Ergün DUR
Köşe Yazarı
Ergün DUR
 

İNSANLIK NE YANA DÜŞER BE USTA?

-Yolu neden uzattık baba? -Kasap İrfan var ya şimdi onun dükkânın önünden geçmek olmaz. Borç aldı benden. Epey de oldu belli ki darda. Şimdi kendimizi gösterir gibi yakışık almaz!!! Böyle insanları özledik… Komşusu açken tok yatamayan… Yetimi, öksüzü koruyan gözeten…Teri kurumadan hakkını veren.. Kırmayan, incitirim korkusunu hep içinde taşıyan… Küçüklerini sevip büyüklerini sayan… Evet böyle insanları özledik…  Eflatun"a iki soru sormuşlar: Birincisi; "İnsanoğlunun sizi en çok şaşırtan davranışları nelerdir? Eflatun tek tek sıralamış: "Çocukluktan sıkılırlar ve büyümek için acele ederler.  Ne var ki çocukluklarını özlerler. Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler.  Ama sağlıklarını geri almak için para öderler. Yarından endişe ederken bu günü unuturlar. Dolayısıyla ne bu günü ne de yarını yaşarlar. Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşarlar. Ancak hiç yaşamamış gibi ölürler." Sıra gelmiş ikinci soruya;  "Peki sen ne öneriyorsun?" Bilge yine sıralamış: "Kimseye kendinizi sevdirmeye kalkmayın. Yapılması gereken tek şey sadece kendinizi sevilmeye bırakmaktır. Önemli olan; Hayatta en çok şeye sahip olmak değil, en az şeye ihtiyaç duymaktır. Yani D.H.Lawrence dediği gibi; Hayat 60... Yarısı gece, yarısı gündüz. 10’u çocukluk, 10’u ihtiyarlık, 5 i tahsil, kaldı 5, yaşamak için yarın çok geç. Hiç birşey için "Benimdir" deme... Sadece de ki "Yanımdadır" de... Çünkü ne altın, ne toprak, ne sevgili, ne hayat, ne ölüm, ne huzur, ne de keder, daima seninle kalmaz. TOPRAK VE AYNANIN DERTLEŞMESİ  O yüzdendir ki bir gün toprak, aynaya şöyle der;  - Ey ayna! İmreniyorum sana. Çünkü kim sana baksa, kendini görür; bana bakanlar ise, sadece beni görür. Ayna toprağa şöyle cevap verir:  - Ey kara toprak, ne beyhude bir dert ile dertlenmişsin. Bilmiyor musun ben, bana bakanların bugününü gösteririm. Oysa sen, sana bakanların yarınından haber verirsin. Bu cevap, toprağın beğenisine gitse de, tekrar sorar:  - Belli ki içimi rahatlatmak içindir sözlerin. Söyler misin bana, sana bakanlar, hiç dönüp bakar mı bana?  Ve ayna toprağa acı bir gülümseyişle şunları söyler: - Merak etme. Bana bakacak yüzü kalmayanların gözü, hep sana döner...  Bu hikâyeler gerçekten kendimize getirmiyor mu?  Farkındalık sağlamıyor mu? Hayat hızla geçiyor. Biz Hayatı ciddiye almasak da, hayat işini ciddiye alıyor ve bizi adım adım sona doğru yaklaştırıyor… Yazar Kazancakis bir ihtiyara "Nereye bakıyorsun?" diye sorduğunu da, ihtiyar adam gözlerini akan sudan ayırmadan cevap verir. "Hayatıma oğlum, akıp giden hayatıma!" Hayat ve insan ikilemine girmişken sizinle bir hikaye daha paylaşayım. Çoğumuzun ders çıkaracağı harika bir hikaye…  ÇÖP KAMYONU KANUNU  Kadın taksiye binmiş ve havaalanına gitmek istediğini söylemişti. Sağ şeritte yol alırken siyah bir araba park ettiği yerden aniden yola, önlerine çıktı. Şoförü çarpmamak için sert şekilde frene bastı. Taksi kaydı, ama diğer arabaya çarpmaktan kıl payı farkla kurtuldu. Siyah arabanın sürücüsü camdan başını çıkarıp bağırmaya ve küfretmeye başladı. Taksi şoförü ise gayet sakin ona gülümsedi ve içten bir şekilde el salladı. Kadın bütün bu olanları şokunu yaşarken, taksi şoförünün tavrına daha da şaşırmıştı. Sordu: "Neden böyle davrandınız? Adam neredeyse arabanızı mahvedip ikimizi de hastanelik edecekti." Taksi şoförü gülümsemeye devam ederek: "Çöp Kamyonu Kanunu" dedi. Kadın: "Çöp Kamyonu Kanunu?" diye sordu, anlamamıştı. Şoför açıkladı:"Pek çok insan, çöp kamyonu gibidir. Her tarafta içleri çöp dolu olarak dolaşıyorlar; kızgınlığı, öfkeyi ve hayal kırıklığını biriktiriyorlar. Ancak doldukça çöpleri bırakacak bir yere ihtiyaç duyuyorlar. Bu bazen ben, bazen de siz olabilirsiniz. Kişisel almayın. Sadece gülümseyin, onlar için iyi şeyler temenni edin ve yolunuza devam edin. Onların çöpünü alıp işyerinize, evinize veya sokaktaki diğer insanlara dağıtmayın." Başarılı insanlar, çöp kamyonlarının günlerini mahvetmesine ve ellerine geçirmesine izin vermezler. Hayat sabahları pişmanlıklarla uyanmak için çok kısa,  dolayısıyla size iyi davranan insanları sevin, iyi davranmayanlar için iyi temennilerde bulunun." Hayat "yüzde 10 " onunla ne yaptığınız, "yüzde 90 "onu nasıl alıp karşıladığınızdır...
Ekleme Tarihi: 10 Kasım 2018 - Cumartesi

