Bu yazımızda sigaranın yol açmış olduğu israf üzerinde duracağız. Sigara hem paramız İle satın alıyoruz, hem zamanımızın israf olmasına yol açıyor, hem de vücudumuzu ve sağlığımızı tehdit ediyor.
Sigaranın yol açmış olduğu hayati zararın da şahsa mahsus kalmadığı, aileyi de ilgilendirdiği ve onları da zarara uğrattığını burada dikkate vermek istiyorum.,
Almanya’da Goethe Enstitüsünde 1989 da Murnau’da almanca kursu alıyoruz. Kurs veren bayan öğretmen Heike, bizim tebeşirle yazdığımız tahtayı, kalemle yazarak ders anlatıyordu.
Bayan Heike kalemle bir satır yazıp nefesi kesiliyor, elini kolunu sallayıp, uf puf edip sonra tekrar yazmaya başlıyordu. Onun bu davranışının aşırı sigara içmekten geldiğinin farkına varmıştım.
Bir keresinde yazarken gene uf puf edince dedim ki: Bayan Heike bak öleceksin. Bana baktıktan sonra döndü tahtayı yazmaya, herhalde ikazım çok etki etmiş olması lazım ki, tekrar bana baktı.
Dedi ki;
Kurbanoğlu sen sigaranın benim kadar zararını biliyor musun?
Ben de bilmeyebilirim dedim.
Anlatayım mi dedi.
Ben de: ben sigara içmiyorum ama alatın dedim.
O zaman dinle dedi o sigara yaprağı almanca “tabak” havada bulunan ve başka bitkiler için zararsız olan radyasyonu üzerinde depo ediyor, dedi.
Peki ne oluyor dedim.
Dedi ki; çok basit, biz sigara içerken direk radyasyon alıyoruz. Sonucu ne oluyor anlatayım mi?
Anlatın dedim.
Dediki benim babam akciğer kanserinden öldü. Annem de akciğer kanserinden öldü. Ben de akciğer kanserinden öneceğim.
Ben de gayriihtiyari dedim ki; hayır sen gençsin yazık sen ölme.
Tabi bu anlatımı sadece ben değil 18 ülkeden o kursta bulunan insanlar da dinliyordu.
Sonra dediki hayır ölmeliyim, ölmem lazım.
Herkes hayretler içerisinde, sadece ben değil orada bulunan herkes;
Neden? Niçin ölmek istiyorsun? diye sordular.
Verdiği cevap çok enteresandır.
Dediki benim çocuğumun ve torunumun ne günaha var ki; benim içtiğim sigaradan sakat kalsınlar, ya da benim içtiğim sigara onların ölümüne sebep olsun. Onun için de ölmem lazım. Evet tabii herkes hayretler içersinde kaldı.
Çünkü sigara içene hayatta iken zarar veriyor, dünyayı terk ettikten sonra da , içtiği sigaradan dolayı dünyadaki çocukları ve hatta torunları hasta oluyor ve yaşamında sıkıntılar çekiyorlar.
Türkiye’ye döndüğümde sigaranın vücudumuza açmış olduğu bu zararı bununla ilgilenen bilim adamına söylediğimde, sigaranın 2000’e yakın zararı olduğunu söyleyen Profesör, evet maalesef sigara genlere işliyor ve maalesef çocuğu ve torunu o sigara içen yüzünden sakat kalıyor dedi.
Bakınız şimdi bu sigaranın açmış olduğu hastalıkları tedavi etmek için ülkemizin harcamış olduğu paralar sigaranın gelirlerini kat kat katladığı için, toplu ortamlarda sigara içmek yasak edildi ve sigara içen ikinci sınıf vatandaşı muamelesi görmeye başladı.
Sigara üreten ülkeler de aynı durumda sigaranın meydana getirmiş olduğu hastalıkları tedavi etmek için çok büyük masraflara yol açtığını gördükleri için, ülkelerinde sigara üretimini yasaklayıp bizim gibi geri kalmış ülkelere transfer ettiler.
Dolayısıyla sigara sağlıklı bir topluma yetiştirmeye mani olmakta ve açtığı tedavi masrafları yönüyle de çok büyük bir israfa yol açmaktadır.
Bir sigaranın içilmesi için geçen zamanı beş dakika kabul edersek, bir paket sigaranın içilmesi için geçen zaman 100 dakikadır. Günde 2 paket sigara içen bir insan ise en az 2 saatin üzerinde sigara için zaman israfında bulunmaktadır. O halde günde 24 saatten 2 saat zaman israfında bulunmaktadır.
Bir defa düşünelim. Çoluğundan çocuğundan günde bir saati meşguliyeti esirgerken, 2 saati çocuklarından veya işyerinden çalmaktadır.
Başka bir yönü, sigaranın parasal yönü ile içenin kendi bütçesine vermiş olduğu zarara gelelim. Bir paket sigara 15 lira ise günde üç paket sigara içen 45 TL, yâni bir kilo et parası harcıyor, ya da günde bir paket sigara içen ayda 10 kg et parasını yakarak çöpe atıyor.
