En güzel sözlerin sahibinin adıyla..   Gene bir şubat ayındayız. Yarın öyle bir gün ki tüm manevi değerleri ayaklar altına alırcasına imanın, dinin ötelenip; olmazsa olmaz haline gelen bir günü yaşayacak dünya. Bu düzene hizmet eden bir çok iş yerleri ‘Biz ekmeğimizin peşindeyiz’ deseler de evet, kurulmuş bir düzen var istesek de istemesek de o çarkta biz de dönüyoruz.. Öyle esnaflar biliyorum ki ne yılbaşında ne de sevgililer gününde asla bir özel bir hazırlık yapmaz ‘Ben Müslümanım bunun malzemesi de olmam’ diyen yürekler az da değil.    Asıl acı olan ne biliyor musunuz? Dindar görünümlü kızlarımızın toplumun ve gayri dini birçok ‘şeyleri’ hayat- memat ölçüsünde önemsiyor olmaları. Kız arkadaşı veya erkek arkadaşından alacağı hediyenin hayalini kuran gençlerin bu günleri, hayatlarının bir parçası haline getirmiş olmaları.     Sevgililer günü adı altında güya romantik bir gün geçirmenin hayalini kuran o kadar genç var ki. Üzülmemek elde değil.    Abdullah b. Ömer'den (ra)rivayet edildiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kim kendini bir kavme benzetirse, o da onlardandır."     Şimdinin gençlerine örnek olsun diye anmak istediğim biri var. 28 Şubat sürecinde idamla yargılanan ve hapse girdiğinde on altı yaşında, çıktığında yirmi beş yaşında olan genç bir Müslüman…O davası için vatanı için gözünü kırpmadan 15 Temmuz akşamı Çengelköy’ de darbeci vatan hainler tarafından şehit edilen Halil Kantarcı…Bana göre 28 Şubat’ta yaşadığı tüm sıkıntıların mükafatıydı şehadeti.. O eşinin sevgilisiydi, üç çocuğunun babası…     Bir dönem dindar ve başörtülü kadınlar ötekileştirildi, hor görüldü birçok sıkıntılar çektiler. Müslüman’lar şimdilerde Avrupa’da aynı muameleye maruz kalmaya başladılar. Dindar olmak her zaman şerre korku verir. Ama kendilerine benzemiş bir Müslümandan asla korkmazlar.   Günümüz gençlerine ve insanlarına baktığımızda tüm derdimiz dünya ve dünyalık zevkler haline gelmiş gibi. Allah’ın hükmü kalkmış haram ve helal birbirine karışmış. Bizi biz yapan değerlerimize geleneğimize dönmek zorundayız…    Atalarımıza bir vefa borcumuz var…Çok uzağa gitmeye gerek yok 15 Temmuz’u hepimiz yaşadık. Tüm şehitlerimize vefa borcumuz var..   Bu borcu başörtüleriyle şarkılı danslı videolarla ödeyemeyeceğimizin farkına varalım. Örtü ilk başta ruhu örter ve ruhu güzelleştirir manevi dinamiklerimizi hayata geçirelim. Bizi dinden, imandan, ahlâktan yoksun bırakmak isteyenlerin farkına varalım. Ülkemiz üzerine oynanan tüm oyunların farkına varıyoruz da niçin ailenin, gençlerin, çocukların üzerine oynanan oyunların farkına varamıyoruz. Farkına varıyoruz bir şeyler yapmıyoruz. Her şeyden önce onlara sahip çıkmak gerekir.    Bir patates soğan için çıkardığımız seslerimizi Müslüman insanımızın ahlâkı inancı, ayaklar altına alınıyorsa gelin bozalım bu oyunları ve özümüze dönelim.   Bakmayın bu kadar ümitsiz konuştuğuma ben her şerde binler hayır olduğuna inan insanım. Kimi zaman gördüklerim beni korkutsa da ümit varım efendim…   Aşka boyanmış şehadetin mübarek olsun Halil Kantarcı…!  Selametle…