İNSANLIK NE YANA DÜŞER BE USTA?

-Yolu neden uzattık baba?

-Kasap İrfan var ya şimdi onun dükkânın önünden geçmek olmaz. Borç aldı benden. Epey de oldu belli ki darda. Şimdi kendimizi gösterir gibi yakışık almaz!!!

Böyle insanları özledik… Komşusu açken tok yatamayan… Yetimi, öksüzü koruyan gözeten…Teri kurumadan hakkını veren.. Kırmayan, incitirim korkusunu hep içinde taşıyan… Küçüklerini sevip büyüklerini sayan… Evet böyle insanları özledik…

 Eflatun"a iki soru sormuşlar:

Birincisi; "İnsanoğlunun sizi en çok şaşırtan davranışları nelerdir?

Eflatun tek tek sıralamış: "Çocukluktan sıkılırlar ve büyümek için acele ederler.

 Ne var ki çocukluklarını özlerler. Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler.

 Ama sağlıklarını geri almak için para öderler. Yarından endişe ederken bu günü unuturlar. Dolayısıyla ne bu günü ne de yarını yaşarlar. Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşarlar. Ancak hiç yaşamamış gibi ölürler." Sıra gelmiş ikinci soruya;

 "Peki sen ne öneriyorsun?" Bilge yine sıralamış: "Kimseye kendinizi sevdirmeye kalkmayın. Yapılması gereken tek şey sadece kendinizi sevilmeye bırakmaktır. Önemli olan; Hayatta en çok şeye sahip olmak değil, en az şeye ihtiyaç duymaktır. Yani D.H.Lawrence dediği gibi; Hayat 60... Yarısı gece, yarısı gündüz. 10’u çocukluk, 10’u ihtiyarlık, 5 i tahsil, kaldı 5, yaşamak için yarın çok geç. Hiç birşey için "Benimdir" deme... Sadece de ki "Yanımdadır" de... Çünkü ne altın, ne toprak, ne sevgili, ne hayat, ne ölüm, ne huzur, ne de keder, daima seninle kalmaz.

