KESİN DAVET 30
ÖLÜM İYİLİKTİR, LÜTUFDUR
Üçüncüsü: Hayat şartlarını ağırlaştıran birçok esbab yani sebepler vardır ki,
mesela ihtiyarlık gibi,
mevti, ölümü, hayatın pek fevkinde nimet olarak gösterir.
Meselâ, bize ıztırap veren pek ihtiyar olmuş peder ve validemizle yani baba ve annemiz ile beraber,
ceddin cedleri, yani dedelerimizin dedeleri sefalet-i halleriyle yani fakirlik ve yoksulluktan gelen sıkıntılı halleri ile bizim önümüzde şimdi bulunsaydı,
hayat ne kadar nikmet,
yani şiddetli bir ceza,
mevt ne kadar nimet, yani iyilik, lütuf olduğunu bilecektik.
Hem meselâ, güzel çiçeklerin âşıkları olan güzel sineklerin,
kışın şiddeti içinde hayatları ne kadar zahmet ve
ölümleri ne kadar rahmet olduğu anlaşılır.
Dördüncüsü: Uyku yani nevm,
nasıl ki bir rahat,
bir rahmet,
bir istirahattır-hususan musibet zedeler,
yaralılar,
hastalar için.
İsdırap veren bir hastanın acılarına şefkatimiz nasıl dayanamıyor ve
onun uyumasını özellikle isteriz.
Öyle de, nevmin yani uykunun büyük kardeşi olan mevt dahi,
musibet zedelere ve
intihara sevk eden belâlarla müptelâ olanlar için
ayn-ı nimet ve rahmettir.
Bir anne evladı için ne ister?
Elbette hayatını birlikte daha uzun süre geçirmek ister.
Ama evladının ölmesini ister mi?
Şüphesiz istemez.
Bakınız bugünlerde sosyal medyada gezen olay hepimizin dikkatini çekmiştir.
Evladı kanser olmuş, gözünün önünde vücudu parçalanmakta ve parçalar ayrılmaktadır.
Bu esnada evladının çektiği izdirabı ve maruz kaldığı olayı gören anne ne diyor biliyor musunuz?
Yarabbi artık oğlumun canını al, daha fazla çektirme!
Peki bu durumda olan birisi için bile nimet olan ölüm, şüphesiz bir var olmanın başlangıcıdır.
Amma ehl-i dalâlet,
Allah yolundan ayrılmış,
şaşkınlığa düşmüşler için,
müteaddit Sözlerde kat’î ispat edildiği gibi,
mevt dahi hayat gibi ceza içinde ceza,
azap içinde azaptır;
o bu bahisten hariçtir.” (6/8)
Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu
16.02.2020