Oysa o kazandığı parada çocuğun ve ailesinin de hakkının olduğunu düşündüğümüz zaman, sigaranın maddi olarak ne kadar bir kayba sebep olduğu ortadadır.
Toplumumuza baktığımızda durum içler acısıdır. Toplumumuzun %30’unun sigara içtiğini kabul edersek, ne yazık ki 80 milyon insanın nereden baksanız 15 veya 20 milyonu rahatlıkla sigara içmektedir.
Ortalama 20 milyon paket sigara içildiğini kabul edersek, 20 milyon paket sigara, her sigaranın fiyatı 15 TL ise, toplamda ülkemizin günde 300 milyon TL’si sigara ile yakılıp dumana dönmektedir.
Yılda 100 milyar TL ile kurulan fabrikayı, 1000 kişiyi istihdam eden, 3000 kişininin geçimine sebep olan, bir katma değeri dumana dönüştürerek israf ediyoruz.
Diğer taraftan bu kadar duman, teneffüs ettiğimiz atmosferi kirletiyor. O atmosferde tüy bitmemiş yetimin hakkı var. Başkalarının hakkı olan ve teneffüs etmeye ihtiyacı olan temiz havayı kirleterek, hem kul hakkı yiyor ve hem de temiz havayı kirleterek israf ediyoruz. Bitkiler ve hayvanlar da işin başka bir yönüdür.
Ülke olarak, gelişmiş ülkeler gibi derhal psikolojik, psikiyatrik her ne çare varsa baş vurup, bunun önüne geçmemiz için gayret göstermemiz lazımdır.
Günlük hayatımızda sigara içenleri dışlayarak, sigara içmenin ikinci sınıf insan muamelesine maruz bırakacağı, okullarda, camilerde, toplantı alanlarında, tecrit edilerek, kapalı bölmelere koyulacağı (LPG araçların kapalı parklara alınmadığı gibi), iyi bir eğitim ile verilmelidir.
Aile hayatı ve okul eğitiminde konu anlatılarak, çocuklukta belleklere bunun zararları yerleştirmelidir.
İçenlere vereceği zararları, en azından sigara içenin kapkara, katranlı akciğeri ile sigara içmeyenin ter temiz akciğerini göstererek sigarayı özendirmek yerine sigaradan uzaklaştırmamız gerekir. Konu eğitim ile çözülebilecek bir konu olduğunu artık görmemiz gerekir. 03.11.2018
Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu
Anasayfa
Yazarlar
Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu
Yazı Detayı
Bu yazı 586+ kez okundu.
İSRAF V (Sigaranın yol açtığı israf)
Bu yazımızda sigaranın yol açmış olduğu israf üzerinde duracağız. Sigara hem paramız İle satın alıyoruz, hem zamanımızın israf olmasına yol açıyor, hem de vücudumuzu ve sağlığımızı tehdit ediyor.
Sigaranın yol açmış olduğu hayati zararın da şahsa mahsus kalmadığı, aileyi de ilgilendirdiği ve onları da zarara uğrattığını burada dikkate vermek istiyorum.,
Almanya’da Goethe Enstitüsünde 1989 da Murnau’da almanca kursu alıyoruz. Kurs veren bayan öğretmen Heike, bizim tebeşirle yazdığımız tahtayı, kalemle yazarak ders anlatıyordu.
Bayan Heike kalemle bir satır yazıp nefesi kesiliyor, elini kolunu sallayıp, uf puf edip sonra tekrar yazmaya başlıyordu. Onun bu davranışının aşırı sigara içmekten geldiğinin farkına varmıştım.
Bir keresinde yazarken gene uf puf edince dedim ki: Bayan Heike bak öleceksin. Bana baktıktan sonra döndü tahtayı yazmaya, herhalde ikazım çok etki etmiş olması lazım ki, tekrar bana baktı.
Dedi ki;
Kurbanoğlu sen sigaranın benim kadar zararını biliyor musun?
Ben de bilmeyebilirim dedim.
Anlatayım mi dedi.
Ben de: ben sigara içmiyorum ama alatın dedim.
O zaman dinle dedi o sigara yaprağı almanca “tabak” havada bulunan ve başka bitkiler için zararsız olan radyasyonu üzerinde depo ediyor, dedi.
Peki ne oluyor dedim.
Dedi ki; çok basit, biz sigara içerken direk radyasyon alıyoruz. Sonucu ne oluyor anlatayım mi?
Anlatın dedim.
Dediki benim babam akciğer kanserinden öldü. Annem de akciğer kanserinden öldü. Ben de akciğer kanserinden öneceğim.
Ben de gayriihtiyari dedim ki; hayır sen gençsin yazık sen ölme.
Tabi bu anlatımı sadece ben değil 18 ülkeden o kursta bulunan insanlar da dinliyordu.
Sonra dediki hayır ölmeliyim, ölmem lazım.
Herkes hayretler içerisinde, sadece ben değil orada bulunan herkes;
Neden? Niçin ölmek istiyorsun? diye sordular.
Verdiği cevap çok enteresandır.