TOPRAK VE AYNANIN DERTLEŞMESİ

 O yüzdendir ki bir gün toprak, aynaya şöyle der;

 - Ey ayna! İmreniyorum sana. Çünkü kim sana baksa, kendini görür; bana bakanlar ise, sadece beni görür.

Ayna toprağa şöyle cevap verir:

 - Ey kara toprak, ne beyhude bir dert ile dertlenmişsin. Bilmiyor musun ben, bana bakanların bugününü gösteririm. Oysa sen, sana bakanların yarınından haber verirsin.

Bu cevap, toprağın beğenisine gitse de, tekrar sorar:

 - Belli ki içimi rahatlatmak içindir sözlerin. Söyler misin bana, sana bakanlar, hiç dönüp bakar mı bana?

 Ve ayna toprağa acı bir gülümseyişle şunları söyler:

- Merak etme. Bana bakacak yüzü kalmayanların gözü, hep sana döner...

 Bu hikâyeler gerçekten kendimize getirmiyor mu?  Farkındalık sağlamıyor mu? Hayat hızla geçiyor. Biz Hayatı ciddiye almasak da, hayat işini ciddiye alıyor ve bizi adım adım sona doğru yaklaştırıyor… Yazar Kazancakis bir ihtiyara "Nereye bakıyorsun?" diye sorduğunu da, ihtiyar adam gözlerini akan sudan ayırmadan cevap verir. "Hayatıma oğlum, akıp giden hayatıma!" Hayat ve insan ikilemine girmişken sizinle bir hikaye daha paylaşayım. Çoğumuzun ders çıkaracağı harika bir hikaye…

 ÇÖP KAMYONU KANUNU

 Kadın taksiye binmiş ve havaalanına gitmek istediğini söylemişti. Sağ şeritte yol alırken siyah bir araba park ettiği yerden aniden yola, önlerine çıktı. Şoförü çarpmamak için sert şekilde frene bastı. Taksi kaydı, ama diğer arabaya çarpmaktan kıl payı farkla kurtuldu. Siyah arabanın sürücüsü camdan başını çıkarıp bağırmaya ve küfretmeye başladı. Taksi şoförü ise gayet sakin ona gülümsedi ve içten bir şekilde el salladı. Kadın bütün bu olanları şokunu yaşarken, taksi şoförünün tavrına daha da şaşırmıştı. Sordu: "Neden böyle davrandınız? Adam neredeyse arabanızı mahvedip ikimizi de hastanelik edecekti." Taksi şoförü gülümsemeye devam ederek: "Çöp Kamyonu Kanunu" dedi. Kadın: "Çöp Kamyonu Kanunu?" diye sordu, anlamamıştı. Şoför açıkladı:"Pek çok insan, çöp kamyonu gibidir. Her tarafta içleri çöp dolu olarak dolaşıyorlar; kızgınlığı, öfkeyi ve hayal kırıklığını biriktiriyorlar. Ancak doldukça çöpleri bırakacak bir yere ihtiyaç duyuyorlar. Bu bazen ben, bazen de siz olabilirsiniz. Kişisel almayın. Sadece gülümseyin, onlar için iyi şeyler temenni edin ve yolunuza devam edin. Onların çöpünü alıp işyerinize, evinize veya sokaktaki diğer insanlara dağıtmayın." Başarılı insanlar, çöp kamyonlarının günlerini mahvetmesine ve ellerine geçirmesine izin vermezler. Hayat sabahları pişmanlıklarla uyanmak için çok kısa,  dolayısıyla size iyi davranan insanları sevin, iyi davranmayanlar için iyi temennilerde bulunun." Hayat "yüzde 10 " onunla ne yaptığınız, "yüzde 90 "onu nasıl alıp karşıladığınızdır...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.