Anasayfa
Yazarlar
Adnan Bayraktar
Yazı Detayı
Bu yazı 769+ kez okundu.
MÜSLÜMANI CENNETLİK YAPAN İKİ AMEL
MÜSLÜMANI CENNETLİK YAPACAK İKİ AMEL
Müslüman her seyden evvel yerini bilir, haddini bilir, üzerine lazım olmayan işlerler yani ne dünyaya ne de ukbaya yaramayan işlerle uğraşmaz.
Allah Teâlâ buyurur ki:
وَلَا تَقْفُ مَا لَيْسَ لَكَ بِه۪ عِلْمٌۜ
Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme(Ìsra, 36)
Bu âyet-i kerîme insanın bilmediği bir konuda söz söylemesini, hüküm vermesini, bilgisizce davranmasını, bilmediği tanımadığı kimseler hakkında ileri-geri konuşmasını, daha hususi olarak yalancı şâhitlik yapmasını, iftira atmasını, hâsılı bilgi sahibi olmaksızın tahmine göre herhangi biri için maddî veya manevî zarara yol açacak şekilde konuşmasını ve hareket etmesini yasaklamaktadır.
Ebû Dücâne (radıyallqhu anh.) hasta iken ziyâretine giden birisi, onun sîmâsının nur gibi parladığını gördü ve ona:
“–Yüzün neden böyle parlıyor? diye sordu. O da şu cevâbı verdi:
–Benim iki amelim var:
Beni ilgilendirmeyen hususlarda susarım.
Gönlüm mü’minlere karşı sû-i zandan uzak kalır. Bütün mü’minlere karşı hüsn-i zan beslerim.” (İbn Sa‘d, et-Tabakât, III, 557)
Burada anlatılan iki husus biz müminler için çok ehemmiyet arz eder.
Birincisi:
Kısaca haddi bilmek diyoruz. İnsanın üzerine vazife olmayan hiç bir husus hakkında bilgi edinmek, öğrenmek peşine düşmemeli.. İnsan işi olmayan şeylerle ilgilenmemeli, haddini bilmeli, Allah Teâlâ karşısında acziyetini tadıp mütavazi olmalıdır.
Bu sebeple Ayet-i Kerimede buyruluyor ki:
وَلَا تَمْشِ فِي الْاَرْضِ مَرَحًاۚ اِنَّكَ لَنْ تَخْرِقَ الْاَرْضَ وَلَنْ تَبْلُغَ الْجِبَالَ طُولً
"Yeryüzünde kibir ve azametle yürüme! Çünkü sen asla yeri yaramazsın ve boyca da dağlara erişemezsin"(İsra, 37)
Bu Âyet-i kerimede kibirlenen kişilere karşı alaycı bir üslup kullanılmış ve onların ne kadar ahmakça bir davranış içinde oldukları anlatılmıştır. Resûlullah (aleyhisselatü vesselam.) şöyle buyurur:
“Kalbinde zerre kadar kibir bulunan kimse cennete giremez.” (Müslim, İman 147-149)
“Kim kendisini büyük görür ve böbürlenerek yürürse, kıyâmet günü Allah Teâlâ kendisine gazap etmiş halde O’nun huzuruna varır.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 118)
Nitekim Peygamberimiz (sallallahu aleyhi vesellem.), bir zamanlar böbürlenerek yürüyen bir adamın başına gelenleri şöyle haber verir:
“Vaktiyle kendini beğenmiş bir adam güzel elbisesini giymiş, saçını taramış, çalım satarak yürüyordu. Allah Teâlâ onu yerin dibine geçiriverdi. O adam kıyâmete kadar debelenerek yerin dibini boylamaya devam edecektir.” (Buhârî, Libâs 5; Müslim, Libâs 49, 50)
Sırrı Sakatî (rahmetullahi aleyh.) de çok kere şöyle nasihat ederdi:
“Dünyaya pek dayanma; Allah ile arandaki bağı koparırsın. Yeryüzünde yürürken de kabara kabara yürüme; pek yakında orası sana mezar olacak…” (el-Hadâiku’l-Verdiyye, s. 208
İkincisi:Bütün müslanlara karşı hüsnü zan beslemek..
