ÜCRETLİ ÖĞRETMENLERİN SORUNLARI VE DURUM TESPİTİ

EĞİTİM (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 13.11.2020 - 21:50, Güncelleme: 28.03.2022 - 15:40 1702+ kez okundu.
 

ÜCRETLİ ÖĞRETMENLERİN SORUNLARI VE DURUM TESPİTİ

Bedriye ÇAMBEL hanımın yazdığı ÜCRETLİ ÖĞRETMENLİKTE DURUM TESPİTİ başlıklı yazısı tek link
ÜCRETLİ ÖĞRETMENLERİN SORUNLARI VE DURUM TESPİTİ   Eğitim sistemimizin 12 yıllık zorunlu hale geçişle birlikte öğretmen açığı yaşandı. Devlet bu açığı ücretli öğretmenlerle kapatmaya çalıştı. Buraya kadar her şey normal… Ücretli öğretmenlik okullarımızın artan acil öğretmen ihtiyaçlarını, kadro beklemeden ders saat ücreti üzerinden karşılamak amacıyla kurulmuş olan bir nevi geçici çözüm olarak düşünülmüştür. Ücretli öğretmenlik olmadığı dönemlerde dersler boş geçiyordu, çünkü ataması çıkan öğretmen bir şekilde tanıdığını bulup başka şehirlere gidiyordu. Kadro olmaması, hamilelik, askerlik, hastalık, eğitim ve benzeri nedenlerle öğretmen açığı çıkıyordu. Ücretli öğretmenlik sistemiyle okullarımız bulundukları bölgedeki fakülte mezunu yerel kişilerden yararlanmış oldu. Sistem bu açılardan faydalı olduğu gibi, ataması çıkmayan öğretmen adaylar da en azından öğretmenlik mesleğini bu şekilde gerçekleştirmiş oluyordu. Ücretli öğretmenliğin kadrolu öğretmenlikten farkı, işlerinin geçici olmasıdır. Kadrolu birisi geldiğinde ücretli öğretmen kapı önüne konulmaktadır. Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığının personeli sayılmadığı gibi, özlük haklarından yoksun ve amirlerinin iki dudağı arasında yaşıyorlardı. Hiçbir güvenceleri olmadığı gibi, yarın çalışıp çalışmayacakları da belli değildi. Her sömestr döneminde sözleşmelerini yenilemeleri gerektiği için de işimiz var duygusuna sahip olamıyor, yarın için plan yapamıyorlardı. Ayrıca aldıkları ücret de asgari ücretin altında olup, modern köle olarak çalışmaktadırlar. Ücretli Öğretmenlerin net sayısı hakkında kimse resmi bir rakam telaffuz etmemesine rağmen toplamda 90 bin civarında olduğu tahmin edilmektedir. Ücretli Öğretmenlik her ne kadar bir sorun çözme yolu olarak ortaya çıkmış olsa da peşinden kendine ait başka sorunlar ortaya çıkardı. Bu sorunları kısaca şöyle özetleyebiliriz.  1. Ücret Adaletsizliği: Ücretli öğretmenlerin sadece girdikleri ders kadar ücret ödenmesi ve bu rakamın da oldukça düşük olması. Hâlbuki ders saat ücretleri kadrolu öğretmenlere göre düzenlenmiştir. Kadrolu öğretmenlerin gireceği ek derse göre verilen ücretler, ücretli öğretmen için düzenlenmesi adaletsizlik. Bunun yerine ücretli öğretmenler için farklı bir ders saat ücreti düzenlenebilir. Böylece 20 saat derse giren bir ücretli öğretmenle 20 saat derse giren bir kadrolu öğretmen arasındaki uçurum azaltılmış olur. 2. Özlük Hakları: Ücretli öğretmenlerin hiçbir özlük hakkı bulunmamaktadır. Onların çalışması tamamen müdürlerin yani idari amirlerin tasarrufunda kalmıştır. Hastalandıklarında işe gitmedikleri vakit ücretleri kesilmektedir. Resmi tatil günlerinde kadrolu öğretmen ücretini alırken, ücretli öğretmen bundan mahrum kalmaktadır. Ücretli öğretmen, işi çıktığında izin aldığında ücreti kesilmekte, yazın çalışmadığı dönemde ücret alamamaktadır. Yani ücretli öğretmen olarak aile geçindiren birisi  ancak yılın 8 ayı çalışacağı gibi aldığı ücret asgari ücretin de altında bulunmaktadır. Örneğin haftada 30 saat derse giren bir ücretli öğretmen 2 bin lira alırken aynı saatte derse giren bir kadrolu öğretmen 4600 lira almaktadır. Ayrıca kadrolu öğretmenler 120 lira haftalık nöbet ücreti alırken, ücretli öğretmenler bu nöbeti bedava yerine getirmektedir. Bunun gibi okullarda açılan destekleme kurslarında kadrolu öğretmen ders saat ücreti iki ile çarpılırken, ücretli öğretmenlerde bu şekilde olmamaktadır.     3. İş Garantisi: Ücretli öğretmenin işinin bir garantisi bulunmamaktadır. Sömestr tatilinde bile iş çıkışı verilir ve tekrar giriş için başvuruda bulunması gerekir. Dönem sonunda da iş çıkışı verilir, tekrar işe başlaması için başvuruda bulunmaktadır. 