Bülent Ertekin
Köşe Yazarı
Bülent Ertekin
 

BİZ SENDEN RAZIYIZ REİS!!! RABBİM DE SENDEN RAZI OLSUN...

SON DAKİKA; MUHSİN YAZICIOĞLU'NUN HELİKOPTERİ DÜŞTÜ.  SON DAKİKA : MUHSİN YAZICIOĞLU VE ARKADAŞLARI YAŞIYOR. SON DAKİKA : ARAMA KURTARMA ÇALIŞMALARI HÂLÂ DEVAM EDİYOR. SON DAKİKA: KAZA YERİNE HÂLÂ ULAŞILAMADI. SON DAKİKA: MUHSİN YAZICIOĞLU VE ARKADAŞLARINI KAYBETTİK. Tam tamına 9 sene önce bu ülke, yiğit değil yiğit üstü kahraman bir evladını kaybetti. Tüm Türkiye ayakta kaza mahallinden ve yetkililerden gelecek güzel bir haberi     MUHSİN YAZICIOĞLU ve arkadaşları.  YAŞIYOR  haberini bekliyorduk. Sadece biz mi? Hayır!!! Zira bu ülkenin sağcısı da, solcusu da, Türkü'de, Kürdü'de; Alevisi ve Sünni'side rahmetli Yazıcıoğlu'nu severdi. 12 Eylül darbesi ile 7.5 yıl askeri hapishanede türlü işkencelere maruz kalan, cezaevinden çıktıktan sonra vatanına davacı olmayacak kadar, VATANINI SEVEN, MANGAL YÜREKLİ, VATAN AŞIĞI bir yiğitti O. O tarihlerde gördüğü işkenceleri Takvim gazetesinden Emin Pazarcı'nın "12 Eylül zindanları" yazı dizisinde okuyunca gayri ihtiyari  ŞEREFSİZLER!!! MERHAMETSİZLER!!! ZALİMLER!!! ADİLER!!!  İMANSIZLAR!!! ve daha bir çok bedduaları okudum. 12 Eylül Darbesi yapılmış işkenceler ve işkenceciler  gemi iyice azıya almıştı. İşkencelerde uygulanan metotlar artık çığırından çıkmıştı. Öylesine iğrençlikler sergileniyordu ki, dayanılır gibi değildi. Mamak Askeri Cezaevi'nin C-5 adı verilen bölümünde sergilenenler, kelimenin tam anlamı ile insanlık dışıydı. Dayaktan etkilenene dayak atılıyordu.  Erkeklik organından elektrik verilmesinden rahatsız olanlara defalarca elektrik veriliyordu. Bazıları Filistin Askısı'na asılıyordu. Bazıları da çırılçıplak soyulduğunda çözülüyordu. Utanma duygusu yüzünden morali bozulduğu tespit edilenler, bütün sorgu boyunca çıplak tutuluyordu. Bütün bunlar, C-5'te yaşanan olağan olaylardı. Orada çok daha iğrenç ve kelimenin tam anlamı ile insanlık dışı metotlardı. C-5'teki işkencelerden nasibini alan ve daha sonra kafese konulanlardan biri de Ülkü Ocakları Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'ydu. İhtilalin ardından uzun süre kaçak olarak yaşayan Yacıcıoğlu, yakalanır yakalanmaz C-5'e götürüldü. Günlerce son derece ağır işkenceye tabi tutuldu. Daha C-5'in kapısına geldiğinde, dört bir yandan tekme ve yumruklar yağmaya başladı. Burada başı duvara çarptı ve akan kan boynundan aşağı doğru süzüldü. Küfürler ve hakaretler arasında koridorlardan geçirildi. İşkenceciler hiç vakit kaybetmeden Yazıcıoğlu'nu bir tahta platformun üzerine yatırdılar. Hemen ayakkabısını çıkarıp, başparmağından elektrik vermeye başladılar: - Türkmen Onur nerede? - Bize Mehmet Sakarya ve Ramiz Ongun'un yerini söyle... Bu işlem işi yaramayınca, işkenceciler O'nu soymaya başladılar. Tam pantolonu çıkarılıyordu ki, Yazıcıoğlu bağırmaya başladı: - Yapmayın, bunu yapmayın... ............. O gün o işkenceler bitti diyen varsa bitmedi. Aradan yıllar geçti. Derenin altından çok sular aktı. C-5 koğuşunda Filistin askısına alınarak mahrem yerlerine elektrik verilerek işkence üstüne işkence yapılan fakir bir ailenin çocuğu, ayağı soğuk kuyu lastikli çift Halit’in oğlu MUHSİN YAZICIOĞLU bugün aramızda yok. Tıpkı şiirinde dediği  gibi sonsuzluğun sahibine, RABBI'ne gene kârlar üstünde, gene  üşüyerek kavuştu. Biliyoruz ki, ülken için çok güzel işler yaptın. Biliyoruz ki,  KÜFFARA,  HAİNLERE  İŞBİRLİKÇİLERE hiç bir zaman fırsat vermedin. DİK ADAM GİBİ YİĞİT GİBİ  DİMDİK durdun. Bugün Şehitlerin makamında bizleri seyrediyorsun. Mutlu ve huzurlu ol. Geride bıraktıkların ile  DAVAM  DAVAM DAVAM dediğin o  KUTSAL DEĞERLER  bugün  EMİN ELLERDE BİZ SENDEN RAZIYIZ REİS RABBİM'DE SENDEN RAZI OLSUN. İNŞAALLAH SELÂM VE DUA İLE  BÜLENT ERTEKİN 
Ekleme Tarihi: 24 Mart 2018 - Cumartesi

BİZ SENDEN RAZIYIZ REİS!!! RABBİM DE SENDEN RAZI OLSUN...

