Suriye'de iç savaş çıktığı andan itibaren terör örgütleri Suriye'nin kuzeyinde kendilerine yer edinmeye başladılar. Özellikle Amerika'nın PKK-PYD-YPG terör örgütlerine olan yardımı terör örgütlerini hem şımarttı hem de ellerini güçlendirdi. Amerika'dan aldıkları yardım ile şımaran terör örgütleri artık Türkiye için bir tehdit oluşturmaya başlamıştı. Aslında vahim olan şu ki, düşünebiliyor musunuz, Türkiye Amerika ile hem müttefik hem de Nato'da ortağı olmasına rağmen Amerika Türkiye'ye her alanda saldırmaya ve terör estirmeye çalışan bu terör gruplarına silah ve teçhizat yardımı yapıyor? Diyeceksiniz ki bu nasıl müttefiklik? Amerika bu, yüzünüze güler sırtınızdan vurur. Türkiye her ne olursa olsun kendi sınırlarını ve halkını terörden korumak için uluslararası ve de Amerika ile görüşmelerinde bir adım dahi ileri gidemediğinden artık kendi başının çaresine bakma zamanı gelmişti. Yani zaman Suriye'nin kuzeyine Fırat'ın doğusuna operasyon düzenleme zamanıydı. Aslında Türkiye olarak arzu edinilen ortadoğu coğrafyasından bu terör örgütlerini tamamen silip atmak. İlk aşamada Türkiye'nin istediği terör gruplarının 30 km güneye inmelerini sağlamaktı. Amaç hem Türkiye'yi terörden uzak tutmak hemde oluşturulacak boş alanda Suriye halkına konutlar yaparak yaşam haklarını sağlamak. Maalesef müttefik dediğimiz Amerika'nın bu örgütlerin arkasında durması bütün planları alt üst ediyor. Ve artık Türkiye'nin kendi başının çaresine bakma zamanı gelmişti. Türkiye, Suriye'nin kuzeyine operasyon için düğmeye basmıştı. Batı ve Amerika'nın düşünemediği bir şeyler oluyordu. Çünkü Türk askeri Suriye'de neredeyse destan yazıyordu. Bu destanı gören Avrupa ve Amerika Türkiye'ye karşı yaptırım yapmaya başlamışlardı. Öyle ki Türk askerinin inancının karşısında durmayan Amerika Türkiye ile masaya oturmak için elinden gelen her şeyi kabul etmek zorunda kalıyordu. Amerika başkanı Trump Türkiye'ye bir heyet gönderdi. Bu heyet Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile 5 saate yakındır görüşme yaptılar. Görüşmenin ardından alınan kararlar basın aracılığı ile kamuoyu ile de paylaşılmış oldu. Anlaşma maddelerine bakınca kimi taraflar için Türkiye kazandı kimi taraflar için ise Amerika kazandı. Ancak şunu net ifade edebilirim ki her ne kadar bu görüşmeden Türkiye galip ayrılsa bile Amerika'ya asla güven olmaz. Hem Türkiye'ye müttefikimiz, ortağımız diyeceksin hem de terör örgütlerine yardım yapacaksın. Bu iki yüzlülükten başka hiçbir şey değildir. Bir düşünün Amerika neden bir terör örgütünü ya da terör örgütlerini korumak için bizimle anlaşmaya varmak ister? Bu sorunun cevabını da bir sonra ki yazıda verelim inşallah... Selam ve dua ile...