Umut Vakfı’ndan karikatür yarışması sergisi

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 04.03.2019 - 10:40, Güncelleme: 28.03.2022 - 15:38 2171+ kez okundu.
 

Umut Vakfı’ndan karikatür yarışması sergisi

Umut Vakfı, “Bireysel Silahsızlanma Günü” kapsamında 23. kez düzenlediği “Bireysel Silahsızlanma: Yaşama Hak Tanıyın” konulu karikatür yarışmasının sergisini, Yaşar Üniversitesinde açtı. Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim...
Umut Vakfı, “Bireysel Silahsızlanma Günü” kapsamında 23. kez düzenlediği “Bireysel Silahsızlanma: Yaşama Hak Tanıyın” konulu karikatür yarışmasının sergisini, Yaşar Üniversitesinde açtı. Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi ve Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Timur Demirbaş, insanların yaşam hakkının korunması için 25 yıldır mücadele eden ve kısa süre önce yaşamını yitiren vakfın kurucusu Nazire Dedeman Çağatay’ın bıraktığı yerden mücadelelerini sürdüreceklerini söyledi.47 karikatürün yer aldığı “Bireysel Silahsızlanma: Yaşama Hak Tanıyın” konulu karikatür yarışmasının sergisi, Yaşar Üniversitesi Selçuk Yaşar Kampusu fuaye salonunda açıldı. Açılışa akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Timur Demirbaş ve vatandaşlar katıldı. Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi ve uzun yıllardır Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi olan Prof. Dr. Timur Demirbaş, 23. kez düzenlenen karikatür yarışmasının, vurucu ve çarpıcı etkisinden yararlanarak kamuoyunu bilinçlendirmeyi hedeflediklerini, bu nedenle ülkemizin birçok noktasında bu sergiyi açtıklarını söyledi.“Nazire Hanım’ın bıraktığı yerden devam edeceğiz”Prof. Dr. Timur Demirbaş, kısa bir süre önce yaşamını yitiren Umut Vakfı kurucusu Nazire Dedeman Çağatay’ın, 1993 yılında elim bir olay sonrası oğlu Umut’u kaybetmesinden sonra, oğlunun anısını yaşatmak ve başkalarının da “bireysel silahlarla işlenen” acıları yaşamaması için bu vakfı kurduğunu ve 25 yılı aşkın süredir mücadele ettiğini hatırlattı. Demirbaş, “Hayatını bu amaca adayan Nazire Hanım’ın ölümü hepimizi derinden sarstı. Nazire Hanım, Umut Vakfı’nı kurduğundan bu yana geçen süreçte, hukukun üstünlüğü, yurttaşlık bilincinin geliştirilmesi, barış ve insanların sorunlarını silahla, şiddetle değil de uzlaşmayla çözümlemelerine yönelik seminerler, sempozyumlar, uluslararası toplantılar, Sessiz Ayakkabıların Yürüyüşü etkinlikleri, şiddete çeşitli sanat dallarıyla dikkat çekmek için