Babam…
Ramazan’da bir ve beraberdik, üzüldük; ama bayramı senin yanında ve yine hep beraber biraz buruk geçirdik.
Olsun, sen yanımızda idin öyle değil mi? Sen olunca yanımızda, ne önemi vardı sıkıntıların. Sen, evimizin ışığı idin, soframızın da bereketi. Hastalığının ağır zamanlarıydı, yatıyor; fakat her şeyi biliyor ve gene düzeni sağlıyordun. Bu zamanlarda sana “Baba, Ramazan’da beraber idik, inşaallah Kurban Bayramında da beraber olalım, gene soframızda ol” dediğimde
“Evlât! Zannedersem bu bayramı bensiz geçireceksiniz, ben...
öyle zannediyorum ki, bayramı annem, babam ve kardeşlerim ile yapacağım” demiştin. Evet, tıpkı dediğin gibi oldu. Sen dâvete icabet ettin ve azıklarınla O, en sevgilinin yanına gittin. Bugün senin bayramın…
Ya bizim?
Acıyı canı acıyan bilir. Canı hiç acımamış olan birine “Acıyı tarif et” deseniz eminim anlatamayacaktır. Oysa aynı tarifi canı yanan ya da yanmış olan birine sorsanız tariflerin en güzelini yapar. Öyle değil mi? İşte o acıyı yüreğinin değil vücudunun bütün zerrelerinde hisseden insan en güzel bir şekilde anlatır.
Yine bayram geldi…
O geldi de sen gelmedin…
Bayramlar sevinçleriyle gelirmiş,
bilirdim sen gitmeden önce.
Öğrendim, hüznüyle de gelirmiş, buruklukla da karşılanırmış..
Günler yine bayram oldu, sen yoksun.
İçimde bayramın burukluğu var.
Herkes sevinip mutlu olurken, benim, bir köşede herkesten kaçıp bağırırcasına ağlayasım var…
Artık bir köşelerde yâda arabamda ağlamıyorum! Yüreğimden geldiği gibi kimseden kaçmadan, utanmadan, sıkılmadan kimseden kaçmadan ağlıyor ve ağlıyorum…
Bayram günü namaz için ne kadar telâşlanırdın…
Daha akşamdan bayramlıklar hazırlanırdı. Bayram bizim için tam bayramdı. Taaa çocukluğumuzdan itibaren hep öyle oldu. Öyle değil.mi babaaa?
Emin ol ki, yine öyle kalacak hep heyecanla mutlulukla bayramı bekleyecek ve seninle camiye gideceğiz. Sen hep camide gene sütunların bir yanında oturacak ve huşu içinde namazını kılacaksın.
Babaaa; bir kez daha yan yana, omuz omuza namaz kılabilir miyiz? Heyhat! Ben gene aynı yerde, senin camiye huşu içinde tertemiz bayramlıkların ile gireceğini hayal edeceğim.
Tıpkı şairin:
“Şimdi yine bayram namazı kılınıyor, herkes camide…
Gözlerim ara sıra kapıya takılıyor, kaç bayram oldu gelmedin, biliyorum gelmeyeceksin; ama bir umut…
Sanki girecekmişsin yine o tertemiz halinle kapıdan, sanki ‘Ah oğlum!’ deyip bağrına basacaksın” dediği gibi..
Benimki sadece hayal baba…
Hayal; ama yine güzel ve ben o güzel hayalinle bu bayram mutlu olmak istiyorum.
Bugün mezarının yanında idim. Annemin, abimin, eşimin ve torunlarının selâmlarını getirdim. ‘Yasin’imi okudum, gözyaşlarımla sana duâ ettim.
Her an karşıma geçmeni ve “HOŞGELDİN UNCU” demeni arzu ettim. Çok şey istediğimi biliyorum; lâkin sen .....
Son güne kadar sana eşlik edecek, duâlarınla seni bekleyen sevenlerinin yanında idin.
Senin hâlâ küçük oğlunum ben.
Senden bayram hediyesi ya da harçlık istemiyorum, ben yine bayramları seninle yaşamak istiyorum…
Şairin dediği gibi
Özlemle hasretle bakıyorum babaları yanında olanlara…
Gülerdi yüzüm eskiden bayramlarda.
Şimdiyse…
Ağlıyorum gözlerimden yağmur boşanırcasına…
Sensiz bayramlar gibi bu bayramda dert oldu içime…
Gel, gel de bayramlar bayram olsun yine…
Elini öpemesem de sarılamasak da birbirimize, sen gelemesen de..
Bu gün bayram..
Bayram ya
BAYRAMIN MÜBAREK OLSUN BABAM!
Selam ve dua ile
Bülent ERTEKİN
Anasayfa
Yazarlar
Bülent Ertekin
Yazı Detayı
Bu yazı 1268+ kez okundu.
