Şarkılar.
Şarkılar
Şarkılar.
Kimi şarkılar vardır ki bizi bizden alır, taaaa geçmişe götürür. Mutluluk ve huzur verir.
Kimisi vardır ki, hüzün, karamsarlık, ümitsizlik kıvamındadır, bizi depresyona sokar çıkmak ister çıkamayız.. Sonrasında labirentin içerinde kaybolursunuz, şayet inancımız ve imanımız var ise BİSMİLLAH der tekrar başa döner ve çıkışı, selameti, huzuru, mutluluğu bulursunuz. Şayet O yoksa vay ki vaaaay. İşte orada o çıkmaza girdi iseniz-ki girenleri görüyoruz- maalesef kendi hayatlarına son vererek imtihanı kaybediyorlar.
Rabbim bizi ve sevdiklerimizi imtihanı kaybedenlerden eylemesin. " Müzik işte yaaaa" deyip geçmeyin. Zira sonu kabir olan bir yola bir uçuruma da götürüyor. Bunun bir çok örneklerine şahit olmadık mı? geçmiş dönemlerde. Bir bakalım mı maziye? Ne dersiniz? İşte size Murat KEKİLİ " Ölürüm " şarkısı çaldığında kendini camdan, yükseklerden atan bir çok genç erkek ve kızımızı hatırlamıyormusunuz?
Bugün günlerden pazar. Kanalları gezerken bir magazin programına rast geldim. Meraklandım.
Program konsepti; spiker bir ses sanatçısı ve manken ile sohbet ediyor. Aşiret reisinin oğlu olduğu anlaşılan Ferman TOPRAK adlı sanatçının bir şarkısı okunuyor. Son günlerinde en hit şarkılarından bir tanesiymiş.Tabii bunu sonradan youtube girince anladım. Tıpkı geçmiş dönemlerdeki gençlerimizi; mutsuzluğa, huzursuzluğa, kesmekeşliğe iten şarkılardan bir tanesine daha şahit oldum. Sanatçı genç beyefendi söylemiş olduğu şarkısında,
.....
Hayatı tesbih yapmışım sallıyormuşum
Adını duydukça ağlıyormuşum
Deli diyorlarmış benim halime
Gelmişine geçmişine sayıyormuşum
Gelmişine geçmişine sayıyormuşum
diye, söylüyorda söylüyordu. Gerçi şarkı mı söylüyor du, yoksa mukaddes değerlere SÖVÜYOR muydu anlayamadım. Gerçi anladım anlamasına da ne diyeyim şimdi!
Hayat nasıl tesbih yapılır?
O tesbih nasıl sallanır hala anlamış, anlayabilmiş değilim.
Peki siz anlayabildiniz mi?
Tüm müminler ve mümineler bilirler ki; İnsan sadece Rabb'ine ibadet etmekle tatmin olabilir.
O ibadetlerin büyük bir kısmı da tekbir ve tesbihlerdir.
Bizim tesbihlerimiz ise;
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM,
SÜBHANALLAH,
ELHAMDÜLİLLAH,
ALLAHU-EKBER,
LAİLAHEİLLALLAH,
dır. Mümin ve müminler ellerine aldıkları tesbihleri volta atmak için bir aksesuar olarak değil
RABBİMİZİN BİZE VERDİĞİ TÜM NİMETLERE BİR ŞÜKÜR İÇİN ÇEKERİZ.
Şarkıcı vatandaşın dediği gibi elimizde hovardaca SALLAMAYIZ.
Bizler tesbihimizi;
huşu içinde,
sükûn içinde,
edeple,
imanla
tefekkür ve
EDEBLE ÇEKERİZ.
Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri
"Meselâ, birtek âyet iken yüz on dört defa tekrar edilen Bismillâhirrahmânirrahîm cümlesi, Risale-i Nur’un On Dördüncü Lem’asında beyan edildiği gibi, Arşı ferş ile bağlayan ve kâinatı ışıklandıran ve her dakika herkes ona muhtaç olan öyle bir hakikattir ki, milyonlar defa tekrar edilse yine ihtiyaç var. Değil yalnız ekmek gibi hergün, belki hava ve ziya gibi her dakika ona ihtiyaç ve iştiyak vardır."
Evet; tesbihimiz elimizde volta atmak için bir araç, bir aksesuar değil aksine ZİKRİMİZİN bir PARÇASI OLMALI ve her tesbih çekişimizde;
beddua,
lanet,
ah,
vah,
eyvah,
yandık,
bittik,
kül olduk vs değil
Her bir tanesini çekerken,
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM,
SÜBHANALLAH,
ELHAMDÜLİLLAH,
ALLAHU-EKBER,
LAİLAHEİLLALLAH,
demeli ve tesbihimizi ibadete ve sevaba döndürmeliyiz.
Selâm ve dua ile
Bülent ERTEKİN
Anasayfa
Yazarlar
Bülent Ertekin
Yazı Detayı
Bu yazı 961+ kez okundu.
BİZİM TESBİHİMİZ BİSMİLLAH, SÜBHANALLAH, ELHAMDÜLİLLAH'TIR.