ödüllü yarışmalar düzenlenmesine önderlik etti, topluma örnek oldu. En büyük amacı, oğlu Umut’un silahla öldürülmesi neticesinde yaşadığı acıları, başkasının yaşamamasıydı. Ve kurucusu olduğu Umut Vakfı, şiddetin en uç noktası ve tek işlevi öldürmek olan silah şiddeti ile hep mücadele etti. Nazire Hanımın 25 yıldır verdiği mücadeleyi, başta ailesi olmak üzere bizler de vakıf yönetimi olarak bundan sonra aynı kararlılık ve inançla sürdüreceğiz” diye konuştu."Silahlı şiddet sürüyor"Nazire Dedeman Çağatay’ın ölümünden kısa bir süre önce vakfın basında yansıyan haberlerden oluşturduğu “Türkiye’nin silahlı şiddet haritası ve 2018 raporu"nu yayınladıklarını hatırlatan Timur Demirbaş, rakamların silahlanmanın toplum için ciddi bir tehdit olduğunu bir kez daha ortaya koyduğunu vurguladı. Prof. Dr. Demirbaş, “2018 yılında, basına 3 bin 679 olay yansımış durumda. 2015 yılında ise bu rakam 2 bin 175. Bu da yaralama ve öldürmeye varan silahlı şiddette son 4 yılda yüzde 69 artış yaşandığını gösteriyor. Bu cinayetlerin bin 478’inde tüfek, bin 429’unda tabanca, 772’sinde ise kesici aletler kullanılmış. Şiddet maalesef azalmıyor, artıyor. 14-15 yaşındaki çocuklar acımasızca tartışıyor ve birbirlerini öldürüyor, öğretmenlerini öldürüyor. Silahları okullara kadar sokabiliyor. Sonuç olarak, internetten bir tıkla ulaşılabilen, önlenmeyen ve önlenemeyen silahlanma, ortalıkta umursamazca bırakılan silahlar, arabanın bagajında ya da belde taşınan silahlar bir anda ölüm kusabiliyor. Silahlar kadar olaylarda bıçak kullanımı da dikkat çekici boyutlara varmış durumda. 2018’de 2 bin 279 kişi silahlarla öldürüldü, 3 bin 762 kişi de yaralandı. Bu yalnızca bir kısmı, ağır yaralıların ne kadarının hastanede öldüğünü belirleme şansımız yok maalesef. Sonuç; ülkemizde yüzde 85’i ruhsatsız en az 25 milyon silah bulunuyor. Belki de bu rakam daha da fazla. Çünkü isteyen herkes, son yaşanan cinayetlerde de görüyoruz ki çocuklar bile internetten silah sahibi oluyor ve kargoyla silahlar kapıya kadar gönderiliyor. Acil olarak, her türlü şiddetin nedenlerinin masaya yatırılması, çözümlerinin projelendirilip hemen uygulamaya geçmesi, yetkililerin internetten bir tıkla silah alımına engel olması gerekiyor” dedi.
Umut Vakfı, “Bireysel Silahsızlanma Günü” kapsamında 23. kez düzenlediği “Bireysel Silahsızlanma: Yaşama Hak Tanıyın” konulu karikatür yarışmasının sergisini, Yaşar Üniversitesinde açtı. Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim...

