan” sınırlarına girildiğini belirten Psikolog Çokaygil, “Sağlıklı bir evlilikte kadın ve erkeğin de kendi özel alanlarını oluşturabilmesi gerekir. Her iki taraf da yalnız kalmak istediği zamanlarda sevdiği farklı aktiviteleri gerçekleştirebilmeli ve konuşup, dertleşebileceği farklı bir arkadaş çevresi ile vakit geçirebilmeli. Eşinizi sevdiği aktiviteleri yapmaktan veya kendi arkadaş çevresi ile görüşmekten alıkoymaya çalışmamalısınız” dedi. “Dinlemek, konuşmak için beklemek değildir” Psikolog Çokaygil, gerçekten dinlemek ile konuşmak için beklemenin aynı şey olmadığının altını çizerek şunları söyledi: “Yalnızca kendinizi eşinize haklı çıkarmak için konuşmak problemleri yok etmez. Saygı ile dinlenen eşiniz haklı veya haksız olma arzusu yerine problemleri halletme eğiliminde olacaktır. Unutmayın eşinizin gerçekten dinlendiğini ve anlaşılmak istendiğini bilmesi aranızdaki ilişkiyi kuvvetlendirecektir.” “Tüm sorumluluklar bende’ tartışması” Eşler arasındaki görev dağılımının net olarak belirlenmesi sağlıklı bir iletişim ve sürekliliğin gerçekleşebilmesi açısından büyük önem taşıdığını belirten Psikolog Çokaygil “Görev ve sorumluluklar belirlenmez ise ‘Tüm sorumluluklar benim üzerimde’ şeklinde çeşitli söylemler kaçınılmaz bir hale gelir ve tartışmalar ortaya çıkmaya başlar. Ev işlerinde, gelir-gider dengelerinin sağlanmasında, eksiklerin tamamlanmasında bir sınır ihlali varsa dengeyi yeniden düzenleyin. Bu dağılımları zorlama şeklinde değil, saygı çerçevesinde gerçekleştirmeye çalışın” diye konuştu. “Her sorunu içinize atmayın” Yaşanan problemlerin ardından ‘’Hatasının farkına varsın’’ şeklinde düşüncelerin yalnızca ilişkiye zarar vererek problemlerin çözümünü erteler ve zaman kaybına sebep olduğunu da dile getirerek ‘’Çok uzatırsam problemler iyice büyür’ endişesiyle problemleri çözmek için adım atmayan, eşi ile paylaşmayan kişilerin tahammül seviyeleri daha az seviyede olur. Her sorunu içinize atmanız sonunda sizi küçük şeylere bile katlanamayan birine dönüştürecektir. Yaşanan problemleri yok saymak yerine yapıcı olarak bir çözüm yoluna gitmek eşleri karşılıklı olarak daha az yıpratır” ifadelerini kullandı.
Mutlu evliliğin ipuçları

Uzman Klinik Psikolog Beste Çokaygil, uzun ve mutlu bir evlilik için eşlerin dikkat etmesi gereken davranışları sıralayarak “Sen şöylesin, böylesin’ diye suçlayıcı bir tavır takınmak yerine ne hissediyorsanız onu anlatın” dedi.
Eskişehir Acıbadem Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Beste Çokaygil, evliliğin mutlu ve uzun süreli olabilmesi için sağlıklı bir ilişki içinde kadın ve erkeğin zaman ve çaba harcaması gerektiğine değinerek mutlu bir evlilik için ipuçları verdi. Evliliklerin temelinde mutluluk ve uzun süreli bir beraberlik amacı olduğunu belirten Psikolog Çokaygil, “Fakat zaman zaman evlilik içinde ekonomik, sosyal ya da özel durumlar sebebi ile çeşitli problemler yaşanabilir; büyük bir aşkla evlenen çiftler belli bir süre sonra karşılıklı olarak birbirlerinden sıkılabilir veya evlendikleri için pişman olabilir” dedi.

