Kutsal kavramı, uğrunda her şeyin feda edileceği ulvi bir mefkûredir. Mukaddesat olarak kabul edilen iman ve inanç noktasında sahip olduğumuz tüm değerleri kapsamaktadır. Kutsallığı günlük hayatta gelişigüzel kullanmak doğru değildir.
Günümüzde bazı insanlar, tatil ve izin günlerini kutsal olarak ilan etmektedirler. Bunu sosyal medya paylaşımlarında çilingir sofrası ile destekleyerek paylaşmaktadırlar. Kutsallık ve içki asla bir araya gelmemesi gereken unsurlardır. Üstelik bunu alaycı bir üslupla sunmaları kabul edilebilir değildir. “Bütün kötülüklerin anası” olarak kabul edilen içkinin bu şekilde masum ve makul gösterilmesi çok acıdır.
İslam’ın kesin haram ve yasak kabul ettiği bir eylemin gizli kalması gerekir iken ifşa edilmesi manidardır. Farkında olmadan bilinçaltına mesaj verilerek model oluşturmak büyük vebaldir. Kötülüklere aracı olmak ve yayılmasını sağlamak eylemin kendisinden daha vahim bir hatadır.
İlginç olan ise, bu paylaşımlara birçok insanın “afiyet olsun, yarasın” diyerek destek vermiş olmasıdır. Arada biri çıkıp yapılan işin günah olduğunu söylediğinde ise müstehzi bir yaklaşımla dalga geçilmektedir. Yapılan savunma ise meseleyi hafife alarak “Cuma namazına giderek günahlarımı sıfırlıyorum” şeklinde olmaktadır. Her şeyi ile fecaat olan bu cümlenin neresini düzelteceksiniz. Cümleyi inanç boyutu ile tahlil ettiğimizde durum şöyledir;
Müslümanlığın sadece Cuma namazına indirgenmiş olması,
Günah işleme özgürlüğünün olması,
Hristiyanlıkta bulunan günah çıkartmaya gönderme yapılması,
Günah ve sevabın pazarlık konusu yapılması,
Ahiretin varlığının sorgulanıyor olması.
Eskiden büyüklerin yanında sigara içilmesi bile büyük saygısızlık sayılırdı. Duruma göre sigara avuç içine saklanır veya yere atılarak yok edilirdi. Bu büyük bir saygının ötesinde edep ve adap ile zirveye çıkan adabı muaşeretin göstergesiydi.
Günümüzde sigarayı geçtik; ailece içki sofralarının kuruluyor olması geldiğimiz noktanın vahametini ortaya koymaktadır. Başka bir paylaşımda çocuk, babası için şu şekilde yorum yazmış; “rakısı biten çocuklarına rakı alan kral baba” sözün bittiği yerdeyiz. Bu cümleyi tahlil etmeye gerek olduğunu düşünmüyor, analizi sizlere bırakıyorum. Herkes kendi meşrebi, dünya görüşü ve inandıkları değerler çerçevesinde katkı sunabilir.
Sonuç olarak; bu tür olumsuzluklar belki eskiden de mevcuttu. Fakat gün yüzüne çıkacak mecra bulamadığı için gizli kalıyordu. Kutsal değerlerimiz ile içkinin birlikte aynı cümle içerisinde zikrediliyor olması bile sıkıntılı bir durumken, bu durumun hafife alınması faciadır. Kutsal günlerde yok olmamak adına meseleyi hafife almadan kendimize çekidüzen vermemiz elzemdir.
Esenlik dileklerimle,
Erol Aydın