8 ay çalışsa bile yaz tatilinde işsizlik maaşı alamaz.Tabi ki bu süreçler yıpratıcı olduğu gibi işe alınamama gibi bir riski de barındırmakta, amirlerinin onun hakkındaki yorumları önem kazanmaktadır. Sömestr ve yaz tatili döneminde ücretli öğretmenin çıkışı verildiğinden sigortası da yatırılmamakta ve bu süre esnasında hastalandığında gerekli desteği alamamaktadır. 4. İş Yerinde Baskı ve Mobing: Normal şartlarda eğitim camiasındaki idarecilerin ücretli öğretmene normal kadrolu öğretmen gibi davranmaları gerekir. Çünkü o öğretmen de kadrolu öğretmenin okuduğu okulu okumuştur, fakat pratikte öyle olmamaktadır. Okul idarecileri kadrolu öğretmenlere söz geçiremediklerinden tüm angarya işleri ücretli öğretmenlere yıkmakta, okul etkinlikleri, duvar süslemeleri ve her türlü organizasyonu onlara yaptırmaktadırlar. Bir ücretli öğretmen, dersi bittiği halde okulun idari işlerine yardımcı olurken, ondan çok daha fazla ücret alan bir kadrolu öğretmen evine gitmektedir. Ücretli öğretmen, idarenin kendisinden istediği işleri yapmadığı zaman işinden olacağını bilerek her türlü teklife boyun bükmektedir. Aynı zamanda velilerin şikâyet durumunda da hemen kapının önüne konulabilmektedir. 5. İşyeri Huzursuzluğu: Ücretli öğretmenler geçici bir çözüm olarak düşünüldüğünden veliler ve öğrenciler de onlarla çalışmak istememekte, ilkokullarda da veliler çocuklarına ücretli öğretmenlerin ders vermelerini istenmemektedir. Çünkü bu öğretmenlerin geçici olduğu veya deneyimsiz olduğunu intibası bulunmaktadır. Bütün bu baskılar zaten az ücret alan öğretmenleri daha da bunalıma sürüklemektedir. Saadet öğretmen olayında görüldüğü gibi zayıf öğretmenlerin psikolojik sorunlar yaşamasına yol açmaktadır. 6. Sendikal Haklar: Maalesef ücretli öğretmenlerin sendikal hakları da bulunmamaktadır. Türkiye’deki eğitim sendikaları Milli Eğitim mensubu kadrolu öğretmenlerin dışındaki ücretli öğretmenler, özel okul veya kursların öğretmenlerini yok saymakta ve onları üye almadığı gibi sorunlarıyla da ilgilenmemektedir. Bu da anayasamızda güvence altına alınmış olan emekçilerin sendikal haklarının gasp edildiğini ve bu sendikaların da gerçek sendikacılık yerine sarı sendikacılığı tercih ettiğini göstermektedir. Acilen ücretli öğretmenlerin ve özel kurumların öğretmenlerinin sendikal hakları elde etmesini sağlayacak yasal düzenleme yapılmalıdır. Yukarda anlattığımız tablo özellikle işsizlik nedeniyle öğretmen adaylarımızın katlandığı vahim tablodur. Ülkemizin yetişmiş insanları böyle bir durumdaysa gerisini konuşmanın bir anlamı bulunmamaktadır. Bir nevi eğitim sistemimizin köleleri konumunda bulunmaktadır ücretli öğretmenler. Birçok haksızlığa maruz kalan ücretli öğretmenler, haklarını arayacakları bir yer olmadığı gibi, zaten bir talep durumunda bir sonraki sözleşme yenilenmeme riski ve endişesini de taşımakta ve bu durum onları savunmasız kılmaktadır. Geleceğimizi teslim ettiğimiz bu öğretmenler, kendi haklarını bile savunamazken, çocuklarımıza nasıl özgür bireyler olacaklarını ve haklarını savunmayı öğretebilirler.     SORUNUN ÇÖZÜM YOLLARI VE ÖNERİLER….   Peki, bu sistem nasıl ıslah edilebilir? Tabi ki her sistem gibi sorunu doğru tespit edip ıslah edebilme kapasitesine sahibiz. Sağlıklı bir eğitim sistemi için ücretli öğretmenlik sistemi yeniden elden geçirilmelidir. Bu konuda çözüm önerilerimiz ana başlıklar halinde şu şekildedir: 1. Ücretli Öğretmenleri Kadroya Almak: Her yıl Milli Eğitim, binlerce öğretmen alımı gerçekleştirmektedir. Bu öğretmen alımlarında öncelik ücretli öğretmenlere verilebilir. Bu sayede gerçekten deneyimli ve tecrübeli öğretmenlerimizi değerlendirmiş olacağız. Yıllarca ücretli öğretmenlik yapan ve ciddi deneyime sahip olan öğretmenler dururken hiçbir deneyimi olmayanları almak öncelikle mevcut insan malzememizi heba etmek demektir. Örneğin üç eğitim yılı ücretli öğretmenlik yapmış olanlar KPSS şartı aranmaksızın kadroya geçişte öncelikli hale getirilebilir. Kimsenin gitmek istemediği ülkemizin en ücra noktalarında bile ücretli öğretmenlerimiz