KESİN DAVET 28
ÇEKİRDEĞİN ÖLÜMÜ
Demek çekirdeğin ölümü,
sümbülün hayatının başlangıcıdır;
hatta hayatın ta kendisi hükmünde olduğu için,
şu ölüm dahi hayat kadar mahlûk ve muntazamdır.
Yani bu hârika bir yaratılma ve bir düzen içinde meydana getirilmedir.
Hem hayat sahibi meyvelerin yahut hayvanların insan midesinde ölümleri,
insan hayatına çıkmalarına kaynak olduğundan,
o mevt, ölüm onların hayatından daha muntazam ve mahlûk, yaratılmadır denilir.
İnsanda 100 tirilyon hücre var,
her hücre çekirdeğinde bir DNA var,
bu kadar hücrelerin başlangıcı bir hücre ve bir DNA dır.
Bu öldükten sonra dirilmeye en önemli bir delil değil mi?
Bütün insanların DNA larının %98 den fazlası da birbirlerinin aynıdır. Farklı olan %1,2 den biraz fazlasıdır.
Bu farktan,
yaratılmış ve yaratılacak bu kadar farklı farklı,
birbirlerine siması,
kokusu,
rengi,
parmak izleri,
göz bebekleri benzemeyen insanların yaratılması,
öldükten sonra dirilmeye en büyük delil değil midir?
İşte, en basit hayat tabakası olan bitkiler hayatının ölümü böyle mahlûk,
yaratılma,
hikmetli ve intizamlı olsa,
hayat tabakasının en ulvîsi olan insan hayatının başına gelen mevt, ölüm,
elbette, yeraltına girmiş bir çekirdeğin hava âleminde bir ağaç olması gibi,
yeraltına giren bir insan da berzah âleminde elbette,
bir sonsuz hayat sümbülü verecektir. (6/8)
Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu
12.02.2020