ENKAZIN ALTINDA CANLAR İLE BİRLİKTE İNSANLIK DA KALDI!
İnsan olmak her ırktan, her mezhepten, her dinden daha yücedir bana göre. Hani ırkıyla övünenler, evlatlarıyla övünenler, makamıyla övünenler neredesiniz? En pahalı kıyafetleri giyip en son model arabaya binenler, en pahalı parfümleri sıkanlar neredesiniz? Eyyyy insan neredesin? Hani eşrefi mahluktuk, hani kardeştik. Enkaz altında canlar ile beraber can çekişen insanlığı kurtarmak yerine neden orada bıraktınız? Ben vatansızlarla kardeş değilim!
Kardeş değilim çünkü, Malatya’da 0.5’lik bir suyu 118 TL’ye satan benim kardeşim olamaz. Kerbela’da Hz. Hüseyin’i susuz bırakan Yezit laneti ne ise bu zevatlar benim nazarımda aynıdır. Ben Yezit ile kardeş değildim ki seninle kardeş olayım. Bir Emir Timur gelir Yezit’in kabrini açar ve içine ordusunun tuvalet hacetini yaptırır. 100 TL’lik bir battaniyeyi 450 TL yapan fırsatçı ile ben kardeş değilim. Deprem bölgesine otobüs bilet fiyatlarını üç katı arttıran ile ben kardeş değilim. Depremde mağdur olanların üzerinden prim yapmaya çalışan, onların acısını sosyal medyada şova çeviren telefon ile arayıp alay eden sünepeler ile vallahi ben kardeş değilim. Deprem bölgesini akaryakıtsız bırakanlar inanın kardeşim değilsiniz. Televizyonlarda halkı kandıran ama enkazların altında kardeşlerimizi ölüme terk edenler ‘Allah sizi de …………..’ Elbistan ve Pazarcık’ta üst üste 7.4 gibi büyük deprem olmuş iken yardım etmeyen beceriksizler sizi de bu millet unutmayacak.
En çok zorlanarak yazdığım makalemi yazıyorum, gözyaşlarımı silerek parmaklarım titreyerek yazıyorum, sürçü lisanım olursa affedin. Ağız dolusu sövesim var lakin hu edep diyorum. Malatya’dan bana ulaşan gözleri yaşlı Berna öğretmenim çocukların su diye ağladıklarını ağlayarak anlattı. Suyu bulanlar da 0,5’lik suyu 118 TL’ye aldıklarını anlattı. STK yöneticisi yazar arkadaşım Ahmet Sağlam 100 TL’lik battaniyeyi 450 TL’ye cebinde parası olmasına rağmen alamadığını gözlerinden süzülen yaşlarla anlattı. Adıyaman’a akrabalarını enkazdan çıkarmak için giden Yusuf Akdaş hocamın titreyen sesinden enkaz başında yardım edin diye ağlayan o koca adamı gördüm. Çaresizliği iliklerime kadar yaşadım ve insan olamadığımız için Âdemoğlu olamadığım için ağlayarak vicdanımı rahatlatmaktan başka bir şey elimden gelmedi. Bunlar gibi yüzlercesi var, Kırıkhan, Hatay, Şanlıurfa, Gaziantep, Kilis ve buraların köylerinden dahi hiç bahsetmiyorum. Acımız büyük, üzüntümüz büyük, yüreğim yanarak yazmaya çalışıyorum ne olur maruz görün.
Sağduyulu olalım, devlet yetkilileri krizi yönetiyorlar. Yabancı ülkelerden bizler için yardıma gelen kardeşlerimiz var. Kadın, çocuk, yaşlı demeden tek bilek tek yürek olmuş kardeşlerimiz evlerinde ne varsa enkaz bölgesine gönderiyor. Haluk Levent, Serap Çetin, İnanç Özgen, Ahmet Sağlam, Turan Ekinci, Özlem Gürbüz, Yusuf Akdaş, Canan Koç Şengül, Abbas Turan, Özlem Şaylan Bölükbaşı, Dursun Bayram, Özden Asar Coşar, Berna Nuran Mercan ve diğer isimsiz kahramanlar, Belediyelerimiz, kaymakamlıklarımız cansiperhane yardımları mağdurlara ulaştırıyor. İyi ki varsınız! Enkaz altından sağ çıkan canlarımız için zaman zaman tebessüm edebiliyoruz. Temennimiz köyler ve kasabalardaki enkaz altındaki canlarımızın çıkarılması. Mağdur olan kardeşlerimizin barınma, ısınma, gıda vs. ihtiyaçları giderilip yaralarının bir an evvel sarılmasıdır. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan özel ricamdır, en başta Malatya’da, 118 TL’ye su satan fırsatçı ve diğer fırsatçılardan halk adına hesap sormasıdır. Elbet bu karanlık gecenin bir aydınlık sabahı olacaktır, yüce Allah’ın izni ve yardımıyla bu günleri de atlatacağız. “Kurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmazmış” Unutmayacağız, kardeş kim kalleş kim. Herkes insan doğar lakin insan olamaz. Ey esfeli safilin senide unutmayacağız. Ölen kardeşlerimize yüce Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar yakınlarına ve aziz milletimize sabrı cemiller diliyorum. Sizleri en kudretli ve güçlü olan Allah’a emanet ediyorum, hoşça kalın…
Aydın Benli
Siyaset Bilimci, Araştırmacı Yazar