fedakar bir şekilde çalışmaktadırlar. Çünkü büyük bir çoğunluk kendi bölgelerindeki okullarda görev almaktadırlar. Yani ücretli öğretmenlik istihdamında her şehir kendi insan alt yapısını kullanmış olmaktadır. Bu da şehir beğenmeme veya gitmeme gibi bir sorunun yaşanmasını ortadan kaldırmaktadır. Bedriye ÇAMBEL OKU, YORUMLA ve PAYLAŞ ==> https://www.habergundemim.com/ucretli-ogretmenlerin-sorunlari-ve-durum-tespiti-makale,3531.html Habergündemim ÜCRETLİ ÖĞRETMENLİKTE DURUM TESPİTİ 2        1998 -1999 yılları arasında vekil öğretmen olarak çalışan öğretmenlerin vekil öğretmenlik hakları ellerinden alınarak 1999-2000 yılları arasında ücretli öğretmen olarak çalıştırılmalarına karar verildi. İktidarda o yıllarda DSP hükümeti vardı. Ülke IMF ye çok yüksek meblağlarda borçlanmıştı.  1999/2000 YILLARI 1999-2000 yıllarından sonra sadece girdiği dersin ücreti verilmeye başlanmıştı öğretmenlik mesleği yapan yıllık geçici sigortasız işçi olarak çalıştırılan öğretmenlere ve sigortaları da yatırılmıyordu. Diyelim ki 30 saat mi, 20 saat mi derse girdi öğretmen girdiği ders saati sayısınca ücret verilmeye başlandı. Bu verilen ücret bir maaş gibi değildi bir el harçlığı kadarken öğretmen buna maaş dedi. 2000 YILINDAN SONRA 2000 yılından sonra sadece girdiği dersin ücretini alabilen, sigortası hiç bir şekilde yatırılmayan öğretmenler için duyarlı bir kaç sendikanın önderliğinde rica minnetle 1 aylık sürede 16 gün 20 gün gibi sigorta primleri yatırılması kararı alındı.       Eksik gün primli sigortalı çalışma, sadece girdiği dersin ücretini alabilme şartına rağmen bir çok insan sırf öğretmenlik mesleğini çok sevdiği, ailesi bu meslekten başka mesleği yapmasını uygun görmediği için öğretmenlik mesleğini severek canla başla devam ettirdi.       Diğer taraftan Diyanet bünyesinde fahri hoca olarak çalışan 6 ay gibi kısa süreyi tamamlayan ve Devlete bağlı bir okulda çalışan öğretmenler kadar liyakat sahibi olmayan kişiler kuran kurslarına kadrolu hoca olarak atandılar.       Ücretli öğretmen olarak devlet okullarında milli eğitime bağlı çalışan, öğretmenlik mesleğine gönül vermiş hayatında öğretmenlikten başka hiç bir iş yapmamış insanlar 4 yıllık fakülte okumuş eğitim fakültelerinden pedagojik formasyonunu almış ve bu konuda deneyim kazanmış olmalarına rağmen ücretli öğretmen olarak çalıştırılmaya devam edilmiştir.        Devlet okullarında 5,10, 15, 20 yıldır hiç ara vermeden başka işler de çalışmadan öğretmenlik mesleğini aşkla sevgiyle yapan insanlar dururken özel dershanelerin  bünyelerinde tam sigortalı tam maaşlı çalışan ve 5 yıl bile çalışmamış insanlar devlet okullarında kadrolara alınarak okul müdür ve müdür yardımcılığına kadar yükseltilmiştir.       Şimdi derki yaşı 30, 35, 40, 45 olan devlet okullarında hiç ara vermeden eksik gün yatan prim gün sayılarına rağmen 540 gün primini tamamlamış, 4 yıllık fakülte okumuş, Eğitim fakültelerinden öğretmenlik mesleği yapabilmek için pedagojik formasyon almış devletine bağlı herhangi bir okulda fedakarca devletin kendisini kadroya alacağı günü bekleyerek çalışmış insanlar BEN ÖĞRETMENİM, BENİM SESİMİ DUYUN.!!! Devlet kadrosunda hakkettiğim yerimi kadromu vererek adaleti sağlayınız.        Biz bu insanların sesi olduk. Bu insanların sesini duyurmak ve bu insanların çektiği sıkıntıları paylaşmak için bu yazıyı yayınlıyoruz geç kalınmış ta olsa “Zararın neresinden dönülürse kârdır.” Biz devletimize her konuda güveniyor inanıyor ve her şeye rağmen devletimizi destekliyoruz. Bizim devletimiz adildir adalet yerini bulması için devlet okullarında ücretli öğretmenlik yapan emektar ücretli öğretmenlerimize kadro rica ediyoruz.  Devlet hak, hukuk, adaletten yanadır. Lütfen çalıştıkları branşlarda kadroyu hak eden emektar ücretli öğretmenlerimize kadroları en kısa zamanda verilsin. Devletimiz kendi insanını dışlamak yerine kendisi sahip çıkmış olacaktır. SELAM VE DUA İLE.  