Fehmi Demirbağ
Köşe Yazarı
Fehmi Demirbağ
 

KISACA İSTANBUL SÖZLEŞMESİ

3. md.siyle, eş yerine partner (kadın ve erkek türünden, homo ve lez tüm kişileri de kapsayan);  4. md.siyle, cinsel yönelim ve tercih adı altında homoseksüelliği de 3.cins olarak kabul eden;  9.md. siyle,homo ve lezlerin teşkilatlanmalarına fırsat veren ve devletin bu teşkilatları koruma ve geliştirmeyle ilgili, resmi ve sivil tüm kurumlarda teşvik ve koordinasyon görevi üstleneceği; 12.md.sine göre,aile içinde bulunan eş ve çocukların birbirleriyle ilişkilerinin ne olacağını belirleyen ayet ve hadislerden oluşan dini görevlerinin, kökünden kazınması gerektiği ve aynı md.nin 5. fıkrasıyla da, homoseksüellik duygu ve davranışlarına, dini ve ahlaki değerleri bahane edip karşı çıkılamayacağını;  13.md.siyle, devletin homo teşkilatlarına karşı toplumda oluşacak tepkileri önlemesini ve homoları korumasını;  14.md.siyle, tüm eğitim kurumlarında, cinsel yönelim ve tercihler adı altında, homo ve lezbiyenliğin de temel hak olduğu ve onlara saygı gösterilip, protesto edilemeyeceğinin müfredatla işleneceği; yine 16.md.yle, devletin homolara karşı gelişecek tepkileri önlemek için, her türlü tedbirlerin alınacağı; 36.md.siyle, erkeğin yatağına çağırıp ta gelmeyen eşine, “meleklerin lanet edeceği” hadisinin karşıtı olarak, eşini yatağına çağırmada onun rızası olmazsa, tecavüz sayılıp 15 yıl hapis yatacağı ve nihayet 48.md.siyle de, ayet ve hadislerle belirtilen “eşler arasında uzlaştırıcı,barıştıracı olma” emirlerini yok ermek için (yani Allahın ayetlerine ve rasulümüzün sünnetine savaş açıp), tartışarak araları bozulan eşlere (ana-baba ve çocukları dahil) kimsenin uzlaştırma, anlaştırma ve barıştırma işine girişemeyeceği (yanlış okumuyorsunuz, hiç kimse aralarını bulamayacak ve tartışma büyüyüp birbirini mahfedecekler, sonra da mahkemede soluğu alacaklar), bu uzlaştırmaların önünün kesilmesi için, devletin gerekli tedbirleri almasını emreden İstanbul Sözleşmesiyle, aile ve toplum hayatının tarumar edileceği bir aşamaya getirildi, milletimiz.    Aklı başında ve okumuş müminler dahil, dünyevi istikbal ve çıkarları uğruna bir evde, aynı parti içinde insanlar birbirlerinin ayağını kaydırma, tukaka etme, her türlü iftira ve dedikoduları yapma gibi, dinimizin yasakladığı şeyleri her zaman yapar oldular.      Kimseye güvenilmeyen ve kadın-erkek herkesin birbirine mesafeli durduğu bir atmosfer.     Sözde ve şekli bir kaç dindarlık örneklerinin dışında, batmış bir hayat!..    Demokratik eylem adı altında birbirlerini düşman ilan eden gurup ve partiler!..    İnsanların, bir kaç menfaat ortaklıkları dışında, yapayalnız kalmış ve canavarca saiklerle, etrafa saldırırcasına sürdürdükleri dünyevi bir hayat!..
Ekleme Tarihi: 27 Ocak 2020 - Pazartesi

KISACA İSTANBUL SÖZLEŞMESİ

3. md.siyle, eş yerine partner (kadın ve erkek türünden, homo ve lez tüm kişileri de kapsayan); 
4. md.siyle, cinsel yönelim ve tercih adı altında homoseksüelliği de 3.cins olarak kabul eden; 
9.md. siyle,homo ve lezlerin teşkilatlanmalarına fırsat veren ve devletin bu teşkilatları koruma ve geliştirmeyle ilgili, resmi ve sivil tüm kurumlarda teşvik ve koordinasyon görevi üstleneceği; 12.md.sine göre,aile içinde bulunan eş ve çocukların birbirleriyle ilişkilerinin ne olacağını belirleyen ayet ve hadislerden oluşan dini görevlerinin, kökünden kazınması gerektiği ve aynı md.nin 5. fıkrasıyla da, homoseksüellik duygu ve davranışlarına, dini ve ahlaki değerleri bahane edip karşı çıkılamayacağını; 
13.md.siyle, devletin homo teşkilatlarına karşı toplumda oluşacak tepkileri önlemesini ve homoları korumasını; 
14.md.siyle, tüm eğitim kurumlarında, cinsel yönelim ve tercihler adı altında, homo ve lezbiyenliğin de temel hak olduğu ve onlara saygı gösterilip, protesto edilemeyeceğinin müfredatla işleneceği; yine 16.md.yle, devletin homolara karşı gelişecek tepkileri önlemek için, her türlü tedbirlerin alınacağı; 36.md.siyle, erkeğin yatağına çağırıp ta gelmeyen eşine, “meleklerin lanet edeceği” hadisinin karşıtı olarak, eşini yatağına çağırmada onun rızası olmazsa, tecavüz sayılıp 15 yıl hapis yatacağı ve nihayet 48.md.siyle de, ayet ve hadislerle belirtilen “eşler arasında uzlaştırıcı,barıştıracı olma” emirlerini yok ermek için (yani Allahın ayetlerine ve rasulümüzün sünnetine savaş açıp), tartışarak araları bozulan eşlere (ana-baba ve çocukları dahil) kimsenin uzlaştırma, anlaştırma ve barıştırma işine girişemeyeceği (yanlış okumuyorsunuz, hiç kimse aralarını bulamayacak ve tartışma büyüyüp birbirini mahfedecekler, sonra da mahkemede soluğu alacaklar), bu uzlaştırmaların önünün kesilmesi için, devletin gerekli tedbirleri almasını emreden İstanbul Sözleşmesiyle, aile ve toplum hayatının tarumar edileceği bir aşamaya getirildi, milletimiz.
   Aklı başında ve okumuş müminler dahil, dünyevi istikbal ve çıkarları uğruna bir evde, aynı parti içinde insanlar birbirlerinin ayağını kaydırma, tukaka etme, her türlü iftira ve dedikoduları yapma gibi, dinimizin yasakladığı şeyleri her zaman yapar oldular.  
   Kimseye güvenilmeyen ve kadın-erkek herkesin birbirine mesafeli durduğu bir atmosfer. 
   Sözde ve şekli bir kaç dindarlık örneklerinin dışında, batmış bir hayat!..
   Demokratik eylem adı altında birbirlerini düşman ilan eden gurup ve partiler!..
   İnsanların, bir kaç menfaat ortaklıkları dışında, yapayalnız kalmış ve canavarca saiklerle, etrafa saldırırcasına sürdürdükleri dünyevi bir hayat!..

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.