Çocuklarımız geleceğimizin güvencesi ve teminatı olduğuna göre onların iyi yetişmeleri çok önemlidir. Eğitimlerini; aile, okul ve çevre üçgeninde tamamladıkları bu üçlü sacayağının dengesi başarı için kaçınılmazdır.
Çocuk, gözünü aile içerisinde açtığı için, ebeveynlerin tutum ve davranışları çok önemlidir. Anne ve babanın çocuğa davranışlarının ötesinde kendi aralarındaki diyalog da hayati önem arz etmektedir. Çocuk hal ilmi olarak ifade edilen süreçten iyi ya da kötü yönde etkilenecektir. Çocuğun maddi ihtiyaçlarını gidermenin yeterli olmadığını sanırım herkes kabul edecektir. Bu temel ihtiyaçların ötesinde çocuğun; güven, sevgi ve şefkate ihtiyacı daha büyük önem taşımaktadır. Çocuğun kişilik kazanması, kendisini gerçekleştirmesi ve kabuğunu kırması tamamen ailenin pedagojik bilgisine bağlıdır.
Zorlu yaşam koşulları herkesi azami oranda yormakta ve yıpratmaktadır. Eve yorgun geldiğimizde çocuk bunun bilincinde olmayacaktır. O, gün boyu anne/babasının yolunu gözlediği için ilgi ve oyun beklemektedir. Bu konuda özveride bulunup çocuğun bu ihtiyaçlarını gidermediğimizde onun için yıkım olacaktır. Eğitim adına rol model olmanın dışında mutlaka eleştirilerimizin olması kaçınılmazdır. Eleştirilerin yapıcı olması ve yaralayıcı olmamasına özen gösterilmelidir. Burada en önemli kıstas üslup olmaktadır. Beden dilimiz, mimiklerimiz, ses tonumuz ve bakış açımız eleştirimizin başarısı için çok önemlidir. Burada bir denge kuramadığımız zaman yapılan eleştiri ters tepecek ve bize geriye dönecektir. Bazı uzmanlar çocuğu eleştirmenin yanlış olduğunu söylese de doğruyu eğriden ayırmak adına kıvamında ve ölçüsünde yapıcı eleştirilerin olması kaçınılmazdır. Burada ki anahtar kelime “yapıcı eleştiri” kelimesidir.
Eğitimin ikinci evresinde okul gelmektedir. İyi bir okuldan daha önemlisi iyi bir öğretmene düşmesi çok daha önemlidir. Öğretmenler aynı zamanda birer insan mühendisleri oldukları için geleceği inşa etmektedirler. Kötü olmaları durumunda çocuk ve aile için ömür boyu telafisi mümkün olmayacak yaralar açacaktır.
Eğitimin üçüncü evresinde ise çevre gelmektedir ki bunu; eş, dost, arkadaş ve akrabalardan tutun, oturduğunuz muhite kadar geniş bir çerçevede okumak gerekir. Çocuk, çevrede sosyalleşeceği için onun güzel örneklere muhatap olması çok önemlidir. Kanun ve kuralların ihlal edildiği bir çevrede zihni hep olumsuz algılarla dolacağı için bunu ileride söküp atması pek mümkün olmayacaktır.
Sonuç olarak; çocuk, diğer canlılar içerisinde büyümesi ve yetişmesi en zor olan bir varlıktır. Büyük emek ve maddi/manevi külfeti olan bir süreçten geçmektedir. Günün sonunda hem kendisine hem de topluma faydalı birey olması çok önemlidir. Bunun için tüm kesimlerin el ele vererek sinerji ile başarıya ulaşmaları mümkündür.
Esenlik dileklerimle,