BEDRİYE ÇAMBEL OKU, YORUMLA ve PAYLAŞ ==> https://www.habergundemim.com/ucretli-ogretmenlikte-durum-tespiti-2-makale,3537.html Habergündemim ÜCRETLİ ÖĞRETMENLİKTE DURUM TESPİTİ  3     Ücretli öğretmenler: Asgari ücretin altında yıllık ortalama 1350 TL maaş alıyorlar. Sigortaları ayda 15 gün yatıyor.        Tazminat hakları yoktur.       İşsizlik ödeneği ödenmediğinden işsizlik maaşı hakları yoktur.      Eğitime hazırlık ödeneği verilmiyor.       Maaş promosyonundan faydalandırılmıyorlar.      Ara tatillerde maaş ve sigortaları kesiliyor.      15 tatilde maaş ve sigortaları kesiliyor.      29 Ekim,19 Mayis,1 Mayıs,23 Nisan’da maaş ve sigortaları kesiliyor.       Her 10 ders başına kadrolu öğretmene verilen planlama ücretli öğretmenlere verilmiyor.      Emektar ücretli öğretmenler tüm bu şartlara rağmen çalıştıkları, emek verdikleri branşlarda kadro istiyorlar. Her biri okuduğu bölümle alakalı görev yapmaktadırlar.      Lisans mezunu  pedagojik formasyonu olan deneyimli ücretli öğretmenlerin kadro hakkıdır.      Sadece ve sadece yıllardır devletine hizmet eden 1500 TL maaş yarım gün sigorta bunun hakkını istiyorlar.      2018 yılında emektar ücretli öğretmenlere kadro verildi. Şimdi aynı şekilde emektar ücretli öğretmenlerin kadro hakkıdır.        En büyük sorunlarından biri ücretli olarak çalışmak ve her an işlerine son verilecek korkusudur.      Emektar ücretli öğretmenlere kadro verilmelidir. Hiç kimsenin hakkında gözleri yoktur.      Olağan öğretmen ataması dışında ücretli öğretmen olarak çalışan 5,10,15,20 yıldan beri görev yapan yaşları 40 ile 50 arasında olan kendisini öğretmenlik mesleğine gönül vererek adamış lisans mezunu olan, Eğitim fakültelerinden öğretmenlik mesleği yapabilmek için pedagojik formasyon  eğitimi almış öğretmenlerimizin eksik yatan sigorta primlerine rağmen, sigorta primleri 540 gün ile 3000 gün arasında olan tüm emektar, fedakar öğretmenlere kadro verilmelidir.       Ailesine bakan, yaşlı anne babasına bakan, çocuk okutan, evlilik hazırlığında olan tüm bu zor şartlar içerisindeyken görevi gereği bayrağımızın dalgalandığı her yere giden ve görevini alnının akıyla yapan hepsi bu vatanın öz evlatları olan, Hiç birisinin bulunduğu duruma itiraz etmeden görevini yerine getiren bu insanlara kadro haktır.      Uzun yıllardır meslektaşlarıyla bu öğretmenlik mesleğine tutunmuşlardır. Her sabah devletin kendilerini kadroya alacağı günün umuduyla uyanmışlardır. Bu yüzdende başka işlerde çalışmamışlardır.       Bu günlerde çocuklarımızı eğiten, geleceğimize yön veren deneyimli ücretli öğretmenlerimizin,24 Kasım 2020 de öğretmenler gününe özel mucizevi şekilde kadro ile müjdelenmelerini sağlayacak karar ötekileştirmelerinin ve ayrımcılıklara uğrayarak mağdur edilmelerinin önüne geçilecektir.       Ücretli öğretmenlerde atama haktır.      5-20 yıl arasında liyakati ve tecrübesi vardır.     Uzun yıllardır MEB'le bütünler, MEB’in öğretmenleri oldukları için donanımlıdırlar.      Her yıl adli sicil kaydı alınıp göreve başlatılmaktadırlar.    Güvenlik soruşturmaları temizdir.    Öğretmenin olmadığı, kimsenin gitmediği yerlere gitmişlerdir.     Devletimizin eğitim açığını asgari ücret altında yarım sigorta ile güvencesiz yıllarca çalışarak maddi manevi fedakârlık yaparak kapatmışlardır.      Artık emekleri görülsün istiyorlar. Dönem ortası, dönem sonu  bir kenara atılmak, yaz aylarında işsiz kalmak istemiyorlar.     Yıllarca emek vermiş, hizmet etmiş olarak güvenceleri olsun istiyorlar.     Devlet büyüklerinden kalıcı istihdam edilmek ve kadro talep ediyorlar.     Binlerce ücretli öğretmen açlık sınırının bile altında ücretle çalışıyor.      Bu düzene dur denmesi gerekiyor.     Ücretli öğretmenlere özlük hakkı ve kadrosu verilmelidir.     Ücretli öğretmenler dinlenmiyor.     Analarının ak sütü gibi helal olan kadro hakkını istiyor.     “At izinin it izine karıştığı” şu dönemde devletine, milletine bağlı 5 yıl ve üzeri çalışan emektar ücretli öğretmenlerin çok az da olsa sesi olmaya çalıştık. Dileğimiz o dur ki bu ses duyulur ve olumlu bir cevap verilir.  SELAM VE DUA İLE  BEDRİYE ÇAMBEL OKU, YORUMLA ve PAYLAŞ ==> https://www.habergundemim.com/ucretli-ogretmenlikte-durum-tespiti-3-makale,3555.html Habergündemim
