Aydın Benli
Köşe Yazarı
Aydın Benli
 

AK PARTİYE KURULMUŞ GİZLİ TUZAKLAR

       Ulaşılmaz olmak, Çözüm üretmemekten, sorun çözmemekten ve dahi hizmeti halkla buluşturmamaktan daha tehlikelidir. Psikolojik şiddetin en tehlikesi susmak ve ulaşılmaz olmaktır.         Günümüz teknoloji çağında bir tuşla insanlar küresel dünyanın gereği istedikleri kişi ve kurumlara anında ulaşarak sorunlarını ve meramlarını kolaylıkla anlatmaktadır. Yeni Türkiye düzeninde Hükümetimiz bilişim ve bilgi konusunda bütün imkanlarını sınırsızca vatandaşına sunmuştur. Vatandaş uğradığı haksızlık karşısında yada diğer sıkıntılar neticesi hasıl olduğunda CİMER;e iki satır yazı yazarak, siyasetçi ve bürokratlara anında ulaşarak Devletin gücünü anında hissetmektedir. Devlette hizmet esastır ve bu hizmeti idari ve mülki amirler sağlar.      Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde hizmet gitmeyen köy, kasaba kalmadı. Duble yollardan tutunda, hava alanlarına, hastanelerden tutun hükümet binalarına kadar saymakla bitmeyecek hizmetler verildi ve verilmeye devam ediyor.     ‘’Biz bu halka efendi olmaya gelmedik, hizmetkâr olmaya geldik’’ diyen hizmet aşığı Cumhurbaşkanımızın uykusuz çalışmalarını baltalamaya çalışan bürokrat ve siyasiler var!.        Tehlike burada başlıyor; Beş gün önce Konya ilimizin Kulu ilçesinin Kaymakamlık makamının özel kalemini telefon ile arayarak, sayın kaymakama bir konu hakkında bilgi vermek içim telefon ile görüşme talebim olduğunu ilettim, telefonun ucundaki kibar bayan benim kişisel bilgilerimi aldı ve mülkü amirine iletip uygun görmesi halinde geri dönüş yapacağını bildirdi. Aradan bir iki gün geçmesine rağmen ilgili makamdan tarafıma dönüş yapılmadı. Normalde makamlarda ilk sordukları kim olduğunuz ve ne için görüşme talep ettiğinizdir, çünkü talebin ya da müracaatın aciliyeti var ise konu dinlenir çözüm için girişimde bulunur diye biliyorum, yanlış biliyor olabilirim. İki gün sonra makamı tekrar arayıp özel kalemde ki hanım efendiye görüşme talebimi yeniledim, kaymakam beyin bir vatandaş ile görüşmesi olduğunu sonrasında uygun olursa görüştüreceğini söyledi. Aradan bir hafta geçmesine rağmen makamdan geri dönüş olmadı ve ne için aradığımı bile soran olmadı. Kendimi tanıtırken Yazar kimliğimi, siyaset bilimci kimliğimi, gazeteci kimliğimi hepsini söyledim lakin aklıma gelen soru şu oldu bu makamlara ben gazeteci, yazar ve siyaset bilimci olarak ulaşamazken, bu makamlardan hizmet bekleyen halk nasıl ulaşacak?... Sonrasında sayın İçişleri bakanımıza anında ulaştım bilgi notu gönderdim, içişleri bakan yardımcımıza ulaşıp bilgi notu verdim, sağlık bakanımızın memleketi olması münasebetiyle sayın bakana anında ulaşıp bilgi notu verdim. Kulu Ak parti ilçe başkanına anında cep telefonunda ulaşıp konuyu iletim. Üst düzel bakanlarımıza anında ulaşıp sorunlarımızı meramlarımız anlata biliyorken, elli bin nüfuslu bir ilçe mülkü amirine ulaşamamak Ak partiye oy kaybettirir. İşler çok yoğun ola bilir, toplantılar hiç bitmeye bilir fakat geri dönüş kesinlikle yapılır ve konu sorulur diye biliyorum, yanlış biliyor olabilirim!      Kurum ve kuruluşların ilçe temsilciliklerinin çoğu sabit telefonlarını arayın, ilgiliye ve dahi santrale bile ulaşılamıyor. Çoğu millet vekili vatandaşa randevu vermiyor telefonlara çıkmıyor. Halk en üst düzey siyasilere anında ulaşırken bir memura ulaşamıyor.      