İSLAM BİLİM ADAMLARI
Bediüzzaman Said Nursi 31
Yirmi Dördüncü Mektubun Birinci Zeylinde "EY İNSANLAR! Duanız olmazsa ne ehemmiyetiniz var?" Furkan Suresi 77. meâlindeki âyetini, beş nükte ile o kadar ince, anlamlı ve açık şekilde anlatmaktadır ki, insanın dua etmemesi mümkün değildir. Kaynağından okuyunca gerçeği anlatmakta ne kadar sınırlı olduğumu anlarsınız.
“Hem hiç mümkün müdür ki, bütün ehl-i imanın bütün zamanlarda mütemadiyen
(sürekli olarak) kemâl-i hulûs (tam bir içtenlik) ve iştiyak (şiddetli arzu) ve dua ile istedikleri saadet-i ebediye (sonsuz mutluluk) onlara verilmesin ve bütün kâinatın şehadetiyle (şahitliğiyle)
hadsiz (sınırsız) rahmeti bulunan o Kerîm-i Mutlak (lütuf ve cömertliği sınırsız olan Allah), o Rahîm-i Mutlak (sınırsız şefkat ve merhamet sahibi olan Allah), bütün onların o duasını kabul etmesin ve saadet-i ebediye vücut bulmasın (sonsuz mutluluk meydana gelmesin)?” Mektubat 425.
Yirmi Altıncı Mektup Hüccetü'l-Kur'ân ale'ş-Şeytan ve Hizbihî (Şeytan ve onun
taraftarlarına karşı Kur’ân’ın güçlü ve sarsılmaz delili) Şeytanın müthiş bir desisesini (hile ve aldatmalarının),
kat'î bir surette (kesin bir şekilde) reddeden bir bölümdür.
Şeytana ve ey Şeytanın talebelerine
Kur'ân Arş-ı Âzamdan (Allah’ın büyüklük ve yüceliğinin ve herşeyi kuşatan sınırsız egemenliğinin tecelli ettiği yerden) ve İsm-i Âzamdan (Cenâb-ı Hakkın binbir isminden en büyük ve mânâca diğer isimleri kuşatmış olandan) gelmiş bir kelâmullah (Allah’ın kelamı) olduğunu ve Muhammed aleyhissalâtü vesselâmın
(Allah’ın salât ve selâmı onun üzerine olsun) Resulullah (Allah’ın Elçisi) ve bütün resullerin ekmeli (en mükemmeli) ve bütün mahlûkatın efdali (bütün yaratılmışların en faziletlisi ve en üstünü) olduğunu ispat etmektedir. Mutlaka okunması ve istifade edilmesi gerekir.
Yirmi Altıncı Mektup, Üçüncü Mebhasda Milliyetçilikten maksat ne olduğunu Hucurat Suresi 13. Ayeti tefsir edilerek nazara vermektedir:
"Sizi taife taife (grup), millet millet, kabile kabile (topluluk) yaratmışım, tâ birbirinizi tanımalısınız ve birbirinizdeki hayat-ı içtimaiyeye (toplum hayatına) ait münasebetlerinizi (bağlantılarınızı) bilesiniz, birbirinize muavenet (yardım) edesiniz. Yoksa, sizi kabile kabile yaptım ki, yekdiğerinize (bir diğerinize) karşı inkârla yabanî (yabancı) bakasınız, husumet ve adâvet (düşmanık) edesiniz değildir." Mektubat 450.
Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu
20.06.2023