Dünyadan kimler geldi ve kimler geçti sayısı bilinmez, belki de milyarca insan ise elinde olmayan için çalıştı ve diledi yaratıcıdan. Bazıları dileğinin olması sebebiyle mutlu oldu ve bazıları da dileğinin olmaması nedeniyle üzüldü, ağladı ve kederlendi. Hepsi de nasibinde olmayanı veya sonradan olacak olanı arzu etti, kimi inançlı insanlardı ve kimileri de inançsızdı. Sonuç olarak çoğu insan payına düşecek olanı veya alnına yazılmışı bütün kalbiyle istedi.
Olmayacak olanın peşinden koştu bazıları, olmayınca da hüsran yaşadı ve psikolojik bunalıma girip, hem kendisine, hem ailesine ve hem de çevresine olumsuz duygular yaşattırdı. Halbuki olmayacak olanın ardından ağlamak ne kadar acı bir durum veya olacakmış gibi olup ama sonradan olmayan için ne kadar kederlendi. Belki de zamanı değilmiş, belki de böylesi daha uygunmuş diye kendini tesellim etmeye çalıştı. İllaki olacaktı, İllaki olması gerekiyordu ve olunca da sanki iyi bir şey olacakmış gibi bir düşünce içine girdiler!
Her şeyin olur vakti vardır, bazen çabalasan da olmaz ve bazen de çabalamasan da olmaz çünkü nasip, vaktini beklediği gibi vakitte kudretine inandığımız ve bizi yarattığına inandığımız Allah'ı bekler. Yani anlamamız gereken şu ki her nasip vaktini, vakit ise Yaradanı bekler. Bunu düşününce gönlümüz ferahlar, bazı olan veya olmayanlar için daha rahat oluruz çünkü ısrar etmenin bizim için daha kötü olacağını düşünür, belki de iyi olsa bile sonradan ise iyi sandıklarımızın aslında çok kötü olduğunun farkına varırız.
Bizim sahip olduklarımız, bir ömre sığan kadardır. Ömür bitince veya yaşlanınca her şeyin aslında boş bir çaba olduğunun güzelce farkına varılır. Bunca hırs, bunca dünya için gözü dönmüştür çok fazla çünkü sonu olan bir durum var ortada, sonunda toprağa düşen bir canlı neden bu kadar agresif bir çaba içine girer anlamak zor. Muhakkak dünyada çalışmak lazım çünkü dünyada hayatını devam ettirmek ve namerde muhtaç olmamak için bu elzemdir ama bu değildir ki dünyayı kendine merkez olarak insanların peşinden koşulsun. Koyun değildir insanlar, bir kalbi, bir bedeni ve en önemlisi bir aklı var. Madem bunlar var, bir koyundan farkının olması gerekiyor çünkü bir sürüde koyunun biri dağdan atlarsa hep atlar veya bir iki tanesi etrafında dönerse, hepsi de onları takip eder. Birileri hırs yapıyor ve dünyaya tapıyor diye, diğer insanların onların peşinden gitmesi anlamsızdır.
Az sabırlı olunmalı, hızlı yaşamayı bırakmalı ve biraz da kendine harcamalı bu kısacık ömür denilen dünya hayatını. Emin olun ki bazen mutlu olmak için daha az emek verip, daha az hırs ve çaba gösterilmeli çünkü biz zamandan hızlı değiliz ve vakit hep bizden önde. Nasibin de vakti var, vaktinde olacağı bir karar organı var. Onun içindir ki az sakin kalınmalı, birazcık oluruna bırakmak ve en önemlisi sonsuz yaşamadığımızı bilmek güzel olacaktır. Olanın da olmayanın da nasibi vaktini bekler, vakit ise Yaradanı.