Seksen gün kaldı seçime.
Doğal olarak tüm partilerde aday adayları heyecanla bekliyorlar.
İsmi açıklanan adaylar faaliyete geçtiler bile.
AK Parti bu hafta sonu adayların geri kalanını açıklayacak.
Ama CHP’de bu işler anlaşılan epey zor oluyor, zor olacak.
İnce eleyip sık dokuma diye bir deyim var malum. Acaba o nedenle mi diyeceğim ama değil.
Öyle ya da böyle ay sonuna değin vakit var demek ki aday adayları biraz daha heyecan duyması gerekecek özellikle İzmir’de. Ama en azından Aydın’da Özlem Hanım ismi açıklandığından dolayı İzmir aday adayları biraz ohh çekti.
İstanbul adayları iki büyük partide belli oldu.
Sayın İmamoğlu zaten doğal aday gibiydi. Bu bilindiği için bu konuda söylenecek bir şey yok. Ama asıl gürültü ilçe belediye başkanlıkları seçiminde olacak gibi. Her ne kadar tümünü Sayın İmamoğlu belirleyecek olsa da asıl kavga bu nedenle çıkacak.
AK Parti adayı Sayın Murat Kurum ismi açıklandığı gün hemen çalışmalara başladı, hiç polemiklere girmeden sadece proje açıklıyor, sorunlara çözümler üretiyor. Ama İmamoğlu cephesi böyle değil. Sayın İmamoğlu rakip olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı görüyor, İstanbul’la uğraşacak zamanı fazla değil.
Elbette Sayın Erdoğan İstanbul’a çok önem veriyor ama İmamoğlu’nun İstanbul’da rakip olarak onu görmesi ne derece yarar sağlar ki kendisine? İstanbul’un aciliyet arz eden birçok sorunu var bu sorunlara eğilmek yerine Cumhurbaşkanı ile polemiğe girmek İstanbullunun gözünde ne kadar puan kazandırır göreceğiz.
İzmir CHP’liler için hala muamma. Sayın Soyer DEM parti kartı ile nereye kadar yol alabilecek belirsiz. Ama en azından CHP’nin Belediye başkanlığı alamadığı beş ilçede adaylar belirlendi.
Yazının başında belirttiğim gibi, Aydın’da Çerçioğlu’nun açıklanması ile en azından Sayın Özel’in istediği bir isim devreden çıkarıldı. Bu kez Çerçioğlu yerine S. Sayek Böke kartı açıldı.
Sayın Soyer de boş durmuyor, yanına aldığı DEM Parti ve bazı kurumlarla birlikte başkanlık iddiasında kararlılığını gösteriyor. İstanbul ve Ankara’nın farklı isimler için yola çıkması Soyer’in hem şansı hem de şanssızlığı. Yani iki karar mercii de onun ismi üzerinde durmuyor ama anlaşmaları da çok zor.
Geçenlerde 25 ve 26 dönem İstanbul Milletvekili Ali Özcan: “Vakit geç değil, ön seçim sandığını kurun, belediye başkan adaylarını da meclis üyelerine de üyeler seçsin’’ dedi ama kimsenin duyacağını sanmam. Ön seçim için verilen sözler kongre salonunda kaldı.
Değişimin nerede olduğunu sorgulayan Özcan’a benzer bir ironik yaklaşım da Eren Erdem’den geldi. Tekirdağ için ilan edilen Belediye Başkan adayı Candan Yüceer için: ”24, 25, 26, ve 27. dönem Tekirdağ milletvekilimiz; 34, 35, 36 ve 37. dönem Parti Meclisi üyemiz (parti yöneticimiz) Sayın Candan Yüceer'in Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi başkan adaylığını tebrik ederim. Partimizdeki değişimin siyasetimize kazandırdığı 'bu yepyeni yüzler' sayesinde değişim, Tekirdağ'dan tüm ülkeye yayılacak, partimiz CHP tarih yazacak"
Bir benzer tepki de CHP üyelerinin çok iyi tanıdığı Barış Yarkadaş’dan geldi: “Benim oturduğum Kadıköy’de 20 bin CHP üyesi var. Bu 20 bin CHP üyesi mi Kadıköy’ü kimin yöneteceğine karar verecek, CHP içindeki 20 kişi mi? Yani diyorlar ki 20 bin kişi doğru kararı veremez ama 20 kişi verir. Ekrem Bey niye ön seçim istemedi? Çünkü ön seçim olsaydı Türkiye’nin değişik yerlerinde İzmir’de, Ankara’da, Mersin’de, Antalya’da istemedikleri kişiler Belediye Başkanı olacaktı.”
Değişim böyle olunca kimseye söyleyecek söz kalmıyor.
Son günlerde seçimlerle ilgili dikkatimi çeken bir başka olay da Antalya’da gerçekleşti.
Antalya Belediye Başkanı Sayın Böcek DEM Parti’nin salon isteğine yanıt vermeyince; DEM Parti Eş Başkanı Sayın Tuncay Bakırhan’dan hiçte yenilip yutulmayacak bir yanıt geldi: “Oyumuzu alacaksın, oyumuzla saltanat kuracaksın. Ama Kürtler salon talep ettiği zaman vermeyeceksin… Biz asla bir faşiste, ırkçıya, salon vermeyene oy vermeyiz. Bizi yok sayan, AKP ve MHP gibi yaklaşan insanlara ne oy ne de işbirliği yapacağımızı buradan ilan ediyorum.”
Böcek’e bir tepki de Sırrı Sakık dan geldi. “Geçen yıl İsviçre’de kaybettiğim yengemi Antalya’da defnetmek istediğimizde mezar yeri bile vermemişti o M. Böcek. Size oy moy yok!”
CHP yetkililerinin kendilerine faşist ve ırkçılığı yakıştıran Bakırhan’a hiç tepki göstermeyip Genel Merkez ziyaretlerinde ayaklarına Kırmızı Halı serdiklerine göre DEM Parti CHP’nin bu sıkışmışlığını son zerresine dek kullanacak. Belediye kadroları DEM Parti’ce mi doldurulur, Meclis Üyelikleri mi hediye edilir, yoksa batıda bazı ilçeler mi? Gizli açık nasıl tavizler verilecek kısa zamanda belli olur. CHP üyeleri de bu duruma ne kadar ve nasıl katlanır? Göreceğiz…