Cumhurbaşkanlığı bünyesinde bir ekip kurulsa ve bütün kurum, kuruluş ve siyasetçilerin telefonlarını belirli zamanlar içerisinde farklı numaradan arayıp ulaşıla bilirlik, çözüm ve hizmet sağlama konusunda denetleme yapsa daha iyi olmaz mı?      27 Temmuz da Ankara Batıkent Mesa ptt işletmesine yanımda bir arkadaşımla kitap göndermek için gittim, numaratörden sıramı aldım ptt kargo gönderi fişimi doldurup sıramı beklemeye başladım, sıra bana gelince nezaket kuralları çerçevesinde merhaba deyip elimdeki kitapları ve kargo fişini uzattım. Görevli hanım efendi benden önceki bir müşteriye sinirlenmiş olacak ki, beni baştan ayağı süzdü, spor kıyafet olduğu için önyargıyla sinirli bakışları devam etti. Eline aldığı kitapların bütün sayfalarını baştan aşağı defalarca kontrol etti. Bende tepki olarak ‘’hayırdır ne yapıyorsunuz, bu benim özel eşyam, göz ucuyla baktınız tamam ama neden kitabı yırtacak gibi sayfalarını çeviriyorsunuz deyince bana bağırmaya ve azarlamaya başladı ve göndermiyorum deyip, kitapları elime tutuşturdu, Yetkilinizle görüşmek istiyorum’’ deyince cevaben ‘’ zaten her kez müdürü soruyor deyip’’ eliyle yan taraftaki şefini gösterdi. Şefine gittiğimde bizim konuşmalarımızı duyduğu için oda beni başından savmak istedi lakin ben ırar edince oda kitapları aldı ve kontrol etti, gönderilmesine mâni olacak bir şey yok deyip tekrar gişe işlemlerine yönlendirdi ve kitapları aynı bayan alıp işlem yaptı.      ‘’Zaten herkes her tartışmada müdürü soruyor’’ dediğinde bütün gerçekler ortaya çıkıyor, çünkü bu düşüncede ki memurlar insanların kılık ve kıyafetine göre muamele yaptığını ortaya koyuyor. Kitabımı yırtarcasına karıştırması, bana bağırıp azarlaması, işlemimi yapmayıp oradan kovması o memurun bir kabahati değil de, O’nu işe alan Hükümetin kabahati gibi vatandaşta algı oluşturuyor. Bu arada hanım efendi kitabın sayfalarını güvenlik amaçlı kontrol etmesi işi gereği lakin yırtarcasına defalarca tekrar tekrar kontrol etmesi o vatandaşı tahrik etme isteği, sorun yok iken sorun çıkarma ve algı oluşturması gereği.      Siyasi görüşü farklı okul müdürlerinin kendi görüşündeki öğretmenlere ek ders ve fazla mesai verip, diğerlerine vermemesi. Bu okul müdürü hiç derse girmediği halde ek ders parası alması, mesaisine sadece iki saat gidip ya da hiç mesaiye gitmediği halde tam maaş alması ve fikir daşlarının bu konuyu kapatmaları gibi haksızlıklar çözüme ulaşmadığında algı mekanizması işliyor. Bu konular gibi hizmeti aksatan birçok çalışan var bunların ivedi ayıklanması lazım diye düşünüyorum.       İlgili makamların seçime yaklaşırken bu tip hizmet odaklı kurumlarda metal yorgunluğuna ve kötü algı operasyonlarına karşı ivedi önlem alması gerekli diye düşünüyorum…        Seçime sayılı günler kala algı operasyonları tekrar hortladı, hükümetin bu konuda adım atması halkın menfaati gereğidir. Bu haftaki köşemde amacım kişi ya da kurumları kötülemek değil, o kurumların temsilcilerinin Ak partiye oy kaybettirdiklerini anlatmak istememdir. Kişiler kurumları bağlamaz. Allah’a ısmarladık, hoşça kalın… Bir dost!                                                    Aydın Benli                                  Siyaset Bilimci. Araştırmacı Yazar
Ekleme Tarihi: 28 Temmuz 2022 - Perşembe

AK PARTİYE KURULMUŞ GİZLİ TUZAKLAR

       Ulaşılmaz olmak, Çözüm üretmemekten, sorun çözmemekten ve dahi hizmeti halkla buluşturmamaktan daha tehlikelidir. Psikolojik şiddetin en tehlikesi susmak ve ulaşılmaz olmaktır.