Sa'd b. Mâlik el-Ensâri (radıyallahu anh): Hz. Enes anlatıyor: "Birgün Allah Rasulü ile beraber oturuyorduk. 'Şimdi cennet ehlinden bir adam gelecek.' dedi. Biraz sonra ayakkabılarını sol eline almış, sakalından abdest suyu damlayan bir adam çıkageldi. Ve bu vak'a ayrı ayrı günlerde tam üç defa tekrar etti. Üçüncü seferinde Abdulah b. Amr b. As bu adamı takip etti ve "Ben babamla tartıştım. Üç gün eve girmemeye yemin ettim. Senin yanında üç gün kalabilir miyim.", dedi. Adam da kabul etti. Fakat bu üç gün zarfında farz ameller dışında başka bir amel yaptığını görmedi ve hattâ bunu azımsadı. Nihayet Abdullah b. Amr, Sa'd b. Mâlik'e, Efendimiz'in kendisi hakkında verdiği müjdeyi anlattı. Bununla beraber farz ameller dışında fevkalade birşey göremediğini, cennetle müjdelenmesinin sebebinin ne olabileceğini sordu. Sa'd, "Gördüğün gibi, benim amelim bu. YALNIZ "BEN MÜSLÜMANLARDAM HİÇ KİMSEYİ ALDATMAM VE ALLAH TEÂLÂ'NIN ONA VERDİĞİ BİR ŞEYİDE KISKANMAM" deyince, "Abdullah işte budur seni cennete ulaştıran. Biz buna güç yetiremiyoruz." diyerek Sa'd b. Mâlik'in yanından ayrıldı.(Ahmed b. Hanbel. Müsned, 3/166.)
Selam ve dua ile
Adnan Bayraktar
06.05.2022
Ekleme
Tarihi: 06 Mayıs 2022 - Cuma
MÜSLÜMANI CENNETLİK YAPAN İKİ AMEL
MÜSLÜMANI CENNETLİK YAPACAK İKİ AMEL
Müslüman her seyden evvel yerini bilir, haddini bilir, üzerine lazım olmayan işlerler yani ne dünyaya ne de ukbaya yaramayan işlerle uğraşmaz.
Allah Teâlâ buyurur ki:
وَلَا تَقْفُ مَا لَيْسَ لَكَ بِه۪ عِلْمٌۜ
Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme(Ìsra, 36)
Bu âyet-i kerîme insanın bilmediği bir konuda söz söylemesini, hüküm vermesini, bilgisizce davranmasını, bilmediği tanımadığı kimseler hakkında ileri-geri konuşmasını, daha hususi olarak yalancı şâhitlik yapmasını, iftira atmasını, hâsılı bilgi sahibi olmaksızın tahmine göre herhangi biri için maddî veya manevî zarara yol açacak şekilde konuşmasını ve hareket etmesini yasaklamaktadır.
Ebû Dücâne (radıyallqhu anh.) hasta iken ziyâretine giden birisi, onun sîmâsının nur gibi parladığını gördü ve ona:
“–Yüzün neden böyle parlıyor? diye sordu. O da şu cevâbı verdi:
–Benim iki amelim var:
Beni ilgilendirmeyen hususlarda susarım.
Gönlüm mü’minlere karşı sû-i zandan uzak kalır. Bütün mü’minlere karşı hüsn-i zan beslerim.” (İbn Sa‘d, et-Tabakât, III, 557)
Burada anlatılan iki husus biz müminler için çok ehemmiyet arz eder.
Birincisi:
Kısaca haddi bilmek diyoruz. İnsanın üzerine vazife olmayan hiç bir husus hakkında bilgi edinmek, öğrenmek peşine düşmemeli.. İnsan işi olmayan şeylerle ilgilenmemeli, haddini bilmeli, Allah Teâlâ karşısında acziyetini tadıp mütavazi olmalıdır.
