24 Temmuz, Lozan antlaşmasının 96. yıldönümü. Bu zamana kadar Lozan anlaşması ile ilgili çeşitli tartışmalar olmuş ve o kadar da ileri gidip Lozan'ın gizi maddeleri de var olduğu iddia edlmiştir. Öyle ki mesela Lozan antlaşması 100. yılında son bulacak ve Lozan antlaşmasının maddeleri hükümlülüğünü kaybedecek. Aslına bakarsanız tabi ki böyle bir durum yok...
Aslında bizim konumuz Lozan'ın Türkiye açısından zafer mi yoksa hezimet mi olduğu? Bu konuda bile halk olarak ikiye ayrılmış durumdayız. Bir taraf Lozan'ın zafer diğer taraf ise Lozan'ın hezimet olduğunu iddia ediyorlar.
Öncelikle şu başlıklara bir göz atalım...
Osmanlı Ordusu Çanakkale'de bir destan yazmış düşmanı Çanakkale'den içeriye sokmamış ve büyük bir zafer elde etmiştir. Belki birinci dünya harbinde Almanlar ile beraber hareket etmemizin neticesinin Almanları yenilmesi ile bizimde yenik sayıldık. Ancak Çanakkale'de verien mücadele dünyada eş benzeri görülmemiş bir vatan savunmasıdır.
Birinci dünya harbinden Lozan antlamaşına kadar geçen süreçte ittifak devletleri Osmanlı üzerinde hakimiyetlerini kurmak istemişlerdir. Bunun neticesinde Türk heyeti Lozan'da masaya oturtulmaya mecbur bırakıldı. Lozan antlaşması, 24 Temmuz 1923 tarihinde İsviçre’nin Lozan şehrinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi temsilcileriyle Birleşik Krallık, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Portekiz, Belçika ve Yugoslavya temsilcileri tarafından, Leman gölü kıyısındaki Beau-Rivage Palace’ta imzalanmıştır.
Lozan'a giderken Türk heyetinin yanında Osmanlı’nın yıkılmasının en önemli aktörlerinden biri olan yahudi din adamı siyonist Haim Nahum'un ne işi vardı? Ya da Haim Nahum Lozan'a neden Türk heyeti ile beraber gitmiştir? Ve bu yahudi din adamının Lozan antlaşmasında etkileri olmuş mudur?
Haim Naum'un Lozan’da İsmet İnönü'nün gözde müşaviri oluvermesi, Lozan heyetinde bulunan Dr. Rıza Nur'un dikkatini çeker. Rıza Nur hatıralarında, bu "emrivâki"den şöyle bahseder: "Bir müddettir İstanbul eski Hahambaşı Haim Naum, Lozan'da kaldığımız otelde görülmeğe başladı. Baktım İsmet'le görüşüyor. Ne yapmış, kimi vasıta yapmış bilmem. İsmet'e yanaşmış. Yaman Yahudi! Artık İsmet'ten ayrılmıyor. İsmet'in koltuğuna giriyor, belinden yakalıyor; o da onun... İsmet'e dedim ki: 'Bu Yahudi de başımıza nereden çıktı? Senin böyle bir Yahudi ile lâubali görüşmen haysiyetini ve Türk milletinin, heyetinin haysiyetini kırar. Bu kadar yüz verme!' İsmet, bana kızdı... İsmet'e tekrar dedim: 'Bu bir Yahudidir. Âdî adamdır. Bunun kim bilir ne fenâ işleri vardır? Bundan bir hayır bekleme!..' (Dr. Rıza Nur, Hayat ve Hatıratım, c. 3, s.1049)
Haim Nahum'un Lozan'da hilafetin kaldırılması için verdiği mücadeleyi sanırım herkes bilir. Bir yahudinin derdi neden İslam aleminin başını koparmak ister hiç düşündünüz mü? Çünkü Türkler başsız kalırsa Filistin'de İsrail devletini kurmak daha rahat olacaktır da ondan.
Şimdi de Lozan'da İsmet İnönü'ün yanında yer alan Haim Nahum doktirinine bir göz atalım.
Yılardır bu ülkede Haim Nahum doktirini anlatmaya ve Türkiye’yi bekleyen tehlikeler konusunda halkı uyarmaya çalışan Necmettin Erbakan Hoca “Haim Nahum Doktrini” olarak da bilinen düşünceler kendi yandaşlarına şöyle sunuldu:
- Türkiye’yi dininden uzaklaştıracaksınız.
- Borca esir edeceksiniz.
- İnsanları aç bırakacaksınız.
- İşsiz bırakacaksınız.
- Irk, tarikat, mezhep, siyasi görüş ayrılıkları oluşturup tahrik edecek ve Türkiye’yi böleceksiniz.
- Böldüğünüz parçaları birbiriyle çarpıştıracaksınız.
- Parçalanmış, yumuşatılmış lokmaları Siyonizmin emrine vereceksiniz.
Haim Nahum doktirine baktığımız zaman siyonizmin planlarının nasıl işlediğini çok iyi görürüz.
Lozan'ın diğer yönü ise Lozan Antlaşması'nda biz nereleri verdik? Savaş kazanan Türk Milleti masa başında nereleri gözden çıkardı?
- Musul, Kerkük ve Süleymaniye gözden çıkarıldı.
- Suriye sınırı Fransa kontrolüne geçti.
- Yunanistan'dan tazminat almaktan vazgeçtik. Bati Trakya Yunanistan'a verildi.
- Mısır, Sudan ve Libya üzerinde ki bütün haklardan vazgeçildi.
- Oniki ada İtalya'ya bırakıldı. Ege Denizi'nde Bozcaada ve İmroz Türkiye'ye verildi.
- Çanakkale Boğazı'nda, Marmara Denizi'nde ve Karadeniz Boğazı'nda, denizden ve havadan, barış zamanında olduğu gibi savaş zamanında da, geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) serbestliği ilkesini kabul ve ilan etmekte görüş birliğine varıldı. (Madde 1-6) Türkiye bu maddeyle kıyıdan neredeyse 10 km alana asker sokmamaya söz verdi.
Şimde soru şu; Siyonist din adamını olan Haim Nahum'u Lozan'da söz sahibi yapmak, Haim Nahum doktirine ve Lozan'da verilen yerlere bakınca Lozan Türk Milleti için zafer mi hezimet mi siz karar verin
Selam ve dua ile...