Dün yaşadığım semtte bir caminin minaresi yıkıldı. Fakat bu minare aylar önce bilemedin bir yıl önce depreme dayanıksız olduğu için yıkılmış sonra tekrar yapılmıştı.
Duyar duymaz aklıma sosyal medya üzerinden çokça paylaşım yapılan bir video geldi.
Videoda bir hoca, “Müslüman’ım diyenlerin yapmaması gerekli hileyi, sahtekârlığı ne yazık ki Müslümanlar da yapıyor…” serzenişinde bulunmuştu.
Tabi konuşmadan hoşnut olan bazı din düşmanları içerisinde İslam düşmanlığı olduğu için paylaştığı bu videoyu çok iyi biliyoruz, hatta bazıları Ahmet hocanın o videosunu her izlediğinde paylaştı, tekrar tekrar izledi, izlettirdi, hoşuna gitti. Çünkü Müslümanları aşağılamak gayesi, onların içerisinde bir hastalık oluşturmuştu fark edemediler.
Ama bazıları da “İbret alan olur mu?” diye paylaştı, çünkü haklılık derecesi aşikârdı.
Bir işin içinde yamuk olursa o işi “Ben Müslüman’ım” diyen yapamaz, yapmamalıydı.
Çünkü Müslüman, Allah'tan çokça çekinen, onun rızasına uygun bir hayat sürmeyi kendisine şiar edinmeye çalışan biri olmalıdır.
Ne demişti Ahmet hoca;
"Eğer işin içinde yamukluk varsa bunu Müslüman yapmıştır. Hasan yapmıştır Hasan. Eğer iş dört dörtlük yapılmışsa bunu da Hans yapmıştır. Ne acı değil mi? Sahtekârlığın en kralını ben Müslüman’ım diyenler yapıyor ”demişti.
Beni bilen bilir Müslümanları aşağılamam gibi bir durum asla söz konusu değildir, ama doğru olandan ibret almak gerekir.
Depreme dayanıksız diye yıkılan minare rüzgârda yıkılırsa burada bir sorun var demektir.
“Ama garantili zaten yıkılırsa tekrar yapacaklar” dersek ayıp etmiş oluruz demektir.
Sahi rüzgârda minare nasıl yıkılır?
Ya oradan geçen birinin üzerine düşseydi?
Ya namaz saati cami cemaatinden insanların üzerine düşseydi?
Ya cami avlusunda çocuklar olsaydı, onlara bir zarar gelseydi?
Sosyal medyada "Müslümanlar yapmış yıkılması normal" diyen İslam ile Müslümanlar ile alay etmekten zevk alan insancıkların ağızlarına niye sakız ettiniz biz Müslümanları?
Bizim aslında en büyük tesellimiz çok şükür bir can kaybı olmadan anlatılması oldu. Bazıları olayın vahamet derecesini görmeyip "Garantisi var tekrar para verilmeyecek" diye olayı yatıştırmak isterse bakın şimdiden söyleyelim; Çandarlı halkı o minareyi rızkından ayırıp gerekirse parası ile de yaptıracak bir yüreğe sahip. Yani garantisinin olması umurlarında bile olmaz. Bizi rencide eden sadece üzücü tarafı olmuştur.
Görmeyenler için tekrar edeyim, üzücü olan depreme dayanıksız denilip yıkılma kararı alınan minare tekrar yapılıyor, sonra rüzgâra dayanamayıp kendiliğinden yıkılıyor!