DUYGUSAL DURUMDA ALINMIŞ BİR KARAR.
Başarılısınız...
Görev titrini fevkalade yerine getiriyorsunuz...
İnisiyatif alıyor...
Kararları ivedi bir biçimde sahaya yansıtıyorsunuz.
Ekip ile mükemmel diyalog halindesiniz...
Vatandaş ile sürekli sıcak temastasınız...
Asık bir surat yok. Ahmet amcayı gördüğünde elini öpmeye çalışan saygı timsali bir adam var..
Depremde kendi canını kaybetmişcesine duygulu ve ağlayan iki göz...
Vatandaşın bizzat içinde, bir ve beraber. Tek vücut...
Saatler 21.24 gösterdiğinde bir son dakika haberi.
İçişleri Bakanı Soylu İSTİFA ETTİ.
Bunun bir sebebi olmalı idi. Durup dururken, herşeyin mükemmel olarak gittiğine inandığımız bir durumda böyle olmamalı idi...
Bir değil bir çok sebebi olabilirdi.
Parti içerisinde dönen bizans entrikaları...
Hızla yükselen SOYLU bir adam...
Hakkın ve hakikatın yılmaz savunucusu...
Teröristlerin ve Fetöcülerin KARABASANI...
Sürekli kulağa gelen ağır tenkitler...
Vs...
Vs...
Vs.
İnsanız ve duygusalız.
Ne kadar da başarılı olsak da bir müddet sonra gardınız düşüyor...
Yoruluyor...
Duygusallaşıyoruz...
"Yeter artık, bayrağı başka bir kardeşimize verme vakti geldi" diye düşünüyoruz.
İçimize kapanıyoruz...
En çok sevdikleriniz ile olan irtibatınızı dahi kesiyoruz.
İstişare yok...
Meşveret yok...
Akıl alacak hiç bir cana "Müsaitsen bir dertleşelim" diyecek modunuz dahi yok.
Bu durumu çok iyi bilirim. Zira aynı durumu ben de yaşadım.
Hatalımı?
Evet.
Hatalı
Zira...
.......
Bir şirket değil bir devletin en üst yönetici kademesindesiniz. Sorumluluklarınız en üst seviyede. İstifaya gelince.
Bana göre gerek özel sektördeki mesleki terbiye, gerekse devlet hiyerarşik düzenine göre HATALI ve YANLIŞTI. Zira İSTİFA olayını öncelikli olarak medya ve bu anı KAPIDA CİĞER, KASAPTAN KEMİK BEKLEYEN KÖPEKLER veya MANKURTLAR ile paylaşmamalı idi.
Şahsi kanaatim odur ki; buna ve bunlara fırsat verilmemeli idi. Eminim ki bu istifa haberini duyduklarında ERİK DALINI oynayan ŞAPŞİKLER olmuştur. Neyseki kursaklarında kaldı.
Evet, yapılacak olan almış olduğum mesleki terbiyeye göre hükümetin başı, organizasyonun en tepesindekine gidip durumu birebir paylaşmaktı. Yani Başkanına gitmek ve...
Böylelikle bu meselede uhulet ve suhulet ile halledilmiş olurdu. Haberi ilk okuduğumda akıllı bir idareci bu İSTİFA MEKTUBUNU YIRTAR ATAR
demiştim.
Neticede de doğrusu olan buydu. Hak yerini buldu.
Herşey güzel giderken, dere geçilirken AT DEĞİŞTİRİLMEZ idi. Öylede oldu.
Elhamdülillah vatandaşımızda şunu cümle âleme bir kez daha gösterdi ki Yanında olan...
Samimiyetle sarılan...
Elini öpüp hal hatır soran...
Vatan evlatlarını öyle çakallara yedirmiyor. Yedirmeyecek te.
Elhamdülillah.
Selam ve dua ile.
Bülent ERTEKİN