Bedriye ÇAMBEL hanımın yazdığı ÜCRETLİ ÖĞRETMENLİKTE DURUM TESPİTİ başlıklı yazısı tek link

ÜCRETLİ ÖĞRETMENLERİN SORUNLARI VE DURUM TESPİTİ   Eğitim sistemimizin 12 yıllık zorunlu hale geçişle birlikte öğretmen açığı yaşandı. Devlet bu açığı ücretli öğretmenlerle kapatmaya çalıştı. Buraya kadar her şey normal… Ücretli öğretmenlik okullarımızın artan acil öğretmen ihtiyaçlarını, kadro beklemeden ders saat ücreti üzerinden karşılamak amacıyla kurulmuş olan bir nevi geçici çözüm olarak düşünülmüştür. Ücretli öğretmenlik olmadığı dönemlerde dersler boş geçiyordu, çünkü ataması çıkan öğretmen bir şekilde tanıdığını bulup başka şehirlere gidiyordu. Kadro olmaması, hamilelik, askerlik, hastalık, eğitim ve benzeri nedenlerle öğretmen açığı çıkıyordu. Ücretli öğretmenlik sistemiyle okullarımız bulundukları bölgedeki fakülte mezunu yerel kişilerden yararlanmış oldu. Sistem bu açılardan faydalı olduğu gibi, ataması çıkmayan öğretmen adaylar da en azından öğretmenlik mesleğini bu şekilde gerçekleştirmiş oluyordu. Ücretli öğretmenliğin kadrolu öğretmenlikten farkı, işlerinin geçici olmasıdır. Kadrolu birisi geldiğinde ücretli öğretmen kapı önüne konulmaktadır. Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığının personeli sayılmadığı gibi, özlük haklarından yoksun ve amirlerinin iki dudağı arasında yaşıyorlardı. Hiçbir güvenceleri olmadığı gibi, yarın çalışıp çalışmayacakları da belli değildi. Her sömestr döneminde sözleşmelerini yenilemeleri gerektiği için de işimiz var duygusuna sahip olamıyor, yarın için plan yapamıyorlardı. Ayrıca aldıkları ücret de asgari ücretin altında olup, modern köle olarak çalışmaktadırlar. Ücretli Öğretmenlerin net sayısı hakkında kimse resmi bir rakam telaffuz etmemesine rağmen toplamda 90 bin civarında olduğu tahmin edilmektedir. Ücretli Öğretmenlik her ne kadar bir sorun çözme yolu olarak ortaya çıkmış olsa da peşinden kendine ait başka sorunlar ortaya çıkardı. Bu sorunları kısaca şöyle özetleyebiliriz.  1. Ücret Adaletsizliği: Ücretli öğretmenlerin sadece girdikleri ders kadar ücret ödenmesi ve bu rakamın da oldukça düşük olması. Hâlbuki ders saat ücretleri kadrolu öğretmenlere göre düzenlenmiştir. Kadrolu öğretmenlerin gireceği ek derse göre verilen ücretler, ücretli öğretmen için düzenlenmesi adaletsizlik. Bunun yerine ücretli öğretmenler için farklı bir ders saat ücreti düzenlenebilir. Böylece 20 saat derse giren bir ücretli öğretmenle 20 saat derse giren bir kadrolu öğretmen arasındaki uçurum azaltılmış olur. 2. Özlük Hakları: Ücretli öğretmenlerin hiçbir özlük hakkı bulunmamaktadır. Onların çalışması tamamen müdürlerin yani idari amirlerin tasarrufunda kalmıştır. Hastalandıklarında işe gitmedikleri vakit ücretleri kesilmektedir. Resmi tatil günlerinde kadrolu öğretmen ücretini alırken, ücretli öğretmen bundan mahrum kalmaktadır. Ücretli öğretmen, işi çıktığında izin aldığında ücreti kesilmekte, yazın çalışmadığı dönemde ücret alamamaktadır. Yani ücretli öğretmen olarak aile geçindiren birisi  ancak yılın 8 ayı çalışacağı gibi aldığı ücret asgari ücretin de altında bulunmaktadır. Örneğin haftada 30 saat derse giren bir ücretli öğretmen 2 bin lira alırken aynı saatte derse giren bir kadrolu öğretmen 4600 lira almaktadır. Ayrıca kadrolu öğretmenler 120 lira haftalık nöbet ücreti alırken, ücretli öğretmenler bu nöbeti bedava yerine getirmektedir. Bunun gibi okullarda açılan destekleme kurslarında kadrolu öğretmen ders saat ücreti iki ile çarpılırken, ücretli öğretmenlerde bu şekilde olmamaktadır.     3. İş Garantisi: Ücretli öğretmenin işinin bir garantisi bulunmamaktadır. Sömestr tatilinde bile iş çıkışı verilir ve tekrar giriş için başvuruda bulunması gerekir. Dönem sonunda da iş çıkışı verilir, tekrar işe başlaması için başvuruda bulunmaktadır. 