BAYRAMIN MÜBAREK OLSUN BABAAA
Babam…
Ramazan’da bir ve beraberdik, üzüldük; ama bayramı senin yanında ve yine hep beraber biraz buruk geçirdik.
Olsun, sen yanımızda idin öyle değil mi? Sen olunca yanımızda, ne önemi vardı sıkıntıların. Sen, evimizin ışığı idin, soframızın da bereketi. Hastalığının ağır zamanlarıydı, yatıyor; fakat her şeyi biliyor ve gene düzeni sağlıyordun. Bu zamanlarda sana “Baba, Ramazan’da beraber idik, inşaallah Kurban Bayramında da beraber olalım, gene soframızda ol” dediğimde
“Evlât! Zannedersem bu bayramı bensiz geçireceksiniz, ben...
öyle zannediyorum ki, bayramı annem, babam ve kardeşlerim ile yapacağım” demiştin. Evet, tıpkı dediğin gibi oldu. Sen dâvete icabet ettin ve azıklarınla O, en sevgilinin yanına gittin. Bugün senin bayramın…
Ya bizim?
Acıyı canı acıyan bilir. Canı hiç acımamış olan birine “Acıyı tarif et” deseniz eminim anlatamayacaktır. Oysa aynı tarifi canı yanan ya da yanmış olan birine sorsanız tariflerin en güzelini yapar. Öyle değil mi? İşte o acıyı yüreğinin değil vücudunun bütün zerrelerinde hisseden insan en güzel bir şekilde anlatır.
Yine bayram geldi…
O geldi de sen gelmedin…
Bayramlar sevinçleriyle gelirmiş,
bilirdim sen gitmeden önce.
Öğrendim, hüznüyle de gelirmiş, buruklukla da karşılanırmış..
Günler yine bayram oldu, sen yoksun.
İçimde bayramın burukluğu var.
Herkes sevinip mutlu olurken, benim, bir köşede herkesten kaçıp bağırırcasına ağlayasım var…
Artık bir köşelerde yâda arabamda ağlamıyorum! Yüreğimden geldiği gibi kimseden kaçmadan, utanmadan, sıkılmadan kimseden kaçmadan ağlıyor ve ağlıyorum…
Bayram günü namaz için ne kadar telâşlanırdın…
Daha akşamdan bayramlıklar hazırlanırdı. Bayram bizim için tam bayramdı. Taaa çocukluğumuzdan itibaren hep öyle oldu. Öyle değil.mi babaaa?
Emin ol ki, yine öyle kalacak hep heyecanla mutlulukla bayramı bekleyecek ve seninle camiye gideceğiz. Sen hep camide gene sütunların bir yanında oturacak ve huşu içinde namazını kılacaksın.
Babaaa; bir kez daha yan yana, omuz omuza namaz kılabilir miyiz? Heyhat! Ben gene aynı yerde, senin camiye huşu içinde tertemiz bayramlıkların ile gireceğini hayal edeceğim.
Tıpkı şairin:
“Şimdi yine bayram namazı kılınıyor, herkes camide…
Gözlerim ara sıra kapıya takılıyor, kaç bayram oldu gelmedin, biliyorum gelmeyeceksin; ama bir umut…
Sanki girecekmişsin yine o tertemiz halinle kapıdan, sanki ‘Ah oğlum!’ deyip bağrına basacaksın” dediği gibi..
Benimki sadece hayal baba…
Hayal; ama yine güzel ve ben o güzel hayalinle bu bayram mutlu olmak istiyorum.
Bugün mezarının yanında idim. Annemin, abimin, eşimin ve torunlarının selâmlarını getirdim. ‘Yasin’imi okudum, gözyaşlarımla sana duâ ettim.
Her an karşıma geçmeni ve “HOŞGELDİN UNCU” demeni arzu ettim. Çok şey istediğimi biliyorum; lâkin sen .....
Son güne kadar sana eşlik edecek, duâlarınla seni bekleyen sevenlerinin yanında idin.
Senin hâlâ küçük oğlunum ben.
Senden bayram hediyesi ya da harçlık istemiyorum, ben yine bayramları seninle yaşamak istiyorum…
Şairin dediği gibi
Özlemle hasretle bakıyorum babaları yanında olanlara…
Gülerdi yüzüm eskiden bayramlarda.
Şimdiyse…
Ağlıyorum gözlerimden yağmur boşanırcasına…
Sensiz bayramlar gibi bu bayramda dert oldu içime…
Gel, gel de bayramlar bayram olsun yine…
Elini öpemesem de sarılamasak da birbirimize, sen gelemesen de..
Bu gün bayram..
Bayram ya
BAYRAMIN MÜBAREK OLSUN BABAM!
Selam ve dua ile
Bülent ERTEKİN
Ekleme
Tarihi: 14 Haziran 2018 - Perşembe
BAYRAMIN MÜBAREK OLSUN BABAAA
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.