Umut Vakfı, “Bireysel Silahsızlanma Günü” kapsamında 23. kez düzenlediği “Bireysel Silahsızlanma: Yaşama Hak Tanıyın” konulu karikatür yarışmasının sergisini, Yaşar Üniversitesinde açtı. Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi ve Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Timur Demirbaş, insanların yaşam hakkının korunması için 25 yıldır mücadele eden ve kısa süre önce yaşamını yitiren vakfın kurucusu Nazire Dedeman Çağatay’ın bıraktığı yerden mücadelelerini sürdüreceklerini söyledi.

47 karikatürün yer aldığı “Bireysel Silahsızlanma: Yaşama Hak Tanıyın” konulu karikatür yarışmasının sergisi, Yaşar Üniversitesi Selçuk Yaşar Kampusu fuaye salonunda açıldı. Açılışa akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Timur Demirbaş ve vatandaşlar katıldı. Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi ve uzun yıllardır Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi olan Prof. Dr. Timur Demirbaş, 23. kez düzenlenen karikatür yarışmasının, vurucu ve çarpıcı etkisinden yararlanarak kamuoyunu bilinçlendirmeyi hedeflediklerini, bu nedenle ülkemizin birçok noktasında bu sergiyi açtıklarını söyledi.

“Nazire Hanım’ın bıraktığı yerden devam edeceğiz”

Prof. Dr. Timur Demirbaş, kısa bir süre önce yaşamını yitiren Umut Vakfı kurucusu Nazire Dedeman Çağatay’ın, 1993 yılında elim bir olay sonrası oğlu Umut’u kaybetmesinden sonra, oğlunun anısını yaşatmak ve başkalarının da “bireysel silahlarla işlenen” acıları yaşamaması için bu vakfı kurduğunu ve 25 yılı aşkın süredir mücadele ettiğini hatırlattı. Demirbaş, “Hayatını bu amaca adayan Nazire Hanım’ın ölümü hepimizi derinden sarstı. Nazire Hanım, Umut Vakfı’nı kurduğundan bu yana geçen süreçte, hukukun üstünlüğü, yurttaşlık bilincinin geliştirilmesi, barış ve insanların sorunlarını silahla, şiddetle değil de uzlaşmayla çözümlemelerine yönelik seminerler, sempozyumlar, uluslararası toplantılar, Sessiz Ayakkabıların Yürüyüşü etkinlikleri, şiddete çeşitli sanat dallarıyla dikkat çekmek için ödüllü yarışmalar düzenlenmesine önderlik etti, topluma örnek oldu. En büyük amacı, oğlu Umut’un silahla öldürülmesi neticesinde yaşadığı acıları, başkasının yaşamamasıydı. Ve kurucusu olduğu Umut Vakfı, şiddetin en uç noktası ve tek işlevi öldürmek olan silah şiddeti ile hep mücadele etti. Nazire Hanımın 25 yıldır verdiği mücadeleyi, başta ailesi olmak üzere bizler de vakıf yönetimi olarak bundan sonra aynı kararlılık ve inançla sürdüreceğiz” diye konuştu.

"Silahlı şiddet sürüyor"

Nazire Dedeman Çağatay’ın ölümünden kısa bir süre önce vakfın basında yansıyan haberlerden oluşturduğu “Türkiye’nin silahlı şiddet haritası ve 2018 raporu"nu yayınladıklarını hatırlatan Timur Demirbaş, rakamların silahlanmanın toplum için ciddi bir tehdit olduğunu bir kez daha ortaya koyduğunu vurguladı. Prof. Dr. Demirbaş, “2018 yılında, basına 3 bin 679 olay yansımış durumda. 2015 yılında ise bu rakam 2 bin 175. Bu da yaralama ve öldürmeye varan silahlı şiddette son 4 yılda yüzde 69 artış yaşandığını gösteriyor. Bu cinayetlerin bin 478’inde tüfek, bin 429’unda tabanca, 772’sinde ise kesici aletler kullanılmış. Şiddet maalesef azalmıyor, artıyor. 14-15 yaşındaki çocuklar acımasızca tartışıyor ve birbirlerini öldürüyor, öğretmenlerini öldürüyor. Silahları okullara kadar sokabiliyor. Sonuç olarak, internetten bir tıkla ulaşılabilen, önlenmeyen ve önlenemeyen silahlanma, ortalıkta umursamazca bırakılan silahlar, arabanın bagajında ya da belde taşınan silahlar bir anda ölüm kusabiliyor. Silahlar kadar olaylarda bıçak kullanımı da dikkat çekici boyutlara varmış durumda. 2018’de 2 bin 279 kişi silahlarla öldürüldü, 3 bin 762 kişi de yaralandı. Bu yalnızca bir kısmı, ağır yaralıların ne kadarının hastanede öldüğünü belirleme şansımız yok maalesef. Sonuç; ülkemizde yüzde 85’i ruhsatsız en az 25 milyon silah bulunuyor. Belki de bu rakam daha da fazla. Çünkü isteyen herkes, son yaşanan cinayetlerde de görüyoruz ki çocuklar bile internetten silah sahibi oluyor ve kargoyla silahlar kapıya kadar gönderiliyor. Acil olarak, her türlü şiddetin nedenlerinin masaya yatırılması, çözümlerinin projelendirilip hemen uygulamaya geçmesi, yetkililerin internetten bir tıkla silah alımına engel olması gerekiyor” dedi.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.