8 ay çalışsa bile yaz tatilinde işsizlik maaşı alamaz.Tabi ki bu süreçler yıpratıcı olduğu gibi işe alınamama gibi bir riski de barındırmakta, amirlerinin onun hakkındaki yorumları önem kazanmaktadır. Sömestr ve yaz tatili döneminde ücretli öğretmenin çıkışı verildiğinden sigortası da yatırılmamakta ve bu süre esnasında hastalandığında gerekli desteği alamamaktadır. 4. İş Yerinde Baskı ve Mobing: Normal şartlarda eğitim camiasındaki idarecilerin ücretli öğretmene normal kadrolu öğretmen gibi davranmaları gerekir. Çünkü o öğretmen de kadrolu öğretmenin okuduğu okulu okumuştur, fakat pratikte öyle olmamaktadır. Okul idarecileri kadrolu öğretmenlere söz geçiremediklerinden tüm angarya işleri ücretli öğretmenlere yıkmakta, okul etkinlikleri, duvar süslemeleri ve her türlü organizasyonu onlara yaptırmaktadırlar. Bir ücretli öğretmen, dersi bittiği halde okulun idari işlerine yardımcı olurken, ondan çok daha fazla ücret alan bir kadrolu öğretmen evine gitmektedir. Ücretli öğretmen, idarenin kendisinden istediği işleri yapmadığı zaman işinden olacağını bilerek her türlü teklife boyun bükmektedir. Aynı zamanda velilerin şikâyet durumunda da hemen kapının önüne konulabilmektedir. 5. İşyeri Huzursuzluğu: Ücretli öğretmenler geçici bir çözüm olarak düşünüldüğünden veliler ve öğrenciler de onlarla çalışmak istememekte, ilkokullarda da veliler çocuklarına ücretli öğretmenlerin ders vermelerini istenmemektedir. Çünkü bu öğretmenlerin geçici olduğu veya deneyimsiz olduğunu intibası bulunmaktadır. Bütün bu baskılar zaten az ücret alan öğretmenleri daha da bunalıma sürüklemektedir. Saadet öğretmen olayında görüldüğü gibi zayıf öğretmenlerin psikolojik sorunlar yaşamasına yol açmaktadır. 6. Sendikal Haklar: Maalesef ücretli öğretmenlerin sendikal hakları da bulunmamaktadır. Türkiye’deki eğitim sendikaları Milli Eğitim mensubu kadrolu öğretmenlerin dışındaki ücretli öğretmenler, özel okul veya kursların öğretmenlerini yok saymakta ve onları üye almadığı gibi sorunlarıyla da ilgilenmemektedir. Bu da anayasamızda güvence altına alınmış olan emekçilerin sendikal haklarının gasp edildiğini ve bu sendikaların da gerçek sendikacılık yerine sarı sendikacılığı tercih ettiğini göstermektedir. Acilen ücretli öğretmenlerin ve özel kurumların öğretmenlerinin sendikal hakları elde etmesini sağlayacak yasal düzenleme yapılmalıdır. Yukarda anlattığımız tablo özellikle işsizlik nedeniyle öğretmen adaylarımızın katlandığı vahim tablodur. Ülkemizin yetişmiş insanları böyle bir durumdaysa gerisini konuşmanın bir anlamı bulunmamaktadır. Bir nevi eğitim sistemimizin köleleri konumunda bulunmaktadır ücretli öğretmenler. Birçok haksızlığa maruz kalan ücretli öğretmenler, haklarını arayacakları bir yer olmadığı gibi, zaten bir talep durumunda bir sonraki sözleşme yenilenmeme riski ve endişesini de taşımakta ve bu durum onları savunmasız kılmaktadır. Geleceğimizi teslim ettiğimiz bu öğretmenler, kendi haklarını bile savunamazken, çocuklarımıza nasıl özgür bireyler olacaklarını ve haklarını savunmayı öğretebilirler.     SORUNUN ÇÖZÜM YOLLARI VE ÖNERİLER….   Peki, bu sistem nasıl ıslah edilebilir? Tabi ki her sistem gibi sorunu doğru tespit edip ıslah edebilme kapasitesine sahibiz. Sağlıklı bir eğitim sistemi için ücretli öğretmenlik sistemi yeniden elden geçirilmelidir. Bu konuda çözüm önerilerimiz ana başlıklar halinde şu şekildedir: 1. Ücretli Öğretmenleri Kadroya Almak: Her yıl Milli Eğitim, binlerce öğretmen alımı gerçekleştirmektedir. Bu öğretmen alımlarında öncelik ücretli öğretmenlere verilebilir. Bu sayede gerçekten deneyimli ve tecrübeli öğretmenlerimizi değerlendirmiş olacağız. Yıllarca ücretli öğretmenlik yapan ve ciddi deneyime sahip olan öğretmenler dururken hiçbir deneyimi olmayanları almak öncelikle mevcut insan malzememizi heba etmek demektir. Örneğin üç eğitim yılı ücretli öğretmenlik yapmış olanlar KPSS şartı aranmaksızın kadroya geçişte öncelikli hale getirilebilir. Kimsenin gitmek istemediği ülkemizin en ücra noktalarında bile ücretli öğretmenlerimiz fedakar bir şekilde çalışmaktadırlar. Çünkü büyük bir çoğunluk kendi bölgelerindeki okullarda görev almaktadırlar. Yani ücretli öğretmenlik istihdamında her şehir kendi insan alt yapısını kullanmış olmaktadır. Bu da şehir beğenmeme veya gitmeme gibi bir sorunun yaşanmasını ortadan kaldırmaktadır. Bedriye ÇAMBEL

