Özellikle Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üye olma çabaları manevi olarak içimizden çok şeyi alıp götürdü. Özellikle Ak Parti iktidarının hedeflediği dindar gençlik söyleminde ise ne kadar yol aldık? Dindar gençlik yetiştirme konusunda gençlerimiz ne kadar bilgilendirildi? Aslında bu soruları çoğaltarak kendi kendimize sorabiliriz.
Ak Parti iktidara geldiği dönemde herkesin özellikle de muhafazakar kesimin dini yönlerden özgürlükçü bir yaşam beklentisi vardı. Başörtüsünün her alanda özgürlüğüne kavuşması Ak Parti açısından paha biçilemez bir adım oldu. Okullarda, devlet dairelerinde, özellikle de mecliste serbest bırakılması bir devrim niteliğindeydi. Bunun yanı sıra İmam-Hatip Liselerinin artması ve diğer liselerde Siyer ve Kur'an-ı Kerim derslerinin ise seçmeli ders olması başlı başına bir devrim niteliğinde idi.
Peki bu hamlelerin olduğu bu dönemde gerçekten dindar bir nesil yetiştirebildik mi? İsterseniz öncelikle bu kadar atılımların olduğu yerde bir de olumsuz örneklere bakalım...
Ak Parti döneminde İmam-Hatip Liselerinin çoğalması, başörtüsünün her alanda serbest olması bir devrim olarak nitelendirebiliriz ancak bunun yanında İslami hassasiyetlerden de ne kadar uzaklaştığımızın da farkına varmamız lazım. Başörtüsünü serbest oldu ama içi boşaldı. Şöyle bir çevrenize bakın belli kesim başörtüsünü sadece aksesuar olarak takıyor. Özellikle de bu dönemde başörtüsünün maneviyatı kayboldu. Her şey sadece başörtüsünden mi ibaretti? Tabi ki hayır... İsterseniz bazı İslami olmayan durumları tek tek sıralayalım...
Domuz etinin kasaplık hayvan eti olarak marketlerde satılması, alkol fabrikalarının çoğalması, kilise evlerin artması, zinanın serbest olması, dövme dükkanların her yerde açılması, dizi ve sinemanın ahlaksız görüntüleri, lgbt gibi ahlaki kavramdan uzak derneklerin serbest bırakılması İslami hassasiyetlerden uzak olunan bazı gerçeklerden sadece bir kaç tanesi...
Birde bu dönemde imzalanan İstanbul Sözleşmesi var ki aile kavramını ortadan kaldıran feryat figan durumda. Kısacası bu sözleşme bile bile cehenneme bilet almaya benzer.
Bu kadar olumsuzlukların içerisinde gerçekten dindar bir gençlik yetiştirebildik mi? Sigara içme yaşının ilkokul seviyelerine kadar düşmesi, gençler arasından alkol ve uyuşturucunun yaygınlaşması ahlak erozyonuna birer örnek değil midir? Sokakta ki gençleri görüyorsunuz bütün vücutları dövmeli. Kızlarımız erkek, erkeklerimiz ise kızlar gibi giyiniyor artık.
Özellikle son dönemlerde Deizmin artması kalbinde az da olsa imanı olan gençliği kopup ayırdı bizden...
Şimdi Ak Parti hükumeti dindar gençlik yetiştirelim derken dini dar gençlik yetiştirmiş olmuyor mu? Bu sorunun cevabını ise sizlere bırakıyorum.
Selam ve dua ile...