Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu
Köşe Yazarı
Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu
 

İslâm Bilim Adamları

İSLAM BİLİM ADAMLARI    Bediüzzaman Said Nursi 33   Kelam ilmi alimleri ile Kur’ân’ın gerçek metodunun farkları, akla gelebilecek her türlü soruyu cevaplandıracak şekilde Yirmi Altıncı Mektupta anlatılmaktadır. Akla kapı açmak için bir giriş yapılacak olursa:   “Bazı Sözlerde ulema-i ilm-i kelâmın (kelam ilmi alimlerinin) mesleğiyle, Kur'ân'dan alınan minhâc-ı hakikînin (gerçek metodun) farkları hakkında şöyle bir temsil (kıyaslama tarzında benzetme) söylemişiz ki: Meselâ, bir su getirmek için, bazıları küngân (su borusu) ile uzak yerden, dağlar altında kazar, su getirir. Bir kısım da, her yerde kuyu kazar, su çıkarır. Birinci kısım çok zahmetlidir, tıkanır, kesilir. Fakat her yerde kuyuları kazıp su çıkarmaya ehil (maharetli) olanlar, zahmetsiz herbir yerde suyu buldukları gibi, aynen öyle de:   Ulema-i ilm-i kelâm, esbabı (sebepleri), nihayet-i âlemde (dünyanın son bulmasında) teselsül ve devrin (zincirleme devam edip gitme ve dönüp dolaşıp aynı noktaya gelmenin) muhaliyetiyle (imkansızlığıyla) kesip, sonra Vâcibü'l- Vücudun vücudunu (varlığı gerekli olan, var olmak için hiçbir sebebe ihtiyacı bulunmayan Allah’ın varlığını) onunla ispat ediyorlar. Uzun bir yolda gidiliyor. Amma Kur'ân-ı Hakîmin minhâc-ı hakikîsi (her âyet ve sûresinde sayısız hikmet ve faydalar bulunan Kur’ân’ın gerçek yolu) ise, her yerde suyu buluyor, çıkarıyor. Herbir âyeti, birer asâ-yı Mûsâ (Hz. Mûsâ’nın (a.s.) taşa vurunca su çıkaran mu’cizeli deyneği) gibi, nereye vursa âb-ı hayat (hayat suyu) fışkırtıyor.”   "İmanınızı Lâ ilâhe illâllah ile yenileyiniz." hikmetini: İnsanın hem şahsı, hem âlemi (kâinat) her zaman teceddüt ettikleri (yenilendikleri) için, her zaman tecdid-i imana (imanı yenilemesine) muhtaçtır.” diyerek ele alıp çok yönleriyle açık bir şekilde anlatılmaktadır.     Yine Yirmi Altıncı Mektup, Dördüncü Mebhas, İkinci Meselede Muhyiddin-i Arabî, Fahreddin Râzî'ye mektubunda demiş: "Allah'ı bilmek, varlığını bilmenin gayrıdır." Bu ne demektir? Sorusunu Yirmi İkinci Söz ve Otuz İkinci Sözün, İkinci ve Üçüncü Mevkıfında cevap verilmekle beraber burada da çok güzel açıklığa kavuşturulmaktadır.    Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu 02.07.2023
Ekleme Tarihi: 02 Temmuz 2023 - Pazar

İslâm Bilim Adamları

İSLAM BİLİM ADAMLARI 

 

Bediüzzaman Said Nursi 33

 

Kelam ilmi alimleri ile Kur’ân’ın gerçek metodunun farkları, akla gelebilecek her türlü soruyu cevaplandıracak şekilde Yirmi Altıncı Mektupta anlatılmaktadır. Akla kapı açmak için bir giriş yapılacak olursa:

 

“Bazı Sözlerde ulema-i ilm-i kelâmın (kelam ilmi alimlerinin) mesleğiyle, Kur'ân'dan alınan minhâc-ı hakikînin (gerçek metodun) farkları hakkında şöyle bir temsil (kıyaslama tarzında benzetme) söylemişiz ki:

Meselâ, bir su getirmek için, bazıları küngân (su borusu) ile uzak yerden, dağlar altında kazar, su getirir. Bir kısım da, her yerde kuyu kazar, su çıkarır. Birinci kısım çok zahmetlidir, tıkanır, kesilir. Fakat her yerde kuyuları kazıp su çıkarmaya ehil (maharetli) olanlar, zahmetsiz herbir yerde suyu buldukları gibi, aynen öyle de:

 

Ulema-i ilm-i kelâm, esbabı (sebepleri), nihayet-i âlemde (dünyanın son bulmasında) teselsül ve devrin (zincirleme devam edip gitme ve dönüp dolaşıp aynı noktaya gelmenin) muhaliyetiyle (imkansızlığıyla) kesip, sonra Vâcibü'l- Vücudun vücudunu (varlığı gerekli olan, var olmak için hiçbir sebebe ihtiyacı bulunmayan Allah’ın varlığını) onunla ispat ediyorlar. Uzun bir yolda gidiliyor. Amma Kur'ân-ı Hakîmin minhâc-ı hakikîsi (her âyet ve sûresinde sayısız hikmet ve faydalar bulunan Kur’ân’ın gerçek yolu) ise, her yerde suyu buluyor, çıkarıyor. Herbir âyeti, birer asâ-yı Mûsâ (Hz. Mûsâ’nın (a.s.) taşa vurunca su çıkaran mu’cizeli deyneği) gibi, nereye vursa âb-ı hayat (hayat suyu) fışkırtıyor.”

 

"İmanınızı Lâ ilâhe illâllah ile yenileyiniz." hikmetini: İnsanın hem şahsı, hem âlemi (kâinat) her zaman teceddüt ettikleri (yenilendikleri) için, her zaman tecdid-i imana (imanı yenilemesine) muhtaçtır.” diyerek ele alıp çok yönleriyle açık bir şekilde anlatılmaktadır.  

 

Yine Yirmi Altıncı Mektup, Dördüncü Mebhas, İkinci Meselede Muhyiddin-i Arabî, Fahreddin Râzî'ye mektubunda demiş: "Allah'ı bilmek, varlığını bilmenin gayrıdır." Bu ne demektir? Sorusunu Yirmi İkinci Söz ve Otuz İkinci Sözün, İkinci ve Üçüncü Mevkıfında cevap verilmekle beraber burada da çok güzel açıklığa kavuşturulmaktadır.

 

 Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu

02.07.2023

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

18
Kasım
06
Kasım
26
Ekim
15
Ekim
30
Eylül
22
Eylül
14
Eylül
04
Eylül
26
Ağustos
17
Ağustos
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.