OKU, YORUMLA ve PAYLAŞ ==> https://www.habergundemim.com/ucretli-ogretmenlerin-sorunlari-ve-durum-tespiti-makale,3531.html

Habergündemim

ÜCRETLİ ÖĞRETMENLİKTE DURUM TESPİTİ 2        1998 -1999 yılları arasında vekil öğretmen olarak çalışan öğretmenlerin vekil öğretmenlik hakları ellerinden alınarak 1999-2000 yılları arasında ücretli öğretmen olarak çalıştırılmalarına karar verildi. İktidarda o yıllarda DSP hükümeti vardı. Ülke IMF ye çok yüksek meblağlarda borçlanmıştı.  1999/2000 YILLARI 1999-2000 yıllarından sonra sadece girdiği dersin ücreti verilmeye başlanmıştı öğretmenlik mesleği yapan yıllık geçici sigortasız işçi olarak çalıştırılan öğretmenlere ve sigortaları da yatırılmıyordu. Diyelim ki 30 saat mi, 20 saat mi derse girdi öğretmen girdiği ders saati sayısınca ücret verilmeye başlandı. Bu verilen ücret bir maaş gibi değildi bir el harçlığı kadarken öğretmen buna maaş dedi. 2000 YILINDAN SONRA 2000 yılından sonra sadece girdiği dersin ücretini alabilen, sigortası hiç bir şekilde yatırılmayan öğretmenler için duyarlı bir kaç sendikanın önderliğinde rica minnetle 1 aylık sürede 16 gün 20 gün gibi sigorta primleri yatırılması kararı alındı.       Eksik gün primli sigortalı çalışma, sadece girdiği dersin ücretini alabilme şartına rağmen bir çok insan sırf öğretmenlik mesleğini çok sevdiği, ailesi bu meslekten başka mesleği yapmasını uygun görmediği için öğretmenlik mesleğini severek canla başla devam ettirdi.       Diğer taraftan Diyanet bünyesinde fahri hoca olarak çalışan 6 ay gibi kısa süreyi tamamlayan ve Devlete bağlı bir okulda çalışan öğretmenler kadar liyakat sahibi olmayan kişiler kuran kurslarına kadrolu hoca olarak atandılar.       Ücretli öğretmen olarak devlet okullarında milli eğitime bağlı çalışan, öğretmenlik mesleğine gönül vermiş hayatında öğretmenlikten başka hiç bir iş yapmamış insanlar 4 yıllık fakülte okumuş eğitim fakültelerinden pedagojik formasyonunu almış ve bu konuda deneyim kazanmış olmalarına rağmen ücretli öğretmen olarak çalıştırılmaya devam edilmiştir.        Devlet okullarında 5,10, 15, 20 yıldır hiç ara vermeden başka işler de çalışmadan öğretmenlik mesleğini aşkla sevgiyle yapan insanlar dururken özel dershanelerin  bünyelerinde tam sigortalı tam maaşlı çalışan ve 5 yıl bile çalışmamış insanlar devlet okullarında kadrolara alınarak okul müdür ve müdür yardımcılığına kadar yükseltilmiştir.       Şimdi derki yaşı 30, 35, 40, 45 olan devlet okullarında hiç ara vermeden eksik gün yatan prim gün sayılarına rağmen 540 gün primini tamamlamış, 4 yıllık fakülte okumuş, Eğitim fakültelerinden öğretmenlik mesleği yapabilmek için pedagojik formasyon almış devletine bağlı herhangi bir okulda fedakarca devletin kendisini kadroya alacağı günü bekleyerek çalışmış insanlar BEN ÖĞRETMENİM, BENİM SESİMİ DUYUN.!!! Devlet kadrosunda hakkettiğim yerimi kadromu vererek adaleti sağlayınız.        Biz bu insanların sesi olduk. Bu insanların sesini duyurmak ve bu insanların çektiği sıkıntıları paylaşmak için bu yazıyı yayınlıyoruz geç kalınmış ta olsa “Zararın neresinden dönülürse kârdır.” Biz devletimize her konuda güveniyor inanıyor ve her şeye rağmen devletimizi destekliyoruz. Bizim devletimiz adildir adalet yerini bulması için devlet okullarında ücretli öğretmenlik yapan emektar ücretli öğretmenlerimize kadro rica ediyoruz.  Devlet hak, hukuk, adaletten yanadır. Lütfen çalıştıkları branşlarda kadroyu hak eden emektar ücretli öğretmenlerimize kadroları en kısa zamanda verilsin. Devletimiz kendi insanını dışlamak yerine kendisi sahip çıkmış olacaktır. SELAM VE DUA İLE.  BEDRİYE ÇAMBEL

OKU, YORUMLA ve PAYLAŞ ==> https://www.habergundemim.com/ucretli-ogretmenlikte-durum-tespiti-2-makale,3537.html

Habergündemim