SON DAKİKA; MUHSİN YAZICIOĞLU'NUN HELİKOPTERİ DÜŞTÜ. 
SON DAKİKA : MUHSİN YAZICIOĞLU VE ARKADAŞLARI YAŞIYOR.
SON DAKİKA : ARAMA KURTARMA ÇALIŞMALARI HÂLÂ DEVAM EDİYOR.
SON DAKİKA: KAZA YERİNE HÂLÂ ULAŞILAMADI.
SON DAKİKA: MUHSİN YAZICIOĞLU VE ARKADAŞLARINI KAYBETTİK.

Tam tamına 9 sene önce bu ülke, yiğit değil yiğit üstü kahraman bir evladını kaybetti.
Tüm Türkiye ayakta kaza mahallinden ve yetkililerden gelecek güzel bir haberi 

   MUHSİN YAZICIOĞLU ve arkadaşları.  YAŞIYOR 

haberini bekliyorduk. Sadece biz mi? Hayır!!! Zira bu ülkenin sağcısı da, solcusu da, Türkü'de, Kürdü'de; Alevisi ve Sünni'side rahmetli Yazıcıoğlu'nu severdi.
12 Eylül darbesi ile 7.5 yıl askeri hapishanede türlü işkencelere maruz kalan, cezaevinden çıktıktan sonra vatanına davacı olmayacak kadar,
VATANINI SEVEN,
MANGAL YÜREKLİ,
VATAN AŞIĞI bir yiğitti O.
O tarihlerde gördüğü işkenceleri Takvim gazetesinden Emin Pazarcı'nın "12 Eylül zindanları" yazı dizisinde okuyunca gayri ihtiyari 
ŞEREFSİZLER!!!
MERHAMETSİZLER!!!
ZALİMLER!!!
ADİLER!!! 
İMANSIZLAR!!! ve daha bir çok bedduaları okudum.

12 Eylül Darbesi yapılmış işkenceler ve işkenceciler  gemi iyice azıya almıştı. İşkencelerde uygulanan metotlar artık çığırından çıkmıştı. Öylesine iğrençlikler sergileniyordu ki, dayanılır gibi değildi.

Mamak Askeri Cezaevi'nin C-5 adı verilen bölümünde sergilenenler, kelimenin tam anlamı ile insanlık dışıydı.

Dayaktan etkilenene dayak atılıyordu.  Erkeklik organından elektrik verilmesinden rahatsız olanlara defalarca elektrik veriliyordu. Bazıları Filistin Askısı'na asılıyordu. Bazıları da çırılçıplak soyulduğunda çözülüyordu. Utanma duygusu yüzünden morali bozulduğu tespit edilenler, bütün sorgu boyunca çıplak tutuluyordu.

Bütün bunlar, C-5'te yaşanan olağan olaylardı. Orada çok daha iğrenç ve kelimenin tam anlamı ile insanlık dışı metotlardı.

C-5'teki işkencelerden nasibini alan ve daha sonra kafese konulanlardan biri de Ülkü Ocakları Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'ydu.

İhtilalin ardından uzun süre kaçak olarak yaşayan Yacıcıoğlu, yakalanır yakalanmaz C-5'e götürüldü. Günlerce son derece ağır işkenceye tabi tutuldu.

Daha C-5'in kapısına geldiğinde, dört bir yandan tekme ve yumruklar yağmaya başladı.

Burada başı duvara çarptı ve akan kan boynundan aşağı doğru süzüldü. Küfürler ve hakaretler arasında koridorlardan geçirildi.

İşkenceciler hiç vakit kaybetmeden Yazıcıoğlu'nu bir tahta platformun üzerine yatırdılar. Hemen ayakkabısını çıkarıp, başparmağından elektrik vermeye başladılar:

- Türkmen Onur nerede?
- Bize Mehmet Sakarya ve Ramiz Ongun'un yerini söyle...

Bu işlem işi yaramayınca, işkenceciler O'nu soymaya başladılar. Tam pantolonu çıkarılıyordu ki, Yazıcıoğlu bağırmaya başladı:

- Yapmayın, bunu yapmayın...
.............

O gün o işkenceler bitti diyen varsa bitmedi. Aradan yıllar geçti. Derenin altından çok sular aktı. C-5 koğuşunda Filistin askısına alınarak mahrem yerlerine elektrik verilerek işkence üstüne işkence yapılan fakir bir ailenin çocuğu, ayağı soğuk kuyu lastikli çift Halit’in oğlu MUHSİN YAZICIOĞLU bugün aramızda yok. Tıpkı şiirinde dediği  gibi sonsuzluğun sahibine, RABBI'ne gene kârlar üstünde, gene  üşüyerek kavuştu.

Biliyoruz ki, ülken için çok güzel işler yaptın.
Biliyoruz ki, 
KÜFFARA, 
HAİNLERE 
İŞBİRLİKÇİLERE
hiç bir zaman fırsat vermedin.
DİK
ADAM GİBİ
YİĞİT GİBİ 
DİMDİK durdun.
Bugün Şehitlerin makamında bizleri seyrediyorsun.
Mutlu ve huzurlu ol.
Geride bıraktıkların ile 
DAVAM 
DAVAM
DAVAM dediğin o 
KUTSAL DEĞERLER 
bugün 
EMİN ELLERDE

BİZ SENDEN RAZIYIZ REİS

RABBİM'DE SENDEN RAZI OLSUN.
İNŞAALLAH


SELÂM VE DUA İLE 
BÜLENT ERTEKİN 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.