Amerika'da düzenlenen Birleşmiş Milletler genel kurulu diğer oturumlardan ziyade biraz daha sert geçti. Öyle ki Amerika'nın İran'ı tehdit etmesi ve İran'ın ise aynı sertlikte cevap vermesi bu duruma birer örnek gösterilebilir.
Her şeyden öte Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın vereceği mesajlarda o denli önemli idi.
Sayın Erdoğan'ın Arakan'dan Filistin'e kadar olan sorunları derinlemesine BM kürsüsünden dünya liderlerine seslenişi takdire şayan idi. Filistin ve İsrail konusuna sıra gelince, İsrail'in doymak bilmez tavırlarına dikkat çekmesi ve dünya liderlerini İsrail konusunda uyarması muhteşemdi. Filistin sorunu küçümsenecek hatta geri plana atılacak bir durum tabi ki değildir. Filistin aslına bakarsanız hangi dinden, hangi milleten olunursa olunsun bir insanlık sorunudur. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'ında bu konuda ki düşüncelerini alkışlamamak elde değil. Ancak...
Filistin konusunda derinlemesine analiz edilirken ve de Kudüs ince çizgimizdir denilirken, Kudüs'ü ikiye bölüp Doğu Kudüs Filistin'in başkentidir demesi maalesef bütün konuşmayı bertaraf etmiştir. Öyle ki Kudüs İslam alemi için asla vazgeçilmezdir. Kudüs asla ve asla ikiye doğu-batı gibi bölgelere bölünemez. Eğer İsrail'i eleştirip Kudüs'ü iki ana gruba ayırıp Doğu Kudüs Filistin'in başkenti dersek o zaman İsrail'in de meşruluğunu kabul etmiş oluruz.
Sayın Recep Tayyip Erdoğan BM kürsüsünden konuşurken İsrail'in 1947'den günümüze kadar nasıl büyüdüğünü ele aması tabi ki önemlidir. Hatta ve hatta serzenişte bulunup sert çıkması devlet adamlığının ve Türkiye'nin duruşunu göstermesi ise çok daha önemlidir.
Kudüs İslam dünyası için önemlidir. Asla ve asla doğu batı diye ikiye ayrılamaz. Kudüs bir bütündür ve KUDÜS FİLİSTİN'İN BAŞKENTİDİR.
Selam ve dua ile...