Dediki benim çocuğumun ve torunumun ne günaha var ki; benim içtiğim sigaradan sakat kalsınlar, ya da benim içtiğim sigara onların ölümüne sebep olsun. Onun için de ölmem lazım. Evet tabii herkes hayretler içersinde kaldı.
Çünkü sigara içene hayatta iken zarar veriyor, dünyayı terk ettikten sonra da , içtiği sigaradan dolayı dünyadaki çocukları ve hatta torunları hasta oluyor ve yaşamında sıkıntılar çekiyorlar.
Türkiye’ye döndüğümde sigaranın vücudumuza açmış olduğu bu zararı bununla ilgilenen bilim adamına söylediğimde, sigaranın 2000’e yakın zararı olduğunu söyleyen Profesör, evet maalesef sigara genlere işliyor ve maalesef çocuğu ve torunu o sigara içen yüzünden sakat kalıyor dedi.
Bakınız şimdi bu sigaranın açmış olduğu hastalıkları tedavi etmek için ülkemizin harcamış olduğu paralar sigaranın gelirlerini kat kat katladığı için, toplu ortamlarda sigara içmek yasak edildi ve sigara içen ikinci sınıf vatandaşı muamelesi görmeye başladı.
Sigara üreten ülkeler de aynı durumda sigaranın meydana getirmiş olduğu hastalıkları tedavi etmek için çok büyük masraflara yol açtığını gördükleri için, ülkelerinde sigara üretimini yasaklayıp bizim gibi geri kalmış ülkelere transfer ettiler.
Dolayısıyla sigara sağlıklı bir topluma yetiştirmeye mani olmakta ve açtığı tedavi masrafları yönüyle de çok büyük bir israfa yol açmaktadır.
Bir sigaranın içilmesi için geçen zamanı beş dakika kabul edersek, bir paket sigaranın içilmesi için geçen zaman 100 dakikadır. Günde 2 paket sigara içen bir insan ise en az 2 saatin üzerinde sigara için zaman israfında bulunmaktadır. O halde günde 24 saatten 2 saat zaman israfında bulunmaktadır.
Bir defa düşünelim. Çoluğundan çocuğundan günde bir saati meşguliyeti esirgerken, 2 saati çocuklarından veya işyerinden çalmaktadır.
Başka bir yönü, sigaranın parasal yönü ile içenin kendi bütçesine vermiş olduğu zarara gelelim. Bir paket sigara 15 lira ise günde üç paket sigara içen 45 TL, yâni bir kilo et parası harcıyor, ya da günde bir paket sigara içen ayda 10 kg et parasını yakarak çöpe atıyor.
Oysa o kazandığı parada çocuğun ve ailesinin de hakkının olduğunu düşündüğümüz zaman, sigaranın maddi olarak ne kadar bir kayba sebep olduğu ortadadır.
Toplumumuza baktığımızda durum içler acısıdır. Toplumumuzun %30’unun sigara içtiğini kabul edersek, ne yazık ki 80 milyon insanın nereden baksanız 15 veya 20 milyonu rahatlıkla sigara içmektedir.
Ortalama 20 milyon paket sigara içildiğini kabul edersek, 20 milyon paket sigara, her sigaranın fiyatı 15 TL ise, toplamda ülkemizin günde 300 milyon TL’si sigara ile yakılıp dumana dönmektedir.
Yılda 100 milyar TL ile kurulan fabrikayı, 1000 kişiyi istihdam eden, 3000 kişininin geçimine sebep olan, bir katma değeri dumana dönüştürerek israf ediyoruz.
Diğer taraftan bu kadar duman, teneffüs ettiğimiz atmosferi kirletiyor. O atmosferde tüy bitmemiş yetimin hakkı var. Başkalarının hakkı olan ve teneffüs etmeye ihtiyacı olan temiz havayı kirleterek, hem kul hakkı yiyor ve hem de temiz havayı kirleterek israf ediyoruz. Bitkiler ve hayvanlar da işin başka bir yönüdür.
Ülke olarak, gelişmiş ülkeler gibi derhal psikolojik, psikiyatrik her ne çare varsa baş vurup, bunun önüne geçmemiz için gayret göstermemiz lazımdır.
Günlük hayatımızda sigara içenleri dışlayarak, sigara içmenin ikinci sınıf insan muamelesine maruz bırakacağı, okullarda, camilerde, toplantı alanlarında, tecrit edilerek, kapalı bölmelere koyulacağı (LPG araçların kapalı parklara alınmadığı gibi), iyi bir eğitim ile verilmelidir.
Aile hayatı ve okul eğitiminde konu anlatılarak, çocuklukta belleklere bunun zararları yerleştirmelidir.
İçenlere vereceği zararları, en azından sigara içenin kapkara, katranlı akciğeri ile sigara içmeyenin ter temiz akciğerini göstererek sigarayı özendirmek yerine sigaradan uzaklaştırmamız gerekir. Konu eğitim ile çözülebilecek bir konu olduğunu artık görmemiz gerekir. 03.11.2018
Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu
Ekleme
Tarihi: 04 Kasım 2018 - Pazar
İSRAF V (Sigaranın yol açtığı israf)
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.