“Suçlayıcı sözler söylemek doğru değil”
Hissedilen duygu ve düşünceleri dile getirebilmenin, eşlerin bağlarını kuvvetlendirmede rol oynadığını ifade eden Psikolog Çokaygil “Bunları aktarırken evlilik içinde saygının azalması, kullanılan dil ve kelimelerin içeriğinin olumsuz olması davranışlarla ilgili sınırların kaybolduğunu gösterir. Küsmek, tepkisiz kalmak, yüksek sesle konuşmak, bağırmak ve fiziksel şiddet sınırların yeniden çizilmesi gerektiğinin başlıca işaretidir. "Sen şöylesin, böylesin" gibi suçlayıcı bir ifade değil, kendi açınızdan "Bu durum benim şöyle hissetmeme yol açtı" şeklinde bir ifade daha çok kendinizi ifade edebilmenizi sağlar” diye konuştu.

“Değiştirmeye çalışmayın”
Herkesin olumlu ve olumsuz kişilik özellikleri olduğuna vurgu yapan Psikolog Çokaygil, eşlerin olumsuz değil, olumlu özelliklere ve iyi yanlarına odaklanmak gerektiğini; olumsuz özellikleri değiştirmeye çalışmak yerine, hoşgörü göstermenin, doğabilecek problemleri ve kavgaların da önlenebileceğini dile getirdi.

“Eşiniz kendi arkadaşlarıyla da vakit geçirmeli”
İki kişilik bir hayatı paylaşırken ayrı bir birey olarak gerçekleştirmek istediklerinizden mahrum kaldığını hisseden eşlerin “kişisel alan” sınırlarına girildiğini belirten Psikolog Çokaygil, “Sağlıklı bir evlilikte kadın ve erkeğin de kendi özel alanlarını oluşturabilmesi gerekir. Her iki taraf da yalnız kalmak istediği zamanlarda sevdiği farklı aktiviteleri gerçekleştirebilmeli ve konuşup, dertleşebileceği farklı bir arkadaş çevresi ile vakit geçirebilmeli. Eşinizi sevdiği aktiviteleri yapmaktan veya kendi arkadaş çevresi ile görüşmekten alıkoymaya çalışmamalısınız” dedi.

“Dinlemek, konuşmak için beklemek değildir”
Psikolog Çokaygil, gerçekten dinlemek ile konuşmak için beklemenin aynı şey olmadığının altını çizerek şunları söyledi: “Yalnızca kendinizi eşinize haklı çıkarmak için konuşmak problemleri yok etmez. Saygı ile dinlenen eşiniz haklı veya haksız olma arzusu yerine problemleri halletme eğiliminde olacaktır. Unutmayın eşinizin gerçekten dinlendiğini ve anlaşılmak istendiğini bilmesi aranızdaki ilişkiyi kuvvetlendirecektir.”

“Tüm sorumluluklar bende’ tartışması”
Eşler arasındaki görev dağılımının net olarak belirlenmesi sağlıklı bir iletişim ve sürekliliğin gerçekleşebilmesi açısından büyük önem taşıdığını belirten Psikolog Çokaygil “Görev ve sorumluluklar belirlenmez ise ‘Tüm sorumluluklar benim üzerimde’ şeklinde çeşitli söylemler kaçınılmaz bir hale gelir ve tartışmalar ortaya çıkmaya başlar. Ev işlerinde, gelir-gider dengelerinin sağlanmasında, eksiklerin tamamlanmasında bir sınır ihlali varsa dengeyi yeniden düzenleyin. Bu dağılımları zorlama şeklinde değil, saygı çerçevesinde gerçekleştirmeye çalışın” diye konuştu.

“Her sorunu içinize atmayın”
Yaşanan problemlerin ardından ‘’Hatasının farkına varsın’’ şeklinde düşüncelerin yalnızca ilişkiye zarar vererek problemlerin çözümünü erteler ve zaman kaybına sebep olduğunu da dile getirerek ‘’Çok uzatırsam problemler iyice büyür’ endişesiyle problemleri çözmek için adım atmayan, eşi ile paylaşmayan kişilerin tahammül seviyeleri daha az seviyede olur. Her sorunu içinize atmanız sonunda sizi küçük şeylere bile katlanamayan birine dönüştürecektir. Yaşanan problemleri yok saymak yerine yapıcı olarak bir çözüm yoluna gitmek eşleri karşılıklı olarak daha az yıpratır” ifadelerini kullandı.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.