Şarkılar.
Şarkılar
Şarkılar.
Kimi şarkılar vardır ki bizi bizden alır, taaaa geçmişe götürür. Mutluluk ve huzur verir.
Kimisi vardır ki, hüzün, karamsarlık, ümitsizlik kıvamındadır, bizi depresyona sokar çıkmak ister çıkamayız.. Sonrasında labirentin içerinde kaybolursunuz, şayet inancımız ve imanımız var ise BİSMİLLAH der tekrar başa döner ve çıkışı, selameti, huzuru, mutluluğu bulursunuz. Şayet O yoksa vay ki vaaaay. İşte orada o çıkmaza girdi iseniz-ki girenleri görüyoruz- maalesef kendi hayatlarına son vererek imtihanı kaybediyorlar.
Rabbim bizi ve sevdiklerimizi imtihanı kaybedenlerden eylemesin. " Müzik işte yaaaa" deyip geçmeyin. Zira sonu kabir olan bir yola bir uçuruma da götürüyor. Bunun bir çok örneklerine şahit olmadık mı? geçmiş dönemlerde. Bir bakalım mı maziye? Ne dersiniz? İşte size Murat KEKİLİ " Ölürüm " şarkısı çaldığında kendini camdan, yükseklerden atan bir çok genç erkek ve kızımızı hatırlamıyormusunuz?
Bugün günlerden pazar. Kanalları gezerken bir magazin programına rast geldim. Meraklandım.
Program konsepti; spiker bir ses sanatçısı ve manken ile sohbet ediyor. Aşiret reisinin oğlu olduğu anlaşılan Ferman TOPRAK adlı sanatçının bir şarkısı okunuyor. Son günlerinde en hit şarkılarından bir tanesiymiş.Tabii bunu sonradan youtube girince anladım. Tıpkı geçmiş dönemlerdeki gençlerimizi; mutsuzluğa, huzursuzluğa, kesmekeşliğe iten şarkılardan bir tanesine daha şahit oldum. Sanatçı genç beyefendi söylemiş olduğu şarkısında,
.....
Hayatı tesbih yapmışım sallıyormuşum
Adını duydukça ağlıyormuşum
Deli diyorlarmış benim halime
Gelmişine geçmişine sayıyormuşum
Gelmişine geçmişine sayıyormuşum
diye, söylüyorda söylüyordu. Gerçi şarkı mı söylüyor du, yoksa mukaddes değerlere SÖVÜYOR muydu anlayamadım. Gerçi anladım anlamasına da ne diyeyim şimdi!
Hayat nasıl tesbih yapılır?
O tesbih nasıl sallanır hala anlamış, anlayabilmiş değilim.
Peki siz anlayabildiniz mi?
Tüm müminler ve mümineler bilirler ki; İnsan sadece Rabb'ine ibadet etmekle tatmin olabilir.
O ibadetlerin büyük bir kısmı da tekbir ve tesbihlerdir.
Bizim tesbihlerimiz ise;
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM,
SÜBHANALLAH,
ELHAMDÜLİLLAH,
ALLAHU-EKBER,
LAİLAHEİLLALLAH,
dır. Mümin ve müminler ellerine aldıkları tesbihleri volta atmak için bir aksesuar olarak değil
RABBİMİZİN BİZE VERDİĞİ TÜM NİMETLERE BİR ŞÜKÜR İÇİN ÇEKERİZ.
Şarkıcı vatandaşın dediği gibi elimizde hovardaca SALLAMAYIZ.
Bizler tesbihimizi;
huşu içinde,
sükûn içinde,
edeple,
imanla
tefekkür ve
EDEBLE ÇEKERİZ.
Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri
"Meselâ, birtek âyet iken yüz on dört defa tekrar edilen Bismillâhirrahmânirrahîm cümlesi, Risale-i Nur’un On Dördüncü Lem’asında beyan edildiği gibi, Arşı ferş ile bağlayan ve kâinatı ışıklandıran ve her dakika herkes ona muhtaç olan öyle bir hakikattir ki, milyonlar defa tekrar edilse yine ihtiyaç var. Değil yalnız ekmek gibi hergün, belki hava ve ziya gibi her dakika ona ihtiyaç ve iştiyak vardır."
Evet; tesbihimiz elimizde volta atmak için bir araç, bir aksesuar değil aksine ZİKRİMİZİN bir PARÇASI OLMALI ve her tesbih çekişimizde;
beddua,
lanet,
ah,
vah,
eyvah,
yandık,
bittik,
kül olduk vs değil
Her bir tanesini çekerken,
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM,
SÜBHANALLAH,
ELHAMDÜLİLLAH,
ALLAHU-EKBER,
LAİLAHEİLLALLAH,
demeli ve tesbihimizi ibadete ve sevaba döndürmeliyiz.
Selâm ve dua ile
Bülent ERTEKİN
Ekleme
Tarihi: 21 Kasım 2017 - Salı
BİZİM TESBİHİMİZ BİSMİLLAH, SÜBHANALLAH, ELHAMDÜLİLLAH'TIR.
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.