ÜCRETLİ ÖĞRETMENLİKTE DURUM TESPİTİ  3     Ücretli öğretmenler: Asgari ücretin altında yıllık ortalama 1350 TL maaş alıyorlar. Sigortaları ayda 15 gün yatıyor.        Tazminat hakları yoktur.       İşsizlik ödeneği ödenmediğinden işsizlik maaşı hakları yoktur.      Eğitime hazırlık ödeneği verilmiyor.       Maaş promosyonundan faydalandırılmıyorlar.      Ara tatillerde maaş ve sigortaları kesiliyor.      15 tatilde maaş ve sigortaları kesiliyor.      29 Ekim,19 Mayis,1 Mayıs,23 Nisan’da maaş ve sigortaları kesiliyor.       Her 10 ders başına kadrolu öğretmene verilen planlama ücretli öğretmenlere verilmiyor.      Emektar ücretli öğretmenler tüm bu şartlara rağmen çalıştıkları, emek verdikleri branşlarda kadro istiyorlar. Her biri okuduğu bölümle alakalı görev yapmaktadırlar.      Lisans mezunu  pedagojik formasyonu olan deneyimli ücretli öğretmenlerin kadro hakkıdır.      Sadece ve sadece yıllardır devletine hizmet eden 1500 TL maaş yarım gün sigorta bunun hakkını istiyorlar.      2018 yılında emektar ücretli öğretmenlere kadro verildi. Şimdi aynı şekilde emektar ücretli öğretmenlerin kadro hakkıdır.        En büyük sorunlarından biri ücretli olarak çalışmak ve her an işlerine son verilecek korkusudur.      Emektar ücretli öğretmenlere kadro verilmelidir. Hiç kimsenin hakkında gözleri yoktur.      Olağan öğretmen ataması dışında ücretli öğretmen olarak çalışan 5,10,15,20 yıldan beri görev yapan yaşları 40 ile 50 arasında olan kendisini öğretmenlik mesleğine gönül vererek adamış lisans mezunu olan, Eğitim fakültelerinden öğretmenlik mesleği yapabilmek için pedagojik formasyon  eğitimi almış öğretmenlerimizin eksik yatan sigorta primlerine rağmen, sigorta primleri 540 gün ile 3000 gün arasında olan tüm emektar, fedakar öğretmenlere kadro verilmelidir.       Ailesine bakan, yaşlı anne babasına bakan, çocuk okutan, evlilik hazırlığında olan tüm bu zor şartlar içerisindeyken görevi gereği bayrağımızın dalgalandığı her yere giden ve görevini alnının akıyla yapan hepsi bu vatanın öz evlatları olan, Hiç birisinin bulunduğu duruma itiraz etmeden görevini yerine getiren bu insanlara kadro haktır.      Uzun yıllardır meslektaşlarıyla bu öğretmenlik mesleğine tutunmuşlardır. Her sabah devletin kendilerini kadroya alacağı günün umuduyla uyanmışlardır. Bu yüzdende başka işlerde çalışmamışlardır.       Bu günlerde çocuklarımızı eğiten, geleceğimize yön veren deneyimli ücretli öğretmenlerimizin,24 Kasım 2020 de öğretmenler gününe özel mucizevi şekilde kadro ile müjdelenmelerini sağlayacak karar ötekileştirmelerinin ve ayrımcılıklara uğrayarak mağdur edilmelerinin önüne geçilecektir.       Ücretli öğretmenlerde atama haktır.      5-20 yıl arasında liyakati ve tecrübesi vardır.     Uzun yıllardır MEB'le bütünler, MEB’in öğretmenleri oldukları için donanımlıdırlar.      Her yıl adli sicil kaydı alınıp göreve başlatılmaktadırlar.    Güvenlik soruşturmaları temizdir.    Öğretmenin olmadığı, kimsenin gitmediği yerlere gitmişlerdir.     Devletimizin eğitim açığını asgari ücret altında yarım sigorta ile güvencesiz yıllarca çalışarak maddi manevi fedakârlık yaparak kapatmışlardır.      Artık emekleri görülsün istiyorlar. Dönem ortası, dönem sonu  bir kenara atılmak, yaz aylarında işsiz kalmak istemiyorlar.     Yıllarca emek vermiş, hizmet etmiş olarak güvenceleri olsun istiyorlar.     Devlet büyüklerinden kalıcı istihdam edilmek ve kadro talep ediyorlar.     Binlerce ücretli öğretmen açlık sınırının bile altında ücretle çalışıyor.      Bu düzene dur denmesi gerekiyor.     Ücretli öğretmenlere özlük hakkı ve kadrosu verilmelidir.     Ücretli öğretmenler dinlenmiyor.     Analarının ak sütü gibi helal olan kadro hakkını istiyor.     “At izinin it izine karıştığı” şu dönemde devletine, milletine bağlı 5 yıl ve üzeri çalışan emektar ücretli öğretmenlerin çok az da olsa sesi olmaya çalıştık. Dileğimiz o dur ki bu ses duyulur ve olumlu bir cevap verilir.  SELAM VE DUA İLE  BEDRİYE ÇAMBEL

OKU, YORUMLA ve PAYLAŞ ==> https://www.habergundemim.com/ucretli-ogretmenlikte-durum-tespiti-3-makale,3555.html

Habergündemim

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.