Bu sebeple Ayet-i Kerimede buyruluyor ki:
وَلَا تَمْشِ فِي الْاَرْضِ مَرَحًاۚ اِنَّكَ لَنْ تَخْرِقَ الْاَرْضَ وَلَنْ تَبْلُغَ الْجِبَالَ طُولً
"Yeryüzünde kibir ve azametle yürüme! Çünkü sen asla yeri yaramazsın ve boyca da dağlara erişemezsin"(İsra, 37)
Bu Âyet-i kerimede kibirlenen kişilere karşı alaycı bir üslup kullanılmış ve onların ne kadar ahmakça bir davranış içinde oldukları anlatılmıştır. Resûlullah (aleyhisselatü vesselam.) şöyle buyurur:
“Kalbinde zerre kadar kibir bulunan kimse cennete giremez.” (Müslim, İman 147-149)
“Kim kendisini büyük görür ve böbürlenerek yürürse, kıyâmet günü Allah Teâlâ kendisine gazap etmiş halde O’nun huzuruna varır.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 118)
Nitekim Peygamberimiz (sallallahu aleyhi vesellem.), bir zamanlar böbürlenerek yürüyen bir adamın başına gelenleri şöyle haber verir:
“Vaktiyle kendini beğenmiş bir adam güzel elbisesini giymiş, saçını taramış, çalım satarak yürüyordu. Allah Teâlâ onu yerin dibine geçiriverdi. O adam kıyâmete kadar debelenerek yerin dibini boylamaya devam edecektir.” (Buhârî, Libâs 5; Müslim, Libâs 49, 50)
Sırrı Sakatî (rahmetullahi aleyh.) de çok kere şöyle nasihat ederdi:
“Dünyaya pek dayanma; Allah ile arandaki bağı koparırsın. Yeryüzünde yürürken de kabara kabara yürüme; pek yakında orası sana mezar olacak…” (el-Hadâiku’l-Verdiyye, s. 208
İkincisi:Bütün müslanlara karşı hüsnü zan beslemek..
Sa'd b. Mâlik el-Ensâri (radıyallahu anh): Hz. Enes anlatıyor: "Birgün Allah Rasulü ile beraber oturuyorduk. 'Şimdi cennet ehlinden bir adam gelecek.' dedi. Biraz sonra ayakkabılarını sol eline almış, sakalından abdest suyu damlayan bir adam çıkageldi. Ve bu vak'a ayrı ayrı günlerde tam üç defa tekrar etti. Üçüncü seferinde Abdulah b. Amr b. As bu adamı takip etti ve "Ben babamla tartıştım. Üç gün eve girmemeye yemin ettim. Senin yanında üç gün kalabilir miyim.", dedi. Adam da kabul etti. Fakat bu üç gün zarfında farz ameller dışında başka bir amel yaptığını görmedi ve hattâ bunu azımsadı. Nihayet Abdullah b. Amr, Sa'd b. Mâlik'e, Efendimiz'in kendisi hakkında verdiği müjdeyi anlattı. Bununla beraber farz ameller dışında fevkalade birşey göremediğini, cennetle müjdelenmesinin sebebinin ne olabileceğini sordu. Sa'd, "Gördüğün gibi, benim amelim bu. YALNIZ "BEN MÜSLÜMANLARDAM HİÇ KİMSEYİ ALDATMAM VE ALLAH TEÂLÂ'NIN ONA VERDİĞİ BİR ŞEYİDE KISKANMAM" deyince, "Abdullah işte budur seni cennete ulaştıran. Biz buna güç yetiremiyoruz." diyerek Sa'd b. Mâlik'in yanından ayrıldı.(Ahmed b. Hanbel. Müsned, 3/166.)
Selam ve dua ile
Adnan Bayraktar
06.05.2022
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.