Bu isim size hiç yabancı gelmeyecek. Şehit Muhammet Fatih SAFİTÜRK. Hem MUHAMMET, Hem FATİH, Hem de SAFİTÜRK.
12 Eylül 1981 ‘de Sakarya ilinin Pamukova ilçesinde doğdu. Şehit olduğunda yaşı 35’di. Yolun yarısı.
Annesinin tabiriyle “Dört dörtlük müslümandı” Şehit makamına ulaşmasa; İlçe Kaymakamı, belki ileride Vali, belki de İçişleri Bakanı ve ilerisi.
İlçede görev yaptığı sırada TRT’nin yapmış olduğu Belgesel de; terör örgütünün yapmış olduğu hendek kazma eyleminde, vatandaşın mağdur olmaması için yapmış oldukları çalışmaları, vatandaşların ve memurların zarar görmemesi için neler yaptığını sıralamıştır. Bu konuşmasında terör örgütünün kutsallara yapmış olduğu saygısızlığa “Cami hopörlerinden şarkı dinletmesine” değinmiştir.
Bu konuşmasında bile çekingen, saf ve iman dolu duruşunu göstermiştir. Evinde yapılan röportajda yavrusu dışarda patlayan bomba için “Balon patlıyor” oyunu zannettiğini söylemişlerdir. Evet, bomba patlıyordu ama oyun değildi. Eşinin okuduğu şiirde “Canım yavrularım” dedikleri yine o bölgenin insanlarıydı. Yavrusunu teslim ettiği bakıcısı yine o bölgenin insanıydı.
Derik ilçesi ki benimde Güneydoğu Anadolu Bölgesi çalışma yıllarımda haftada en az bir kere ziyaret ettiğim şirin bir ilçeydi. Çalıştığım dairede o ilçenin güzel insanları ile teşviki mesaim olmuştu. Salih Aksin abim, Mehmet Ay kardeşim bunlardan bir kaçıydı.
Bu ilçe tarımsal potansiyeli ile de çok önemliydi.
Mikroklima özelliği taşıyan “Zeytin” ağaçları ve kendine has lezzetiyle “Derik Zeytini” hüvviyeti kazanmış, gelişmeye açık, üzüm bağlarıyla görülmeye değer, tanıdığım güzel insanlarıyla farklı ve görülmeye değer bir yerdi.
Kaymakam bey, yaptığı röportajda ilçe için önemli olan zeytinyağını masasına koyarak kısa zamanda bu ilçeyi ne kadar sahiplendiğini göstermekteydi.
O da babasına “Kaymakam olup seni gururlandıracağım” demişti. Görevli olduğu ilçenin tamamen işgal olduğunu, bir hafta sonra yarısının temizlendiğini daha sonra tamamının temizlendiğini belirtmiştir. Beraber görev yaptığı tüm memurlarına “kardeşim” ifadesi kullanmıştı. ,
Ama maalesef belki de kardeşim dediği “bazı insanların” verdiği istihbaratla şehadet makamına ulaşmıştır. Kaymakam olarak geldiği ilçeden beyaz kıyafetlerle “memleketin aziz koynuna” yolculuk etmiştir.
Şimdi soruyorum. İnsan ekmek yediği insana ihanet eder mi? Habil ve Kabil’den gelen bu ihanet biter mi? Bitmez!!!! İnsanın olduğu yerde ihanet BİTMEZ.
Ancak; böyle önemli bir olayın halen tam manasıyla sırrı çözülmemiş, olayın faili olarak belirtilen yazı işleri müdürünün şu an dışarda olduğu bilinmektedir. İçerde olan kişinin olayla ilgisi bulunamamış, Dönemin Emniyet amiri ile ilgili, devam eden mahkeme sonrasında şehidin abisinin söyledikleri tüyleri diken diken etmektedir. Şehidin abisi, üç polis memuru bu olayı dönemin emniyet amiri planlamıştır diye ifadesinin olduğunu söylemiş, hatta belediyenin üç işçisi ile olay sonrası şüpheli bir şekilde şehit kaymakamın odasını boşalttırdığı söylenilmiştir. Hatta yaralı olarak kaldırıldığı hastanede kurtulma imkânı varken, hastanede şehit edildiği söyleniyor. Bu iddialar araştırmalı şehidin kanı yerde kalmamalıdır. Bu iddiaları yapanlar şehit olan kaymakamın ailesi. İnşallah olayın arkasındaki failler ortaya çıkarılır ve olay çözülür.
Bu kaymakam ki; İçtiği çayın parasını bile veren, kullandığı “iki telefondan birini şahsi, birini devlet işleri için” kullanacak kadar da iman sahibiydi.” Ne Mutlu Vatanı İçin Can Verenlere”
Allah mekânını cennet, bizleri de sana komşu eylesin.
AMİN