"Bize kavuşma ümidi taşımayanlar, dünya hayatıyla yetinip onunla mutlu ve huzurlu olanlar, delillerimize aldırış etmeyenler var ya, hak ettikleri için onların yeri ateştir." (Yunus 7-8)
Kur'an-ı kerim'de insanı anlatan ayetlere baktığımızda insanı karakterleri ve davranışları üzerinden bir değerlendirdiğini görmekteyiz. Burada bahsi geçen ayetlerin tefsirine baktığımızda, davranış bozukluğu olan ve yanlış karaktere sahip kişilerin içsel duygu durumlarının ortaya çıkardığı yanlış davranışlara ve bu yanlış davranışlarının sonuçlarının ne olduğuna dikkat çekilmektedir.
Allah'a kavuşma ümidini kaybetmiş olmaktan maksat ahirete inanmamak olduğu tefsirlerde söylenmektedir. İnsanı hayata bağlayan şeylerden birisi de ahiret motivasyonudur. Ahiret motivasyonunu kaybedenler huzuru bulamazlar. Böyle insanlar huzuru bulmak için içinde bulundukları dünya hayatıyla yetinmeye, dünyada cenneti yaşamaya çalışırlar.
Bu insanlar dünya hayatını anlamlı buldukları için değil, ahirete inanmadıkları için ve dünyadan başka çareleri olmadıkları için dünya hayatında huzuru ve mutluluğu arıyorlar. Çünkü insan huzuru bulmadan, anlamlı bir hayat yaşamadan var olamaz. Ahireti, dini ve Tanrı’yı devre dışı bıraktıkları için varoluşlarını anlamlı kılacak tek bir şey kalıyor, o da dünya hayatıdır. Bundan dolayı ahiretin inkârı dünyada cenneti yaşama cinnetine sebep oluyor.
Böyle bir karaktere sahip insanların motivasyon kaynakları dünya ve içindeki lezzetler oluyor. Böyleleri Allah'la olan bağlılıklarını askıya aldıkları için dünya lezzetlerine bağımlı hale gelirler. Çünkü nefsin üst katmandaki (nefsi raziye) bağı kesilince insan nefsin alt katmanlarına (nefsi emmareye) doğru yolculuk yapar. İnsan kendisinden üst bir varlığın otoritesine (Allah'a) direndikçe bu yolculuk nefsin esaretine, dünyevi lezzetlerin bağımlılığına, dünyada cenneti yaşama cinnetine insanı düşürür.
Bu duruma düşen birey ve toplum her geçen gün nefsi lezzetlerin bağımlısı olur, bağımlı insanlar arzularını tatmin etmek için her şeyi mübah görürler. Paranın bağımlısı olanlar paraya ulaşacak her yolu mübah görür, karşı cinse bağımlı olan ona ulaşmaya çalışır, madde bağımlısı olan ona ulaşacak her yolu mübah görür. Öne çıkma, lider olma, iktidar olma, güç sahibi olma bağımlısı olanlar ona ulaşacak her yolu mübah görür. Kısacası listeyi arzuların sayısınca çoğaltabiliriz.
İşte böyle bir bireyin ve toplumun karakteri bozulmuş olur, yanlış davranışları doğru kabul edilir. İnsanlar arzularına göre hizipleşir, esaretlerinin miktarına göre bunalıma girer. Kurtuluş yolunu ise, arzularını tatmin etmekten geçtiğini zannederler. Bu kısır döngü ölünceye kadar devam eder, çünkü onlar ayetin ifadesiyle ortaya konan delillerden yüz çevirdiler ve onlar bu hal ile öldükleri için varacakları yer de ateş olacaktır. Rabbim böyle bir hâl üzere ölmekten bizleri muhafaza eylesin, bizlerden razı olacağı bir yaşantı üzerine ölmeyi nasip etsin. Amin…
Mücahit Güler