        Günümüz teknoloji çağında bir tuşla insanlar küresel dünyanın gereği istedikleri kişi ve kurumlara anında ulaşarak sorunlarını ve meramlarını kolaylıkla anlatmaktadır. Yeni Türkiye düzeninde Hükümetimiz bilişim ve bilgi konusunda bütün imkanlarını sınırsızca vatandaşına sunmuştur. Vatandaş uğradığı haksızlık karşısında yada diğer sıkıntılar neticesi hasıl olduğunda CİMER;e iki satır yazı yazarak, siyasetçi ve bürokratlara anında ulaşarak Devletin gücünü anında hissetmektedir. Devlette hizmet esastır ve bu hizmeti idari ve mülki amirler sağlar.

     Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde hizmet gitmeyen köy, kasaba kalmadı. Duble yollardan tutunda, hava alanlarına, hastanelerden tutun hükümet binalarına kadar saymakla bitmeyecek hizmetler verildi ve verilmeye devam ediyor.

    ‘’Biz bu halka efendi olmaya gelmedik, hizmetkâr olmaya geldik’’ diyen hizmet aşığı Cumhurbaşkanımızın uykusuz çalışmalarını baltalamaya çalışan bürokrat ve siyasiler var!.

 

     Tehlike burada başlıyor; Beş gün önce Konya ilimizin Kulu ilçesinin Kaymakamlık makamının özel kalemini telefon ile arayarak, sayın kaymakama bir konu hakkında bilgi vermek içim telefon ile görüşme talebim olduğunu ilettim, telefonun ucundaki kibar bayan benim kişisel bilgilerimi aldı ve mülkü amirine iletip uygun görmesi halinde geri dönüş yapacağını bildirdi. Aradan bir iki gün geçmesine rağmen ilgili makamdan tarafıma dönüş yapılmadı. Normalde makamlarda ilk sordukları kim olduğunuz ve ne için görüşme talep ettiğinizdir, çünkü talebin ya da müracaatın aciliyeti var ise konu dinlenir çözüm için girişimde bulunur diye biliyorum, yanlış biliyor olabilirim. İki gün sonra makamı tekrar arayıp özel kalemde ki hanım efendiye görüşme talebimi yeniledim, kaymakam beyin bir vatandaş ile görüşmesi olduğunu sonrasında uygun olursa görüştüreceğini söyledi. Aradan bir hafta geçmesine rağmen makamdan geri dönüş olmadı ve ne için aradığımı bile soran olmadı. Kendimi tanıtırken Yazar kimliğimi, siyaset bilimci kimliğimi, gazeteci kimliğimi hepsini söyledim lakin aklıma gelen soru şu oldu bu makamlara ben gazeteci, yazar ve siyaset bilimci olarak ulaşamazken, bu makamlardan hizmet bekleyen halk nasıl ulaşacak?... Sonrasında sayın İçişleri bakanımıza anında ulaştım bilgi notu gönderdim, içişleri bakan yardımcımıza ulaşıp bilgi notu verdim, sağlık bakanımızın memleketi olması münasebetiyle sayın bakana anında ulaşıp bilgi notu verdim. Kulu Ak parti ilçe başkanına anında cep telefonunda ulaşıp konuyu iletim. Üst düzel bakanlarımıza anında ulaşıp sorunlarımızı meramlarımız anlata biliyorken, elli bin nüfuslu bir ilçe mülkü amirine ulaşamamak Ak partiye oy kaybettirir. İşler çok yoğun ola bilir, toplantılar hiç bitmeye bilir fakat geri dönüş kesinlikle yapılır ve konu sorulur diye biliyorum, yanlış biliyor olabilirim!

     Kurum ve kuruluşların ilçe temsilciliklerinin çoğu sabit telefonlarını arayın, ilgiliye ve dahi santrale bile ulaşılamıyor. Çoğu millet vekili vatandaşa randevu vermiyor telefonlara çıkmıyor. Halk en üst düzey siyasilere anında ulaşırken bir memura ulaşamıyor.

