Erol Aydın
Köşe Yazarı
Erol Aydın
 

KISALAN PANTOLONLAR SINIRLARI ZORLAMAYA DEVAM EDİYOR

Eskiden hayâ ve edep bir insanın en büyük fazileti olarak takdim edilirdi. Erkek olsun, kadın olsun her davranışının yanı sıra giyim-kuşamında da tesettüre dikkat edilirdi. İslam’ın çizmiş olduğu takva çerçevesinden taviz verilmez, aksi hareketler kınanarak, ayıplanırdı. Değişen ve dönüşen zamanla birlikte takva elbisesi yavaş yavaş ve kademeli olarak yırtılarak bugünlere ulaştık. Bu eylem sinsi bir şekilde sindire sindire masum gösterilerek tepkiler yumuşatıldı. Göre göre önce gözlerimiz, sonra beynimiz son olarak da kalbimiz bu durumu kanıksayarak alıştırıldık. 60’lı yılların başlarında sosyal bir deney için mini etek giyecek bir kız bulunamadı. Bu eylem için gazetelere ilan verilerek bir kişi zar-zor bulanarak deney gerçekleştirilmek istendi, olay karakolda son buldu. Bu kızımıza giydirilen mini etekle İstiklal caddesinde yürümesi istendi, daha birkaç adım atmış idi ki etrafında ki çember sürekli daralarak linç edilmek istendi. İstiklal caddesi gibi kozmopolit bir çevrede bile buna tahammül yok ise, Anadolu’nun muhafazakârlığını siz düşünün. İnsan günümüzle karşılaştırınca nereden nereye geldiğimize inanamıyor. Önceleri büyüklerimizin yatağa girerken bile giymeye hayâ ettikleri kıyafetlerle sokağa çıktılar. Baktılar ki çok fazla tepki yok, boylar daha da kısalarak kasıklara kadar ulaştı. İnsanlar yine alışınca artık iç çamaşırla aynı seviyeye gelerek zirveye ulaştılar. Eskiden kot pantolon giymek, hatları ortaya çıkardığı için yadırganırdı. Daha sonra kotları yırtıp, parçalayarak yeni akım başlattılar bunun ötesi olmaz diye düşünüyorduk. Fakat bu duruma rahmet okutacak yeni süreçlerle moda adı altında gençlerimizin soyulmasına devam edildiğini görmek tam bir faciadır. Bu çocuklar bizim, dolayısı ile bunların aileleri, yakınları ve çevreleri bu konuda niçin bu kadar duyarsız bunu anlamakta gerçekten mümkün değildir. Eleştiriler karşısında ailelerin tek savunması ” laf dinletemiyoruz!” olmaktadır. Sen bu yaşına kadar gerekli eğitimi vermezsen bundan sonra geçmiş olsun demekten başak yapacak bir şey yoktur. Sonuç olarak; küreselleşme bizim dışımızdaki bütün toplumları da olumsuz etkileyerek yozlaştırmıştır. Bu aşınma yerel ve geleneksel değerleri yok ederek sosyal dengeleri bozmuştur. Bir toplumu bozmanın en temel yöntemi, inanç ve töresini zaafa uğratmaktır. Bunu küresel emperyalizmin popüler kültürü ile yok ettiğinizde geriye hiçbir şey kalmayacaktır. Nefsin hoşuna gidecek ve tamamen tüketim toplumu oluşturmayı amaçlayan yenidünya düzeni emeline ulaşmış gözüküyor. İlerde bizi ne tür tehlikelerin beklediğini şimdiden kestirmek de mümkün değildir! Esenlik dileklerimle, Erol Aydın
Ekleme Tarihi: 29 Ağustos 2019 - Perşembe

KISALAN PANTOLONLAR SINIRLARI ZORLAMAYA DEVAM EDİYOR

Eskiden hayâ ve edep bir insanın en büyük fazileti olarak takdim edilirdi. Erkek olsun, kadın olsun her davranışının yanı sıra giyim-kuşamında da tesettüre dikkat edilirdi. İslam’ın çizmiş olduğu takva çerçevesinden taviz verilmez, aksi hareketler kınanarak, ayıplanırdı.

Değişen ve dönüşen zamanla birlikte takva elbisesi yavaş yavaş ve kademeli olarak yırtılarak bugünlere ulaştık. Bu eylem sinsi bir şekilde sindire sindire masum gösterilerek tepkiler yumuşatıldı. Göre göre önce gözlerimiz, sonra beynimiz son olarak da kalbimiz bu durumu kanıksayarak alıştırıldık.

60’lı yılların başlarında sosyal bir deney için mini etek giyecek bir kız bulunamadı. Bu eylem için gazetelere ilan verilerek bir kişi zar-zor bulanarak deney gerçekleştirilmek istendi, olay karakolda son buldu. Bu kızımıza giydirilen mini etekle İstiklal caddesinde yürümesi istendi, daha birkaç adım atmış idi ki etrafında ki çember sürekli daralarak linç edilmek istendi. İstiklal caddesi gibi kozmopolit bir çevrede bile buna tahammül yok ise, Anadolu’nun muhafazakârlığını siz düşünün. İnsan günümüzle karşılaştırınca nereden nereye geldiğimize inanamıyor.

Önceleri büyüklerimizin yatağa girerken bile giymeye hayâ ettikleri kıyafetlerle sokağa çıktılar. Baktılar ki çok fazla tepki yok, boylar daha da kısalarak kasıklara kadar ulaştı. İnsanlar yine alışınca artık iç çamaşırla aynı seviyeye gelerek zirveye ulaştılar.

Eskiden kot pantolon giymek, hatları ortaya çıkardığı için yadırganırdı. Daha sonra kotları yırtıp, parçalayarak yeni akım başlattılar bunun ötesi olmaz diye düşünüyorduk. Fakat bu duruma rahmet okutacak yeni süreçlerle moda adı altında gençlerimizin soyulmasına devam edildiğini görmek tam bir faciadır.

Bu çocuklar bizim, dolayısı ile bunların aileleri, yakınları ve çevreleri bu konuda niçin bu kadar duyarsız bunu anlamakta gerçekten mümkün değildir. Eleştiriler karşısında ailelerin tek savunması ” laf dinletemiyoruz!” olmaktadır. Sen bu yaşına kadar gerekli eğitimi vermezsen bundan sonra geçmiş olsun demekten başak yapacak bir şey yoktur.

Sonuç olarak; küreselleşme bizim dışımızdaki bütün toplumları da olumsuz etkileyerek yozlaştırmıştır. Bu aşınma yerel ve geleneksel değerleri yok ederek sosyal dengeleri bozmuştur. Bir toplumu bozmanın en temel yöntemi, inanç ve töresini zaafa uğratmaktır. Bunu küresel emperyalizmin popüler kültürü ile yok ettiğinizde geriye hiçbir şey kalmayacaktır. Nefsin hoşuna gidecek ve tamamen tüketim toplumu oluşturmayı amaçlayan yenidünya düzeni emeline ulaşmış gözüküyor. İlerde bizi ne tür tehlikelerin beklediğini şimdiden kestirmek de mümkün değildir!

Esenlik dileklerimle,

Erol Aydın

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.