Eskiden şeker bayramı diye bir garabet mevcut idi. Tabi bu zihniyet değişmedi fakat tutmadığı için artık kimse kullanmıyor.
Bu bir nebze organ nakline benzemekte idi, bünye kabul etmedi. Tabi onlara da hak vermek gerekiyor, dini bir bayram olan Ramazan’la ilgili hiçbir yaşam belirtisi olmayınca da buna bir kulp takmak kaçınılmazdı. Hepten inkâr etmek de olmayacağına göre vicdanları rahatlatacak bir formül bu şekilde bulunmuş oldu.
Bayramlar ev ziyaret ve ikramlarının zirve yaptığı günler olarak kutlanmaktadır. Bu esnada ortaya çıkan ve benim önemsediğin bazı hususları dile getirmek istiyorum.
Bazı şeyleri bölmek ve parçalamak makul olarak karşılanırken duruma göre bunun tersi pek hoş karşılanmaz.
Toplu olarak yemek yenilen ortamlarda ya da bayram gibi ev gezmesi ve ziyaretlerde ikram kaçınılmazdır.
Bu tür ortamlarda konjonktüre uygun olarak geleneksel misafirperverlik gösterisi olarak tatlı ikram edilir. Ağızları tatlandırmak, tatlı yiyip tatlı konuşmak için bu tür servisler adeta birer araçtır. Bu ikram ve tatlıların baş tacı ise baklavadır.
Diğer tüm tatlılar bir yana baklava; şanı, şöhreti ile her daim zirvede olmuştur. Kullanılan malzeme, katkıları, külfeti ile çok özel ve bize has bir tatlıdır.
Bunun yanında baklava yemenin de bir usulü ve adabı vardır. Bunu bir süt tatlısı gibi yiyemezsiniz, bir dilim baklava; tadıyla, ceviziyle, şerbetiyle, şurubuyla ve de kırk kat yufkası ile bir bütündür. Bu bütünlüğü bozmak hem adaba aykırıdır hem de baklavaya haksızlıktır.
Baklava çatal ve bıçakla yenilen bir tatlı değildir. Bir dilim baklava elle tutulur, bütün olarak tabanı üst damağınıza gelecek şekilde ağzınıza yerleştirip o şekilde aheste aheste yemeniz gerekir.
Çıtırtısını, kokusunu ve tadını hissetmelisiniz. Damak tadı olarak nitelendirdiğimiz mesele bunu gerektirir, asıl mevzu bu tadı damakta hissedebilmektir. Çoğu zaman bu hassasiyetimden dolayı baklava yiyen insanları gözlemlediğim zaman bu özel tatlıya yapılan işkenceden dolayı ıstırap duymuşumdur.
O güzelim dilimi bölmeye çalışanlar, parçalayanlar, baklavayı katlarına ayıranlar, şerbetini azaltmak için üzerine bastıranlar daha neler neler... O baklava dile gelse; bu yapılan eziyetin senfoni orkestranın Bayburtlulara yaptığı eziyetten daha beter olduğunu haykıracaktır. Bundan böyle baklava yerken daha dikkatli olmaya özen göstererek baklavanın hakkını verelim.
Sonuç olarak; bir dilim baklava yüz ölçümü ve çevresi ile bir bütündür asla bölünemez bir tattır.
Bu vesile ile tüm İslam âleminin Ramazan bayramını tebrik ediyorum.
Esenlik dileklerimle,
Erol Aydın