     Cumhurbaşkanlığı bünyesinde bir ekip kurulsa ve bütün kurum, kuruluş ve siyasetçilerin telefonlarını belirli zamanlar içerisinde farklı numaradan arayıp ulaşıla bilirlik, çözüm ve hizmet sağlama konusunda denetleme yapsa daha iyi olmaz mı?

     27 Temmuz da Ankara Batıkent Mesa ptt işletmesine yanımda bir arkadaşımla kitap göndermek için gittim, numaratörden sıramı aldım ptt kargo gönderi fişimi doldurup sıramı beklemeye başladım, sıra bana gelince nezaket kuralları çerçevesinde merhaba deyip elimdeki kitapları ve kargo fişini uzattım. Görevli hanım efendi benden önceki bir müşteriye sinirlenmiş olacak ki, beni baştan ayağı süzdü, spor kıyafet olduğu için önyargıyla sinirli bakışları devam etti. Eline aldığı kitapların bütün sayfalarını baştan aşağı defalarca kontrol etti. Bende tepki olarak ‘’hayırdır ne yapıyorsunuz, bu benim özel eşyam, göz ucuyla baktınız tamam ama neden kitabı yırtacak gibi sayfalarını çeviriyorsunuz deyince bana bağırmaya ve azarlamaya başladı ve göndermiyorum deyip, kitapları elime tutuşturdu, Yetkilinizle görüşmek istiyorum’’ deyince cevaben ‘’ zaten her kez müdürü soruyor deyip’’ eliyle yan taraftaki şefini gösterdi. Şefine gittiğimde bizim konuşmalarımızı duyduğu için oda beni başından savmak istedi lakin ben ırar edince oda kitapları aldı ve kontrol etti, gönderilmesine mâni olacak bir şey yok deyip tekrar gişe işlemlerine yönlendirdi ve kitapları aynı bayan alıp işlem yaptı.

     ‘’Zaten herkes her tartışmada müdürü soruyor’’ dediğinde bütün gerçekler ortaya çıkıyor, çünkü bu düşüncede ki memurlar insanların kılık ve kıyafetine göre muamele yaptığını ortaya koyuyor. Kitabımı yırtarcasına karıştırması, bana bağırıp azarlaması, işlemimi yapmayıp oradan kovması o memurun bir kabahati değil de, O’nu işe alan Hükümetin kabahati gibi vatandaşta algı oluşturuyor. Bu arada hanım efendi kitabın sayfalarını güvenlik amaçlı kontrol etmesi işi gereği lakin yırtarcasına defalarca tekrar tekrar kontrol etmesi o vatandaşı tahrik etme isteği, sorun yok iken sorun çıkarma ve algı oluşturması gereği.

     Siyasi görüşü farklı okul müdürlerinin kendi görüşündeki öğretmenlere ek ders ve fazla mesai verip, diğerlerine vermemesi. Bu okul müdürü hiç derse girmediği halde ek ders parası alması, mesaisine sadece iki saat gidip ya da hiç mesaiye gitmediği halde tam maaş alması ve fikir daşlarının bu konuyu kapatmaları gibi haksızlıklar çözüme ulaşmadığında algı mekanizması işliyor. Bu konular gibi hizmeti aksatan birçok çalışan var bunların ivedi ayıklanması lazım diye düşünüyorum.

      İlgili makamların seçime yaklaşırken bu tip hizmet odaklı kurumlarda metal yorgunluğuna ve kötü algı operasyonlarına karşı ivedi önlem alması gerekli diye düşünüyorum…

       Seçime sayılı günler kala algı operasyonları tekrar hortladı, hükümetin bu konuda adım atması halkın menfaati gereğidir. Bu haftaki köşemde amacım kişi ya da kurumları kötülemek değil, o kurumların temsilcilerinin Ak partiye oy kaybettirdiklerini anlatmak istememdir. Kişiler kurumları bağlamaz. Allah’a ısmarladık, hoşça kalın… Bir dost!

 

                                                 Aydın Benli

                                 Siyaset Bilimci. Araştırmacı Yazar

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.